Yeni

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yeni Yeni'den


+2
dilan-cagri
sevgi sihirbazı
6 posters

    basında çıkan haberler

    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:39 pm

    İnsanlar Gaffur delisi olmuş
    Sinem VURAL


    Avrupa Yakası'nın psikopat Gaffur'u Peker Açıkalın, "İnsanlar Gaffur delisi olmuş. Taksim'e indiğim zaman şaşırır bir halde buluyorum kendimi" diyor.


    Zirvede oksijen azdır

    Avrupa Yakası’nın psikopat Gaffur’u Peker Açıkalın’ı çekimleri halen devam eden Maskeli Beşler Irak ve Amerikalılar Karadeniz’de filmlerinin karmaşasında yakaladık. Abartılmış komedi oyunculuklarından sıkıldığını dile getiren oyuncu, "Zirvede oksijen azdır. Orada olmak daha çok göz önünde olmayı gerektiriyor." diyor.

    Peker Açıkalın’ın televizyon serüveni ne zaman başladı?

    - Kim Bunlar ile başladı ama tiyatro serüvenim çok daha öncesine dayanıyor. İlk özel televizyon kanalı olarak TRT 2 kabul ediliyordu o zamanlar. Farklı mizah anlayışını topluma kabul ettirdiğimiz ilginç, bıçak sırtı bir dönemdi. Kolay Para, O Şimdi Mahkûm, Hababam Sınıfı serisi, Maskeli Beşler, Ekmek Teknesi, Çiçek Taksi gibi birçok önemli yapımda oynadım. Şimdiyse fazlasıyla popülarite kazanmış bir karakteri canlandırıyorum; Gaffur. İki sinema filminin daha çekimlerinde bulunuyorum şu an... Yoğun tempoya devam.

    Oynadığınız rollerdeki ’delilik’ oranı çok fazla... Bu roller üzerinize yapışıyor olabilir mi?

    - Hayır bence delilik sadece Gaffur’da var. Mesela Hababam Sınıfı’ndaki seriye başlamadan önce ’Psiko’ karakteri yoktu. Dedim ki öyle bir karakter yaratalım ki yeni olsun ama kabul görsün. 16 yıldır okul yatakhanesinde kalan, içine kapanık Psiko’yu yaratmış olduk. Psiko da, Hababam Sınıfı içerisinde çok ayrıcalıklı bir yere oturdu. Rekabetçi olmaktan fazla hoşlanmıyorum ama bir maç oynanacaksa rekabet vardır. Rekabetin sonucu kazanmayı gerektirir. Kazanmayan da savaşamaz. Bu sinema, televizyon ve tiyatro için de aynıdır. Uzun yıllar bu alanlarda hakkıyla bulunmak istiyorum. İki tane kız çocuğunu büyüten, gayet evcil, yıllardır medyadan uzak yaşamaya çalışan, özel yaşantısına özen gösteren, kendini ortalığa atmamış bir insanım. Bu çizgiyi çok iyi tutturmak lazım. Öbür türlü insanlar Gaffur’u sever ama Peker’i sevmez.

    n Canlandırdığınız karakterleri özellikle de Gaffur’u kendinize benzettiğiniz oluyor mu? Seyircinin ilgisine bakılırsa Gaffur için yaratılmışsınız...

    - Gaffur diye birini tanımam, hiç de düşünmedim. Gülse Birsel yazmasaydı daha da tanımazdım. Gerçekten de çok sınırda bir karakterdi Gaffur. Ekibin kemikleşmiş bir kadrosu ve seyircisi var zaten. Bizim, ekipten çıkan kadro yerine dahil olmamız belirli bir heyecan yarattı izleyicide. Seyircinin kafasındaki yeni ekibe dair soru işaretlerini aşmaktı ilk etaptaki hedefimiz. Onu aştık. Gaffur da televizyon dizisi normlarında gidebildiği kadar gidebilecek nihayetinde. Ama yakalanan enerji çok güzel. Popülarite gelip geçici bir durumdur. Önemli olan, uzun vadede düşünülen ve uzun yıların arka planı olan prensiplerimle seyircilerle olan bağı güçlendirmekti. Ben de elimden geleni yapıyorum. Ben yarattığım tipleri çok benimsiyorum. Kendi kendime onlarla konuşup, onları yaşatıyorum ve onları icraat sırasında o kadar üstüme giyip, o kadar net biçimde yansıtma samimiyetine ve tecrübesine hazırım ki zaten seyirci ile aramdaki özel bağlantı bu.

    Teklif edilen rollerde aradığınız bir kriter var mı?

    - Senaryonun kaliteli olması gerekiyor. ’Senaryo çekildiği zaman nasıl olacak?’ sorusu önemli burada. Sinema filminde oynamak ya da üç buçuk senedir var olan bir projeye sonradan dahil olmak yürek isteyen bir şey. Senaryosu, oyuncu kadrosu, teknik ekibiyle tam bir ekip işi.

    AMATÖR BİR RUHLA SEYİRCİYE OYNUYORUM

    İnternette hakkınızda yapılan yorumların çoğu olumlu...

    - Özel hayatımı daima ’özel’ tuttuğumdan dolayı insanlara kendi kişilik özelliklerimi göstermedim. Ben sanatçıyım, hiçbir zaman yaptığım işlerde medyayla birlikte yürümedim, sansasyonel olaylarda bulunmadım. Gayet profesyonelce kendi içimde, amatör bir ruhla seyirciye oynuyorum. Herkes benim Gaffur gibi bir karakter olmadığımı biliyor, başarı da bunun altında gizlidir. Ekmek Teknesi’nde Cengiz ayrı bir karakterdi, dramatik kurgusu olan sinema filmlerindeki karakterler apayrı. Peker de kendi içinde fırtınalar yaşayan ayrı bir insan.

    n Maskeli Beşler Irak filminin çekimleri de devam ediyor. Filmde canlandırdığınız Bahattin nispeten aklı başında bir karakter. Siz filmi ve sinemanın içerisinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

    - Maskeli Beşler seri olarak düşünülen bir filmdi. Aldığımız tepkiler serinin devam filmlerinin çekilmesi yönündeydi. Bahattin, gayet aklı başında, tansiyon paranoyası olan bir karakter ve delilik dersen bence pek yok. Sinemada Maskeli Beşler’i yapmaktan dolayı mutluyum ama sinema adına yorum yapmam gerekirse artık daha iyi işler çıkarılması gerektiğine ve Türkiye’nin bir geçiş noktasında olduğuna inanıyorum. Seyirciyi gişeye çekmek için artık iyi yapımcıların, iyi yönetmenlerin, iyi senaristlerin konuya el atması gerekiyor. Cem Yılmaz’ın Hokkabaz’ı gayet eli yüzü düzgün, başarılı bir filmdir bence. Artık sulu komedi yapmanın da gereği yok.

    n Aynı kadrolarla birkaç film çekilmesi sadece gişe stratejisi midir? Çünkü insanlar aynı ekibi birkaç filmde görüyorlar bir sezonda.

    - Ve o insanlar o filme yoğun ilgi gösteriyorlar. Talep varken, aynı kadro ile devam etmemek nankörlük olur. Biz yapalım, insanlar seyretsin. Bunu tartışmak, yeni yapılan bir filmi olumlu-olumsuz eleştirmek yersiz. Mühim olan yapabilmek. Türkiye’de insanlar genellikle olumsuz eleştiriyor. Bu rekabet ortamının Türk toplumuna ne kadar faydası vardır ya da yoktur bunu herkesin şapkasını önüne koyup bir düşünmesi gerekiyor.

    n Yaptığınız işler sizi önemli bir noktaya taşıdı ve bu konuda yıldız addedebiliyoruz sizi...

    - Önemli olan çok güzel ve büyük bir yıldız olarak uzun süre gökyüzünde parlamaktır. Sokakta aldığın tepkilerle belki bunu yaşayabilirsin. Bugün Kadıköy’de, ışıklarda, bir amcamız torununu cama çıkardı ve ben hem torununu hem de amcamızı öptüm. Çok beğendiklerini söylediler. Mesela reyting olaylarından anlamam. Kime göre neye göre belirlenir? Ama esas aldığım tepkiler dışarıda. Ve böyle güzel tepkiler gelince motivasyonunuz artıyor.

    n Zirvede olmak istemediğinizi vurguluyorsunuz hep. Zirvede olmak kötü bir şey mi?

    - Yıllardır söylüyorum, yine söyleyeceğim; zirvede oksijen azdır! Halk ve medya zaten iyi yapılan işi takdir ediyor ve gereken saygıyı gösteriyor. Zirvede olmak daha çok göz önünde olmayı gerektiriyor. Saygınlık ve içtenlikle işlerimi yapıyorum.

    Peker de Karadeniz’de

    Ocak 2007’de gösterime girmesi planlanan Amerikalılar Karadeniz’de filminde Peker Açıkalın, Ercüment isimli tipik bir Karadeniz vatandaşını canlandırıyor. Yönetmenliğini Kartal Tibet’in üstlendiği filmin başrollerini Açıkalın; Metin Akpınar, Kadir Çöpdemir, Kıvanç Tatlıtuğ ve Melis Birkan ile paylaşıyor.

    KIZLARIMI ÖPE ÖPE BÜYÜTÜYORUM

    n Magazin basınından niye bu kadar uzaksınız?

    - İnsanlar kamera arkasının hep lay lay lom olduğunu düşünüyorlar. Böyle yaşayanların yanında orta halli ve huzurlu yaşayanlar da var. Bu anlamda Türk toplumunun duyarlılığına ve seçiciliğine güveniyorum. Medya insanı rezil de der vezir de. Kendimi uzak tutmaya çalışıyorum.

    n Niran Ünsal ile kızınız Şeker yüzünden bir ara medyanın takip ettiği isimlerdendiniz. Sorunları çözdünüz sanırım...

    - Bazı kimselerin iyi araştırma yapmadan yarattıkları bir konudur bu. O kişilerin kendilerini affettirmesi için onlara izin verdim ve onlar da olayın medyaya yansıdığı gibi olmadığını göstermeme yardımcı oldular. Şeker okula başladı. Hem annesiyle hem babasıyla beraber. Yedi aylık bir de Perim Yakut isminde bir kızım var. İki kızımı da öpe öpe, koklaya koklaya büyütüyorum. Allah’ıma şükrediyorum. Hayatımda hep iki tane kızım olsun istemişimdir. Onların motivasyonuyla hayatta nefes alıp vermenin ne kadar değerli olduğunun bilincindeyim. Rahmetli babam bana ’Bir insan ancak baba olduğu zaman anlayabilir, çocuğun olduğunda anlayacaksın’ derdi.

    n Başarılı olmanızda çocuklarınızın da katkısı çok büyük o zaman...

    - İnsanın çocukları, başarılı olmak için en büyük motivasyonu sağlıyor. İyi bir aile babası olarak geçmişini unutmadan, geleceğine de emin adımlarla ilerlemek her insanın idealidir
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:39 pm

    AVRUPALI GÜLSE IMZASINI ASYADA ATTI.
    ATV nin sevilen dizisi "Avrupa Yakasi" nin senarist ve oyuncusu baþarýlarýyla gönüllerde taht kuran Gülse Birsel 28 baski yapan "Hala Ciddiyim" kitabi için düzenlenen imza gününde sevenleri ile bulustu.
    Erenköy Bagdat Caddesi D&R da ki imza gününde kitaplarini imzalatmak için olduðu kadar sanatçiyi yakindan görmek isteyen merakli kitlesi arasinda isme yazili imzalanan kitaplarýna kavusanlar, mutlaka sanatçiyla beraber fotograf çektirmeyi de ihmal etmediler.
    Hafta sonu olmasi nedeniyle genç hayranlarýn büyük ilgi gösterdikleri imza gününde Gülse Birsel'in senaryosunu yazip oynadigi ve konusu Istanbul'un Avrupa yakasinda Nisantasin da geçen "Avrupa Yakasi" dizinden sonra Asya yakasi için bir proje olup olmadigi ise merak konusu oldu!
    Fýstýk yeþili kadife ceketi, bol yakali kazagi ile þýklýk ve zarafet örnegi veren sanatçidan imza almak için D&R dan Bagdat Caddesine tasan kalabalik arasinda, çocugu ile beraber fotograf çektirmek isteyen sabirsiz annelere de rastlandi. Gülse Birsel' kitabini, Sihirlitur okuyuculari adina da imzaladi.
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:39 pm

    PEKER AÇIKALIN, ‘GAFFUR’A MESAFELİ

    H.SALİH ZENGİN
    Avrupa Yakası dizisinde ‘Gaffur’ tiplemesiyle adeta ‘döktüren’ Peker Açıkalın, içini bize döktü. Çubuklu pijaması, atleti ve terliğiyle geniş bir hayran kitlesi edinen Gaffur tipinin üzerine yapışmasını istemediğini kaydeden ünlü oyuncu, Gaffur’la ‘ölümüne kanka’ olamayacağının altını çiziyor.
    Açıkalın, ayrıca konuk olarak katıldığı her canlı yayında ‘çakkıdı’ müziğinin çalınmasından ve Gaffur gibi davranmasını isteyenlerden de rahatsız. Açıkalın “Gaffur hiçbir şeydir ve hiçbir şey tehlikelidir.” diyor. Bu durumda Gaffur’a şunu sorma hakkı doğuyor: ‘Niye böyle davranıyorsun? Beni beğenmiyor musun?’


