dizi replikleri

44.bölüm son sahne


Deniz:Aslı
Aslı:Ne işin var senin burda?
Deniz:senle konuşmaya geldim
Aslı:git burdan
Deniz:Aslı bak benim için yaptıklarını biliyorum.sen olmasan hayatta olmıycaktım şimdi.
Aslı:benim yerimde kim olsa aynışeyi yapardı.unutma ben doktor olucam.
Deniz:hayal meyal hatırlıyorum seni.yani düşündüğüm zaman.kendimde değildim biliyorum.ama sesini duydum.Aslı bana sevgilim dedin
Aslı:hatırlamıyorum.hiç hatırlamıyorum.naptımı ne söylediğimi.seni orda öyle görünce.neyse ben işime döneyim
Deniz:Aslı senden birşey istemeye hakkım yok biliyorum.dayanamıyorum Aslı(öpmeye çalışır )
Aslı:Deniz yapma nolur.
Deniz:yalvarıyorum.senden birşans daha istiyorum.yapamıyorum Aslı.Sensiz olmuyor.hani nefes bile alamıyorum.bırakma beni.yalvarırım

44. Bölüm

Aslı:Açmıyor ya açmıyor
Efe:Kızlar bu böyle olmayacak ya dağılarak arayalım ha? Hadi ben şöyle gidiyorum
Aslı:Aç şunu hadi aç Deniz ya ne olur bunu bana yapma (telefon sesini duyar) Deniiiiizz!! Deniiz nerdesin? Deniz dayan burdayımm Deniiiz Deniiz nerdesin??
Deniz:Aslı
Aslı:Deniz Deniz iyi misin? geldim bak yanındayım Deniz konuş benimle ne olur yardım edin ya kimse yok mu biri yardım etsin (Efeyi arar) Efeee! buldum onu benim girdiğim sokak varya ordan girin yokuş var yokuşun sonunda yıkık dökük bir bina var ordayım Efe ambulans çağır yaralı çabuk ol ne olursun. Sevgilim yanındayım tamam mı geldim ben bak ambulans da çağırdım Deniz kurtarıcam seni Denizz konuş benimle ne olur Deniz geldim burdayım tamam Deniz konuş benimle ne olur Denizz

Aslı:Efee burdayız aşağıdaa
Efe:Kızlar siz sokağın başına gidin abim gelecek ya ambulans falan buraya getirirsiniz tamam mı hadi
Mine:İyidir dimi birşeyi yoktur dimi
Efe:Bilmiyorum kızım bakıcaz hadi hadi
Su:İyi tamam hadi yürü yürü!!
Efe:Aslı
Aslı:Efe dikkat et!
Efe:Aslı tamam Aslı tamam ambulans geliyor şimdi durun!
Aslı:Efe yardım et ne olur ya nabzını alamıyorum ölüyor ne olur
Efe:Tamam geliyorum
Aslı:Ya arka tarafta merdiven var acele ett
Efe:Tamamm
(ambulans gelir)
Su:Burdayızzz
Mine:Metin abi burdayız!!
Efe:Be been ne yapayım
Aslı:Yaranın üzerine ört çabuk ısısını korumamız lazım acele et kanamayı durdurmamız lazım şuraya bastır hadi
Efe:De demir?
Aslı:Ya kanamayı durdurmamız lazım çabuk oll! Hadi dayan ne olur 1000,1002,1003,1004..
Metin:Kızlar siz burda kalın tehlikeli olabilir
Mine:Ya Metin abi nolur benimde gelmem lazım Denizi görmem lazım ne olursun
Metin:Su
Su:Mine sakin ol lütfen bizim yapabileceğimiz hiçbirşey yok
Efe:Abii aşağıdayız merdivenler varr
Mine:Su ben onu görücem
Su:Dur Mine nereye
Efe:Abi gelin gelin
Aslı:Hayır hayır olmaz demiri çıkartırsak kanaması artar sakın
-Doğru söylüyor demiri kesmemiz lazım
Mine:Aslı nasıl birşeyi var mı? yaşıyor mu??
-Nabzını alamıyorum ne zamandır böyle
Aslı:Az önce siz gelmeden az önce başladı ben o zamandar beri kalp masajı yapıyorum
-Siz şunu tutun biz sedyeyi hazırlayalım

44. Bölüm
Efe&Duygu

Efe:Eveet malikanemize geldik işte
Duygu:Çok güzel bir geceydii eve en kıza zamanda tekrar yapalım
Efe:Tabi tabi ya kesin tekrar yapıcaz yani hatta bir dahaki sefere Deniz oğlanı kendime zincirleyicem böylece kaçma fırsatı bulamayacak
Duygu:İşte bak bu iyi fikir
Efe:Ya Duygu ben gerçekten çok özür dilerim
Duygu:Neden?
Efe:Barda olan olay yüzünden yani ben o an o an o kadar candandın ki ben yani istemeyerekten öyle birşey oldu
(Efe Duyguyu öper)
Efe:Bu ise tamamen bilerek ve isteyerek oldu
Duygu:Napıyorsun?
Efe:Tokat atmıycak mısnı

Efe&Duygu

Aslı ağlıyordur
Umut: Çiçeği uzatır
Aslı: Yok istemiyorum
Umut: Yanlış anladınız bunlar satılık değil..
UmutOturur): Aptalın biri olmalı
Aslı: Kim?
Umut: Seni üzen kimse işte..
Aslı: Yani?
Umut: Senin yerinde olsam o aptal için hiç üzülmezdim..Ve senin yerinde olsam hiç tanımadığım biri bana çiçek verinde birdaha düşünürdüm...

Aslı: Ya sen beni mi takip ettin?
Umut: Hayır buraya tek başıma gelmedim..
Aslı: Kimle gelirsen gel burası benim işyerim ve tüm gözler üzerimde..
Umut: Bak ben buraya babaannemi getirdim..Bir an önce çıksak derken seni görünce..

