130. BÖLÜMDEN
-------------------------------------------------
1. GÜN/TAHSİN EV
Kahvaltı sofrası. Bütün aile yemekte. Sacit üzüntülü bir tavırla oturuyor, diğerleri normal normal yemeklerini yiyorlar.
Aslı elinde bir elbiseyle gelir.
ASLI
Yaprak'ın düğününde bunu giyeceğim. Nasıl?
İFFET
Ay ben ne giyeceğim Tahsin düğünde?
TAHSİN
Amaan, darılma ama sen kızdan daha meraklısın. Bir şey giyme, ne var.
İFFET
Ay olur mu öyle şey, herhangi bir düğün değil bu. Oğlanın ailesi çok sosyetikmiş bakanlar makanlar geliyormuş. Öyle alelade bir kostümle gidemem şekerim.
TAHSİN
Allah allah, düğünde Fatmacığı kim bilir yahu?
İFFET
Fatmacık ben mi oluyorum Tahsin?
Tahsin güler. Makbule İffet'in kolunu çekiştirir.
MAKBULE
Yenge, Burhan Bey de beni davet etti düğüne.
TAHSİN
O önce üç aylık birikmiş aidatını ödesin.
İFFET
Şimdi gelecekmiş konuşmaya.
Aslı yüzünü buruşturur. O sırada Sacit sinirli sinirli somurtmaktadır.
MAKBULE
Düğünde Serdar Ortaç çıkacakmış yenge.
İffet'i kendine çeker, yanağını yanağına yaslar.
MAKBULE
Böyle fotoğraf çekineceğim yanak yanağa.
İFFET
Ayyy ben ne giyeceğim düğünde Tahsin?
TAHSİN
Valla bu şartlarda Serdar Ortaç'ın beğeneceği bir şey giymek lazım herhalde.
ASLI
Ya şu kıyafete bir şey deyin ne olur ya.
SACİT
Hepiniz ne kadar mutlusunuz maşallah. Ne giyeceğiz, ne çıkaracağız, aidat ödendi mi. Efendim, Serdar Ortaç'la nasıl fotoğraf çektireceğiz. Bütün olayınız bu ya.
ASLI
Gaffur seni arıyormuş di mi?
SACİT
Evet Aslı.
ASLI
Keseceğim diyormuş di mi?
İFFET
(telaşla) Aaaa... Allah korusun ayol.
SACİT
Evet Aslı.
ASLI
Sen de gece eve gizli gizli giriyormuşsun, di mi?
SACİT
Evet Aslı.
ASLI
Ee ne olacak?
SACİT
Bilmiyorum Aslı. Ne olacak bilmiyorum. Zeynep'i göremediğim gibi şimdi peşimde potansiyel bir seri katil var. Param yok ve muhallebici gölgede kırk derece. Şimdilik olup bitenler bunlar. Ama bundan sonra ne olacak bilmiyorum Aslı.
Sacit öfkeyle masadan kalkar ve kendi evine geçer.
TAHSİN
Gaffur bunun peşinde miymiş?
MAKBULE
Evet dayı. Ayvalığa gitti diyoruz.
TAHSİN
Bir şey yapacağından değil de, Sacit de kaşındı ama, sen git kapıcının kızıyla arkadaşlık yap. Olacağı buydu işte.
Aslı giysiyi gösterir.
ASLI
Ee ne diyorsunuz?
İFFET
Dur kızım. Üff... Ayy ben ne giyeceğim düğünde Tahsin?
2. GÜN/AVRUPA YAKASI
Yaprak şaşkın bir tavırla durmakta. Kubilay yanındaki sandalyede rahat bir tavırla oturuyor. Fatoş masasında. Tanrıverdi de kahve makinasında.
YAPRAK
Serdar Ortaç mı?
KUBİLAY
Tabii yahu, en iyi seçim canım. Eğlenceli, hareketli, popüler. Ee daha ne olsun?
YAPRAK
O değil de, düğünümüzdeki müzisyene karar vermeden bir de benim fikrimi sorsaydın keşke Kubi.
KUBİLAY
Niye canım, düğünü sanki kendimiz için mi yapıyoruz? İnsanlar eğlensin, günlerce konuşulsun, şanımız yürüsün diye yapıyoruz.
