3 posters
Tiyatro Haberleri
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°1
Tiyatro Haberleri
Tiyatro Haberlerini buraya ekleye bilirsiniz
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°2
Geri: Tiyatro Haberleri
Ankara Deneme Sahnesinin Yeni Oyunu "Düğünümüz Var" Seyirciyle buluşmaya devam ediyor……
Ankara Deneme Sahnesinin 2007-2008 tiyatro sezonunda Prof. Dr. Nurhan Karadağ'ın Araştırma, Kurgu ve Rejisini yaptığı , “Düğünümüz Var” (Düğün Evi, Oyun Evi) (köy seyirlik türünde) adlı oyun seyirciyle buluşmaya devam ediyor…
Oyunda, Müzik Düzenleme: Dr. Nedim YILDIZ'a, Dans Düzeni: Ziver AÇIL, Esin KARTALOĞLU AÇIL, Ulaş KARADAĞ'a ait.
“Düğünümüz Var” adlı köy seyirlik oyunda, Arzu Yolgösteren, Atılgan Göymen, Barış Arslan, Burçin Gülay, Celalettin Aksoy, Derya Tiryaki, Devrim Gençay, Egemen Kum, Ekin Bulut, Emine Ateş, Esin Kartaloğlu Açıl, Ferit Akal, Filiz Can, Fuat Kale, Füsun Gençay, Hakan Güngör, Hanife Birben, Kemal Kötülek, Melis Erol, Öykü Şafak, S. Gözde Akal, Sevgi Gül Çiçek, Sevgi Yavuz, Sevil Karabacak, Sibel Kış, Taşkın Ermişoğlu, Turgay Ön, Ulaş Karadağ, Umay Karadağ, Umut Karadağ, Yasin Öksüz, Yusuf Sağlam, Zafer Til rol alıyor…
Oyunun Konusu; Binlerce yıllık Anadolu geleneğinden gelen seyirlik oyunların bir araya gelmesiyle oluşmuş olan oyunda, Anadolu halkının ürettiği, yaşattığı, kendisiyle birlikte değiştirdiği ve geliştirdiği yaşama biçimi sahneye yansıtılıyor. Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan ve halen Anadolu'da pek çok köyde devam ettirilen köy seyirlik oyun gelenekleri, geleceğin tiyatrosuna önemli bir kaynaktır. Anadolu insanları, toplayıcılık mevsim dönüşümleri, ekim-dikim ve hasat zamanlarına özel bir önem vermiş, bu zamanları oruç, ritüel ve şenliklerle kutsamıştır.
' Düğünümüz Var '' (Düğün Evi, Oyun Evi) adlı Köy Seyirlik Oyun 10, 17, 24 Mart tarihlerinde Ankamall A.V.M Sanatolia Sahnesi'nde seyredilebilecek.
Yer : Ankara Ankamall (Eski Migros Akköprü) A.V.M Sanatolia Sahnesi
Gişe Tel : ( 0 312 ) 541 16 66 - 67
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2623.htm
Ankara Deneme Sahnesinin 2007-2008 tiyatro sezonunda Prof. Dr. Nurhan Karadağ'ın Araştırma, Kurgu ve Rejisini yaptığı , “Düğünümüz Var” (Düğün Evi, Oyun Evi) (köy seyirlik türünde) adlı oyun seyirciyle buluşmaya devam ediyor…
Oyunda, Müzik Düzenleme: Dr. Nedim YILDIZ'a, Dans Düzeni: Ziver AÇIL, Esin KARTALOĞLU AÇIL, Ulaş KARADAĞ'a ait.
“Düğünümüz Var” adlı köy seyirlik oyunda, Arzu Yolgösteren, Atılgan Göymen, Barış Arslan, Burçin Gülay, Celalettin Aksoy, Derya Tiryaki, Devrim Gençay, Egemen Kum, Ekin Bulut, Emine Ateş, Esin Kartaloğlu Açıl, Ferit Akal, Filiz Can, Fuat Kale, Füsun Gençay, Hakan Güngör, Hanife Birben, Kemal Kötülek, Melis Erol, Öykü Şafak, S. Gözde Akal, Sevgi Gül Çiçek, Sevgi Yavuz, Sevil Karabacak, Sibel Kış, Taşkın Ermişoğlu, Turgay Ön, Ulaş Karadağ, Umay Karadağ, Umut Karadağ, Yasin Öksüz, Yusuf Sağlam, Zafer Til rol alıyor…
Oyunun Konusu; Binlerce yıllık Anadolu geleneğinden gelen seyirlik oyunların bir araya gelmesiyle oluşmuş olan oyunda, Anadolu halkının ürettiği, yaşattığı, kendisiyle birlikte değiştirdiği ve geliştirdiği yaşama biçimi sahneye yansıtılıyor. Tarihi binlerce yıl öncesine dayanan ve halen Anadolu'da pek çok köyde devam ettirilen köy seyirlik oyun gelenekleri, geleceğin tiyatrosuna önemli bir kaynaktır. Anadolu insanları, toplayıcılık mevsim dönüşümleri, ekim-dikim ve hasat zamanlarına özel bir önem vermiş, bu zamanları oruç, ritüel ve şenliklerle kutsamıştır.
' Düğünümüz Var '' (Düğün Evi, Oyun Evi) adlı Köy Seyirlik Oyun 10, 17, 24 Mart tarihlerinde Ankamall A.V.M Sanatolia Sahnesi'nde seyredilebilecek.
Yer : Ankara Ankamall (Eski Migros Akköprü) A.V.M Sanatolia Sahnesi
Gişe Tel : ( 0 312 ) 541 16 66 - 67
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2623.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°3
Geri: Tiyatro Haberleri
2. Bademler Tiyatro Şenliği…
9-11 Mayıs tarihleri arasında hayata geçicek Bademler Tiyatro şenliğinin başvuruları başladı.
festivale katılacak topluluklar 11 Nisan Cuma gününe kadar festival başvurularını yapabilirler.
katılacak topluluklardan oyunlarının video görüntüleri istenmemektedir.
topluluklar bu tarihe kadar , iscitiyatrosu@hotmail.com adresine kendileri hakkında ayrıntılı bir özgeçmiş metni, katılacakları oyunun içeriğinin özeti , oyuncu sayısı ve oyundan fotoğraflar göndererek başvurabilirler. Tiyatro izleyicileri şenliğimize izlemek istedikleri tiyatro topluluklarını önerebilirler. İmece usulu yapılan bu festivali Türkiye Tiyatrolar Birliği Ege örgütlenmesi ve Bademler Kültür Sanat derneği birlikte düzenlemektedir.
iletişim adresleri
0 538 956 73 85 - orçun masatçı
0 536 977 91 78 - bayramali şentürk
e-posta : iscitiyatrosu@hotmail.com
Türkiye Tiyatrolar Birliği Web sayfası : www.tiyatrobulusmasi.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2621.htm
9-11 Mayıs tarihleri arasında hayata geçicek Bademler Tiyatro şenliğinin başvuruları başladı.
festivale katılacak topluluklar 11 Nisan Cuma gününe kadar festival başvurularını yapabilirler.
katılacak topluluklardan oyunlarının video görüntüleri istenmemektedir.
topluluklar bu tarihe kadar , iscitiyatrosu@hotmail.com adresine kendileri hakkında ayrıntılı bir özgeçmiş metni, katılacakları oyunun içeriğinin özeti , oyuncu sayısı ve oyundan fotoğraflar göndererek başvurabilirler. Tiyatro izleyicileri şenliğimize izlemek istedikleri tiyatro topluluklarını önerebilirler. İmece usulu yapılan bu festivali Türkiye Tiyatrolar Birliği Ege örgütlenmesi ve Bademler Kültür Sanat derneği birlikte düzenlemektedir.
iletişim adresleri
0 538 956 73 85 - orçun masatçı
0 536 977 91 78 - bayramali şentürk
e-posta : iscitiyatrosu@hotmail.com
Türkiye Tiyatrolar Birliği Web sayfası : www.tiyatrobulusmasi.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2621.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°4
Geri: Tiyatro Haberleri
Çanakkale'de 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü…...
Çanakkale'de 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü düzenlenecek bir dizi etkinlikler ile kutlanacak.