Aslı: Sen miydin? Ne işin var burda?
Umut: Özür dilemek istersin diye geldim..
Aslı: Ben mi?
Umut: Evet sen
Aslı: O niye?
Umut: Seni takip etmişim ya hani..
Aslı: Yerimde olsaydın sende öyle düşünürdün..
Umut: Evet ama gerçeği öğrenince özür dilerim..
Aslı: Tamam..Özür dilerim..
Umut: Daha içten...
Aslı: Peki..Özür dilerim..
Umut: Özür dilerim...Umut!
Aslı: Ne?
Umut: Özür dilerim Umut..
Aslı: Özür dilerim Umut...Oldu mu?


Umut(Şu yeni çocuk): Ben bunu daha önce yapmadım..
Aslı: Neyi?
Umut: Babaanneme aldığım çiçeği tanımadığım bir kıza vermedim..Ve bunu (elini tutar) ben senin hayatımda her ne şekilde olursa olsun olmanı istiyorum..Git dersen giderim ve yüzümü birdaha görmezsin..Ama kal dersen..
Deniz gelmiştir..Onu görür ve burda biter..

yaa bunlar eklendi mi bilmiyorum ama içimden geldi

Aslı:2006 dan bir öss sorusu geliyor
Efe:Evet sevgili dinleyenler urladan aslı hanımın canından çok sevdiği arkadaşlara...
Aslı:Ya bir müdahale etme bir dur
Efe:Uff hadi tamam devam et ya
Aslı:İslamiyetten önce türk devletlerine kağanın eşine hatun ünvanı verilirdi aşağıdakilerden hangisi kağanın hatuna yetki verdiğini gösterir
Efe:B Kağanın hatuna ilk kredi kartını çıkarması
Aslı:Yanlış cevap deniz sen ne diyorsun
Deniz:Kalıcı galiba
Aslı:Nee
Deniz:Pardon dalmışım yaa
Efe:Hıı sen o hatuna takıldın dimi ya ama güzel falan diye kalıcı diyorsun neden gelmiş acaba deniz oğlan
Deniz:Valla neden gelmişse gelmiş iyi yapmış acayip bir havası vardı ya
Aslı:Havaymış makyaj sürmüş be hem bülent ersoy gibi boyanmıştı
Efe:Sen ne anlarsın be kuzu kız alımlı seksi ama çok barbi ya ben daha çok böyle doğal güzellikten hoşlanıyorum mesela (bir isim söylüyor.)
Deniz:Valla makyajlada olsa güzeldi abi saçları dudakları gerçi bacaklarını pek göremedim ama...
Aslı:Yeter ya bıktım sizden ne zaman toplansak bir türlü ders çalışamıyoruz
Efe:Aman be kızım duyanda dünya bankasıyla çalışıyoruz zannedicek ha alt tarafı soru bankası ya hadi ben kaçtım
Deniz:Nereye oğlum
Efe:Ya eve erken gideyimde abi babam esmesin ya hadi eyvallah
Deniz:Sana ne oluyor
Aslı:Gidiyorum
Deniz:Nereye
Aslı:Biriniz dalgasında birinizin aklı kızlarda ders falan çalışılmıyor
Deniz:Kızları düşünücez tabi başka ne düşünücez
Aslı:İyi düşünmeye devam et iyi geceler

Efe: abi napıyosun in ordan bak 18 yaşından küçük çocuklar için olumsuz davranışlarda bulunuyosun in!!
Şükran: gitti abin oğlum şu kadarcık aklı vardı onu da bu kız yüzünden yedi. Gözünü seveyim bişey yap oğlum (efeye söylüyor)
Efe: Tamam anne tamam sen dur, ben ona napacağımı biliyorum.
Deniz: Nereye gidiyorsun?
Efe: Siz durun abi ben geliyorum.
Metin: Hiç kimse gelmesin! hiç kimse gelmesin! anne bak şakam yok atlarım diyorum. Gönül' ü çağırın atlarım bak!
Salih: İn ulan aşağı eşşek sıpası in! kolaymı yetiştirdik getirdik biz bu günlere seni, bunun için mi?
Polis: Metin kardeşim bunlar yakışıyor mu sana? in aşağı konuşalım.
Metin: yaa benim Günül' den başka konuşacak kimsem yok, Gönülle konuşmam lazım. Gönül' ü çağırın
Aslı: Yaa gönül hoca burda mı biz gidip alalım mı? (şükran ' söylüyor)
Şükran: Aradık kızım aradık geliyor. Mahfetti oğlumu.
Su: Aaa Efe o ne zaman çıktı yukarıya???
Şükran: Ayy birken iki oldular!
Efe: hadi abi atla
Metin: in lan aşağı!
Şükran: ay bana bişeyler oluyor salih
Efe: hadi atlada görelim, atla atla. Ama şunu bil ki sen atlarsan ben de atlarım
Metin: senin herşeyin sahta be atlayamazsın sen! Ben atlıcam Gönül sana kalıcak dimi akıllı
Efe: Yuh sana be abi demek benim herşeyim sahte haa öylemi tamam o zaman atla aşağı ben de senle geliyomuyum gelmiyomuyum o zaman görürsün. Sen atlarsan asıl ben vicdan azabından ölürüm, atıyorum lan kendimi aşağı
Metin: İn lan aşağı in aşağı
Su: Efe atlarsa biz de atlarız Metin abi hiç kusura bakma!
Efe: kuzu,su siz ne zaman geldiniz buraya?
Aslı: Biz de atlarız Efe. yaa siz bizim canımızsınız yaa nasıl yaparsınız böyle bişeyi.
Deniz: Yaa noluyo be tut şunu (elindeki suyu mineye verir)
Mine: Sen nereye gidiyosun
Deniz: yukarı
Mine: dur ben de geliyorum.
Canan: yaa bu işlerde bu uzman ararsınız herhelde. Bilal 1 numaradır
Polis: sen kimsin(bilale sorar)
Bilal: zerzavatçıyım
Polis: yaa şunu alın başımdan.
Hafize: Aslı gözün kör olmasın in kız aşağı!sana bişi olursa babana ne diycem ben.
Aslı: anne sen karışma bu arkadaşlarımla bizim aramızda.
Efe: evet
Deniz: Metin abi Aslı atlarsa ben de atlarım.
Mine: Deniz atlarsa ben haydi haydi atlarım
Ayşe: Mine Mine in aşağı! Aklınızımı kaçırdınız siz in!
Efe: hadi bakalım birader herkes burda herkes atlamaya hazır. Hadi atlada görelim hadi bakalım.
Metin: yaa hepiniz gidin başımdan yaa. Gönül'ü çağırın bana.
Gönül: yaa metin delirdin mi sen? ne işin var orda in çabuk aşağıya.
Sevgi: bırak kızım bırak atlasın, herşeyi gibi intiharıda taklitir inanma.
Şükran: delirdin mi sen kadın benm aslan gibi ğlum gidio.
Metin: Ayşe teyze siz napıyosunuz burda yaa.
Ayşe: Mine nolur in sana bişey olursa yaşayamam ben
Osman: Ayşe insene aşağı yürğimemi indireceksin benim
Ayşe: İnmiycem sen huysuzluklarından vazgeçmedikçe.
Osman: ben sensiz naparım, kurban olurum in.
Metin: yaa yeter yaa yeter. Gönül beni duyuyomusun.
Gönül: duyuyorum metin. Yalvarırım in aşağı
Metin: bir tek şartla inerim yoksa yaşamanın bi anlamı yok benim için benimle evlenirmisin?
Sevgi: hayır gönül kabul etmiceksin.
gönül: anne sus allah aşkına.
Metin: bak 3 e kadar sayıyorum. benimle evlenirmisin?,
Sevgi: Hayır
Gönül: Yaa anne sus sus
Metin: gönül 1
Efe: Gönül et artık hepimiz donucaz.
Metin:2
Şükran: Kurban olayım kabul et oğlum seni çok seviyor.
metin: benden günah gitti 3 ve atlar...