YAPRAK
Hayır kendi düğünümde ben şarkı söylemek isterdim.
KUBİLAY
(şaşkın) Ne?
Kubilay bir kahkaha patlatır.
KUBİLAY
Yaprak, biri seni durdursun yahu. Hayatım, nerede görülmüş bir gelinin kendi düğününde çıkıp da çengi gibi insanları eğlendirdiği?
YAPRAK
Çengi mi?
FATOŞLAR
Ayy çocuklar düğüne çok az zaman kaldı, sinirleriniz gergin, o yüzden tartışıyorsunuz.
TANRIVERDİ
Serdar Ortaç iyi ya, hem çıkınca bir ortalık şenlenir. Sonra Yaprak çıkar sen de iki tane şarkı söylersin.
KUBİLAY
Olmaz.
YAPRAK
Olmaz derken?
KUBİLAY
Yakışık almaz canım.
YAPRAK
Kime karşı?
FATOŞ
Ee gelinliğin nasıl oldu şekerim?
YAPRAK
Çok güzel oldu, böyle baştan aşağı papatyalarla süslü. Tam bana göre.
KUBİLAY
Papatya mı?
YAPRAK
Hı hı, ne oldu?
KUBİLAY
Hiiç, annem de bugün terzideydi de. Bir iki ufak detayla ilgili fikrini söylemiş.
YAPRAK
Detay... derken?
KUBİLAY
Neyse canım, ben bir Saadettin amcaya bakıp geleyim.
Kubilay kalkıp ofisten çıkar.
YAPRAK
Bu ne demek şimdi ya?
3. GÜN/TAHSİN EV
Tahsin kendi koltuğunda, İffet ikili koltukta, Burhan da diğer tekli koltukta oturmakta.
TAHSİN
Afedersin evladım, aidatını niye ödemiyorsun sen?
BURHAN
Aay şiştim, aay şiştim. Ya Tahsin Bey amca, apartman yöneticisi sizsiniz. Saygı duyuyorum, ama bizden o kadar aidat alıyorsunuz bunun karşılığında ne tip bir hizmet veriyorsunuz sormak istiyorum?
TAHSİN
Belli evladım, elektrik, su, ısınma, kapıcı ücreti, efendim bahçe bakımı falan. Ne yapalım yani evinize köprü mü yaptıracağız?
BURHAN
İşte... Vizyon... Şu kadar bir vizyon olsa...
TAHSİN
Benim için mi diyor bu?
İFFET
Burhancım apartmandan şikâyetin mi var canım?
BURHAN
Darılma Tahsin Bey amca ama ben bu apartmanı yönetsem - kusura bakma - hiçkimseden aidat almam, üzerine bir de para veririm.
TAHSİN
Yok ya nasıl olacak o?
BURHAN
Arz, talep, marjinal fayda, üretimdöngüsü. Bunların hepsini biz okuduk üniversite mezunu olduğum için.
TAHSİN
Ne demek istiyorsun yani?
BURHAN
Koskoca ekonomi bilimini tek bir cümlede nasıl anlatabilirim ki. Ah... Peki özetleyeyim. Ekonomi sınırsız insan ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklardan karşılanması bilimidir.
TAHSİN
Ben şiştim yani valla. Sen sadede gel, ne demek istiyorsun, dilinin altında bir şey var senin.
BURHAN
Ya Tahsin Bey amca, Nişantaşı'nın göbeğinde koskoca apartmanın var. Apartmanın ön cephesinde reklâm alsak valla parayı kırarız ha.
TAHSİN
Reklâm mı?
BURHAN
He.
TAHSİN
Apartmanın ön cephesine.
BURHAN
He.
TAHSİN
Olmaz öyle şey, olur mu ya. Olmaz, yakışık almaz. Camlar kapanır bir defa.
BURHAN
E o zaman apartmanın bahçesinde sebze-meyve yetiştirip satalım.
İFFET
Aaa daha neler ayol olur mu öyle şey.
BURHAN
Aaa, niye İfot? Organik deriz parayı kırarız.
TAHSİN
Nişantaşı'nın göbeğinde bize bostancılık yaptıracak, deli mi ne.