    Peker Açıkalın 27 yıldır tiyatronun içinde ama Avrupa Yakası’ndaki çubuklu pijamalı, atletli-terlikli Gaffur tiplemesiyle üzerinde çok konuşulan birisi oldu. Sürekli bununla anılıyor olmak bıkkınlık getirmiyor mu?

    Yapılan işlerde hep yeteneğimi açığa çıkarıp başarıya ulaşmaya çalıştım. Popüler olan son tipleme de bunlardan biri. Sadece popüler ve medyatik olup olmamak, medyayla birlikte yürümek ya da sanatçı kişiliğinle dengede tutmak söz konusuyla bu sadece kişinin prensipleri ve dünya görüşüyle bağlantılı... Hiçbir zaman yaptığım bir tiplemenin bana yapışmasını istemem ve benim onunla uzun süre kol kola yürümemin bir sınırı var. Bu sınırı kendim çekiyorum.

    Ekmek Teknesi’nde halkın yaşantısına uygun olduğu için oynadığınızı, Amerikan formatlı sitcomları beğenmediğinizi söylüyordunuz. Oysa şimdi Avrupa Yakası’nda seyircisini snop bulduğunuz bir dizidesiniz?

    Böyle bir ayırım seyirci kitlesi ve medya unsurlarınca yapılıyor. Burada önemli olan sanatçının kendi yeteneğini halka yansıtıp bunun zeminini de kendinin belirlemesi. Gaffur tiplemesi burada öyle bir denge unsuru gibi oldu. A plus bir dizi formatı Türk toplumu tarafından kabul gördü. İkisinin de özünde insan ve Türk ailesi var. Sokakta yürürken ‘Eskiden biz Avrupa Yakası’nı seyretmiyorduk; ama şimdi siz girdiniz diye seyrediyoruz’ diye yorumlar alıyorum. Ama Gaffur’u ön plana alarak, bunu bir internet ve medya rüzgarıyla sürdürerek devam etmeyi bir sanatçı olarak düşünmüyorum. Bu işi magazinden uzak tutmaya çalışıyorum, bugün var yarın yoktur bunlar. Ama Peker Açıkalın hep var. Menajerle ve popüler kültürle hareket etmiyorum. Bağımsız sanatçıyım, bu lüks bana ait. Hayatımda sinemadan aldığım tek ödül, “Kolay Para” isimli filmdendir. Ve o filmde zatürre oldum. Maymun iştahlıysanız her gün magazin ve paparazzi programlarında görünebilirsiniz.


    İnsanlar eziklik psikolojileri nedeniyle mi Gaffur’a sarılıyor? Gaffur’un psikopatlığıı Beyaz Türkler’in kalesine atılan bir gol mü?

    Pijama, terlik ve atletten başka hayatta hiçbir şeyi olmaması nedeniyle seviliyor olabilir. En fazla 100 kelime ile hayatını devam ettiriyor. Gaffur 7 milyar insandan birisi ve hasbelkader Nişantaşı’nda olan bir kapıcının oğlu. Gaffur’un kişilik özellikleri, hiçbir zaman sınıfsal ayrılıkları gözetecek durumda değil. Çünkü o çok akıllı da, deli de, içine kapanık da, oyun da oynuyor olabilir. Analiz edilecek bir tip değilmiş gibi de geliyor, aramızda böyle insanlar var çünkü. Gaffur fenomen olacaksa bunun eli bıçaklı şekilde değil, spor ya da başka hobiyle olması lazım. Çünkü insanlar Gaffur’u gerçekten bağrına bastı. Sokaktaki insanın yorumu en net ve doğru yorumdur, oranın samimiyetine güveniyorum; parametrelerin ve rant çarklarının düzlemine değil...

    Bağrına basarken bıçak saplanabilir ama...

    Nereden malum, belki hakikaten helva ve peynir keserken elinde kaldı. (Gülüşmeler) Ben de peynir, helva kesip yiyorum evde yani.

    Bir Türk klasiğidir ya. Yarın bir gün kapıcılar Gaffur’a tepki gösterirlerse ne olacak?

    En çok onoreyi kapıcılardan alıyorum. (Gülüyor) İlk kez kapıcılar bu kadar ön plana çıktı Gaffur’la. Negatif bir eleştiri almadım. Kapıcı dediğiniz insan sabah ekmeğinizi kapınıza getiriyorsa o da sizin ailenizden sayılır. Eline bıçak alıp pijamayla dolaşan herkes kapıcı değil., öyle bir sürü tip var. Ayrıca Gaffur, kapıcının oğlu. Hiçbir şey... Ve hiçbir şey tehlikelidir.

    Burhan Altıntop (Engin Günaydın), Beyaz Türk olmak için yukarı tırmanmaya çalışırken; onu alttan Gaffur çekiştirip duruyor. ‘Ölümüne kanka’lık bu tür bir yakınlaşmanın, sosyal uyumun ifadesi mi?

    Herkesin ortak özelliği bence herkesin yalnız oluşu... Dizide bu yalnızlığa ve kültürel yapıya uyan o ve ben varız. İkisi de Anadolu kökenli olduğu için bunun kompleksini yaşıyor. Bu çizgiyi naif bir şekilde yansıttığımız için mutluyuz. İkisi de kendini birbirinden cin zannediyor.

    Siz Beyaz Türk müsünüz peki?


    Evet Beyaz Türk’üm. Baba İstanbul doğumlu bir Üsküplü, anne tarafım Selanikli. Ama ben beyaz-koyu Türk gibi ayrımlara karşıyım. Varoluşumun nedeni, insanı insanla yansıtmak.

    Bir de dışarıdan çok sert ve melankolik biri gibi görünüyorsunuz?

    Yoo, ben fazlasıyla aktif, neşeli, pozitif ve sosyal biriyim. Beynimin yansıttığı yüzü yansıtmayıp ne yapacağım? Ciddi bir insanım ve sosyal yaşamda da böyle olmayacağım anlamına gelmez. Ciddiyken göbek atan bir insan değilim. (Gülüyor)

    Pijama, terlik ya da atlet firmasından hiç reklam teklifi almadınız mı?

    Bugüne kadar hiçbir reklam filmi teklifini kabul etmedim. Çünkü benim için orada senaryo ve ürün önemli. Oynamam için Türk toplumuna faydası olması lazım ikisinin de.

    Balık burcundan birisi olarak iyi balık yakalıyor musunuz?

    Şu ana dek hiç tutamadım. O sırada başka şey düşündüğüm için balık gelip gidiyor.

    Özel hayatınızla ilgili medyadan uzak duruyor ve konuşmuyorsunuz...

    Uzak değil de mesafeli duruyorum.

    Durmasanız tam süper olacaadı. (Gülüşmeler)

    Seyirci Gaffur kıyafeti istiyor

    Gaffur’un ‘Çakkıdı’ dansı sitelerde en çok izlenen ve hayran kitlesi oluşturan bir dans oldu. Dans dersi mi aldınız?

    Ben kung-fu bilmiyorum; ama kung-fu yapmam gerektiğinde onu yapacak kadar gözlemi olan bir insanım. Hayatımda hiçbir zaman ‘çakkıdı’ dinleyen ve o tür dansları yapan biri değilim. (Gülüyor) Bu devam edecek anlamına gelmez. Bu bir ayrıntıydı ve bitti. Bir daha dans etmem. Ancak Gülse Birsel yazarsa ederim, senaryo gereği. Bunun çok tekrar edilmesi medyatik kirlenmenin gerektirdiği bir şey. Herhangi bir canlı yayına çağrıldığınızda sanatçı kişiliğinizle bir şey konuşulurken ‘çakkıdı’nın çalınması sizin bir şekilde oyuna getirilmeniz demek. Onu terbiyemle dengeleyip geçiştirmekten başka kişisel çözüm bulamadım. Gaffur’u abartmıyorum, sinema düzeyinde oynuyorum. Abartırsan karikatürize olur. Gaffur’un karakter ve hayat temposu volume 1’dir.

    Anadolu Ateşi grubu gibi Anadolu Gaffur Ateşi adlı dans grubu kurulur mu dersiniz?

    (Gülüşmeler) Bunlar uçuk kaçık şeyler; ama duyduğuma göre bir fan grubu Gaffur’un pijaması, atleti ve terliğini giyip, sırtlarına da teyp alarak ‘çakkıdı’yı çalarak Beyoğlu’nda bir tur atacaklarmış. Önlerinde ‘Beni beğenmiyor musun?’ arkalarında da ‘Ölümüne Kankayız’ yazacakmış. (Gülüyor) Böyle fanatikler çıkacaktır. Ama bu gösteriye katılma niyetim yok.

    Gaffur, Türklerin milli piknik ve gece üniformasını canlandırdı aynı zamanda. Pijama satışları artmıştır herhalde?

    Diziye gelen e-mail’lerde en çok Gaffur kıyafeti talep ediliyor. (Gülüşmeler) Biz de yok, Mahmutpaşa’ya gitsinler.

    Sizin ailenizin üç kuşaklık manifaturacılık geçmişi var. Bir toptan kaç pijama çıkar?

    Bir top kumaştan altlı üstlü 10 çift çıkar sanırım. Şu an abimle babamızdan kalan minik bir manifatura tezgahını işletiyoruz. Pijamalık üzerine çalışmıyoruz şu an. (Gülüyor)

    Saçlarınız yıllardır aynı uzunlukta. Peruk mu var, özel bakım mı uyguluyorsunuz?

    Hiç kimyasal madde kullanmadım. Saçlarımla gurur duyuyorum. Onlar arkadaşım ve sanatımda iyi kullanıyorum. Bir futbolcu nasıl ayağını kullanıyorsa ben de saçlarımı kullanıyorum. Şu an çektiğimiz Maskeli Beşler Irak ile Amerikalılar Karadeniz’de filmlerinde de kullandım. Çok güzel çalışma yapmışım, kendimi kutluyorum.

    Mutfakta sit-com oynar gibi çocuklarımı güldürüyorum

    Kızlarınıza baba olmak dışında anne de olabiliyor musunuz?

    Evet, evet. 6,5 yaşındaki kızım Şeker bana çok yardımcı oluyor, onunla bir mutfak yaşantımız var. Yemekten hiç anlamam, sadece lojistik destek yaparım. (Gülüyor) Bir sitcom oynar gibi çocuklarımı güldürürüm. Çok güzel ve yaşamın tadı bu. 7,5 aylık kızım Perim Yakut için de geçerli bu. Çok iyi bir baba olduğum gibi çok iyi bir anne gibi de çocuklarımla ilgiliyim. Herkesin çocuğuna karşı sevgi var ama bende. Kendi çocuklarımı izlemekten uyuyamam mesela. Rahmetli babam “Baba olduktan sonra sen de gerçek bir insan olabilirsin.” demişti. Bu o zaman uzak gelmişi; ama öyleymiş. Şimdi onlarla yastık kavgası da, trekking de, yüzme de, resim de yapıyorum. Masallarını ben okuyorum.
    Sayı: 241
    Bölüm: Röportaj

    http://turkuaz.zaman.com.tr/?bl=2&hn=5858
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:39 pm

    Başrol ona göre hamallık

    Bir Demet Tiyatro'nun 'Zabıta İrfan'ı ile başladı Engin Günaydın'ın "Gıcık olunarak sevilecek" karakterleri...