yaa bence bitek mine atlasaydı da olurdu

DENİZİN RÜYA SAHNESİ.

Aslı merdivenlerden koşarak aşağıya iner.
Alp ise arabadan inmektedir..

ALP(nuri alço):Merhaba yavrucuğumm.Ben babanın arkadaşıyım bugün seni okuldan ben alaciğim.
ASLI:Reca ederim,bırakın bu zırvalıkları,benim acilen ders çalışmam lazım.(der ve gitmeye yeltedir,alp onu kolundan tutar.)
ALPers çalışmayı bırakacak evinin kadını olacaksın.
ASLI:Bırak beni beni
ALP:Gel buraya gel bak sana nuri alço gazozu ısmarliycim.
Tam bu sırada deniz yani namı değer matrix gelir..
DENİZ:Bırak o kızı...
ALP:Ulennnn..
DENİZ:Hayır dostum yanlış bildin neo değil.(gözlüklerini çıkarır)Doğru cevap deniz olacaktı.
ASLI:Ahh deniz.Bu sıcakta bu paltoyla ne işin var kuzum?Çıkar şunu isilik olucaksın.
DENİZMontuna pakar)Kusura bakma minik kuşum çıkaramam.Sıcak mıcak ama matrix'in felsefesine aykırı.
ALP:Senin her yerin aykırı olsa ne yazar dingl(silahını doğrultur denize)
Aslı elini ağzına götürerek:Aaaaa
DENİZ:Ben burada matrix olmuşum sen hala kurşundasın mermidesin.Sana kızı bırak demiştim.Ne yazık ki anlamamışsın,sen bilirsin..(der ve gözlüklerini takar)
ASLIeniz dikkat et sıkıştıracak seni...
Alp arkasında denizin:Buradayım oğlum matriX.şiit buradayım.
ASLIeniz çık aradan.Sıkıştıracak seni..Çık diyorum....
ALPeniz bak nerdeyim deniş,şiit oğlum buradayım...
ASLIeniz sıkıştıracak seni..
DENİZ:Hayırr hayırr.(uyanır)

29. BÖLÜMDEN
Efe: Ya kızım sen keçi boynuzu pekmezi falan mı yedin?
Su: Keçi boynuzu pekmezi mi? Nasıl yani?
Efe: Ya bir çeşit afrodizyak işte...
Su: Afrodizyak?
Efe: Ya işte beni yak..kendini yak.. her şeyi yak aaaaa!!!

29. Bolum - Son Sahne

Deniz: Nasil? Yakistilar dimi?
Asli: Evet, de... Deniz, ya, annen surekli bize bakiyor. Sen kizmadigindan eminmisin?
Deniz: Ya hayatim, ben onunla herseyi acik acik konusdum. Merak etme, uzme kendini, tamam mi?
Ayse: Canan iyi misin kizim?
Canan: Yok Ayse abla. Iyiyim de... Bi sanci gelip gitti galiba.
Deniz: Biliyormusun, zaten guzeldin boyle cok daha guzel olmussun.
Asli: Biliyorum Deniz bey. Ya sus artik. Bak nikah kiyilcak hadi.
Deniz: Ya tamam. Son bi sey daha soylucem.
Asli: Ay çenen dustu tamam hadi son kez soyle bakalim.
Deniz: Nedersin? Belki sende benimle evlenirsin hi?
Asli: (Bi kac saniye sessizlikden sonra) Abla!?
Ayse: Canan neyin var kizim?
Asli: Abla iyimisin?
Ayse: Canan iyimisin yavrum?
Canan: Bebek... Bebek geliyor galiba...