BURHAN
Ee o zaman şöyle bir şey yapalım - fikir de hiç bitmiyor bende ha. Apartmanın girişinde boş dükkân var ya, onu araplara kiraya verelim yazın. Böyle çoluk çocuk - bahçede var ya - sallaya sallaya dolaşsınlar.
TAHSİN
Ya olmaz öyle şey, olmaz. Sen bırak bunları da aidatını öde.
BURHAN
Ödemiyorum ya, vallahi ödemem ha! Vallahi ödemem! Ya elimizde altın madeni var işletemiyoruz, bu nasıl bir şey ya. Böyle yöneticilik ben görmedim yani.
TAHSİN
Beğenmiyor musun?
BURHAN
Beğenmiyorum. Darılmaca yok. Bu apartmanın yöneticiliğine adaylığımı koyuyorum.
TAHSİN
Hodri meydan. Ol öyleyse.
Burhan güler.
TAHSİN
Bak evladım, bu apartmanın kurulduğu günden bugüne kadar kendine ait ilkeleri var. Bir kalitesi var, bir düzeni var. Seni bir defa istemezler.
BURHAN
Görürüz bakalım.
Koltuktan çantasını alır.
BURHAN
Görüşürüz İfot. Lütfen - senden rica ediyorum - siyasetin aramıza girmesine izin vermeyelim. Siyaset ayrı ilişkiler ayrı. Görüşürüz...
Kalkar ve evden çıkar. O anda Makbule gelir.
MAKBULE
Aaa Burhan Bey.
BURHAN
Düğün kıyafetin hazır mıymış?
MAKBULE
Hazır hazır. Tuvalet diktirdim.
BURHAN
Bel kısmını biraz bol yaptırsaydın. Çünkü ikramlar zengin olur, her şeyden yeriz içeriz şişeriz he mi?
Burhan ve Makbule kahkahadan kırılırlar.
BURHAN
(SESLİ) Bu arada apartman yöneticiliğine adaylığımı koyuyorum, oyunu bana verirsin di mi?
MAKBULE
Ama dayım yıllardır yöneticilik yapıyor.
BURHAN
Oy yoksa düğün de yok.
MAKBULE
Ne?
4. GÜN/MUHALLEBİCİ
Sertaç ve Tacettin masada oturuyorlar. Sertaç'ın elinde davetiye var.
SERTAÇ
Bu davetiye var ya, benim yaz tatili biletim.
TACETTİN
Niye kardeşim? Bu sene çıplaklar kampında yine barmenlik yapmayacak mısın?
SERTAÇ
İnsan bir aydan sonra üşüyor, kafa açık ya. Hem planım işlerse kendime beş yıldızlı otelde tatil planlıyorum. Hem de giyinik.
TACETTİN
Plan nedir Sertaç?
SERTAÇ
Abi Peynircioğlu ailesi gelin alıyor. Yılın düğünü. İlk on beş dakika içeriye basın alınacak. Ondan sonra fotoğraf çekmek yasak. Bütün sosyete, siyasiler içip içip göbek atacak.
TACETTİN
Eee?
SERTAÇ
Arkadaştan fotoğraf makinesini ödünç aldım abi. O görüntüler sadece kardeşinde olacak Taco. Elimi öpen gazeteye satarım artık.
TACETTİN
Peki bu biraz ayıp olmuyor mu Sertaç ya?
SERTAÇ
Niye abi? Kamuoyu bunu merak ediyor. Bir nevi hizmet.
TACETTİN
Valla bilmem.
Dönüp arkasına bakar.
TACETTİN
Sacit niye gelmedi hâlâ ya.
5. GÜN/TAHSİN EV-DIŞ KORİDOR
Gaffur ve Burhan kapı önündeler.
GAFFUR
Sandık. Sanduk… Sanduka. Sacit Kral için mi?
BURHAN
Ya ne alakası var Gaffur?
GAFFUR
O yürüyen bir ölü kanımca. Anladın sen onu.
BURHAN
Hayır ya, seçim sandığından bahsediyorum Gaffur. Hemen seçime gidiyoruz. Apartman yöneticiliği seçimine gidiyoruz. Sen ve kalabalık ailen Burhan yazıp seçim sandığının içine atıyorsunuz. Kardeşim benim, dostum, arkadaşım, kankam…
GAFFUR
Bir sakıncası var ama.