Çanakkale Belediyesi ile Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü'nün ortaklaşa düzenledikleri 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Haftası etkinlikleri bu yıl 24 Mart 2008 tarihinde başlayacak. 30 Mart 2008 tarihine kadar sürecek etkinlikler ÇOMÜ Anafartalar Yerleşkesi Süleyman Demirel Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek. Etkinlikler kapsamında 28 Mart Cuma günü Ferhan Şensoy'da kendi yazıp yönettiği ''Fername'' adlı oyunu sahneleyecek.
Etkinlik programı şöyle;
24 Mart Pazartesi Saat 20.00- Tiyatro Şarkıları ve Dans Gösterisi
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 2. ve 3. Sınıf Öğrencileri
Şarkılar; Öğr. Gör. Yonca Üzümcüoğlu
Danslar; Öğr. Gör. Buket Deniz
25 Mart Salı Saat 20.00- ''Daralanlar''
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri
Yönetmen; Handan Bayındır Tuna
26 Mart Çarşamba Saat 20.00- ''Foto-raflar''
Edip Cansever Şiirleri (Kolaj Çalışması)
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 2. Sınıf Öğrencileri
Yönetmen; Handan Bayındır Tuna
27 Mart Perşembe Saat 20.00- ''Bir Delinin Hatıra Defteri''
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü Hazırlık Sınıf Öğrencileri
Yazan; Nikolay Vasilyeviç Gogol
28 Mart Cuma Saat 20.00- ''Fername''
Ferhan Şensoy
Yazan/ Yöneten; Ferhan Şensoy
29 Mart Cumartesi Saat 14.00- ''Bir Yaz Günü Rüyası'' (Çocuk Tiyatrosu)
Yazan; William Shakespeare
Yönetmen; Mehmet Eşli
29 Mart Cumartesi Saat 20.00- ''Tartüf bey''
Tiyatro TEM
Yazan; Molliere
Yönetmen; Çetin Sarıkartal
30 Mart Pazar Saat 20.00- ''Tardieu Cabaret''
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri
Yönetmen; Doç. Dr. Erhan Tuna
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2619.htm
Çanakkale'de 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü düzenlenecek bir dizi etkinlikler ile kutlanacak.
Çanakkale Belediyesi ile Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü'nün ortaklaşa düzenledikleri 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü Haftası etkinlikleri bu yıl 24 Mart 2008 tarihinde başlayacak. 30 Mart 2008 tarihine kadar sürecek etkinlikler ÇOMÜ Anafartalar Yerleşkesi Süleyman Demirel Konferans Salonu'nda gerçekleştirilecek. Etkinlikler kapsamında 28 Mart Cuma günü Ferhan Şensoy'da kendi yazıp yönettiği ''Fername'' adlı oyunu sahneleyecek.
Etkinlik programı şöyle;
24 Mart Pazartesi Saat 20.00- Tiyatro Şarkıları ve Dans Gösterisi
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 2. ve 3. Sınıf Öğrencileri
Şarkılar; Öğr. Gör. Yonca Üzümcüoğlu
Danslar; Öğr. Gör. Buket Deniz
25 Mart Salı Saat 20.00- ''Daralanlar''
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri
Yönetmen; Handan Bayındır Tuna
26 Mart Çarşamba Saat 20.00- ''Foto-raflar''
Edip Cansever Şiirleri (Kolaj Çalışması)
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 2. Sınıf Öğrencileri
Yönetmen; Handan Bayındır Tuna
27 Mart Perşembe Saat 20.00- ''Bir Delinin Hatıra Defteri''
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü Hazırlık Sınıf Öğrencileri
Yazan; Nikolay Vasilyeviç Gogol
28 Mart Cuma Saat 20.00- ''Fername''
Ferhan Şensoy
Yazan/ Yöneten; Ferhan Şensoy
29 Mart Cumartesi Saat 14.00- ''Bir Yaz Günü Rüyası'' (Çocuk Tiyatrosu)
Yazan; William Shakespeare
Yönetmen; Mehmet Eşli
29 Mart Cumartesi Saat 20.00- ''Tartüf bey''
Tiyatro TEM
Yazan; Molliere
Yönetmen; Çetin Sarıkartal
30 Mart Pazar Saat 20.00- ''Tardieu Cabaret''
ÇOMÜ GSF Sahne ve Görüntü Sanatları Bölümü 4. Sınıf Öğrencileri
Yönetmen; Doç. Dr. Erhan Tuna
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2619.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°5
Geri: Tiyatro Haberleri
İsyanbul Kız Kulesi...
Alper Akdeniz'in yazıp yönettiği İsyanbul Kız Kulesi adlı oyun 3 Mart 2008 Güzelyalı Nazım Hikmet Sahnesinde 11.00 ve 14.00 seanslarında oynanacak ve oyun mayıs ayına kadar devam edecektir. On kişilik bir ekiple çalışmalarını sürdüren ekibin danışmanlıklarını Prof. Dr. Demir Serter, Prof. Dr. Deniz Gökengin, Prof. Dr. Ekin Ertem ve Çiğdem Şimşek yapmaktadır.
İsyanbul Kız Kulesi adlı oyun gerçek bir yaşam hikâyesinden yola çıkılarak kaleme alınmış bir metindir. Hiv + Bir kadının yaşadığı trajik bir durumu sahneye taşıyarak kadına uygulanan şiddeti, ayrımcılığı göz önüne sermeye çalıştık. Oyun İsyanın başkenti İstanbul'da geçmektedir. Oyunun dramaturgisini Ahmet Akdeniz yapmıştır.
Oyuncular ise: Ferdi Öztabak, Aykut İğdeli, Nilay Gök, Gökçe Çiçek Özülkü, İrfan Cemal Karadaş, Yıldız Akbıyık, Derya Kara, Yücel Mersin, Esra Akbaş, İsyanbul Kız Kulesi Konak Belediyesi'nce hazırlanan program dahilinde Nazım Hikmet Sahnesinde sahnelenecektir. Oyunumuz seyircilerimize ücretsiz olarak sunulacaktır.
Oyun takvimi
3 Mart 11.00-14.00
12 Mart 11.00-14.00
18 Mart 14.30-16.30
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2617.htm
Alper Akdeniz'in yazıp yönettiği İsyanbul Kız Kulesi adlı oyun 3 Mart 2008 Güzelyalı Nazım Hikmet Sahnesinde 11.00 ve 14.00 seanslarında oynanacak ve oyun mayıs ayına kadar devam edecektir. On kişilik bir ekiple çalışmalarını sürdüren ekibin danışmanlıklarını Prof. Dr. Demir Serter, Prof. Dr. Deniz Gökengin, Prof. Dr. Ekin Ertem ve Çiğdem Şimşek yapmaktadır.
İsyanbul Kız Kulesi adlı oyun gerçek bir yaşam hikâyesinden yola çıkılarak kaleme alınmış bir metindir. Hiv + Bir kadının yaşadığı trajik bir durumu sahneye taşıyarak kadına uygulanan şiddeti, ayrımcılığı göz önüne sermeye çalıştık. Oyun İsyanın başkenti İstanbul'da geçmektedir. Oyunun dramaturgisini Ahmet Akdeniz yapmıştır.
Oyuncular ise: Ferdi Öztabak, Aykut İğdeli, Nilay Gök, Gökçe Çiçek Özülkü, İrfan Cemal Karadaş, Yıldız Akbıyık, Derya Kara, Yücel Mersin, Esra Akbaş, İsyanbul Kız Kulesi Konak Belediyesi'nce hazırlanan program dahilinde Nazım Hikmet Sahnesinde sahnelenecektir. Oyunumuz seyircilerimize ücretsiz olarak sunulacaktır.