    Ailesi üniversite sınavlarına hazırlansın diye İzmit'e ablasının yanına yollar "Erbaalı çocuğu". Doktor ya da mühendis olsun isterler. Ama o tutar tiyatroyu, daha doğrusu kızların sahneye çıkan çocuklarla daha çok ilgilendiğini keşfeder. Liselerarası yarışmada ödül alınca, jüri üyeleri de "Konservatuvara girmesini" önerince, bu kez Ankara yolu görünür Engin Günaydın'a. Ama, Erbaa'yı da yanında götürür nereye gitse...

    1972'de Tokat Turhal'da beş çocuklu bir ailenin dört oğlundan biri olarak dünyaya gözlerini açar Engin Günaydın. Ama Erbaa'da okur, oradaki 'basit hayat'la şekillenir. Babası Devlet Demiryolları'nda hareket memuru, tek kişilik gösterisine giden herkesin komik hikayeleriyle tanımış kadar olduğu kara çarşaflı annesi ise ev kadınıdır. 18 nüfuslu bir evde geçer çocukluğu. "Bir evden kahkahalar yükseliyorsa o ev mutlu bir evdir" der annesi, demek ki onlar da mutludur...

    "Kendini düzeltemedi"

    Hacettepe Üniversitesi Konservatuvarı'na girişi ailede pek memnuniyet yaratmaz. O gün bugündür "Kendini düzeltemedi" diye üzülür annesi. Kendisi de tiyatro aşkıyla yanıp tutuşmaz aslında. Moliere'in, Shakespeare'in, Çehov'un karakterlerine ısınamaz, çünkü tanımadığı, bilmediği insanlardır onlar. 1992 yılında, mezun olduğunda Devlet Tiyatrosu'na mahkum olmasın diye Mimar Sinan Üniversitesi'ne geçiş yapar. Yeni bir şehir, yeni bir hayat demektir, üstelik "İlham veren, hareket ettiren 20'lik bir genç gibidir" İstanbul onun için. Ama yalnızdır da, evde duvarlara bakarak günler geçirir. O dönem elektrikli süpürge pazarlamacılığı bile yapar ama "Çok pahalı" diyen kadınlara hak verdiği için pek uzun sürmez bu iş.

    O sıralar yeni kurulan BKM'ye bir arkadaşı aracılığıyla gider ve 'Otogargara' ile sahneye adımını atar. Ekiple kanları uyuşur ve 'Bir Demet Tiyatro'nun unutulmaz. Zabıta İrfan'ı çıkar ortaya. Bildiği, tanıdığı, o nedenle de severek geliştirdiği bir karakter. Engin Günaydın'ın "gıcık olunarak sevilecek" karakterler serisinin de ilk ayağı...

    'Bir Demet Tiyatro'dan sonra BKM ile yolları ayrılır, Mehmet Ali Erbil ve Emel Sayın'la 'Aşkım Aşkım' dizisinde Tarık Usta'yı oynar, aynı yıl Zeki Demirkubuz'un 'Yazgı'sıyla Ankara Film Festivali'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü'nü alır. Başroller hamallıktır ona göre, yardımcı rolleri hep daha çok sever.

    Dönüm noktası: Zaga

    Yazmaya da başlamıştır bu arada. Bu alandaki ilk işi, 23 yaşındayken yazdığı 'Dış Kapının Mandalları' dizisinin senaryosudur. Derken hayatının dönüm noktası gelir: 'Zaga'. Kendisinin de dediği gibi Okan Bayülgen kimseyi durduk yerde şöhret yapamaz belki ama, 'Zaga' ona ilk kez kendisini olduğu gibi ortaya koyma şansı verir. Ve öyle de kabul görür.

    Bunu 'Yazı Tura' ve 'G.O.R.A.' filmleri, 'Alacakaranlık' dizisi izler. "Faturalarını ödemek için bazı işler içine sinmese de yapmalısın" diyenlere kulak asmadığı için dönem dönem çok parasızlık çeker. Ona göre "oyuncu bir kimliktir", bundan taviz vermek istemez. Yüksek ve düşük gelir düzeyinden insanları bir araya getirdiği için kendine yakıştırdığı Cihangir'in Firuzağa kahvesinde çay parası bile olmadan oturduğu günler olur. Ama hayalleri vardır, hem de gerçekleşmesi paraya bağlı hayalleri. Tiyatro kurmak, film çekmek ister... Sonunda arkadaşlarının sponsorluğunda 'para toparlamak için' yola çıkar, bir tek kişilik gösteri hazırlar kendine. Adını da 'O Hikayedeki Mal Benim' koyar. "Herkes öne geçerken kuyruğun arkasında durup bekleyen adamın hikayesidir" bu, yani kendisinin. Üstüne basa basa söyler, "Bu gösteri kuyruğun en arkasındakiler içindir."

    Kronik çıraklık hali

    'Mallığı', bir tür hayat acemiliği, hiçbir yere, hiçbir şeye alışamamanın getirdiği bir kronik çıraklık hali diye tanımlayan Günaydın, farklı bir 'stand up'çı olarak çıkar seyirci karşısına. Hazırcevap değildir, 'fırlama' değildir, daha 'efendi' durmak ister hayatta. Kendisini, ailesini, o bildiği 'basit' hayatı süslemeden, olduğu gibi anlatır... Oyunculukta 'iddialı olmayı' 'teknik biriktirmek' olarak görür, onun tek iddiası her oyunda her şeyi yeniden yaşamasıdır. Bu yüzden de çok sıcaktır, seyirci defteri, sahnede adeta kendini görenlerin sevgi dolu mesajlarıyla dolup taşar.

    Bu aralar "Avrupa Yakası'nı dirilten adam" olarak yine hayatımızın orta yerinde Engin Günaydın. Orada oynadığı Burhan Altıntop, gelmiş geçmiş en meşhur dizi karakterleri arasına girdi bile. Gene son derece antipatik, ama bir o kadar da sevilen bir karakter. Sırf 'Burhan Abi' adına açılmış hayran siteleri var, diziden ünlü sahneleri internette dolaşıyor. Artık onu herkes tanıyor ve 'Erbaalı çocuk' ilk kez kendini evinde hissediyor. Çünkü orada da herkes birbirini tanır...

    Şimdiki hayali bir tiyatro kurup kendi yazdığı 'Hücreler'i sahnelemek. Yol arkadaşları Erkan Can ve Settar Tanrıöğen ile birlikte 'hayatı olduğu gibi göstermeye' devam etmek niyeti. Kendileri gibi art niyetsiz, 'basit', doğal insanlar da gelir izlerse daha ne ister?
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:39 pm

    Gaffur'a özenip takım kurdular
    atv'de yayınlanan "Avrupa Yakası" dizisinde Peker Açıkalın'ın canlandırdığı kapıcı Gaffur karakterinin fanatikleri, gün geçtikçe artıyor. Şırnak'ın İdil ilçesinde bir grup genç, "Gaffur 'Nasılım' Spor"u kurup, İdil Kaymakamlığı tarafından düzenlenen Halı Saha Futbol turnuvasına katıldı. Özendikleri kahraman gibi giyinip çizgili pijama ve beyaz atletle sahaya çıkan takımın oyuncuları, maç yaptıkları takımı yendi. Takımın oyuncuları gol attıkça seyircilere dönüp, tıpkı Gaffur karakteri gibi, "Nasılım" diye sorup büyük alkış aldı. Takımı kuran Faik Kaplan, amaçlarının turnuvaya renk katmak olduğunu belirterek, "Avrupa Yakası dizisini beğenerek seyrediyorum. Buradaki Gaffur karakterini de çok beğeniyorum" dedi.

    Kaynak: Sabah
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:40 pm

    Gaffur pijamaları patladı

    Peker Açıkalın'ın canlandırdığı Gaffur karakteri yüzünden çizgili pijama satışları patladı.

    Şimdi herkes bir dönem 'kıro' diye burun kıvırdığı bu pijamadan almak istiyor. Eldeki stoklar tükendi.

    atv'nin sevilen dizisi "Avrupa Yakası'na psikopat Gaffur karakteriyle giriş yapan Peker Açıkalın'ın, mimikleri kadar giydiği çizgili pijamaları da kısa zamanda olay oldu. Gaffur'un giydiği eskilerin çizgili pijamaları şimdilerde yok satıyor. Gaffur'un pijamalarından bulamayanlar özel diktiriyor. Bir dönem çok kullanılan ve 'kıro' diye tabir edilen kalın çizgili pijamalardan bulmak isteyenlerin ilk adresi ise Mahmutpaşa ve Sultanhamam. Eşine bu pijamalardan giydirmek isteyen kadınlarla, yurtta 'Gaffur Pijama Partileri" düzenleyen gençler yüzünden eldeki stoklar tükenmiş durumda. Sultanhamam esnafı hemen her gün onlarca kişinin Gaffur pijamaları sorduğunu belirterek, taleplere yetişemediklerini anlattı. Pijamanın aynısını bulamayıp, eli boş dönmek istemeyenler, benzerlerini bile kapış kapış tüketiyor. Pijama üreticisi Aslan Özsoy, birçok kişinin Gaffur pijaması sormak için hemen her gün dükkana geldiğini söyleyerek, "Gaffur'un giydiği pijama kumaşları artık çok nadir bulunuyor. Ancak özel olarak kumaşçılardan sipariş verip diktirmek gerekiyor" dedi.
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:40 pm

    Hale Caneroğlu

    Avrupa Yakası dizisinde canlandırdığı Yaprak karakteri ile tanınan Hale Caneroğlu, 12 Aralık Salı Perşembe gecesi saat 22’de Beyoğlu Hayal Kahvesi’nde konser verecek.

    New York’ta The Neighborhood Playhouse tiyatro okulunda okuduğu sırada rol aldığı iki müzikal ve Türkiye’ye döndükten sonra tanıştığı Melih Kibar sayesinde müzikle uğraşmaya başlayan Hale Caneroğlu, yine Melih Kibar’ın teşviğiyle İstanbul Gelişim Orkestrası ile çalışmaya başladı. Bunun yanında orkestranın tarzına uygun olmayan, ancak kendi sevdiği parçaları seslendirmek için de Hale Caneroğlu Cover Project adını verdiği grubunu kurdu. Grubun repertuvarı ise daha jazzy müzikal parçalar ve 80lerin dans şarkılarından oluşuyor.

    kaynak:biletix
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:40 pm

    ATV, Avrupa Yakası’nın eski bölümlerini hafta içinde, yeni bölümlerini de çarşamba akşamları gösteriyor. Bu hafta eski ve yeni Avrupa Yakası’nı neredeyse art arda izledim. Eğer eski ekipten kalanlar da olmasa, dizinin önceki dönemle bağı kalmamıştı. Bu kadar farklılaşan diziden hangisi daha iyi derseniz; yenisi derim. Eski Avrupa Yakası’nın temposu düşük, oyuncular yorulmadan oynuyorlar. Bu yıl Engin Günaydın’ın canlandırdığı asabi, kuruntulu, hırslı, sınıf atlamaya meraklı Burhan Bey tiplemesi diziye heyecan getirmiş. Gülse Birsel dizide önce kendini değiştirerek (yazar olarak) başlatmış bu değişimi, sonra oyuncuları tetiklemiş.
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:40 pm

    Avrupa Yakası'nda ayaklar yere sağlam basıyor

    "Avrupa Yakası"nın yeni sezon kadrosu tozu dumana katarken, Peker Açıkalın'ın ismi ön plana çıktı ama Sarp Apak'ı es geçmemekte fayda var. Apak, 25 yaşında genç bir oyuncu. Cosmogirl dergisinin yaptığı, geçenlerde Saklambaç'ta da yer alan röportajında ani bastıran şöhret rüzgarlarına direnebildiği kadar direneceğinin sinyallerini veriyordu: "Öncelikle ayakları yere sağlam basan biri olmaya çalışıyorum. İstanbul'a geldiğimden beri dikkat ettiğim kadarıyla kişisel ilişkiler ve özel hayat kariyerini belirliyor. Bu noktada dikkat etmem gerekiyor." Apak'ın böylesine aklı başında sözler sarfetmesinin bir miktar "Avrupa Yakası"ndaki deneyimli kadronun eseri olduğunu düşündüm. Apak ya kurtlar sofrası misali bir diziye ya da programa düşseydi, ilk deneyiminde sonuç nasıl olurdu tahmin etmek bile istemiyorum
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:40 pm