29. BÖLÜM EFE'NİN RÜYASI

Su: Ne güzel araba hepsi senin mi
Efe:evet benim yalnız garajımda duranlardan sadece bi tanesi
Su: hmm Demek çok kazanıyorsun
Efe:eee öyle zamanında çok çalıştım güzelim olmadı sonra sonra babamın çakmak koleksiyonuna milyon dolar veren birileri çıktı bizde verdik zıppoyu aldık cukkayı yahu sende köpürttükçe köpürttün be yavrucum senin adın ne bakayım
Su: Su
Efe:Su Haa yalnız ben buralarda suya sabuna dokunur kimseleri görmedim
Su: yıllardır seni bekliyorum desem
EFE:ya bende bu arabayı burada bırakıp senle ayyuka çıkalım desem
Su: ayyuka mı nedir ayyuka
Efe: BİLMEM İNSANLAR CÜMLE İÇİNDE KULLANDIĞINA GÖRE HERHALDE BİR ANLAMI VARDIR DİMİ.
EFE: HADİ GİDELİM
Osman:Gidemezsin
Efe:Bismillah Osman amca fakat sen
Osman: BEN YA. AMA SENİN BORÇLARIN AYYUKA ÇIKTI BABANA BORCUN VAR ANANA BORCUN VAR KARDEŞİNE BORCUN VAR PATRONUNA BORCUN VAR BİDE BU KIZI BENİM EVE SOKTUN ONDANDA KİRA BORCUN VAR.YÜRÜ GİDİYORUZ
EFE:AMAN AMAN NEREYE GİDİYORSUNUZ OSMAN AMCA BEN BU KIZA GÖNÜL KOYMUŞUM YAPMAYIN YA
OSMAN:BORÇLARINA İSTİNADEN ONA HACİZ KOYDUM
EFE:YA NE HACİZİ SULAR İDARESİ MİSİN SEN YA
EFE:AA GÖNÜL HOCA YENGEM
GÖNÜL:EFE BAK BU SANA GELMİŞ AYAĞINADA Bİ MESAJ VAR BAK
EFE:MESAJ MI NE MESAJI YA.
EFE: NE MESAJI YA FATURA BU ALLAHIM FATURA UÇAN KUŞA BİLE BORCUM VAR YA BEN BUNLARI NASIL ÖDEYECEĞİM FATURA FATURA FATURA
Osman : ÖDEYECEKSİN
EFE:AAA ARABAM ARABAM
EFE: NASIL ÖDEYECEĞİM NASIL ÖDEYECEĞİM ÖDEYECEĞİM….(uyanır)

metin gönülü hastanenin bahçesinde dansa davet eder ve orkestra çalmaya başlar...

mine: bu hangi şarkı ya

su: "ben sende tutuklu kaldım"

efe: işte polis adamın şarkısıda böyle olur...

deniz-kerem karşılaşması (aslı'ya aşık iki erkeğin kavgası)

kerem:deniz!bu ne güzel süpriz böyle.tamam serap sen amfine git,daha sonra görüşürüz!

hoşgeldin.(kerem elini uzatır ama deniz elini vermez)
gelsene!
bende aslı'nın yerine yeni birisini bakıyordum.ama anlaşılan o ki aslı gibisini bulmak zor olucak!

deniz:evet duydum.ve bütün okulda bunu konuşuyormuş.

kerem:pardon?

deniz:aslı'yı bir türlü unutamadığınızı!

kerem:bak deniz!seni ilk gördüğüm günden beri,karşıma bu saçma tavırla çıkıyosun.ama artık yeter!sonuçta hoşgörünün de bir sınırı vardır.

deniz:benim sabrımın da bir sınırı var,kerem....hoca!
aslı'dan uzak dur!yoksa seni doğduğuna pişman ederim!

kerem:elinden geleni ardına koyma o zaman,ben onun sadece öğretmeniyim.

deniz:umarım öyledir ve bunu zaman gösterecek!ve eğer söylediklerimde haklıysam işte o zaman karşına daha farklı çıkarım!

Canan doğum yapmak üzeredir..sedye getiren adam cananın kim olduğunu denize sorar.
ADAM:bebek kim?
DENİZ:kardeşim
ADAM:babası kim bu bebeğin?
DENİZ:babam
ADAM:ee bu hanfendi de annen oluor o zaman.
DENİZ:olur mu canım o benim ablam
ADAM:nasıl yani?!Beyefendi siz benimle dalga mı geçiyorsunuz?

Aslı:deniz! Senin ne işin var burada neden geldin
Deniz:ne demek ne işin var babam hastaneye gitti bende seninle yarım kalan konuşmamızı bitirmek için konağa gittim buraya geldi dediler ne yapıyosunuz siz burada
Aslı:ya işte efenin aklına uyduk ona yardım etmeye geldik
Deniz:heee!..(manalı bir şekilde) efeyle bu aralar başka konularda da yardımlaştığınızı duydum
Aslı:deniz bak okulda olanları duyduğunu ve buraya bunları konuşmaya geldiğini biliyorum ama şimdi gerçekten hiç sırası değil
Deniz:peki ne zaman sırası gelecek aslı bana neler döndüğünü ne zaman anlatacaksın
Aslı iki salak kız benden sonra gelip sana bunları anlattı dimi
Deniz:aynen öyle ayrıca o iki kızda pek salağa benzemiyorlardı daha çok ikinizin onları salak yerine koymaya çalıştğınızı söylediler haaa!!!(yine manalı)hatta üçünüzün mü demelidim bide kerem hoca vardı demi bide sana özel ayarladığı sınavlar meselesi
Aslı:üfff deniz ya of ya sınavlar falan değil sadece bi tane sınav ve senin bundan haberin vardı
Deniz:evet var ama bütün okulun sizin aşk dedikodularınızla çağkalandığından yeni haberim oldu
Aslı:tamam bak yarın ilk iş gidip sen dahil herkese dert olan bu Allah’ın cezası sınavın iptalini istiycem tamam mı oldu mu böylece kimse benim torpile ihtiyacım olmadığını da anlıycak
Deniz:peki bu efeyle sevgili meselesini nasıl anlatacaksın bana
Mine:ya kimle konuşuyosun iki saattir noluyo aaa pardon tartışıyodunuz galiba
Aslı:hayır canım tartışmıyoduk konuşuyoduk sadece
Deniz:evet efe beyle aslı hanımın tıp fakültesinde muhteşem iki sevgili gibi davranmalarını konusunda konuşuyoduk
Minebüyük bir sevinçle tabii)NEEEEE!.....oha aslıcım doğru mu bunlar
Aslı:artık saçmalamayı keser misiniz
Deniz:aslı bak bi açıklama yapmadan hiçbir yere gitmiyorum
((((((o sırada Suyun ailesi gelir tabi Su’da yanında)))))))
Aslı:gitsen iyi olacak çünkü geldiler
Deniz:bana da geldiler aslı tamam mı bana da gelenler geldiler
Aslı:hoş geldiniz
Su:hoş bulduk ııııı….annecim babacım bubuyrun
Su’nun annesi:meraba kızım meraba
Su:babacım bu sana hep bahsettiğim arkadaşım aslı
Su’nun babası:heee şu tıp fakültesinde okuyan
Su:heh
Su B.:hoş bulduk doktor hanım kızım
Aslı:hoş geldiniz efendim
Su B.:hoş bulduk
Su:buda bizimle aynı okulda olan mine
Deniz(arkadan atladı hemen):ııı bende deniz efendim hoş geldiniz
Su B:bu arkadaşta mı burada oturuyor sultan
Su:aaa olur mu babacım hiç erkek adam kızlar evinde oturur mu bu bizim bakkal yani çırağı yani yeni çırağı dimi deniz haa şimdi biz yarın hiç bir şey istemiyoruz denizcim sen bize yarın iki şişe süt bi ekmek bide bu toprağın gazetesi falan hadi denizciğim hadi canım kardeşim hadi hadi bakayım