Oyun takvimi
3 Mart 11.00-14.00
12 Mart 11.00-14.00
18 Mart 14.30-16.30
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2617.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°6
Geri: Tiyatro Haberleri
DÜĞÜMLER-imiz
İnsan ağlar örerek, her ilişkisiyle bağlar kurarak tutunuyor hayata. Aidiyetinin her öğesi farklı bir renkte bir düğüm atıyor kişini hayatına. Bütünlüğe sahip bir yaşam kurabilme, geçmişten taşınanla, eğitimle, ideolojiyle dayatılan bir ağı yeniden kendi üzerimize örmekten başka birşey değil aslında. Dayatılmış hayatlar üzerine kuruyoruz yaşamlarımızı. Kendimize ait, biricik ve tek hayatımızı kurgularken bunca eylemsiz, bunca tepkisiz oluşumuzun nedeni belki de bu. Zaten hazırda olanı, dayatılmış olanı yaşıyor olmamız. Alışkanlıklar, böyle gelmiş böyle gider'ler içinde kaybolmuş olmamız.
Bir korku üzerine kurulmuş düğümler yumağı, hayatlarımız.. Ya korkularımızın kaynağı, bizi çevreleyen hakikat hakkındaki körlüğümüzden kaynaklanıyorsa? Ya bizler korkmaya programlanmış birer robota dönüştürülmüşsek? "Ey kafamıza sokulmuş, yerleştirilmiş, doğduğumuz andan itibaren beynimize ilmek ilmek işlenmiş düzenler, sistemler, düşünceler, anlayış biçimleri, görme, algılama biçimleri ezildik kaldık altınızda." Bir yerlerde bir yanlış var dedik ama çözemedik üzerimizdeki düğümleri. Şimdi boğazımıza kadar varan düğümler nefessiz bıraktığında çözmek ve fırlatıp atmak istiyoruz ama.. düğümlerle sıkılmışken yaşayamadığımız gibi hiç bağımız olmadan, hiç düğümümüz kalmadan da duramıyoruz ayakta.
Hangi düğümleri çözüp atmalı, hangilerini yenilemeli, yinelemeli?
Hangileri yaşamamızı engelliyor? Hangileri yaşama bağlıyor bizi?
Dahası hangi düğümlerle bağlanmayı kendimiz seçtik?
Hangilerini hiç sormadılar bile bize?
Düğüm-lenmek ve düğüm-lemek, etken ve edilgen olmanın farkı işte.. Bu fark etme, düğümleri çözmek anlamında sancılıdır. Kişinin kendi devriminin bir parçasıdır. DAO bu kez herkese tandık bir oyunla yaklaşıyor düğümler-imiz'e.. O ip oyununu hatırlarsınız...
Not: Oyun metninin oluşturulmasında; "Müfredat Aydını" (Necdet Şen), "Bu Millet Adam Olmaz" (Necdet Şen), "Fark" (Ahmet Inam), "Erkek Fatmalar" (Nuray Önoğlu) metinlerinden yararlanılmıştır.
Her türlü irtibat için:
Tel: 0532 350 05 35
e-mail: info@donusumatolyesi.com
web: www.donusumatolyesi.com
DAO'nun teatral geçmişi ve geleceği amatörlük üzerinedir. Grup 2005 Mayıs ayında kurulmuştur. Tiyatro yapma düşüncesi, farkındalığın dışavurmasından doğmuştur. Aklın ve bilginin varlığı ile, teatral olanı- aktarılabilir olanı- anlaşılır biçimlerle sahne üzerinde sunmayı amaçlar. Evrim sürecindeki yaşama ve zamana dair olan değişimlerin farkına varıp, kışkırtmak üzerine denemeler yapar ve denenebilir olanı insan ve çevresiyle birlikte bir atölye ortamında işler ve sergiler. Hiçbir tiyatro akımının grubu değildir ve olmayacaktır. Teatral birikimi, tiyatro için gerekli genel kültürü farklı disiplinlerle bir araya getirip, yapılabilir olanı grupça tercih eder ve seyirciye taşır.
DAO'ya göre sanat, bir dünyada kalma çabası, hayata tutunabilme arayışıdır. Bir film çekmek, resim yapmak, tiyatro yapmak; yaşanan -yaşatılan- hayata karşı bir alternatif sunma çabasıdır. Çünkü Dönüşüm Atölyesi Oyuncuları için farkındalık yalnızca bir düşünce biçimi değil bir eylem biçimidir. Farkında olan kişi için birşeylere rağmen ve karşı hayatta kalabilmek acı içeren bir süreçtir.
Bizler bu acının olumlu bir enerji ve eyleme dönüşerek bir üretim haline gelmesine çalışıyoruz. Belki de herkesin karşısına geçip açık açık düş kuruyoruz. Tabii ki düşe dalmakla kastettiğimiz apolitikleşmiş bir düşler aleminde kaybolmak değil. Çünkü Thomas Brasch'ın da dediği gibi sanatın görevi biraz da insanları hayaller yada karabasanlarla uyanık tutmaktır. Eğer bir toplum, insanların arzularının ortadan kaldırılmasına sesini çıkarmayacak duruma geldiyse, o zaman güçlüler amacına ulaşmış demektir. Oysa düşleri küçümsememek gerekir. Her şey bir düşle başlar çünkü. Bu yüzden de tiyatronun günümüzde işlevini yitirdiğine, öldüğüne inanamıyoruz. Çünkü tüm olup bitene karşı, hayatın karşısında durup açık açık düş kurmak gerekiyor. Oynamak gerekiyor. Son olarak yine Brasch'dan bir alıntıyla bitirebiliriz;
“Neden oynamalı: ölülere rahat vermemek için
Yaşayanlara rahat vermemek için
Halsiz bir toplumu korkutarak derin uykusundan
uyandırmak için...
Imdat, yaşıyorum!”
Dönüşüm Atölyesi Oyuncuları adı altında sergilenen oyunlar:
2006 Yuppi Hayat (E. Corman, J.Jouanneau, E. Durif, E. Schmitt)
Yuppi Hayat (orjinal adı; Unutmaya Karşı Tiyatro), Uluslararası Af Örgütü'nün, Fransız yazarlara kaleme aldırdığı, işkence ve savaş karşıtlığını konu alan beş kısa oyundan oluşmaktadır. Bu oyunlar; "Eğlencelik", Joel Jouanneau ; "Şu Koskoca Dünyada Iki Kişiyiz Artık", Enzo Cormann; "Jandarmalar", Eugene Durif; "Şeytanın Okulu", Eric-Emmanuel Scmitt; "Ikna Teknikleri Malzemelerinin Üretiminde Uzmanlaşmış Şirketin Basın Sözcüsünün Monoloğu", Eugene Durif. Dönüşüm Atölyesi Oyuncuları'nın 2005 yılı sonlarında sahnelemeye başladığı Yuppi Hayat, herhangi bir platform üzerinde, bu beş oyunun kesişmesinden oluşmaktadır.
Oyun, gülücüklerin ve ışıkların altında gizlenen, unutmaya ve unutturmaya yönelik yeni oyalama -ikna- tekniklerini pazarlayan ve kötülüğün -yeni- tanımınının, incitmeden, olağan bir teknik kullanarak yapıldığı, tek perdeye sıkıştırılmış bir aksiyonu içeriyor. Acımasızlıklar -kötü ve acı olan herşeyin- karşısında duyarsız kalan ve planlı bir unutturmaca ile kitlesel insanın çöküşünü hazırlayan otoriter zihniyetin, her şeyi hiçliğe çeken bir zihniyetten başka bir şey olmadığını tanımlayan vektör, Yuppi Hayat'ı sahneye taşıyan ana vektör olarak adlandırılabilir. Başka bir deyişle, Yuppi Hayat, 'şeytanın gerçek görüntüsünün, insanların acımasızlığında ve ilgisizliğinde yattığını' bağırmak için de, sahne üzerindeki oyuncuya ve gözlere iyi bir fırsat sunmaktadır.
2007 Balkon (Jean Genet)
Çevirmen Başar Sabuncu'nun deyimiyle Balkon, “temelde, iktidarın temel ayaklarının, bir yanılsamalar evindeki düşsel görkeminin betimlemesinden oluşur. Ayrıca yansımalar içinde sallanan insanlığın acizliğine dair bir övgüyü de içinde taşır. Görünenin içindeki gerçeği, çarpıcı bir mekansal kurgu ile ters yüz eder. Iktidarın ayaklarını, bir genelev çatısında bir araya getiren Genet, fantezilerinin devrimini gerçekleştirmek ister.” Aldatıcı görünüşlerin, gerçek dediğimiz olgulardan çok daha gerçek olduğunu öne süren ve bir çok oyununda buna vurgu yapan Genet Balkon'da, yanılsamaların gerçeğe dönüşümünü konu ederken, gerçeklikle sahteyi bir potada eritmek isteğini açıkça gösteriyor.