    Yetenekliyim ama başrol için fiziğim ve yaşım müsait değilSon dönemde en çok konuşulan oyunculardan biri Hasibe Eren... Avrupa Yakası’nın Makbulesi ve nam-ı diğer Sıdıka. Adı hep karikatür karakterleriyle özdeşleşen Eren “Maalesef fizik belirliyor hangi rolü oynayacağınızı. Dolayısıyla görüntüm ve tarzımla uyum sağlayacak bir rol gelene kadar bekliyorum” diyor

    - Televizyon izleyicisi sizi ilk olarak “Sıdıka” dizisiyle tanıdı ve sevdi, ondan sonra o dizi kadar parladığınız ikinci dizi “Avrupa Yakası” oldu. Geçen süre içerisinde siz mi kendinizi geri çektiniz yoksa bir bekleme dönemi mi?
    Atilla Atalay’ın yazdığı “Sıdıka” dizisini okul devam ederken çekmiştik ve o projeden sonra okulu bitirmek için hiçbir projeye evet demedim. Bu kararı 1998’den 2001’e kadar sürdürdüm. Bu sırada Şehir Tiyatroları’nda çalışmaya devam ediyordum. Sonra fark ettim ki istediğim hiçbir şeyi yapamıyorum. Tiyatro festivalinde istediğim oyunu izleyemiyorum, istediğim filmi seyredemiyorum, okumak istediğim her kitaba param yetmiyor. Yaşamı sürdürebilmek için televizyona o kadar da kötü bakmamak gerektiğini anladım. Sonra güzel projelerde de görev aldım. “Şaşıfelek Çıkmazı”, “Aşk Meydan Savaşı” gibi projeler beni heyecanlandıran ve keyif aldığım çalışmalardı. Gerçi şimdi de iyi bir sanat takipçisi olmak zamanla yarışmayı gerektiriyor.

    - Yan karakterlerde olmak sizi üzen bir şey mi?
    Hiçbir zaman bu tip kaygılarım olmadı. Çünkü oyunculuğa o şekilde yaklaşmıyorum. Bir rol kabul ederken kaçıncı dereceden rol diyerek okumam senaryoyu. Önemli olan o karakteri oynamaktan heyecan duyup duymayacağımdır. Büyük rol, büyük sorumluluk demektir, hayatınıza bir şeyler verdiği gibi alıp götürür de. Ben seyirci ya da belki de basın neden bana yeniden keşfedilmişim gibi bakıyor onu bilemiyorum. Çünkü ortada bir keşif yok. Ben hep aynı oyuncuyum, aynı yetenekteyim. Sadece çok izlenen bir dizide, iyi bir senaristle, iyi bir ekiple, önemli bir oyuncu kadrosuyla çalışma imkanına kavuştum. Bundan sonra da inandığım, içinde olmayı isteyebileceğim projelerde büyük, küçük rol olmasına bakmaksızın oynamaya devam edeceğim. Halen Şehir Tiyatroları’nda “Rumuz Goncagül” adlı oyunu sahneliyoruz, Aralık ayında Harbiye ve Ümraniye sahnelerinde olacağız, izleyiciden de güzel tepkiler alıyoruz.

    SÜREKLİ İŞ KOVALAYAN HIRSLI BİRİ DEĞİLİM
    - Televizyon izleyicisiyle, tiyatro izleyicisi aynı değil. O yüzden gözden uzak olan gönülden de ırak olur durumuyla yeniden keşif durumu söz konusu olabilir. Belki televizyona çok ağırlık vermemenizden kaynaklanıyordur bu yeniden keşfedilmek...
    Oynayabileceğimiz karakterlerin sayısı çok sınırlı o yüzden böyle tanımlanıyor. Bir TV dizisini ele alalım, benim fiziğimdeki, yaşımdaki kişilere verilecek roller belli. Maalesef bizim yapımlarımızda fizik belirliyor hangi rolü oynayacağınızı. Tutup size bir şirketin CEO’su ya da erkekleri peşinden sürükleyen bir kadın rolü verilmez. Dolayısıyla görüntüm ve tarzımla uyum sağlayacak bir rol gelene kadar bekliyorum. Bir de çok hırslı değilim galiba. Yapımcılarla muhabbeti iyi tutan, kahveler içen, sürekli iş kovalayan biri değilim. Evimde oturup, iş gelirse oynayan bir oyuncuyum diyebilirim.

    - Oyuncu koçluğu da yapıyorsunuz aynı zamanda...
    Evet, çocuk oyuncu eğitmenliği yapıyorum ve bu beni gerçek anlamda besleyen bir iş. 1996’dan beri İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Çocuk-Genç Eğitim Birimi’nde eğitmenlik yapıyorum. Asıl mesleği oyunculuk olmayan insanlardan nasıl oyun alınabileceğini, dışarıdan nasıl doğal görünebileceklerini iyi biliyorum. Yıllardır dizilerde oynadığım için kamera arkasını da iyi tanıyorum, iki alanı birleştirdim. Bir çok yapımda çocuk oyuncu yer alıyor ve onlarla çalışan bir eğitmen yoksa çoğu gerçekten kötü performans sergiliyor. Anlat İstanbul’da üç oyuncudan sorumluydum, Yağmur Zamanı’nda çocuklardan ve Azra’nın (Akın) performansından sorumluydum. Ardından Çağan Irmak’ın Babam ve Oğlum filminde başta Ege Tanman (Deniz) olmak üzere çocukları ben çalıştırdım.

    HARRY POTTER’DA ÇOCUKLAR 4 SAAT SETTE!
    - Çocuk oyuncu eğitmenliğini sanırım sizinle birlikte popülerlik kazandı, tam olarak ne yapıyorsunuz?
    Dizilerdeki ortam ve standartlar çocuklara hiç uygun ortamlar değil. Onlar hem okula gidiyorlar, hem setteler. Üstelik iyi performans sergilemek zorundalar. Şartlar ağır olduğu gibi, öyküler de ağır gelebiliyor. Uyku düzenlerinin, yemek yeme düzenlerinin bizimkinden farklı olduğunu düşünürsek, bu koordinasyonu sağlayacak, çocuktan hangi zamanda nasıl performans alınabileceğini bilecek, ona oyununu çalıştıracak, ortamdan en az zararı görerek işini yapmasını sağlayacak bir kişiye ihtiyaç var. Bunun profesyonel biri olması gerekiyor. Sette herkesin bir görevi var ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmek pek çok zaman ağır gelebiliyor. Harry Potter filminde oynayan tüm çocuklar günde sadece dört saat çalışıyorlar, buna saç-makyaj dahildir. Biz de çocukların çalışma şartları hâlâ ailelerin inisiyatifi ve verdiği kavgalarla belirleniyor. Şimdi şimdi yapımcılar bunun farkına vardı. Son zamanlarda beni çok daha sık arar oldular bu yüzden.

    Makbule, Sıdıka’yı boğardı
    - “Makbule” ve “Sıdıka” birbirlerine benziyorlar, ne dersin?
    Ben çok benzetmiyorum aslında. Hatta Sıdıka Makbule’yle tanışsa bir kaşık suda boğardı . Hayatını mutfak, koca, çocuklar, akrabalar, dedikodu ekseninde geçirmeye bu kadar hevesli bir kıza Sıdıka acırdı herhalde. Eline bir iki kitap tutuşturup, bazı gerçekleri fark etmesini sağlardı.

    - İkisi de günlük tutuyorlar?
    Evet... Makbule’nin hayal dünyasını daha iyi aktarabilmek için seçilen bir yol herhalde. Ya da Sıdıka’ya gönderme mi yapıyor Gülse bilmiyorum.

    - Nasıl bir karakteri canlandırmak seni heyecanlandırırdı?
    Stilize üslubu kullanmayacağım, hayatın içinden, tüm doğallığıyla perdeye yansıyacak bir karakter canlandırmak isterim. Bir trajedi kahramanı olabilir.

    Kamera arkası diziden daha komik!
    Avrupa Yakası’nda sizin kadar biz de eğleniyoruz. Asıl kamera arkasını dizi yapmak gerekiyor. Gece geç vakitse, yorgunsak çok eğlenceli değil tabi. Ancak dinlenmişsek, keyfimiz yerindeyse çok hoş vakitler geçiriyoruz. Bu dizinin güzelliğini tüm ekip oluşturuyor. Çok uzun zamandır birlikte çalışan bir tiyatro topluluğu gibi. Bir de Gülse Birsel’in kesinlikle çok iyi bir yazar olduğunu düşünüyorum. Ayrıca senaristimizin sürekli bizimle birlikte olması, bizimle oynaması hepimiz için şans. Performanslarımızı bilerek kaleme alışı dizinin yükselmesini sağlıyor. Gülse’nin zekasını, tekniğini ve disiplinini gerçekten çok beğeniyorum.
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:41 pm

    İnternette Gaffur fırtınası!

    atv'nin sevilen dizisi 'Avrupa Yakası'nda Peker Açıkalın'ın canlandırdığı 'Gaffur' karakterinin hayran kitlesi sanal aleme sıçradı. Çizgili pijamaları yeniden popüler hale getiren Gaffur'un fotoğraf ve sözleri internet ortamında yaygın olarak kullanılmaya başlandı. Türkiye'nin en çok kullanılan sohbet sayfalarında da Gaffur'un görüntüleri yer aldı.
    AA
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:41 pm

    Ahu Erkıvanç Yazıyor :
    “Avrupa Yakası”nın Fatoş’u mu, “Acemi Cadı”nın Selda Halası mı? Şenay Gürler, bir oyuncu için ilginç bir risk aldı aslında. Aynı anda ekranlarda olan iki dizide, birbirine benzer sayılabilecek iki rolü üstlenmekten kaçınmadı. Gürler’in yıldızını parlatan Fatoş karakteriydi elbette. Ama sadece üstüne cuk oturan bu karakter sayesinde değil, kendi çekiciliği, sıcaklığı, yıllardır aşina olduğumuz yumuşacık ses tonuyla, izleyicinin kayıtsız şartsız benimsediği bir oyuncu olmayı başardı. Dolayısıyla, Selda Hala kimsede olumsuz bir izlenim uyandırmadı. Yine de cesareti yüzünden tebrik edilmeyi hak ediyor. “Acemi Cadı” dan gelen teklifi, Fatoş’u ve izleyicinin tepkisini hesaplayarak geri çevirebildi. Demek ki kendine güvendi, geri adım atmadı. Açıkçası Selda Hala’da arada sırada Fatoş’u yakalamama rağmen, sempatikliğiyle bunun üzerini örttüğünü düşünüyorum.
    __________________
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:41 pm

    Şenay Gürler, 'Avrupa Yakası'ndan sonra 'İlk Aşk' ve 'Çinliler Geliyor' isimli sinema filmleriyle gündemde: 'Fatoş'un aksine ben çok sade bir kadınım. Dizide peruk taktığım için insanlar beni tanımakta zorlanıyor!.

    Bugüne kadar aralarında 'Çılgın Bediş', 'İkinci Bahar' ve 'Eyvah Kızım Büyüdü'nün de bulunduğu birçok dizide ve sayısız tiyatro oyununda rol alan 'Avrupa Yakası'nın 'Fatoş'u Şenay Gürler, bu sezon iki ayrı sinema filmiyle birden beyazperdede boy gösteriyor. Kendisiyle özdeşleştirilen Fatoş karakterinden çok farklı bir kadın olduğunu belirten Gürler, "Ben ondan çok daha mütevazı ve sadeyim. Kesinlikle onun kadar şuh değilim" dedi. 18 Aralık'ta Kenter Tiyatrosu'nda galası yapılacak 'Kocasını Pişiren Kadın' adlı oyunla da hayranlarının karşısına çıkmaya hazırlanan Şenay Gürler, "Bana göre oyunculuğun er meydanı tiyatrodur. İleride bir gün sahnede ya da ekranda bir şizofreni ya da dedektifi canlandırmayı çok isterim" şeklinde konuştu. "Oyunculuk çocukluk hayalimdi. Buralara tırnaklarımla geldiğim için çok mutluyum" diyen Gürler'le filmleri ve aşk üzerine konuştuk:

    ÜLKEMİZ ÇOK DEĞERLİ

    * Önce 'Çinliler Geliyor'dan bahsedelim... Neydi sizi bu projede rol almaya iten neden? Her şeyden önce Zeki Ökten faktöründen etkilendim. Sinema mezunu biri olarak yaptığı teklif beni çok heyecanlandırdı. Ayrıca senaryonun Türkiye'nin şu anki durumuna tekamül etmesi de ilgimi çekti.