Efe:dur birader o kız kuruları kuzuyu zor duruma düşürmese girermiydik böyle bir oyuna
Deniz:sus sus konuşma bana niye söylemediniz peki
Deniz:ee birader aramış kız seni sen demişsinki işim var bilmem ne esrarengiz esrarengiz konuşunca kız direk beni aradı ne yapsın
Deniz:heee sende telefonu açtın buyurun ben deniz kiralık sevgili efe nasıl yardımcı olabilirim telefonu kapattın vazifeni yaptım öylemi
Efe:ya ne diyosun birader ya don lastiği gibi uzattın haa iyiki sana söylememişik söyleyince tepkin budur yani
Deniz:varya hayatın yalanla dolanla iş çevirmekten ibaret oldu ya abinin evindeki durum nasıl orda ne dümenler çevriyosun şimdi
Efe:önce sağa kuruyorum sonra sola kuruyorum ya ne dümen çevircem manyak mısın gemicimiyim ben ya alla alla herkesin yardımına koşalım ondan sonra adımız dümenciye çıksın ohh iyi be
Deniz:heee o evde çevirdiğin haltlar senin eserin değil yani
Efe:ya tamam güzel kardeşim tamam organizasyon bizzat efe kaygısız ama başrollerde anadoludan gelen Rasim amca hacer teyze ve biricik evlatları sultan Süleyman oynuyo
Deniz:ya olum sen ne sultanı ne süleymanı ya
Efe : ya birader sabahtan beri su kod adlı sevigilimin ailesine söylediği yalanları telafi etme çabasındayım ya ya ben bugün kaç dereden su getirdim senin haberin var mı olum


((efe’nin telefonu çalar))
Efe:ha al bak yine o arıyo kimbilir yine ne oldu ..alo noldu bi durum mu var …NEEE….tamam tamam ıı dur orda ya ıı ben şimdi gelip alıyorum onları ya tamam kızım panik yapmayın alla alla hadi hadi
Deniz:nolmuş yine
Aslı:su bizdeler ama annemle babamda onların yanındaymış Allahtan ev sahibi olarak tanıtmışlar onları hadi birader gidip onları almamız lazım hadi
Deniz:offf efe offf
Efe:aaa hadi güzel kardeşim bak çokk işimiz var daha hadi hadi.

Ev sahibi hacı dede içeri girer.Su ve Efe uyumaktadırlar.Efe uyandığında karşısında hacı amcayı görür.İlk tepki;

-Sübhaneke

“elveda don kişot”
Zordur arkadaş veda…
Bir el sallanır iki yana…
Görüşmek üzere diyenler,
Aldanırlar çoğu defa…
İki damla yaş olur,
Kirpikler ıslanır,
Bir daha göremem diye,
Sarılırken ağlanır…
Zordur arkadaş veda,
İnsanoğlu bağlanır…
Bir hoşçakal derken bile,
Şu yürekler dağlanır…

Deniz!!
Daha minicik bi kız çocuğuydum ne zaman başım sıkışsa bi yerden koşar gelir bana elini uzatırdın.
Uzattığın o el öyle yumuşacıktı ki kalbime dokundu. işte o minicik el o sevgi dolu bakışlar içime öyle işledi ki benimle birlikte büyüyüp kocaman oldu.
Artık bu sevgi içime sığmaz oldu deniz!
Günün birinde kapına gelip seni seviyorum diye bağırırsam kızma...

Anla ki sen benim tek aşkımsın..


ah ahh o eski bölümlerrr

Ilk bölüm ilk sahne=muhtesem
Asli: mutlaka kasanmaliyim üniversiteyi benim icin tek kurtulus bu.
Efe: kazanirsin kuzu merak etme.
Deniz: hem abii hayatimis sadece bi sinav a mi bagli!? Kazanamasak baska biseyler yapariz.
Efe: sinav,sinav,sinav,sinav,sinav,sinav yok mu baska bi muhabetinis? Ben gidiyorum!
Asli: Nereye?
Efe: Nereye? Denize!