Toplumun düzenini sağlayan 3 temel kurumu temsil eden -oyundaki- üç karakterin yanılsamalar evindeki gerçeklikleri, varoluşları, hayatta ne derece gerçektir. Gerçek hayatın gerçeklikleri, bu genelevin yanılsamalarından daha mı gerçektir. Gerçek hayat ne kadar farklıdır genelevin içindeki yanılsamalar dünyasından. Yoksa yaşadığımız dünya da bir yanılsamalar bütününden mi ibarettir. Balkon'la birlikte tüm bu soruları sorguluyor Genet ve DAO.
“… evinize dönme vaktiniz geldi, hiç kuşkunuz olmasın eviniz buradan da sahte ve gerçekdışı…” Irma - Balkon
2007 Boğa Zart Zurt Masalı (Aziz Nesin-uyarlama/sokak oyunu)
Boğa Zartzurt Masalı, Aziz Nesin'in mükemmel mizahi eleştiri gücü ve diliyle kaleme aldığı bir manzum öyküden DAO tarafından uyarlandı. Ülkemiz ve belki de dünya siyasetine / siyasetçisine, eleştirel-mizahi bir bakış getiren Boğa Zartzurt Masalı, söylediklerine sokaktaki seyirciyi muhatap alıyor, bu mizahi ve eleştirel bakış açısını onlarla paylaşıyor. Sapla samanın birbirine karıştığı günümüz dünyasında, ikisinin birbirinden ayrılmasının gerekliliği düşüncesi, akılcı bir mizah anlayışı ve keskin bir dille seyirciye sunuluyor.
Ve 2008..
DAO 2008 yılında da “Düğümler-IMIZ” ve “Fotoğrafalama” projeleriyle, kendi oluşturduğu metinlerle sokakalrda ve sahnelerde seyirciyle buluşacaktır.
Her türlü irtibat için:
Tel: 0532 350 05 35
0532 654 84 12
e-mail: info@donusumatolyesi.com
web: www.donusumatolyesi.com
Adres: 6007sok. No:11/A Karşıyaka - IZMIR
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2615.htm
İnsan ağlar örerek, her ilişkisiyle bağlar kurarak tutunuyor hayata. Aidiyetinin her öğesi farklı bir renkte bir düğüm atıyor kişini hayatına. Bütünlüğe sahip bir yaşam kurabilme, geçmişten taşınanla, eğitimle, ideolojiyle dayatılan bir ağı yeniden kendi üzerimize örmekten başka birşey değil aslında. Dayatılmış hayatlar üzerine kuruyoruz yaşamlarımızı. Kendimize ait, biricik ve tek hayatımızı kurgularken bunca eylemsiz, bunca tepkisiz oluşumuzun nedeni belki de bu. Zaten hazırda olanı, dayatılmış olanı yaşıyor olmamız. Alışkanlıklar, böyle gelmiş böyle gider'ler içinde kaybolmuş olmamız.
Bir korku üzerine kurulmuş düğümler yumağı, hayatlarımız.. Ya korkularımızın kaynağı, bizi çevreleyen hakikat hakkındaki körlüğümüzden kaynaklanıyorsa? Ya bizler korkmaya programlanmış birer robota dönüştürülmüşsek? "Ey kafamıza sokulmuş, yerleştirilmiş, doğduğumuz andan itibaren beynimize ilmek ilmek işlenmiş düzenler, sistemler, düşünceler, anlayış biçimleri, görme, algılama biçimleri ezildik kaldık altınızda." Bir yerlerde bir yanlış var dedik ama çözemedik üzerimizdeki düğümleri. Şimdi boğazımıza kadar varan düğümler nefessiz bıraktığında çözmek ve fırlatıp atmak istiyoruz ama.. düğümlerle sıkılmışken yaşayamadığımız gibi hiç bağımız olmadan, hiç düğümümüz kalmadan da duramıyoruz ayakta.
Hangi düğümleri çözüp atmalı, hangilerini yenilemeli, yinelemeli?
Hangileri yaşamamızı engelliyor? Hangileri yaşama bağlıyor bizi?
Dahası hangi düğümlerle bağlanmayı kendimiz seçtik?
Hangilerini hiç sormadılar bile bize?
Düğüm-lenmek ve düğüm-lemek, etken ve edilgen olmanın farkı işte.. Bu fark etme, düğümleri çözmek anlamında sancılıdır. Kişinin kendi devriminin bir parçasıdır. DAO bu kez herkese tandık bir oyunla yaklaşıyor düğümler-imiz'e.. O ip oyununu hatırlarsınız...
Not: Oyun metninin oluşturulmasında; "Müfredat Aydını" (Necdet Şen), "Bu Millet Adam Olmaz" (Necdet Şen), "Fark" (Ahmet Inam), "Erkek Fatmalar" (Nuray Önoğlu) metinlerinden yararlanılmıştır.
Her türlü irtibat için:
Tel: 0532 350 05 35
e-mail: info@donusumatolyesi.com
web: www.donusumatolyesi.com
DAO'nun teatral geçmişi ve geleceği amatörlük üzerinedir. Grup 2005 Mayıs ayında kurulmuştur. Tiyatro yapma düşüncesi, farkındalığın dışavurmasından doğmuştur. Aklın ve bilginin varlığı ile, teatral olanı- aktarılabilir olanı- anlaşılır biçimlerle sahne üzerinde sunmayı amaçlar. Evrim sürecindeki yaşama ve zamana dair olan değişimlerin farkına varıp, kışkırtmak üzerine denemeler yapar ve denenebilir olanı insan ve çevresiyle birlikte bir atölye ortamında işler ve sergiler. Hiçbir tiyatro akımının grubu değildir ve olmayacaktır. Teatral birikimi, tiyatro için gerekli genel kültürü farklı disiplinlerle bir araya getirip, yapılabilir olanı grupça tercih eder ve seyirciye taşır.
DAO'ya göre sanat, bir dünyada kalma çabası, hayata tutunabilme arayışıdır. Bir film çekmek, resim yapmak, tiyatro yapmak; yaşanan -yaşatılan- hayata karşı bir alternatif sunma çabasıdır. Çünkü Dönüşüm Atölyesi Oyuncuları için farkındalık yalnızca bir düşünce biçimi değil bir eylem biçimidir. Farkında olan kişi için birşeylere rağmen ve karşı hayatta kalabilmek acı içeren bir süreçtir.
Bizler bu acının olumlu bir enerji ve eyleme dönüşerek bir üretim haline gelmesine çalışıyoruz. Belki de herkesin karşısına geçip açık açık düş kuruyoruz. Tabii ki düşe dalmakla kastettiğimiz apolitikleşmiş bir düşler aleminde kaybolmak değil. Çünkü Thomas Brasch'ın da dediği gibi sanatın görevi biraz da insanları hayaller yada karabasanlarla uyanık tutmaktır. Eğer bir toplum, insanların arzularının ortadan kaldırılmasına sesini çıkarmayacak duruma geldiyse, o zaman güçlüler amacına ulaşmış demektir. Oysa düşleri küçümsememek gerekir. Her şey bir düşle başlar çünkü. Bu yüzden de tiyatronun günümüzde işlevini yitirdiğine, öldüğüne inanamıyoruz. Çünkü tüm olup bitene karşı, hayatın karşısında durup açık açık düş kurmak gerekiyor. Oynamak gerekiyor. Son olarak yine Brasch'dan bir alıntıyla bitirebiliriz;
“Neden oynamalı: ölülere rahat vermemek için
Yaşayanlara rahat vermemek için
Halsiz bir toplumu korkutarak derin uykusundan
uyandırmak için...
Imdat, yaşıyorum!”