    * Filmde Türkçe yer isimlerinin Çince olarak değiştirilmesi, Ceza'nın 'İstanbul Bizim Kalacak' şarkısına yer verilmesi gibi milli değerlere vurgu yapan sahneler de var... Filmin milliyetçi bir mesajı olduğunu söyleyemem ama bence toplumumuzda Osmanlı döneminden beri süregelen bir yabancı hayranlığı var. AB'ye girmeye çalışıyoruz, oraya girince başka bir şey olacağımızı sanıyoruz. Oysa bu ülke; kendi değerleri içinde dostluğuyla, toprağıyla o kadar değerli ki! Çok değerli bir ülkemiz var, onu niye satalım ki? Filmin afişinde bile bir mesaj var; afişteki çay misafirperverliğimizi simgeliyor ama üzerine tabağı kapatınca şapkalı bir Çinli'ye dönüşüyor.

    AMAÇ PARA KAZANMAK

    * Siz filmde 'Bankacı Ayşe'yi canlandırıyorsunuz Ayşe gözünü para hırsı bürümüş, hırsları doğrultusunda insanları her şeyi yapabilecek bir kadın. Film, küçücük bir kasabada geçmesine rağmen insanların hırslarını, para için herkesi satabileceklerini gözler önüne seriyor. Maalesef bizim halkımızın böyle bir yanı da var!

    * Böyle şeyler biraz da özendiriliyor bence... Kesinlikle. Özellikle televizyonlar bu konuda olumsuz etki yaratıyor. İnsanlar için artık hayatın amacı sadece para kazanmak oldu. Bu ülkede bankalar hortumlanıyor, töre cinayetleri oluyor. Tinerci çocuklar, hırsızlıklar var. Ama ben bir gün her şeyin düzeleceğine inanıyorum.

    * Diğer filminiz 'İlk Aşk'a geçelim... İlk aşk hiç unutulmaz derler. Siz hatırlıyor musunuz ilk aşkınızı? Tabii ki. Benim ilk aşkım çok uzun süreliydi. Hiçbir zaman yüzleşmedik, sadece telefonla konuştuk. Henüz 12 yaşındaydım. Bir daha hiçbir zaman kalbim o kadar güçlü atmadı, elim ayağıma o şekilde dolanmadı. Onu hiç unutmadım.

    HOŞUMA GİTSİN YETER

    * 'İlk Aşk'ta ilk aşkı başka bir kadınla evlenen ama gizliden gizliye onunla da görüşen 'Kısmet'i canlandırıyorsunuz. Kısmet'in yerinde olsaydınız ne yapardınız? Büyük konuşmayayım ama ben evli bir insanla ilişkiye girmekten kaçınırdım. Ne kadar aşık olursam olayım başkasının mutluluğu üzerine mutluluk kurmayı denemezdim. İkinci kadın olmak da istemezdim. Sevdiğim adamı başkasıyla paylaşmak bana çok acı verir. Ama etrafımda evli insanlarla birlikte olan çok arkadaşım var.

    * Peki aşk hakkında neler düşünüyorsunuz? Aşk; çok zor rastlanan ve bir kez bulduktan sonra sahip çıkılması, mücadele verilmesi gereken bir duygu.

    * Hayatınızda biri var mı peki? Benim hayatımda şu sıralar yalnızca iş var. Hayatta zaman ve kesişmeler çok önemli. Birine rastlamak ve tak diye kalabilmek gerekiyor. Biraz da cesur olmak lazım ama o bende biraz eksik. Ben aşkı yakalamak için kendimi açamıyorum.


    * Nasıl biri olmasını isterdiniz? Samimi olsun. Bence aşk iki insanın korkmadan, birbirlerine güvenerek el ele tutuşup yürüyebilmesidir. Zorluklara birlikte göğüs gerebilmek, güzellikleri birlikte görebilmek çok önemli. Zeki olsun, yakışıklılıkta çok gözüm yok. Benim hoşuma gitsin yeter.
    ECE SARUHAN
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:41 pm

    İşte ölümüne kankanız!

    Peker Açıkalın, televizyonda insanın hem sinir olup hem de kendini izlemekten alıkoyamadığı tipler yarattı. Her ne kadar "Bir tipin üzerime yapışmasından hoşlanmıyorum" dese de Avrupa Yakası'ndaki Gaffur tiplemesiyle bu sınırı çoktan aştı

    BİR PORTRE / ASU MARO

    Yeni yetmeliği 1980'lerin sonuna denk gelmiş herhangi bir televizyon izleyicisine "Kim Bunlar'ı hatırlıyor musun?" diye sorun, onun "Kim bunlar, kim bunlar..." şarkısını söylemeye başlaması an meselesidir... Kaldı ki, bu şarkı sözleri değiştirilerek tribünlerde bile söylenir olmuştu.
    1989 yılında TRT'de yayımlanan bir komedi programıydı "Kim Bunlar". 'Onlar', Ali Poyrazoğlu önderliğinde bir araya gelmiş beş gençti: Levent Kazak, Levent Tülek, Pelinsu Pir, Nilüfer Açıkalın ve Peker Açıkalın. Bir kuşak onların skeçleriyle büyüdü dense yeridir, şimdi nasıl bir başka kuşak 'Gaffur'la büyüyorsa...
    Bu beşlinin yaşça en büyüğü, şu sıralar en popüler dönemini yaşayan Peker Açıkalın idi. Engin Günaydın ile birlikte, Ata Demirer'siz kalan "Avrupa Yakası"nın ağırlık merkezini değiştiren adam. Gaffur'un ünü diziyi çoktan aşmış durumda. 'Çubuklu pijama' satışları patlarken, barlarda Gaffur geceleri düzenleniyor, Şırnak'ta "Gaffur Nasılım Spor" adlı bir takım bile kurulmuş... Elinde 'helva keserken unuttuğu' bıçakla gezen kapıcının oğlu Gaffur kimilerine göre Beyaz Türklerin kalesine atılmış bir gol olarak seviliyor. Kendisini "Beyaz Türk" olarak tanımlayan Peker Açıkalın ise doğma büyüme İstanbullu. Baba tarafı Üsküp, anne tarafı ise Selanik kökenli.

    'Artık dizide oynamam'
    1963 doğumlu, üç kardeşin en afacanı Peker, üç kuşaktır manifaturacılık yapan Açıkalın ailesinin tiyatroya meraklı tek çocuğu olarak Florya'da büyür. "Arkası Yarın"lar ve alkış tutkusu baştan çıkarır onu. Aile işini sürdürmesini isteyen babasını önce "İkisini birden yürütürüm" diye kandırır, 13 yaşına geldiğinde ise kesin kararını açıklar: Tiyatrocu olacaktır. "Varoluş nedeni insanı insanla yansıtmaktır" çünkü. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nın yetenek sınavına girdiği gün heyecandan sesi kısılır. Bir yıl sonra aynı jürinin karşısına çıkıp alnının akıyla kazanır okulu.
    Mezun olduktan sonra Nedim Saban, Taner Barlas ve Ali Poyrazoğlu tiyatrolarında sahneye çıkar. 1987 yılında Nilüfer Açıkalın'la evlenir, 1994'te boşanır. Adının ilk duyulması "Kim Bunlar" ile olur. Komiktir, tuhaftır, insanın hem sinir olup hem kendini izlemekten alıkoyamadığı tipler yaratır. Fakat şansları ilk çıkışlarındaki kadar yaver gitmeyen "Kim Bunlar" ekibinin diğer üyeleri gibi onu da parlak bir rolde görmek mümkün olmaz. Ne tiyatroda, ne sinemada... Televizyonda ise "Cümbüş Sokak", "Gülşen Abi" gibi dizilerde oynadıktan sonra, uzun sürecek "Çiçek Taksi" macerasıyla şansı dönmeye başlar.
    Dört sene Taksici Ömer olarak yaşadıktan sonra "Artık televizyon dizisinde oynamam" der. Bir tipin üzerine fazla yapışmasını tercih etmez çünkü. Ama 2002'de gelen "Ekmek Teknesi" "Türk örf âdetlerine uygun bir aile dizisi" olarak, içine sinen 'hamur kokusuyla' onu cezbeder. Neticede bir halk çocuğudur.
    2000 yılında eski karısı Nilüfer Açıkalın'la birlikte Orhan Oğuz'un çektiği "Kara Kentin Çocukları"nda oynayarak sinemaya adım atar. Bunu planlamıştır dediğine göre. Tıpkı 2000'de bir kız çocuk sahibi olmayı planladığı gibi.


    'Babalık beni insan yaptı'
    Bunu izleyen yıllar boyunca basında en çok şarkıcı Niran Ünsal'la kızları Narin Şeker'in velayeti üzerine yaptıkları bitmek tükenmek bilmez tartışmalarla yer alırlar.
    Bir gün kızını annesine göstermediği, bir başka gün birbirlerini uyuşturucu kullanmakla suçladıkları için adliye koridorlarını aşındırırlar. Sonuçta Narin Şeker babasında kalır.
    2005 yılında tekrar evlenip ikinci kızı Perim Yakut'u kucağına alan Peker Açıkalın, baba olmanın onu insan yaptığını söyler hep. Yıllarca da bütün çalışmalarını akşam eve dönüp kızına yemek pişirebilecek, masal okuyabilecek şekilde ayarlar.
    Komik olmayan tek rolünü "Kolay Para" filminde oynar ve bununla yine tek oyunculuk ödülünü alır: 2003 Sadri Alışık En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü. Bu film hayatında bir dönüm noktasıdır. Kış ortasında üzerinde tişörtle oynadığı için önce zatürree olur, ardından aort kökü iltihaplanması nedeniyle tıp literatürüne geçen bir ameliyat geçirir. Kalbi 16 saat dışarıda kalarak aort kökü değiştirilir. 37 kiloya düşen Açıkalın, yarım kalan filmini sayıkladığı 97 günlük yoğun bakımdan adeta yeni bir insan olarak çıkar. Hayatı daha çok ciddiye alan bir insan...

    'Beni beğenmiyor musun?'
    "Kolay Para"dan sonra "Hababam Sınıfı" ekibine katılır ve Arzu Film'in bunu izleyen "Hababam" ve "Maskeli Beşler" serilerinin vazgeçilmez oyuncusu olur.
    İlkinde "Psiko Numan", ikincisinde "Bahattin" olarak yoluna devam ederken, karşısına onu hayatının hiçbir döneminde olmadığı kadar popüler kılacak Gaffur çıkar. Kimdir Gaffur? "Pijama, terlik ve atletten başka hiçbir şeyi olmayan, hayatını 100 kelimeyle devam ettiren bir adam" Açıkalın'ın tanımıyla. Ama işte 'Gaffurmania' ortalığı kasıp kavuruyor.
    Kendisi Gaffur'a mesafeli durmaya çalıştığını söylese de artık bu gidişi durdurmak mümkün değil. Kenan Doğulu'nun Gaffur'un dansıyla anılan şarkısı "Çakkıdı", Açıkalın'ın katıldığı programların fon müziği oldu, bütün röportajları bir yerden "Beni beğenmiyor musun?" ya da "Ölümüne kankayız" esprisine bağlanıyor.
    Yıllardır "Amacım zirveye çıkmak değil. Zirvede oksijen azdır" diyen bir oyuncu için 'nefes kesici' bir durum. Üstelik ne sinemada, ne de tiyatroda ona ve seyirciye 'nefes aldıracak' roller oynamadığı da düşünülürse...
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:41 pm

    Avrupa Yakası ilk defa...
    HER hafta Avrupa Yakası'nı izlerken araya giren reklamlardan, reklamlar bittikten sonra da uzun uzun yayınlanan tanıtımlardan 'Dizi atv'de izlenir' sloganlarından canım yanardı. Bu hafta dizi, Kanal D'deki Fenerbahçe-Eintracht Frankfurt maçının öncesinde yayınlandı. Normal yayında, dizinin ikinci bölümüyle, maç çakışacaktı, ama atv akıllı davrandı, reklamları kesmese de tanıtımları kesti ve dizi izleyenler rahat etti. Demek ki böylesi de oluyormuş, keşke her hafta bir maç olsa da gereksiz tanıtımlarla zaman kaybetmesek. Bu arada Avrupa Yakası'nda Engin Günaydın bütün yükü yüklendi, bir yıldıza dönüştü. Günaydın, farklı bir komedyen, sevimsiz tiplemesiyle, rahatsız edici yapısıyla...
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:42 pm

    Büyük yılbaşı sürprizi geliyor

    7’den 70’e herkesin beğenisini kazanan Avrupa Yakası dizisinin yılbaşında ekranlara gelecek bölümünde iki sanatçı da yer alacak.