18. bölüm çok komikti

Osman Bey Efe'nin sırtına silah dayamıştır,
Efe: Ya Osman Amca Kurtuluş harbi bitti sana söylemediler mi ya?!
Murat: Allah aşkına ya gizli serviste filan mı çalışıyorsun sen?
Leman: Yoo... Abartma lütfen Murat. İstanbul'a gelmişken bebeğin odası için bir sistem almak istedim, baktım adamlar öyle ilerlemiş ki bi tane de Deniz için taktırdım.
Murat: Kusura bakma ama kazık kadar adam yani hani olur da bir gün altını ıslatıp ya da karnı sancıyıp gaz çıkardığında bunu görmesini isteyeceği son kişi sen olursun herhalde.
Leman: Sen de kusura bakma ama sen her ne kadar İstanbul'a gelmesi için önayak olsan da o benim gözümde yaptıklarıyla da, aldığı kararlarla da hala küçük bir çocuktan farksız Murat!
Murat: Tamam tamam. Ama bak ben sana bir şey söyleyim: Eğer bunu bir gün Deniz öğrenirse, yani arkasından iş çevirdiğin ve gözünün içine baka baka yalan söylediğin için seni asla affetmez.
Leman: (Güler) Yalan mı? Ne yalanı? Bu sadece onun iyiliği için söylenmiş bir pembe yalan.
Osman: Sıktın ha! Eceli gelmiş köpek gibi ne işin var senin bu evde?
Efe: Ya Osman Amca'cığım bakın, ya bu kalem var ya bu kalem—
Osman: Ne kalemi? Ha? Bukalemun gibi her renge girip her eve girip çıkıyorsun ama yine de ne bu kalemi bu kalemi diyorsun? Ne bu kalemi?
Efe: Allah'ım bir güne de romantik komediyle başlayalım, hep action hep action ya!
Mine: Ya dursana, ben de geliyorum!
Efe: Kızım sen manyak mısın ya? Osman Amca seni böyle dışarda görürse demin benle Quake oynadı senlen de İstanbul sokaklarından Counter Strike oynar ya!
Mine: Ne diyorsun be?
Efe: Üstüne bir şey giy diyorum!
Metin: Seni anlamıyorum Gönül. Yani ne demek annemlerin senle olduğumdan haberi yok? Sen günlerdir göz göre göre bana yalan söylüyorsun--
Gönül:
Ya Metin, biliyorum çok kızdın ama... bu yalan değil. Ya sadece ben, her şeyi yoluna koymak için biraz zaman kazanmak istedim. İkimizin iyiliği için.
Metin: O zaman bu sefer de annenlere birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi söylesen iyi olur Gönül Hanım.
Gönül:
Ya Metin nereye?
Metin: Burda daha fazla kalıp kötü şeyler söylemek istemiyorum. Sana pembe gelen yalanların gibi bu da ikimiz için.
Efe: Var mı kalacak bir yeriniz? Ha? Yok di mi? Ama maşallah iş efelenmeye gelince hepiniz benden efesiniz.
Efe: Ohooo ne pahalı olacak be Hafize Teyze'm, sudan... ee havadan ucuz.
Efe: İşte gördüğünüz gibi mekanımız biraz enteresan ama insan ilk şoku atlatınca ister istemez biraz ısınıyor yani. Öyle değil mi Bilal Abi?
Canan: Bilal?
Bilal: Bacım?
Hafize: (Canan'ın kulağına fısıldar) Bu senin şey değil mi?
Bilal: Teyzem?
Efe: Hah. Ben demedim mi hemen ısınırsınız diye? Bilal Abi zaten bizim bu yoklama usulü selamlaşmalarımız meş— bir dakka siz tanışıyor musunuz ya?
Bir adam:
Sen ne biçim konuşuyorsun zengin çocuğu? Buranın düzeninden haberin yok galiba?
Efe: Zengin çocuğu mu? Bilader lafını bil de konuş! Ayıp oluyor ama ha!
Aslı: Demek şahane otelde kalıyorsun? Gördük yerini, tebrik ederim!
Efe: Tamam kızım anladık sus uzatma ya!
Aslı: Asıl sen uzatma ya! Takke düştü, kel göründü Efe Bey.
Efe: Ya sizde de kaldık, ne oldu? Sabah Osman Amca üstüme Action Man gibi geldi benim takkeyi düşürüyordu ya, postu deldiriyorduk nerdeyse haberin var mı?
Aslı: Osman Amca sabah seni gördü mü yani?
Efe: Sus sus çok feci oldu. Pamela'ya da çok ayıp ettik.
Aslı: Pamela kim ya?
Efe: Ya Dallas'da kötü olan kız yok mu? Sue Ellen?
Aslı: Evet Mine?
Efe: Hah. Meğer bizim kız Sue Ellen değil Pamela'ymış.
Ayşe:
Emin misin kızım? Zeyrek'te miymiş yerleri?
Mine: Hıhı evet. Oralarda bir iş hanımıymış neymiş.
Mine: Yani anneanne sen de az değilsin ha. E pes yani.
Ayşe: Eee ben bu azgın adamı 40 yıldır nasıl idare ediyorum sanıyorsun? Pembe yalanlar olmadan erkekler idare edilmez kızım.
Deniz ve Hafize Hanım yalnız konuşurlarken içeri Aslı ve Efe girer
Aslı: Annecim biz geldik. Deniz?
Deniz: Efe?
Efe: Bi dakka abi, gözünü sefeyim bu acayip pozisyonu geçelim çünkü hakkaten sıktı yani.
Efe: Kusura bakmayın gençler ama sizin bu pembe dünyanızın pembe yalanları beni çok kırdı. Alacağınız olsun.
Mine: Eee? Önce sen başla istersen. Madem bana söyleyeceklerin varmış.
Efe: Evet. Yani... benim mevzu aslında basit be Mine. Bir o kadar da zor...
Mine: Nasıl oluyormuş öyle?
Efe: Ya ben... Ben evvelki gün büyük eşşeklik ettim. Hani derler ya "bir insanın adı çıkacağına canı çıksın" diye, işte seni vapurda görünce beni direkt ispiyonladığını zannettim. Meğersem bizimkilerin çoktan her şeyden haberi varmış. Yani boş yere hem senin günahını aldım, hem de kendimi kandırdım. Afedersin.
Mine: Bazen hepiniz çocuk olabiliyorsunuz. Geçti gitti zaten ya boşver. Hani madem benim seni ispiyonlamadığımı öğrendin sonunda, sorun yok.
Efe: Odanda kalemleri de gördüm. Halil'e o 20 milyonu sen verdin di mi?
Mine: Hiçbir kalemin yazmadığını da biliyorsun di mi? (Efeyle birlikte gülerler)
Efe: İşte bak gördün mü? Her türlü sana borçluyum. Ve sen de herkesten daha iyi biliyorsun ki, bu borcumu ödemek için 5 kuruşum bile yok. Ama galiba sana paradan daha değerli bir şey verebilirim.
Mine: Neymiş o?
Efe: (Elini uzatır) Arkadaşlık. Bizim için hayattaki en değerli şey bu. E tabii sen de istersen.
Mine: Ya bu ara çok ihtiyacım var biliyor musun? Yani... galiba reddedemicem. (El sıkışırlar)
Efe: Tamam. Evet? Söyle bakalım. Arkadaşım. Nedir senin derdin?
Mine: Ya Efe... Ben Deniz'i çok seviyorum.
Efe: Yeni bir şey değil ki bu kızım. Yani hepimiz biliyoruz.
Mine: Aslı'yla Deniz de birbirini seviyor. Bunu biliyor muydun?
Efe kahkahalara boğulmuştur,
Mine: Ya ne gülüyorsun be?! Allah Allah! Zaten sana söyleyende kabahat. Tabii eski arkadaşların ya! Beraber oldular diye mutlu oldun di mi?
Efe: Ya ne mutlu olması kızım ne diyorsun ya? Öyle bişi olsa önce onları ben bir kaşık suda gebertirim be!
Mine: Nasıl yani şimdi onlar beraber olsa sen onaylamayacak mısın?
Efe: Ya ne onayı ne diyorsun kızım ya? Bir şeyi onaylaman için önce ondan haberin olması lazım. Yani bana öyle bir bilgi gelmedi!
Mine: Tamam. Ben gözümle gördüm diyorum.
Efe: Ya bak kızım. Ne güzel sana şurda Pamela demeye başladık, sen niye Sue Ellen'lık yapıyorsun tekrar anlamıyorum ki? Bak: Deniz oğlanlan kuzu arasında böyle bir şey olursa ilk önce benim haberim olur ya! Biz bu dostluğa boşu boşuna yıllarımızı vermedik.
Mine: Aman iyi! Niye sana söylüyorum ki zaten? Bir gün kendi gözünle görünce söylersin "Mine söylemişti de inanmamıştım" diye.
Efe: Ya böyle bir şey olmayacağına göre artık bu konuyu kapatalım istersen ha?
Hamamdan çıkarken,
Efe: Ahhh... kızılderililer gibi derimi soydular ya! Valla ağzım burnum hariç her yerimden nefes alıyorum şu an.