Dönüşüm Atölyesi Oyuncuları adı altında sergilenen oyunlar:
2006 Yuppi Hayat (E. Corman, J.Jouanneau, E. Durif, E. Schmitt)
Yuppi Hayat (orjinal adı; Unutmaya Karşı Tiyatro), Uluslararası Af Örgütü'nün, Fransız yazarlara kaleme aldırdığı, işkence ve savaş karşıtlığını konu alan beş kısa oyundan oluşmaktadır. Bu oyunlar; "Eğlencelik", Joel Jouanneau ; "Şu Koskoca Dünyada Iki Kişiyiz Artık", Enzo Cormann; "Jandarmalar", Eugene Durif; "Şeytanın Okulu", Eric-Emmanuel Scmitt; "Ikna Teknikleri Malzemelerinin Üretiminde Uzmanlaşmış Şirketin Basın Sözcüsünün Monoloğu", Eugene Durif. Dönüşüm Atölyesi Oyuncuları'nın 2005 yılı sonlarında sahnelemeye başladığı Yuppi Hayat, herhangi bir platform üzerinde, bu beş oyunun kesişmesinden oluşmaktadır.
Oyun, gülücüklerin ve ışıkların altında gizlenen, unutmaya ve unutturmaya yönelik yeni oyalama -ikna- tekniklerini pazarlayan ve kötülüğün -yeni- tanımınının, incitmeden, olağan bir teknik kullanarak yapıldığı, tek perdeye sıkıştırılmış bir aksiyonu içeriyor. Acımasızlıklar -kötü ve acı olan herşeyin- karşısında duyarsız kalan ve planlı bir unutturmaca ile kitlesel insanın çöküşünü hazırlayan otoriter zihniyetin, her şeyi hiçliğe çeken bir zihniyetten başka bir şey olmadığını tanımlayan vektör, Yuppi Hayat'ı sahneye taşıyan ana vektör olarak adlandırılabilir. Başka bir deyişle, Yuppi Hayat, 'şeytanın gerçek görüntüsünün, insanların acımasızlığında ve ilgisizliğinde yattığını' bağırmak için de, sahne üzerindeki oyuncuya ve gözlere iyi bir fırsat sunmaktadır.
2007 Balkon (Jean Genet)
Çevirmen Başar Sabuncu'nun deyimiyle Balkon, “temelde, iktidarın temel ayaklarının, bir yanılsamalar evindeki düşsel görkeminin betimlemesinden oluşur. Ayrıca yansımalar içinde sallanan insanlığın acizliğine dair bir övgüyü de içinde taşır. Görünenin içindeki gerçeği, çarpıcı bir mekansal kurgu ile ters yüz eder. Iktidarın ayaklarını, bir genelev çatısında bir araya getiren Genet, fantezilerinin devrimini gerçekleştirmek ister.” Aldatıcı görünüşlerin, gerçek dediğimiz olgulardan çok daha gerçek olduğunu öne süren ve bir çok oyununda buna vurgu yapan Genet Balkon'da, yanılsamaların gerçeğe dönüşümünü konu ederken, gerçeklikle sahteyi bir potada eritmek isteğini açıkça gösteriyor.
Toplumun düzenini sağlayan 3 temel kurumu temsil eden -oyundaki- üç karakterin yanılsamalar evindeki gerçeklikleri, varoluşları, hayatta ne derece gerçektir. Gerçek hayatın gerçeklikleri, bu genelevin yanılsamalarından daha mı gerçektir. Gerçek hayat ne kadar farklıdır genelevin içindeki yanılsamalar dünyasından. Yoksa yaşadığımız dünya da bir yanılsamalar bütününden mi ibarettir. Balkon'la birlikte tüm bu soruları sorguluyor Genet ve DAO.
“… evinize dönme vaktiniz geldi, hiç kuşkunuz olmasın eviniz buradan da sahte ve gerçekdışı…” Irma - Balkon
2007 Boğa Zart Zurt Masalı (Aziz Nesin-uyarlama/sokak oyunu)
Boğa Zartzurt Masalı, Aziz Nesin'in mükemmel mizahi eleştiri gücü ve diliyle kaleme aldığı bir manzum öyküden DAO tarafından uyarlandı. Ülkemiz ve belki de dünya siyasetine / siyasetçisine, eleştirel-mizahi bir bakış getiren Boğa Zartzurt Masalı, söylediklerine sokaktaki seyirciyi muhatap alıyor, bu mizahi ve eleştirel bakış açısını onlarla paylaşıyor. Sapla samanın birbirine karıştığı günümüz dünyasında, ikisinin birbirinden ayrılmasının gerekliliği düşüncesi, akılcı bir mizah anlayışı ve keskin bir dille seyirciye sunuluyor.
Ve 2008..
DAO 2008 yılında da “Düğümler-IMIZ” ve “Fotoğrafalama” projeleriyle, kendi oluşturduğu metinlerle sokakalrda ve sahnelerde seyirciyle buluşacaktır.
Her türlü irtibat için:
Tel: 0532 350 05 35
0532 654 84 12
e-mail: info@donusumatolyesi.com
web: www.donusumatolyesi.com
Adres: 6007sok. No:11/A Karşıyaka - IZMIR
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2615.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°7
Geri: Tiyatro Haberleri
İSTANBUL ÜNİVERSİTELER ARASI TİYATRO ŞENLİĞİ...
21-30 Nisan 2008
İstanbul, Kasım 2006 tarihinde Avrupa Birliği tarafından resmi olarak Essen (Almanya) ve Pecs (Macaristan) ile beraber 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edildi. Böylece pek çok projeyi hayata geçirmek için eşsiz bir fırsata sahip oldu. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı olarak bu fırsatlardan mümkün olduğunca yararlanmak ve 2010 yılının enerjisini bugünden başlayacağımız projelerle arttırmak istiyoruz. Önümüzdeki aylarda da birçok projeyi başlatmayı hedefliyoruz.
Bizi ilk günden beri çok heyecanlandıran projelerden biri de 2010 yılında gerçekleştirmeyi amaçladığımız Avrupa Üniversiteler Arası Tiyatro Şenliği. Amacımız, bu uluslararası etkinliği sizlerle işbirliği içinde hayata geçirmek. Beklentimiz, 2010'da, Avrupa'nın en büyük üniversite tiyatroları şenliğine ev sahipliği yapmanın onurunu sizlerle birlikte yaşamak.
Bu hedefimize ulaşmak için, 2008 yılında bir ilk adım olarak “İstanbul Üniversite Tiyatroları Şenliği ” yapılıyor. Bunu, 2009 yılında, “Türkiye Üniversite Tiyatroları Şenliği” izleyecek.
Bu doğrultuda, yukarıda belirttiğimiz gibi, 21-30 Nisan 2008 tarihleri arasında yapılacak olan İstanbul Üniversiteler Arası Tiyatro Şenliği'nin hazırlıkları içerisindeyiz. Bu şenliğin amaçlarından biri kentin farklı bölgelerindeki üniversitelerin tiyatro topluluklarını daha geniş izleyici kitlelerine ulaştırmak ve gençlerin birbirlerini tanımalarını, deneyimlerini paylaşmalarını kolaylaştırmak, bu buluşmaları çeşitli atölye çalışmalarıyla desteklemektir.
Şenliğimizde yer almak arzusundaysanız en geç 3 Mart Pazartesi 2008 tarihine kadar bizimle temasa geçmenizi rica ederiz.
Tel: 0212 244 45 63
E-mail: tiyatro2010@istanbul2010.org
İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti Ajansı
Sahne ve Gösteri Sanatları Direktörü
Prof. Dr. Dikmen Gürün
İstanbul 2010
Avrupa Üniversite Tiyatroları Şenliği
Proje Koordinatörü
Ümit Özdemir
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2614.htm
21-30 Nisan 2008
İstanbul, Kasım 2006 tarihinde Avrupa Birliği tarafından resmi olarak Essen (Almanya) ve Pecs (Macaristan) ile beraber 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edildi. Böylece pek çok projeyi hayata geçirmek için eşsiz bir fırsata sahip oldu. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı olarak bu fırsatlardan mümkün olduğunca yararlanmak ve 2010 yılının enerjisini bugünden başlayacağımız projelerle arttırmak istiyoruz. Önümüzdeki aylarda da birçok projeyi başlatmayı hedefliyoruz.