    Dizide rol alacak konuk sanatçıların kim oldukları şimdilik sır gibi saklanıyor.

    Merakla beklenen isimlerden biri Kenan Doğulu, bir diğeri de Erkin Koray. İki profesyonel sanatçının konuk oyuncu olarak katılacakları dizi, hiç kuşkusuz yine fırtına gibi esecek.
    __________________
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:42 pm

    Gaffur futbol sahasına indi

    Peker Açıkalın, 'Gaffur' karakterinden esinlenip Şırnak'ta kurulan 'Gaffur Nasılımspor'a önce taktik verdi, sonra pijama giyip takıma destek oldu.

    ATV'nin sevilen dizisi Avrupa Yakası'ndaki "Gaffur" karakterinden esinlenerek Şırnak İdil'de kurulan "Gaffur Nasılımspor"lu oyuncuları ziyaret eden sevilen oyuncu Peker Açıkalın, ilçe girişinde İdilli gençler tarafından büyük sevgi gösterileriyle karşılandı. İdil Kaymakamlığı tarafından düzenlenen Halı Saha Futbol Turnuvası'nda finale kalan Gaffur Nasılımspor'a taktik veren Peker Açıkalın, daha sonra çizgili pijamalarını giyerek sahaya indi.

    HALAYLA KARŞILANDI
    Gaffur Nasılımspor ile ilçe protokolünden oluşan Protokolspor takımlarının karşı karşıya geldiği final maçında karşı takıma biri penaltıdan iki gol atan Açıkalın, büyük alkış aldı. Maçı 3-2 kazanan Gaffur Nasılımspor'un kupasını Kaymakam Fatih Akkaya, Peker Açıkalın'a verdi. İdilli gençler kendilerine destek vermek ve tanışmak için ilçeye gelen Peker Açıkalın'ı ilçe girişine 10 kilometre kala çok sayıda araçlarla, halay çekerek karşıladı. İlçedeki öğrencilerin uğruna "Gaffur seni seviyoruz" yazılı pankartlar açtığı Peker Açıkalın, "Burada çok samimi bir şey yaşıyoruz. Final maçında onlarla birlikte olmak için İdil'e geldim" dedi.

    Baran Kaplan / Sabah
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:42 pm

    dizifilm.com 15/12/2006 anasayfa manşet 3


    OTOYOLLAR VE FATİH SULTAN MEHMET (FSM) KÖPRÜSÜ'NDE DÜN GERÇEKLEŞTİRİLEN İŞ YAVAŞLATMA EYLEMİNE “GAFFUR” DAMGASINI VURDU!... NASIL MI?...


    KESK'e bağlı Yol, Yapı, Altyapı, Tapu ve Kadastro Emekçileri Sendikası'nın (Yapı-Yol Sen) örgütlü olduğu FSM Köprüsü'nde bugünkü iş yavaşlatma eylemi saat 14.30'da başladı.

    Tekin, “Bu maaşlara çalışılmaz diyoruz. 2 gündür çalışmıyoruz, gerekirse daha uzun süre çalışmayacağız. Bugünkü eylemimiz, Gaziantep'ten Edirne'ye kadar tüm otoyol gişelerinde sürüyor” dedi.
    ....
    Günün en ilginç karesi ise, iş yavaşlatma eylemi sırasında televizyon dizisi Avrupa Yakası’ndaki “Gaffur” tiplemesinin giydiği çizgili pijamalardan giyen memurlar, sürücülere broşür dağıtarak taleplerine destek olmalarını istediler.

    kaynak:uçankuş
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:42 pm

    Gece-gündüz onlar var...
    BAZI diziler gece-gündüz yayınlanıyor, bir tekrarı, bir yenisi, bitmiyor, bitmeyecek. Bu türden tekrarlanan diziler, komediler arasından seçiliyor: Cennet Mahallesi, Yabancı Damat, En Son Babalar Duyar, Avrupa Yakası... Gece onlar, gündüz onlar, neredeyse Kemal Sunal filmleri gibi olacaklar
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:43 pm

    Mükremin’le Sacit arasındaki 10 benzerliği bulalım




    Aslında benzerlikleri değil, daha çok farkları bulmak için yapılır böylesi dikkat testleri. Ancak Mükremin’le Sacit arasında değil on, beş fark bile bulabilmek mümkün değil. Çünkü ikisi de birbirinin tıpa tıp benzeri. İkisi de sanki aynı karakteri canlandıran tek yumurta ikizleri. Hadi gelin birlikte sıralayalım şimdi Mükremin’le Sacit arasındaki benzerlikleri.

    1 - Mükremin de, Sacit de yakaları geniş, üstten iki düğmesi iliklenmemiş gömlekler giyerler. Ve ikisinin de gömlekleri iyi ütülüdür her zaman.

    2 -İkisi de bekârdır. Mükremin’in başından bir evlilik geçmiştir. Ama bu evlilik, Bir Demet Tiyatro’nun verdiği beş yıllık ara kapatılsın diye senaryoya eklenmiştir.

    3 - İkisinin de birer kız kardeşi vardır ve ikisi de kardeşleriyle pek anlaşamamaktadır.

    4 - Aslında ikisi de altın kalpli birer delikanlıdır.

    5 - İkiside semtlerinde yetişmiştir. Ve semt kültürünün izleri, ikisinin de her hareketine, her sözüne sinmiştir.

    6 - İkisi de pek işle güçle uğraşmazlar. Bir şekilde ailelerinden destek alırlar. O destekle sağda solda oyalanırlar.

    7 - İkisi de daha çok adına erkek muhabetti denilen sohbeti severler. Kızlarla pek vakit geçirmez, arkadaşlarıyla eğlenirler.

    8 - İkisi de hiçbir kıza arkadaşını değişmez. Bir kız yüzünden asla arkadaşına laf söyletmez.

    9 - İkisi de demlenmeyi, daha sonra da sağa sola sataşıp kavga etmeyi çok sever ve bileklerine güvenirler.

    10 - İkisinin de kullandığı vücut dili aynıdır. Eğer kelimesiyle başlayan bütün cümlelerde ikisinin de kolları yana açılır. Vücutları, konuşurlarken çoğu zaman aynı şekli alır.
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:43 pm

    Avrupa'nın 'afili' çaycısı Tanrıverdi

    Genç oyuncu Sarp Apak, sıkı bir rock müzik dinleyicisi olduğunu söylüyor: 'Afili Yalnızlık'a hastayım!.

    Dizide Anadolu Rock'çı!
    atv'nin sevilen dizisi 'Avrupa Yakası' ekibine bu sezon katılan 'Çaycı Tanrıverdi'yi canlandıran genç oyuncu Sarp Apak tam bir rock müzik tutkunu. Duman hayranı olduğunu söyleyen Apak'ın son dönem favorisi ise Emre Aydın'ın 'Afili Yalnızlık' adlı şarkısı.

    http://www.sabah.com.tr/gny/gna107-20061224-200.html
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:43 pm

    Gaffur, Sezen'le buluştu
    Gözde YILMAZ

    Gaffur tiplemesiyle milyonların sevgisini kazanan, "Çakkıdı" şarkısı eşliğinde yaptığı ilginç dansıyla büyük beğeni toplayan Peker Açıkalın, şarkının bestecisi Sezen Aksu'yla buluştu. Açıkalın, TRT'nin yılbaşı çekimlerinde ünlü sanatçıyla bir araya geldi.

    "Avrupa Yakası"nda canlandırdığı Gaffur tiplemesiyle milyonların sevgilisi haline gelen Peker Açıkalın, TRT'nin geçtiğimiz gün çekilen yılbaşı programında Sezen Aksu ile biraraya geldi. Aksu'nun yazdığı, Kenan Doğulu'nun yorumladığı "Çakkıdı" şarkısı eşliğinde yaptığı ilginç dansı da çok beğenilen Açıkalın, TRT'nin yılbaşında ekrana getireceği Sezen Aksu konserinin sürpriz konuğu oldu. Aksu'nun seslendirdiği "Çakkıdı" şarkısında, dizide yaptığı gibi dans eden Açıkalın, "Yılbaşını evimde, ailemle geçireceğim" dedi.

    http://kelebek.hurriyet.com.tr/magaz...391.asp?gid=90
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:43 pm

    Benden başkası bu rolü çıkartamazdı

    Reklam filmi tekliflerini 'Gaffur'ugölgelememek' adına reddedenPeker Açıkalın: ToplumunGaffur'u böylesine benimsemesi;ezilmiş insanların verdiği birtepkidir. Gaffur, toplumun ezilmişkesimiyle özdeşleşmiştir!.

    atv'nin kahkaha bombası 'Avrupa Yakası'nda Peker Açıkalın'ın canlandırdığı Gaffur karakterinin "Nasılım?" ve "Beni beğenmiyor musun?" sözleri son 3 aydır herkesin dilinde! Giydiği çizgili pijamaların satışı patladı; 'Gaffur Nasılımspor' ve 'Gaffur Rock Grubu' kuruldu. Türkiye'de bir Gaffur fenomeni yaşanmaya başladı! Pek çoklarına göre kariyerinin en güzel dönemini yaşıyor gibi görünse de, Gaffur'a 'can veren' Peker Açıkalın bu gelişmeleri "Kariyerimin en verimli dönemlerinin başlangıcı" diye tanımlıyor. Gaffur olduktan sonra 30'un üzerinde reklam filmi teklifi alan ve hepsini reddeden Açıkalın'la Gaffur fenomenini ve yeni projelerini konuştuk.

    * Gaffur karakteri protestoların sembolü haline geldi... Sizce bu durum nasıl gelişti?
    Toplumun Gaffur'a yaklaşımı ve Gaffur'u benimsemesi ezilmiş insanların verdiği bir tepkidir. Gaffur, toplumun ezilmiş kesimiyle özdeşleşmiştir. Yaşananlar; ezilen bir toplumun ezilen insanlarının, kendilerini Gaffur ile özdeşleştirmelerine verdiği tepkinin göstergesidir!

    * Daha önce de beğenilen karakterleri canlandırdınız ama hiçbiri böyle etki yaratmadı. Sorun sizde mi, yoksa senaryolarda mıydı?
    Daha önceki karakterlerim bu kadar marjinal, bu kadar bıçak sırtı değildi. Gülse Birsel'in kalemi, 'Avrupa Yakası'nın iki yıldan bu yana beğeniyle izlenmesi ve benim seyirciyle girdiğim bağlantı; Gaffur'un bu kadar sevilmesine neden oldu.

    SESSİZLİĞİN YÜKSELEN SESİ OLDU

    * Peki Gaffur'un toplumun her kesimi tarafından fenomen haline getirilmesindeki sır nedir?
    Burada çok önemli nüanslar söz konusu. Gaffur, iddiasız bir kişilik. Televizyon dizilerinde, karakterlerin mutlaka iddialı söylemleri ve üstlendikleri bir misyon vardır. Gaffur ise çok silik, cebinde parası olmayan, dünyevi olaylardan çok uzak, kendi dünyasında yaşayan biri. Kaldı ki; bizim toplumumuzda Gaffur gibi o kadar çok insan var ki! Gaffur, işte o insanların sembolü haline geldi, sessizliğin 'yüksek sesi' oldu!

    * Gaffur sosyetede de yükselen bir değer...
    Gaffur, kaybolmakta olan samimiyetin açığa çıkmasında önemli bir rol oynuyor. 70 milyonluk Türkiye'de, sosyete sessiz bir zümre ve içine kapalı bir dünyada yaşıyor. Sonuç olarak Gaffur sessiz kesimin yükselen sesi, dört elle sarılabileceği bir kendini ifade etme aracı oldu.