14. bölümden




Mert: (Flash Disk'i göstererek) işte hepsi burda.
Ayşe Hanım: Ne yani.. Her şey bu bit kadar şeyin içinde mi?!
Mert: Bu bit kadar şeyin içersinde kaç bit hafıza var biliyor musunuz? Dünyanın şeyini alıyor içine.
Ayşe Hanım: Gözüme baksana sen benim! Sakın onun içinde de bir bit yeniği olmasın!
Gönül'ün Annesi: Noluyor kızım bunlara böyle Çakmaktaş Ailesi gibi. Öğlen oğulları gelir, akşam çat kapı kendileri gelir. Hiç usül bilmez mi bunlar?
Gönül: Ay ne bileyim anne, küçük yer burası adet böyle demek ki, ben de şaşırdım.
Efe: Allah Allah ya ! Kendi kazdığımız kuyuya kendimiz mi düştük? Ben ne oldu anlamadım ki bilader
Deniz: İnsan bir işaret koyar, bir şey koyar koymadın mı hiçbir şey?
Efe: Ya ne işareti oĞlum! Karayip Korsanı mıyım ben ya? Hazine mi bu?! Allah Allah.. Ben onu bi gömdüm, bir daha çıkarmam dedim oğlum. Ne işte bitti gitti.
Efe: Hoop! Eveeet. Yurtdışında çalışan oğlunuz Efe, çamaşır iznine gelmiş bulunmakta!
Şükran: Yine ne yaptın, ne oldu da birden şu kız isteme işine olur dedin bilmiyorum Efe. Ama bildiğim bir şey var o kız abini bal gibi de seviyor. Onun için bu iş olmadı diye ortalarda hiç şişinme oğlum. Yarın ola hayır ola..
Efe: Hah ! Arkası yarın diyorsun annecim ha? Çok güzel... Babam da zaten efektör korkmaz çakar...
Salih: ...
Efe: Biz neyiz hiç bilmiyorum..
Ayşe Hanım: Sen o kızın hala babasısın. Babası hiç olmamış torununun da eşşekler gibi büyükbabasının! Sorumluluktan kaçamazsın!
Osman Bey: O burda kalsaydı, benim tek sorumlu tutulacağım şey cinayet işlemek olurdu. Bu yaştan sonra içerde sürünürdüm Ayşe Hanım haberin var mı senin?
Ayşe Hanım: Hiç de bile..
Aslı: Bil bakalım bunlar ne?
Efe: Ne! Murat amca bordurlarımı dağıttı ya yoksa?
Aslı: Yuh yani aklın fikrin para. Bunlar sınav sonuçlarımız..
Efe: Ha.. Bugün müydü onlar ya..
Aslı: E bugündü tabi.. Bu saat olmuş hala bakmıyorsun kendi sonuçlarına ha.
Efe: Bizim... bizim loto yattı be kuzu. Hem yatmasa bile ben kuponu yatırmadım ya.
Aslı: Ya biliyorum. Seninkine de baktım. Ama her şeyin sonu değil be Efe ha. Olmadı bir dahaki seneye. Tabii sabah sınava girmeden birine daha kalkıp evlenme teklif etmezsen.
Efe: Ya sen beni bırak da sizin sınav ne oldu ya? Kaç puan aldın söyle bakayım?
Aslı: 367 puan almışım.
Efe: Yemin et?
Aslı: Vallahi. Ya bu ne demek biliyor musun ?
Efe: Biliyorum tabii kızım ya. Ya normal yemini bırak, sen artık Hipokrat Yemini bile edersin.
Mine: Ne yaptınız bakalım? Hepiniz gidiyor musunuz İstanbul'a ?
Efe: Vaay Sue Ellen. Kesin sen de kazanmışsındır, sen de kesin gidiyorsundur ya.
Mine: Yok ya ben bakmadım. Yani gerek kalmadı artık.
Efe: Ha doğru yaa. Seni Dallas Entirika Enstitüsü'ne burslu aldıkları için gerek yok yani di mi?