Bizi ilk günden beri çok heyecanlandıran projelerden biri de 2010 yılında gerçekleştirmeyi amaçladığımız Avrupa Üniversiteler Arası Tiyatro Şenliği. Amacımız, bu uluslararası etkinliği sizlerle işbirliği içinde hayata geçirmek. Beklentimiz, 2010'da, Avrupa'nın en büyük üniversite tiyatroları şenliğine ev sahipliği yapmanın onurunu sizlerle birlikte yaşamak.
Bu hedefimize ulaşmak için, 2008 yılında bir ilk adım olarak “İstanbul Üniversite Tiyatroları Şenliği ” yapılıyor. Bunu, 2009 yılında, “Türkiye Üniversite Tiyatroları Şenliği” izleyecek.
Bu doğrultuda, yukarıda belirttiğimiz gibi, 21-30 Nisan 2008 tarihleri arasında yapılacak olan İstanbul Üniversiteler Arası Tiyatro Şenliği'nin hazırlıkları içerisindeyiz. Bu şenliğin amaçlarından biri kentin farklı bölgelerindeki üniversitelerin tiyatro topluluklarını daha geniş izleyici kitlelerine ulaştırmak ve gençlerin birbirlerini tanımalarını, deneyimlerini paylaşmalarını kolaylaştırmak, bu buluşmaları çeşitli atölye çalışmalarıyla desteklemektir.
Şenliğimizde yer almak arzusundaysanız en geç 3 Mart Pazartesi 2008 tarihine kadar bizimle temasa geçmenizi rica ederiz.
Tel: 0212 244 45 63
E-mail: tiyatro2010@istanbul2010.org
İstanbul 2010
Avrupa Kültür Başkenti Ajansı
Sahne ve Gösteri Sanatları Direktörü
Prof. Dr. Dikmen Gürün
İstanbul 2010
Avrupa Üniversite Tiyatroları Şenliği
Proje Koordinatörü
Ümit Özdemir
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2614.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°8
Geri: Tiyatro Haberleri
DÜŞEVİ OYUNCULARI 10. YILINDA...
Katıl, izle, kork, dinle, sevin, üzül, düşün, gör ve hisset!
Hayata dair tüm bu duyguların şekillendiği, suskunlukların kaleme alındığı, dillendiği, sahnelendiği 10 yılı geride bırakan Düşevi Oyuncuları, 3 Mart Pazartesi saat 20.00'de, Samsun Atatürk Kültür Merkezi'nde sanatın ve tiyatronun hakim olacağı bir gecede sanat severlerle buluşuyor. Pek çok sanatçı ve sanatseverin katılacağı gecenin konuklarından biri ise tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu LEVENT ÜLGEN.
120 bin insana söz söylemek, kendini dinletmek, onların duygusunu değiştirmek ve ruhunu tamir etmek… Düşevi Oyuncuları 10 yıldır düşlere dokunarak, onları şekillendirerek, hayata dair söylenecek ne varsa düşsel bir forma sokup hayalleri sahneye taşıyor.
Şekle bürünen hayaller 10 yılda 10 bin askere, 45 bin çocuğa, 65 bin sivil büyüğe yani toplam 120 bin kişiye ulaştı.
Düşevi Oyuncuları kuruldukları günden bu yana geçen süreyi, yaşananlarla sayısal bir tabloyla dönüştürerek düşevinin bir özenti çıkarıyor adeta. Onlara göre geçmiş 10 yıl sayılarla böyle geçti;
“0 oyunda Cem'in (genel sanat yönetmeni) ezberi tamdı.
3 oyunda Olgun (oyuncu) kuliste fıkra anlatmadı.
5 kez kafamıza dekor düştü.
1 kez ışıklar gitti ve oyunu bin bir çabayla yaktığımız mumlarla tamamladık.
1 kez şiddetli yağan karda esir kaldık ve turneye geç kaldık.
25 kişi turne yaptık.
74 oyunda Muammer(efekt uzmanı) “Valla benden kaynaklanmıyor!” nidasıyla kendini savundu.
25 oyunda Ersoy (ışık uzmanı) “Valla pardon abicim” dedi.”
Her oyun farklı bir heyecan, her sezon farklı bir telaş yaşayan tiyatro, sayısal tabloyu sözlerle döktüğünde ise 10 yıl boyunca sürekli tekrarlanan, kulaklara aşina olan ve geçmiş yılları özetleyen keyfili bir derleme çıkıyor ortaya;
- Seyirci nasıl bu akşam?
- Işıklar tamam mı?
- Bir şeye ihtiyaç var mı?
- Gelmeyen var mı?
- Gişe nasıl?
- Hadi makyaja!
- Eyvah Olgun yine fıkra anlatacak!
- Hoop hop! Orası Yekta abinin askılığı, oyar…
- Bu adamın yüzü çok boya yiyor oynatmayalım bu şerefsizi çok masraflı.
- Ne! Kostüm mü yırtıldı? Kabak gibi oyarım!
- Çabuk çabuk teksti ver sahnem geldi ezberimi unuttum.
- Geçmiş olsun arkadaşlar.
- Çaktırmadan portala aç.
- Sahne aşağısına in yoksa binecem.
- Bu kadar adam bir kuliste olur mu!?
- Hayy bu kulise tuvalet yapmayan zihniyetin…
- Eeeee bu hafta iyiydi haftaya kime sattık oyunu…
- Hadi ya! Bu akşam oyun mu var? Geliyorum!
Ve şimdi Düşevi Oyuncuları, bugüne kadar Samsun'da kurulan Özel Tiyatrolar arasında perdelerini en uzun açık tutmayı başaran tiyatro olmanın haklı gururunu yaşıyor.
DÜŞEVİ OYUNCULARI 10. yıllarını 3 Mart akşamı saat 20.00'de Samsun Atatürk Kültür Merkezi'nde kutluyor. Pek çok sanatçının performans sergileyeceği gece, Samsun'da sanata ve sanatçıya olan değeri arttırmak adına da büyük önem taşıyor. Düşevi Oyuncuları'nın üstadı olan Yekta Keçeli'nin de anılacağı bu özel gecenin anlamını paylaşmak için katılan konuk sanatçılardan biri de Levent Ülgen olacak.
Düşevi Oyuncuları, zaman adına geç kalmamak, kaygıları, endişeleri paylaşmak, yaşama dair bir söz söylemek için tiyatronun vesile olduğu bu sanat buluşmasında “zamanın tahribatını azaltmak için…” orada olacak, tüm geç kalmak istemeyenlerle birlikte.
Zaman geçecekGeç kaldım diyeceksinYapmak istediklerim vardıYapamadımZamanın tahribatını azaltmak için...
Katıl: Bize katılın, gelin bu çemberin içine haydi.
İzle: İzleyin kafanızı çevirmeden, dikkatlice.
Kork: Geleceğini gör, dönen dolapların farkına var ve kork.
Dinle: Sessizce dinleyin, sessizce.
Sevin: Mutlu ol açılan bu küçük pencereden bakarken içeri.
Üzül: Üzül. Sahnedekilere, olanlara ve olmayanlara.
Düşün: En önemlisi de bu düşün, hayvandan farkını göster.
Gör: Bizi, hareket edeni, canlı olanı doğru ve yanlışı.
Hisset: Yaşadığını ve yaşamın bir oyun olduğunu.
Düşevi Oyuncuları Hakkında:
Samsun Düşevi Oyuncuları 1998 yılında kurulan ve kurulduğu yıldan itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığının profesyonel proje yardımı almaya hak kazanan tiyatrolardan birisi olup TİYAP (Tiyatro Yapımcıları Derneği), ASSİTEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) ve SASAD (Samsunlu sanatçılar Derneği) üyesidir.
Repertuar Tiyatrosu özellikleri ile hizmet vermeye çalışan Tiyatro her sezon en az İki büyük, bir çocuk oyunu ile seyirci karşısına çıkmaktadır. Yerleşik oyun düzeni dışında da Tiyatro sezon içerisinde yaklaşık yirmi turne gerçekleştirmektedir.
Samsun Düşevi Oyuncuları artık yurtiçi ve yurtdışındaki festivallere katılmayı hedeflemektedir. Tiyatro olmanın en büyük zorluklarından birisi olan yetişmiş oyuncu sorununu da kendi içinde gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ile aşan Samsun Düşevi Oyuncuları Anadolu Tiyatrosu olma özelliğinin ötesine çıkarak İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir ve Bursa gibi Büyükşehirlere düzenlemiş olduğu turnelerle de varlığını tescillemiştir.