    * Bu rolle üzerinize büyük bir sorumluluk bindi galiba...
    Esas iş bundan sonra başlıyor. Artık daha ince eleyip, sık dokuyacağım. Özel hayatımda ne kadar dikkatli olmam gerekiyorsa, Gaffur'u canlandırırken de aynı hassasiyeti göstermem gerekir. Gaffur'un hiçbir şekilde topluma kötü örnek olabilecek bir söylemi olmamalı! Gülse Hanım ve arkadaşlarla toplanıp, Gaffur'un gidişatı hakkında kararlar alıyoruz.

    * Bu sorumluluk sizde stres yaratıyor mu?
    İnsanların Gaffur'u aracı kullanarak tepkilerini dile getirmesinin o kadar naif bir yanı var ki! Böyle olması gerçekten çok güzel. Güzel olduğu kadar da sorumluluk yüklüyor. Ben o sorumluluğun altına girdim, her zaman da girerim.

    ORTAYA ÇIKMASINDA PAYIM BÜYÜK

    * Sizce kim ön planda; Gaffur mu Peker mi?
    Ben üniversitelerde, ilkokullarda söyleşiler yapıyorum, Şırnak'a gidiyorum. Yakında iki filmim gösterime girecek; Trabzon'daki galaya gideceğim. Bütün bunları bir konsept haline getirdiğimizde ortaya Peker Açıkalın çıkıyor. 29 yıldır sanatın içindeyim. Toplumu çok iyi analiz ederek, bireyleri çok iyi yansıttığıma inanıyorum.

    * Gaffur'u başka bir oyuncu canlandırsaydı aynı etkiyi yaratır mıydı?
    Gülse Hanım, Gaffur'u başka bir oyuncuya layık görseydi belki bu kadar samimi tepki almazdı. Biz toplumdan aldığımız tepkilerle Gaffur'u geliştiriyoruz. O tepkilerle benim oyunculuğum da gelişiyor, Gülse Hanım'ın kalemi de... Önemli olan böyle bir fenomeni yaratmak değil; yaratılan böyle bir fenomeni şekillendirip topluma yararlı ve herhangi bireymiş gibi sunmak. Dolayısıyla başka bir oyuncu, başka bir konseptte sunsaydı Gaffur ortaya çıkmazdı. Gaffur'un ortaya çıkmasında Peker Açıkalın'ın da büyük payı vardır. Bunu söylerken de ukalalık etmiyorum!

    * Kemal Sunal'ın canlandırdığı 'İnek Şaban'dan Gaffur'a kadar geçen sürede neden bir başka fenomen çıkmadı sizce?
    Türk toplumunu güldürdüğünüz zaman size canını bile verebilir. Ama samimi olmak şartıyla! Türk toplumu samimi olduğunuza inandığı zaman arkanıza takılıp gelir.

    * Bu karakter sanatçı misyonunuzu dile getirmek için size zemin hazırladı galiba...
    Ben daha önceki işlerimde de aynı Peker'dim. Misyonum hep aynıydı. Örneğin 'Ekmek Teknesi'nde 'Cengiz' ile 'Kirli' ikilisini yarattığımız zaman biz Zeki Alasya-Metin Akpınar ikilisinden sonra gelen en iyi ikili olarak kabul edildik.

    * Geçtiğimiz günlerde Şırnak'a gidip, panellere katıldınız. Oradaki insanlara ne anlatmaya çalıştınız?
    Ben babamın bana öğrettiğini topluma yansıtmaya çalışıyorum. Tiyatrocu olmaya karar verdiğimde babam bana "Tiyatro; insanı insana insanla yansıtan bir sanat dalıdır" demişti. Bu sözü her ortama uyarlayabiliriz. Bu öğreti sanatçı için de, gazeteci için de, başka meslek dalı için de aynı anlamı taşır. İşte ben Şırnak'taki panellerde de bunu anlatmaya çaba gösterdim. İlkokul öğrencilerine en çok hangi dersleri sevdiğini sorun; resim, müzik ve beden eğitimi diyeceklerdir. Peki neden bizim ülkemizde dünyaca ünlü ressam, müzisyen ve sporcu sayısı bir elin parmakları kadardır? Çünkü çocuklar yetenekleri ölçüsünde yönlendirilmiyor? Ayrıca ben din eğitimini de anlamıyorum...

    ARAPÇA DAHA MI SEVAP OLUYOR?

    * Din eğitiminin neresini anlamıyorsunuz?
    Din eğitimini vereceksen köklü din eğitimi vereceksin! Dinimizi çocukların anlayabileceği şekilde anlatacaksın. Neden dinimin öğretilerini Türkçe duyamıyor veya okuyamıyorum? Dinimizin öğretilerini Arapça okurken veya duyarken Allah bize daha mı fazla sevap yazıyor? Sadece din eğitimi konusunda değil, eğitim sisteminin genelinde böyle tutarsızlıklar yaşıyoruz. Şırnak'taki çok yetenekli çocuklar giyecek ayakkabı bulamazken; sırf kara paralar aklanacak diye milyonlarca doların yabancı futbolculara verilmesine karşıyım!

    * Kara para aklamak derken...
    20 milyon dolarları verenler; bu büyük paraları gönül rahatlığıyla mı veriyor? Bilmiyorum. Kim biliyor? Kimse bilmiyor! O kadar para havaya savruluyor, sonra da okul açığımızdan söz ediliyor. Oysa sadece 300 bin YTL'ye tam donanımlı bir okul yaptırılır. 'Her şey devletten beklenmez' görüşüne sonuna kadar katılıyorum.

    HERKES KENDİNE ÇEKİDÜZEN VERMELİ

    * Siz okul yaptırmayı düşünüyor musunuz?
    Sadece okul değil, bir de sağlık ocağı yaptıracağım. Herkesin kendine çekidüzen vermesi gerektiğine inanıyorum. Yeni yaptırdığı diş porselenlerini göstermek ve bu konuda röportaj yapmak için peşine 6 tane kamera takan sanatçıların sorgulanması gerektiğini düşünüyorum! Onlar sorgulanmadığı sürece öğrenci öğretmeninin donunu da indirir, okullarda uyuşturucu patlaması da yaşanır!

    * Yakında iki filminiz vizyona girecek. Ortaya bir Peker Açıkalın karmaşası çıkmayacak mı?
    Hayır, çıkmaz. Ben bu saydığınız bütün yapımlarda planlayarak yer aldım. Benim canlandırdığım hiçbir karakter diğer karakterle ne çatışır ne de karışır. Bir reklam filminde oynasam belki oradaki karakter diğerlerinin önünü keserdi. Gelen reklam filmi teklifinin haddi hesabı yok ama istemiyorum.

    * Çok büyük paralar teklif edildiğini biliyorum. Neden kabul etmiyorsunuz?
    Çünkü televizyonda veya sinemada ortaya çıkardığımız bir karakterin reklam filminde kullanılmasını; insanın kendi çıkarı doğrultusunda gerçekleştirdiği bir eylem olarak görüyorum. İlle de bir reklam filminde olacaksam Uğur Dündar gibi yapmalıyım. Uğur Bey'e bir dünya teklif geldi ama sadece bir sektörü ayağa kaldırma adına bir reklam filminde rol aldı. Ben de öyle olsun istiyorum. Birçok sanatçı milyon dolarlar karşılığında reklam filminde rol aldı. Peki o paralar nereye gidiyor? Hepsi lüks otomobillere, özel yatırımlarına gidiyor. Aldığı parayı paylaşan kaç sanatçı var? Sen toplumun sana verdiği payelerden dolayı her gün bir başka lüks otomobile bineceksin, tek kuruşunu sana büyük paraları kazanman için o payeleri veren toplumla paylaşmayacaksın... Hadi canım sen de! Ben bunları yapsaydım Peker Açıkalın olmazdım. Bunun sonucunda da ortaya Gaffur çıkmazdı!

    http://www.sabah.com.tr/gny/gny105-20061228-200.html
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:43 pm

    Taklit ettiğim adamın ruhunu çekip alırım ben

    1995'te çıkardığı ilk albümü 'Makara'nın ardından, 'Exit' adlı maxi single'ını çıkaran Ata Demirer, bu albümün komedi öğelerinden öte, hiciv özelliği taşıdığını söylüyor. Yedi yıldır sürdürdüğü ilk gösterisinin ardından 'Ata Demirer Şov'u bu ay olan sahneye koyacak olan Demirer, "Papağan gibi taklitçilik yapmam, o kişinin psikolojisini bile bilirim" diyor.

    İlk gösterisi 'Tek Kişilik Dev Kadro'ya 1998 yılında başladı, yaklaşık 400'üncü oyununu sahnelediği dönemlerde; televizyona yaptığı 'Korsan TV' adlı programının da etkisiyle geniş kitlelerin hayranlığını kazandı. İşte bundan sonra Ata Demirer bir marka olma sürecini de başlatmış oldu... Ardından senaryosunu Gülse Birsel'in yazdığı 'Avrupa Yakası' ile oyunculuğa başladı. 'Volkan Sütçüoğlu' karakteriyle sevildi, üçkağıtçı bir adamı canlandırsa da, fanatikleri daha da arttı! Ardından 1995 yılında mizah ve müziği birleştirdiği ilk albümü 'Makara'yı çıkardı... 'Müslüm Baba Belgeseli', 'Kontör At Sevgilim' gibi şarkılar, listelere kadar girdi! Şimdi de sevenlerine yeni yıl armağanı niteliğinde yine eğlenceli bir maxi single çıkardı Ata Demirer... 'Exit' adlı çalışma, dört şarkı ve iki remixten oluşuyor. Albümün sürprizlerinden biri de, yaklaşık bir yıl önce 'Avrupa Yakası'nda kullanılan ve Ata Demirer'in bir sohbet ortamında "Durun bir Tarkan şarkısı yapayım" diyerek yazdığı 'Fındık Fıstık' adlı şarkı!

    'TAVŞAN' TÜRKİYE KOMEDİSİ
    * 1995'te çıkardığınız ilk albümümüz Makara', birçok sanatçının albümünden çok ilgi görmüştü. Bunu neye bağlıyorsunuz?
    O albümün hedefi mizah yapmaktı. Arabada giderken bir-iki saat hem gülmeyi, hem de gülüntülerin melodisini dinletmeyi sağlamaktı. Daha önce komik şarkılar yapılmıştı ama bunda aralarda skeçler ve yöresel ezgiler vardı. İşte bu anlamda bir ilkti. Ancak 'Exit' daha değişik... Çünkü ne kadar iyi mizah yaparsanız yapın, mizah albümünün satması için görsellik şart. O yüzden 'Exit'i daha farklı yaptık. Bu bir albüm değil; bir maxi single. İçinde dört şarkı, iki remix var. Bunlar yeni oyunumun müzikleri zaten. Biri biliniyor; 'Fındık Fıstık'! Açılış parçası 'Beyoğlu'nda Gece'. Beyoğlu'nu seven bir insanın her zaman ihtiyaç duyacağı bir eser o. Eser dedim; Bülent Ersoy gibi! (Gülüyor)

    * Nasıl bir albüm 'Exit'? Şarkıların sözlerinde ironi yine ön planda...
    Hiciv albümü diyebilirim. Özelikle 'Tavşan' bir Türkiye komedisi. Diyor ki; 'TV desen hep aynı şeyler, haber bültenlerinde Türkiye'den yemekler'. Aç var tok var sürekli yemek görüntüleriyle, reyting almak uğruna yapılan hareketler bunlar! Diyor ki; 'Tarikatın jetskisi, sonrası netekim'! 28 Şubat'a kadar gidebilecek bir yorum bu, o gözle bakılırsa. Bunu neşeli bir şekilde söylediğinizde, eleştirilen kişiyi ve durumu yıpratmaz. İğneleme sanatıdır bu.

    * 'Avrupa Yakası'nda Volkan'dan dinlediğimiz 'Fındık Fıstık' şarkısı da 'Exit'te yer alıyor. Neden kullandınız bu şarkıyı?
    Bir gün Gülse, ben ve Avrupa Yakası'nın yapımcısı Atilla Bey, bir kutlama yapıyorduk. Laf Tarkan'dan açıldı. "Durun ben şimdi size bir Tarkan şarkısı yapayım" dedim. O anda da fındık-fıstık yiyor, içki içiyorduk. Öyle çıktı, Gülse de bayıldı o an! Bu albümde yer vermemin nedeni ise şu. İnternette bilmem kaç kere indirilmişti, yazın Bodrum'da barlarda remiksleri çalıyordu. Doğru dürüst çalalım istedim. Yoksa dizide kullanıldı ve tuttu diye değil!