BURHAN
Nedir?
GAFFUR
Apartmanda kimse yok. Herkes tatilde. Milletin işi var gücü var.
BURHAN
Olsun canım o onların problemi. Allah allah.
Gaffur bir süre ıslık çalarak bekler.
BURHAN
Sen niye burada duruyorsun?
GAFFUR
Birini bekliyorum. Kısmetse tenhada kıstıracağım.
BURHAN
Kimi?
GAFFUR
Sacit Kral diye tabir ettiğimiz iti. Onu bir yakalarsam danananom..
O sırada Sacit kapıyı açıp Gaffur’un olduğunu görür, hemen geri kaçar.
BURHAN
(ağzında geveler) Aa şey… Ayvalık’ta diye duydum ben onu?
GAFFUR
Ha?
BURHAN
Ayvalık’ta diye duydum diyorum.
GAFFUR
Yok. Kanka o buralarda bir yerlerde. Burnum koku alıyor bak.
Koklaya koklaya Sacit’in kapısına doğru yan yan ilerlemeye başlar.
GAFFUR
Bak bak bak.
Burhan güler.
BURHAN
Kokusunu mu alıyorsun? Çok ilginç bir karaktersin sen Gaffur. Seni tanımak başlıbaşına bir tecrübeydi yani.
GAFFUR
Sağ ol kanka. Nasılım?
BURHAN
Dediğim gibi ilginç bir karaktersin Gaffur. Seçmen yelpazemde bence bir renksin, bu çok hoşuma gidiyor. Evet, seçim için oy sandığını hemen hazırla çünkü seçim kampanyasına başlıyoruz.
GAFFUR
Yapma ya.
6. GÜN/SOKAK
Bülent Bey sokağın ortasında sıkıntılı sıkıntılı durmaktayken Fatoş gelir.
BÜLENT
Aaa Fatoş Hanım.
FATOŞ
Merhaba Bülent Bey, nasılsınız?
BÜLENT
Nasıl olayım canım, canım sıkılıyor, yaz gelince herkes ter kokuyor. Nefret ediyorum.
Fatoş güler.
FATOŞ
Öyle mi?
BÜLENT
Bence erkeklere yazları dışarı çıkma yasağı konmalı. Hanımlar dolaşsın sadece. Güzel parfüm kokularıyla tiril tiril elbiseleriyle.
Fatoş yine güler.
FATOŞ
Âlemsiniz.
BÜLENT
Evet ama siz de bu dekolteyle bir âlemsiniz.
FATOŞ
Teşekkür ederim.
BÜLENT
Şey soracaktım, bu göbekli çocuk o Kubilay’ın düğününe gidecek misiniz?
FATOŞ
A tabi. Ya siz?
BÜLENT
E siz giderseniz ben de gelirim tabi, yoksa ne yapayım yani. Cem’i de çekemiyorum. Evladım diye söylemiyorum yani nasıl can sıkıcı.
FATOŞ
Boşverin, siz gelin biz sizi eğlendiririz.
BÜLENT
Sahi mi? O zaman muhakkak gelirim, bu ısrarınıza dayanamayacağım.
FATOŞ
Tamam, görüşürüz orada. Hoşçakalın.
Fatoş gider. Arkadan Sedef Hanım gelir.
SEDEF
Ay bir türlü paket yapamadılar ayol. Çok sıkıldın mı beklerken?
BÜLENT
Yok canım ben de böyle sağa sola bakıyordum.
SEDEF
Bir an önce eve gidelim de bavul yapalım Bülent. Yarın uçağımız var Bodrum’a.
BÜLENT
Aa ben sana söylemedim mi, sadece tek bir bilet bulabildik. Yarın sen uçuyorsun öbür gün ben.
SEDEF
Öbür gün mü?
BÜLENT
E tabi ben de Kubilay denen çocuğun düğününe uğrarım, Cem yalnız kalmasın babası olarak yanında olayım.
SEDEF
Tek başına ne yapacaksın ayol düğünde. Ben de öbür gün gitseydim Bodrum’a.
BÜLENT
Canım bu şehirde ne yapacaksın ya, sıcak, yapış yapış, herkes ter kokuyor. Yürü git bir an önce.
alıntı