DÜŞEVİ OYUNCULARI 10. YIL GECESİ
SAMSUNLU SANATÇILARA SAYGI
VE YEKTA KEÇELİ'Yİ ANMA
3 MART 2008 PAZARTESİ
SAAT: 20.00
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
PROGRAM
· Fuaiye Sergisi
· 55 Nokta Kuzey - Samsunlu Sanatçılar Kitabı'nın tanıtımı,
· Canlı Heykel Performans Gökhan Yerlikaya,
· Canlanan Ağaçlar Gravür Projesi ile Birol Sel,
· Tahta Yürek Projesi ile Ağaç Oyma Sanatçısı Murat Dölek,
· · Bir Solist Bir Nefes - Derya Cesur
· Doğu Rüzgarı-Minik Bir Dinleti - Grup Namaste
· Şiir Dinletisi - Işıl Akbayır & Cüneyt Alanbay
· Samsunlu Ünlü Müzisyenler - Grup Dinozorlar
· Zaten Tiyatro Dediğin.... Küçük Tiyatral Performans - Olgun Aydın - Mustafa Tacar (Düşevi Oyuncuları)
· Yekta Keçeliyi Anma - Sinevizyon
· Ustalara Saygı Dans Gösterisi - Tab Sahne Sanatları Dans-Bale- Müzik Okulu Dansçı : Megi Chikovani
· Kapanış Seremonisi - Sinevizyon ve Düşevi Şarkısı
· Kokteyl
CEM KAYNAR
Tel: 0 362 2317801
GSM: 0532 6949484
www.dusevioyunculari.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2613.htm
Katıl, izle, kork, dinle, sevin, üzül, düşün, gör ve hisset!
Hayata dair tüm bu duyguların şekillendiği, suskunlukların kaleme alındığı, dillendiği, sahnelendiği 10 yılı geride bırakan Düşevi Oyuncuları, 3 Mart Pazartesi saat 20.00'de, Samsun Atatürk Kültür Merkezi'nde sanatın ve tiyatronun hakim olacağı bir gecede sanat severlerle buluşuyor. Pek çok sanatçı ve sanatseverin katılacağı gecenin konuklarından biri ise tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu LEVENT ÜLGEN.
120 bin insana söz söylemek, kendini dinletmek, onların duygusunu değiştirmek ve ruhunu tamir etmek… Düşevi Oyuncuları 10 yıldır düşlere dokunarak, onları şekillendirerek, hayata dair söylenecek ne varsa düşsel bir forma sokup hayalleri sahneye taşıyor.
Şekle bürünen hayaller 10 yılda 10 bin askere, 45 bin çocuğa, 65 bin sivil büyüğe yani toplam 120 bin kişiye ulaştı.
Düşevi Oyuncuları kuruldukları günden bu yana geçen süreyi, yaşananlarla sayısal bir tabloyla dönüştürerek düşevinin bir özenti çıkarıyor adeta. Onlara göre geçmiş 10 yıl sayılarla böyle geçti;
“0 oyunda Cem'in (genel sanat yönetmeni) ezberi tamdı.
3 oyunda Olgun (oyuncu) kuliste fıkra anlatmadı.
5 kez kafamıza dekor düştü.
1 kez ışıklar gitti ve oyunu bin bir çabayla yaktığımız mumlarla tamamladık.
1 kez şiddetli yağan karda esir kaldık ve turneye geç kaldık.
25 kişi turne yaptık.
74 oyunda Muammer(efekt uzmanı) “Valla benden kaynaklanmıyor!” nidasıyla kendini savundu.
25 oyunda Ersoy (ışık uzmanı) “Valla pardon abicim” dedi.”
Her oyun farklı bir heyecan, her sezon farklı bir telaş yaşayan tiyatro, sayısal tabloyu sözlerle döktüğünde ise 10 yıl boyunca sürekli tekrarlanan, kulaklara aşina olan ve geçmiş yılları özetleyen keyfili bir derleme çıkıyor ortaya;
- Seyirci nasıl bu akşam?
- Işıklar tamam mı?
- Bir şeye ihtiyaç var mı?
- Gelmeyen var mı?
- Gişe nasıl?
- Hadi makyaja!
- Eyvah Olgun yine fıkra anlatacak!
- Hoop hop! Orası Yekta abinin askılığı, oyar…
- Bu adamın yüzü çok boya yiyor oynatmayalım bu şerefsizi çok masraflı.
- Ne! Kostüm mü yırtıldı? Kabak gibi oyarım!
- Çabuk çabuk teksti ver sahnem geldi ezberimi unuttum.
- Geçmiş olsun arkadaşlar.
- Çaktırmadan portala aç.
- Sahne aşağısına in yoksa binecem.
- Bu kadar adam bir kuliste olur mu!?
- Hayy bu kulise tuvalet yapmayan zihniyetin…
- Eeeee bu hafta iyiydi haftaya kime sattık oyunu…
- Hadi ya! Bu akşam oyun mu var? Geliyorum!
Ve şimdi Düşevi Oyuncuları, bugüne kadar Samsun'da kurulan Özel Tiyatrolar arasında perdelerini en uzun açık tutmayı başaran tiyatro olmanın haklı gururunu yaşıyor.
DÜŞEVİ OYUNCULARI 10. yıllarını 3 Mart akşamı saat 20.00'de Samsun Atatürk Kültür Merkezi'nde kutluyor. Pek çok sanatçının performans sergileyeceği gece, Samsun'da sanata ve sanatçıya olan değeri arttırmak adına da büyük önem taşıyor. Düşevi Oyuncuları'nın üstadı olan Yekta Keçeli'nin de anılacağı bu özel gecenin anlamını paylaşmak için katılan konuk sanatçılardan biri de Levent Ülgen olacak.
Düşevi Oyuncuları, zaman adına geç kalmamak, kaygıları, endişeleri paylaşmak, yaşama dair bir söz söylemek için tiyatronun vesile olduğu bu sanat buluşmasında “zamanın tahribatını azaltmak için…” orada olacak, tüm geç kalmak istemeyenlerle birlikte.
Zaman geçecekGeç kaldım diyeceksinYapmak istediklerim vardıYapamadımZamanın tahribatını azaltmak için...
Katıl: Bize katılın, gelin bu çemberin içine haydi.
İzle: İzleyin kafanızı çevirmeden, dikkatlice.
Kork: Geleceğini gör, dönen dolapların farkına var ve kork.
Dinle: Sessizce dinleyin, sessizce.
Sevin: Mutlu ol açılan bu küçük pencereden bakarken içeri.
Üzül: Üzül. Sahnedekilere, olanlara ve olmayanlara.
Düşün: En önemlisi de bu düşün, hayvandan farkını göster.
Gör: Bizi, hareket edeni, canlı olanı doğru ve yanlışı.
Hisset: Yaşadığını ve yaşamın bir oyun olduğunu.
Düşevi Oyuncuları Hakkında:
Samsun Düşevi Oyuncuları 1998 yılında kurulan ve kurulduğu yıldan itibaren Kültür ve Turizm Bakanlığının profesyonel proje yardımı almaya hak kazanan tiyatrolardan birisi olup TİYAP (Tiyatro Yapımcıları Derneği), ASSİTEJ (Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Birliği) ve SASAD (Samsunlu sanatçılar Derneği) üyesidir.
Repertuar Tiyatrosu özellikleri ile hizmet vermeye çalışan Tiyatro her sezon en az İki büyük, bir çocuk oyunu ile seyirci karşısına çıkmaktadır. Yerleşik oyun düzeni dışında da Tiyatro sezon içerisinde yaklaşık yirmi turne gerçekleştirmektedir.
Samsun Düşevi Oyuncuları artık yurtiçi ve yurtdışındaki festivallere katılmayı hedeflemektedir. Tiyatro olmanın en büyük zorluklarından birisi olan yetişmiş oyuncu sorununu da kendi içinde gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri ile aşan Samsun Düşevi Oyuncuları Anadolu Tiyatrosu olma özelliğinin ötesine çıkarak İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir ve Bursa gibi Büyükşehirlere düzenlemiş olduğu turnelerle de varlığını tescillemiştir.