    MİZAH OLMAYAN İŞE BULAŞMAM
    * Gösterilerinizde Bülent Ersoy'un, Zeki Müren'in sesini taklit ederek şarkı söylerken mest oluyor insanlar... Ciddi bir albüm yapacak mısınız günün birinde?
    Yok, ben müziği öyle kullanmam. "Sesim güzel, hangi tarza gidiyor? Türk Sanat Müziği! Haydi yapayım bir albüm" dersem; inandığım şeylere de ters düşmüş olurum. Öyle olsaydı komedyen olmazdım, Türk Sanat Müziği eğitimi de almış hazır bir adamdım nasılsa... Yani hazır komediden popülerliğim var ve halk beni seviyor diye müzik albümü yapayım gibi bir durum yok. İçinde mizah olmayan bir şeylere karışmak bulaşmak istemiyorum!

    * 'Beyoğlu'nda Gece' adlı şarkınızda Zeki Müren'in sesini taklit etmişsiniz. Bu taklit tepki görür diye bir endişeniz yok mu? Sonuçta hiciv niteliğinde şarkılar bunlar...
    Ama orada dalga geçme yok ki! Şarkılar hiciv niteliği taşıyor ama içinde Zeki Müren olunca bambaşka oluyor. Sözlerinde sosyal hiciv var, kimseyle dalga geçmiyoruz. 'Kumar olur hayat, vazgeçmez oynarsın, kalbini koy masaya, belki kazanırsın'... Paşama yakışan bir replik bu. Bende de bu ses var, okudum!

    * Seviyor musunuz şarkı söylemeyi?
    Çok! Ben caz, Türk Sanat Müziği, rebetiko ve özel çalışmalar dinlerim. Dinlemeyi seviyorum; ama söylemeye cesaret etmemeliyim. Belki kimsesiz çocuklar yararına veya Türk Kalp Vakfı için bir albüm yapılır da, iki tane Türk Sanat Müziği parçası okumam rica edilir. O zaman o ricayı karşılıksız bırakmam. Yoksa öyle bir cüretkarlığım olamaz. Çünkü kendimi en iyi mizahla ifade edebiliyorum. Ama özellikle girip stüdyoya; "Taşkın Sabah'la çalıştım, 10 eser okuduk hepsi birbirinden değerli..." dersem ukalalık yapmış olurum. Çünkü bir önce okuyanlar kim? Bülent Ersoy, Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Safiye Ayla... Onlardan iyi mi okuyacağım? Ben komedyenim ya!

    MELODİ İLE YAŞAYAN BİRİYİM
    * Neden o zaman konservatuvarda müzik eğitimi aldınız?
    İlk başta şarkıcı olmak istiyordum çünkü. Şarkı söylemek benim için sakız çiğnemek gibi bir şey. Ben her şeyi müzikle düşünürüm, yalnız kalınca bağırarak şarkı söylerim evde iş yaparken bile. Ama mizah başlı başına bir maceraydı ve ben o maceraya girince okula konsantre olamadım bir daha...

    * Yalnız kaldığınızda şarkı söylediğinizden söz ettiniz... Mesela neler söylersiniz?
    Mesela kendimi Rober Hatemo'nun bir şarkısını mırıldanırken yakaladım geçenlerde. Bazen Serdar Ortaç'tan bir şarkı bile mırıldanıyorum! (Gülüyor) Ama çok keyiflendiğim zaman, Zeki Müren devreye giriyor. Uzun hava bile okuduğum olur evde bir şeyler hazırlarken. Ben melodiyle yaşayan biriyim, her resmin müziği var benim için. Zaten mizahımda da bu vardır. Sahnedeki esprilerimin altından müziği kaldır, kuru bir şey kalır geriye!

    * Serdar Ortaç'ın bir şarkısını mırıldandığınızı fark ettiğinizde kendinize verdiğiniz tepki ne oluyor?
    Fark etmez, güzel bir tekerlemeyse gidiyor. Binlerce dansöz var sonuçta, değiştiremeyiz; doğru söylemiş yani! (Gülüyor) Ama Serdar'ın sesiyle söylersem tehlikeli olur, ona bir alışırsam gider öyle... Çok etkileyici bir tarzı var aslında...
    SEZEN BAŞARAN GÜNAYDIN

    'Volkan izleyici kitlemi genişletti'

    * 'Avrupa Yakası'ndan ayrıldınız ama izlemeye devam ediyor musunuz? İzliyorum...
    * Bu sezon herkes Gaffur'un repliklerini ezberliyor. Siz nasıl buluyorsunuz onu? Oldukça başarılı! Yazarları çok iyi zaten; Gülse çok akıllı biri, çok da güzel yazıyor. Burhan'la Gaffur'un sahnelerini seyrederken eğlendiğim, güldüğüm anlar oluyor.
    * 'Avrupa Yakası' Ata Demirer'e neler kattı, neler götürdü? Benden bir şey götürmedi... Ama son zamanlarda biraz yorgunluk hissettim. Onun dışında bana çok şey kattı. Daha önce bir televizyon dizisinde oynamamıştım, onu yapabildiğimi gördüm. O bir ek olarak kafamda yazılı. Bir gün sahnede bir şeyler yapmaktan vazgeçersem, tekrar bu özelliğimi kullanabilirim. Oyunuma gelmeyen birçok kitle ya da benim ulaşamadığım kitle Volkan Sütçüoğlu karakteri sayesinde beni tanıdı.
    * Volkan unutuldu mu peki? Unutulacak bir karakter değil Volkan ama elzem de değil. Burhan- Gaffur diyalogları gayet yüksek dozda akarken, ben seyirci olsam 'Volkan Sütçüoğlu' diye ağlamazdım. Üçkağıtçının tekiydi o. Ama eğlenceli bir karakterdi... (Gülüyor)
    __________________
    ÖZLEM
    ÖZLEM
    Bolum Sorumlusu
    Bolum Sorumlusu


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 1110
    Nerden : her yerden....
    Ruhsal Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mutsuzyk6
    Durumum: : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Mesgulrc6
    Katılımı : :
    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Left_bar_bleue100 / 100100 / 100basında çıkan haberler - Sayfa 5 Right_bar_bleue

    Takımı : basında çıkan haberler - Sayfa 5 Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/03/08

    basında çıkan haberler - Sayfa 5 Empty Geri: basında çıkan haberler

    Mesaj tarafından ÖZLEM Çarş. Nis. 30, 2008 4:44 pm

    Şöhret hiç korkutmuyor

    atv'nin sevilen dizisi 'Avrupa Yakası'nda Gaffur'un kardeşi 'Zeynep'i canlandıran Bihter Özdemir: 3 yıl önce pijamam ve çekirdeğimle kahkahalar atarak izlediğim dizide artık ben de varım. Halimden çok memnunum.

    Bihter Özdemir, 1982'de Diyarbakır'da doğdu. 10 yıl Eskişehir'de 10 yıl da İzmir'de yaşadı. İstanbul'a geçen sene geldi ama kendini hâlâ İzmirli gibi hissediyor. Çünkü; Ege Üniversitesi'ndeki felsefe eğitimi devam ediyor... Ayrıca, müzikle ilgileniyor; Türk Müziği eğitimi almışlığı bile var! Oyunculuğa gelince; ilk olarak İzmir'de kendi yazdığı bir oyunla sahneye çıkıyor. Sonra 4 oyun yazıp sahneliyor; 4 sezon sahnede kalıyor. Ayrıca 2.5 yıl boyunca yine kendi yazdığı tek kişilik 'Ayna Ayna'da oynuyor. Ardından kendini İstanbul'a atıyor ve Beşiktaş Kültür Merkezi'nin ortasına düşüyor!

    SACİT'İN GİZEMLİ SEVGİLİSİ
    BKM'de bir yıl 'Bizimkiler Dünya Kaçbucak' adlı çocuk müzikalinde rol alan Bihter Özdemir, şu sıralar 'Avrupa Yakası'yla yatıp, onunla kalkıyor. Kapıcı Gaffur'un kızkardeşi ve Sacit'in 'Bakan kızı sevgilisi Zeynep' olarak ekrana gelen Özdemir, halinden son derece memnun olduğunu söylüyor.

    * 'Avrupa Yakası'nın eski bölümlerini izlemişsinizdir. Bir gün bu dizide rol alacağınızı hiç düşündünüz mü?
    En tuhafı da o işte! İlk gün çekime girerken bir anda aklıma geldi; iki sene önce çekirdeğim ve pijamamla kahkahalar atarak izlediğim dizinin içindeydim! Evde 'Abla gel, başladı' diye televizyonun karşısına çağırıldığım dizide oynuyordum... Acayip bir mutluluk içindeyim.

    * Zeynep biraz eski Türk filmlerindeki kapıcı kızlarını andırıyor sanki...
    Hiç böyle düşünmemiştim. Benim düşündüğüm tek şey; doğal olmayacağı korkusuydu. Gerçeğe aykırı olmasını istemedim. Gülse Hanım'ın da dediği gibi; ben de Cem gibi, Aslı gibi bir tipim. Komedisi, hikayesinde olan biriyim. Burhan gibi, Gaffur gibi karakter değil benimki. Komik ama gerçek ama dramatik gibi bir sürü 'ama'lar var. Tek bocalamam bu yönde oldu.

    HEPSİNE GÜLÜYORUM
    n Dizide en çok hangi karaktere gülüyorsunuz?
    Hepsine çok gülüyorum. Hepsi çok iyi oyuncular ama insanın kendini tutamadan güldüğü insanlar vardır ya; Engin (Günaydın) ve Peker (Açıkalın) onlardan işte...

    * Dizinin kamera arkası da çok eğlenceli gözüküyor...
    Tabii biz acayip eğlenceli bir ekibiz. Sette çok keyif alıyorum. Bu insanların arasında olmaktan mutluyum. Bütün ekip aynı tempoda ve zevkle çalışıyor. Zaten senaryo çok iyi... Çok iyi bir matematiği var.

    * Sokaktan nasıl tepkiler alıyorsunuz? Hayatınızda neler değişti?
    Hâlâ minibüse biniyorum, metroya biniyorum, sahilde yürüyorum... Hiçbir şey değişmedi. Hâlâ evimde yemeğimi yapıyorum. Bitki çaylarımla mutlu yaşıyorum ama 'Aaaa Zeynep! Gaffur'un kardeşi. Seni Gaffur'a söyleyeceğiz' gibi şeyler duymaya başladım dışarıda dolaşırken. Bu çok hoşuma gidiyor. Beni sevmişler anlaşılan! 'Sanki sen hep vardın', 'Hiç sonradan gelip de kondurulmuş gibi olmadın', 'Gözümüz sana çok alıştı' gibi yorumlar geliyor. Tepkiler çok güzel yani. Son birkaç haftadır daha iyi oldu. Bir alışveriş merkezinde karşı merdivenden 'Zeynep naber!' diye bağıranlar oluyor. Ben de 'İyiyim' diye bağırıyorum. Bunlar çok hoşuma gidiyor.

    EGOMA YENİK DÜŞMEM
    n Şöhret sizi korkutmuyor yani?
    Hayır hiç korkutmuyor. Ben insan için varım; muhabbet için yaşarım. O yüzden etrafımda insanların olması beni mutlu eder. Ama dostlarım hep eski dostlarım olacak. Yeni kazandığım insanlar ise arkadaşlarım olacak... Hayat beni nereye götürecek bilmiyorum, belki oyunculuk hayatım bitecek bir yıl sonra, belki de çok iyi bir oyuncu olacağım ve yıllarca akıllardan silinmeyeceğim, ki umarım öyle olur. Şöhreti yavaş yavaş yakalamak, bu ne kadar önemli, evet işimi yapmak için yüzümün tanınması gerek.

    * Mesleğinizde yükselmek için kriterleriniz nelerdir?
    Ben işimi erdemli ve iyi yapmak istiyorum. Egoma yenik düşmek istemiyorum. Başkalarını ezeceksem, başkalarını kötülüyüceksem bu iş bana nasip olmasın! Şöhret bana çok iyi bir kapı açar, çok iyi insanlarla tanışırım, bunun gibi güzel insanlarla işler yaparım; işte o zaman kocaman bir şöhretimin olmasını isterim...
    ZEYNEP ALKAN - GÜNAYDIN

      Similar topics

      -

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 6:25 am