Efe:Baş parmağınla işaret parmağını birleştir bakalım birader
Deniz:Ee?
Efe:Kim oldu şimdi bu?
Deniz:Kim?
Efe:Angelina Jolie

madem eski bölümlerden konu açıldı size 12. bölümden mektup sahnesinin repliğini ekliyim

deniz-yalnız biraz daha geç kalsak direk başgöz ediyolarmış bizim deliyi, şaka gibi di mi?(efeden bahsediyor)
aslı-valla öyle, okul da bitti, üniversite falan..sıra artık ona da gelir
deniz-bakıyorum evlenmeye pek meraklısınız aslı hanım
aslı-yok canım öyle değil de işte herşey kısmet biliyosun
deniz-hımm yani bi kısmetim çıkarsa niye olmasın diyosun öyle mi?
aslı-valla tıbbı kazanırsam hiç öyle bi şansım olduğunu zannetmiyorum, daha bunun pratisyenliği var, uzman hekimliği var, sonra mecbur hizmeti var
deniz-sen şimdi beyaz önlüklü birini de bulursun, e tabi hafize teyze de bayılır buna, kızımı ne doktorlar ne bilmemneler istedi diye övünür bile hatta
aslı-valla bütün erkekler aynı be deniz, yani beyaz önlüklüsü de okul önlüklüsü de aynı.
deniz-sen bana mı bi laf sokmaya çalışıyosun?
aslı-hayır asıl sen sabahtan beri bi tuhafsın, böyle laf dolandırmalar ima etmeler falan, hayır yani bi derdin varsa açık açık konuşalım, ben hazırım
deniz-pekala, ama gerçekten konuşucaz, kıvırmak yok
aslı-tamam senden gizli saklı neyim olabilir ki?
deniz-(mektubu çıkarır)-mesela böyle bişey olabilir mi?
...
deniz-biraz daha okucak mısın, yoksa cevap vericek misin?
aslı-bunu nerden buldun deniz
deniz-bilmiyorum, bugün bi şekilde çantama girmiş işte, doğru söyle sen mi koydun
aslı-(minenin mektubu verdiği günü düşünür...)-ben sana nası inandım ya
deniz-ne
aslı-bak bunu çantana ben koymadım ve kimin koyduğunu da çok iyi biliyorum
deniz-aslı bu saatten sonra bunu kimin koyduğunun ne önemi var?önemli olan bu mektubu senin yazmış olman öyle mi?hadi ama bunu da inkar etmiceksin heralde..bak, ben senin yazını nerde olsa tanırım aslı, senin defterinden az ödev geçirmedim.bunu sen kendi ellerinle yazmışsın bizzat.
aslı-tamam bunu sana ben yazdım, yani daha doğrusu şöyle diyelim, bu mektubu sana aylar önce ben yazmıştım.
deniz-nası yani?yazmıştım demekle, yani, mıştım demekle, sana bi zamanlar bişeyler hissetmiştim demek aynı şey.fakat benim aklımın almadığı şu, niye bu zamana kadar benim bundan haberimin olmadığı...
aslı-olmadı, yani olamadı..zaten artık bunların da bi önemi kalmadı deniz.
deniz-ne yani?bana karşı benim haberim yokken bişeyler hissettiğini söylüyosun, ama şimdi benim haberim olduğunda da hiçbişey hissetmediğini söylüyosun öyle mi?
aslı-üzgünüm ama öyle işte.
deniz-bu durum bana hiç yabancı gelmedi.
aslı-ne demek istiyosun anlamadım?
deniz-çocukluğumuzdan beri mezuniyete beraber gitmek istiyoduk, hatta en çok da sen.ama o gece geldiğinde benimle dans etmek bile istemedin.işte, bu durum da bununla aynı, bunu yapmaya hakkın yok aslı.
aslı-bak bütün bu olayları birbirine bağlamaya hiç gerek yok tamam mı bu mektup aylar önceydi ve ben bunları yazarken çok samimiydim, ama üstünden çok zaman geçti hayatımızda çok şey değişti..
deniz-senin o çok şey dediğin aslında bi tek şey.yani minenin gelişi, di mi?
aslı-sen öyle anlamak isteyebilirsin ama artık bu üstünde konuşmaya değmicek kadar önemsiz bence, yani hiçbi anlamı yok, yırt gitsin
deniz-yani benim hislerimin de hiçbi anlamı yok öyle mi?
aslı-deniz, bak herşey karşılıklı güzel, sen bi başkasını, bi başkası da seni severken, bütün bu konuştuklarımız çok saçma, dedim ya işte artık yırt gitsin
deniz-pekala...
(mektubu yırtar...)
deniz-tamam?istediğin oldu mu?
aslı-tamam, sağol...bak bu konuştuklarımız iyi bi tecrübe olmadı biliyorum, ama bu mektubu o çantaya koyup tadımızı kaçıran kişi, bunu ödücek, en azından bundan emin olabilirsin, hoşçakal...