DÜŞEVİ OYUNCULARI 10. YIL GECESİ
SAMSUNLU SANATÇILARA SAYGI
VE YEKTA KEÇELİ'Yİ ANMA
3 MART 2008 PAZARTESİ
SAAT: 20.00
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
PROGRAM
· Fuaiye Sergisi
· 55 Nokta Kuzey - Samsunlu Sanatçılar Kitabı'nın tanıtımı,
· Canlı Heykel Performans Gökhan Yerlikaya,
· Canlanan Ağaçlar Gravür Projesi ile Birol Sel,
· Tahta Yürek Projesi ile Ağaç Oyma Sanatçısı Murat Dölek,
· · Bir Solist Bir Nefes - Derya Cesur
· Doğu Rüzgarı-Minik Bir Dinleti - Grup Namaste
· Şiir Dinletisi - Işıl Akbayır & Cüneyt Alanbay
· Samsunlu Ünlü Müzisyenler - Grup Dinozorlar
· Zaten Tiyatro Dediğin.... Küçük Tiyatral Performans - Olgun Aydın - Mustafa Tacar (Düşevi Oyuncuları)
· Yekta Keçeliyi Anma - Sinevizyon
· Ustalara Saygı Dans Gösterisi - Tab Sahne Sanatları Dans-Bale- Müzik Okulu Dansçı : Megi Chikovani
· Kapanış Seremonisi - Sinevizyon ve Düşevi Şarkısı
· Kokteyl
CEM KAYNAR
Tel: 0 362 2317801
GSM: 0532 6949484
www.dusevioyunculari.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2613.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°9
Geri: Tiyatro Haberleri
Ankara Deneme Sahnesi, "Kardeşlik Töreni - Samah"...
Sevginin 'bilmekle' başladığına, bilmenin de ancak ve önce 'tanımayla' gerçekleşeceğine inanılır Alevi felsefesinde. Bin yıldır bu kültür törenlerle insanları bir araya getirip sevgiyi, hoşgörüyü, bilgiyi akıtmışlardır yürekten yüreğe; akıldan akıla. İşte böyle bir paylaşımı sahneye taşıyor Ankara Deneme Sahnesi. Kendi toplumu dışında tanınmayan ve ürkülen alevi kültürünü, bir 'cem ayini' ni oyunlaştırıp Türk izleyicisinin önüne çıkarıyor. Bunu yaparken de hem anadolu mozağinin bu çok renkli parçasını halkımıza tanıtmayı, hem de 'tanımayı' ve 'bilmeyi' sağlayarak insanlarımızın birbirini sevmesine önayak olmayı amaçlıyor...
Araştırması;Prof.Dr.Nurhan Karadağ, Belgin Aygün Kardeşler, Nevzat Üçyıldız, Faysal İlhan ve Hasan Yükselir tarafından yapılan gösteriyi, yine Prof.Dr.Nurhan Karadağ sahneye koyuyor. Nedim Yıldız'ın müzik düzenlemesi, Selçuk Göldere 'nin koreografisi ile büyülü bir gösteriye dönüşen Samah'da olağanüstü bir görsel şölen sizleri bekliyor.
Anadolu'nun bir çok yöresinde yapılan cem törenlerinin, kadını ve erkeği ile, ezgilerinin, danslarının ve sözlerinin buluştuğu bu gösteri yarının güzel insanına güzel toplumuna çağırıyor sizleri.
KARDEŞLİK TÖRENİ- SAMAH
Araştırma :Prof. Dr. NurhanKaradağ, Belgin Aygün Kardeşler, Faysal İlhan, Nevzat Üçyıldız, HasanYükselir
Metin -Kurgu - Yönetim : Prof. Dr. Nurhan Karadağ
MüzikDüzenleme :NedimYıldız
Dans: Selçuk Göldere
Bağlama: Erkoç Torun, Nedim Yıldız, Hasan Ballıktaş, Cem Dertsiz
Keman -Cura: Nedim Yıldız
Giysi: Tokat Otantik
Giysi Uygulama: Nazan Ön
Işık: Erkan Ergin, Mehmet Yaşayan
Oynayanlar
S. Gözde Akal, Emine Ateş, Emine Bardakçı, Kübra Bilgili, Hanife Birben, Filiz Can, Gökçen Eroğlu, Melis Erol, Füsun Gençay, Sevgi Gülçiçek, Burçin Gülay, Umay Karadağ, Derya Tiryaki, Sevgi Yavuz, Celalettin Aksoy, Özgür Başkaya, Taşkın Ermişoğlu, Ömer Eryiğit, Devrim Gençay, Hakan Güngör, Fuat Kale, Ulaş Karadağ, Umut Karadağ, Yasin Öksüz, Turgay Ön, Yusuf Sağlam, Levent Suner
(KARDEŞLİK TÖRENİ- SAMAH ) Ankamall A.V.M Sanatolia Sahnesi'nde 3 Mart, 7 Nisan,5 Mayıs Pazartesi günlerinde seyredilebilecek.
Yer : Ankara Ankamall (Eski Migros Akköprü) A.V.M Sanatolia Sahnesi
Gişe Tel : ( 0 312 ) 541 16 66 - 67
Bilgi için tel : 0539 2542880 - 0505 850 65 85
0312 3853271
: ads@ads.org.tr
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2612.htm
Sevginin 'bilmekle' başladığına, bilmenin de ancak ve önce 'tanımayla' gerçekleşeceğine inanılır Alevi felsefesinde. Bin yıldır bu kültür törenlerle insanları bir araya getirip sevgiyi, hoşgörüyü, bilgiyi akıtmışlardır yürekten yüreğe; akıldan akıla. İşte böyle bir paylaşımı sahneye taşıyor Ankara Deneme Sahnesi. Kendi toplumu dışında tanınmayan ve ürkülen alevi kültürünü, bir 'cem ayini' ni oyunlaştırıp Türk izleyicisinin önüne çıkarıyor. Bunu yaparken de hem anadolu mozağinin bu çok renkli parçasını halkımıza tanıtmayı, hem de 'tanımayı' ve 'bilmeyi' sağlayarak insanlarımızın birbirini sevmesine önayak olmayı amaçlıyor...
Araştırması;Prof.Dr.Nurhan Karadağ, Belgin Aygün Kardeşler, Nevzat Üçyıldız, Faysal İlhan ve Hasan Yükselir tarafından yapılan gösteriyi, yine Prof.Dr.Nurhan Karadağ sahneye koyuyor. Nedim Yıldız'ın müzik düzenlemesi, Selçuk Göldere 'nin koreografisi ile büyülü bir gösteriye dönüşen Samah'da olağanüstü bir görsel şölen sizleri bekliyor.
Anadolu'nun bir çok yöresinde yapılan cem törenlerinin, kadını ve erkeği ile, ezgilerinin, danslarının ve sözlerinin buluştuğu bu gösteri yarının güzel insanına güzel toplumuna çağırıyor sizleri.
KARDEŞLİK TÖRENİ- SAMAH
Araştırma :Prof. Dr. NurhanKaradağ, Belgin Aygün Kardeşler, Faysal İlhan, Nevzat Üçyıldız, HasanYükselir
Metin -Kurgu - Yönetim : Prof. Dr. Nurhan Karadağ
MüzikDüzenleme :NedimYıldız
Dans: Selçuk Göldere
Bağlama: Erkoç Torun, Nedim Yıldız, Hasan Ballıktaş, Cem Dertsiz
Keman -Cura: Nedim Yıldız
Giysi: Tokat Otantik
Giysi Uygulama: Nazan Ön
Işık: Erkan Ergin, Mehmet Yaşayan
Oynayanlar
S. Gözde Akal, Emine Ateş, Emine Bardakçı, Kübra Bilgili, Hanife Birben, Filiz Can, Gökçen Eroğlu, Melis Erol, Füsun Gençay, Sevgi Gülçiçek, Burçin Gülay, Umay Karadağ, Derya Tiryaki, Sevgi Yavuz, Celalettin Aksoy, Özgür Başkaya, Taşkın Ermişoğlu, Ömer Eryiğit, Devrim Gençay, Hakan Güngör, Fuat Kale, Ulaş Karadağ, Umut Karadağ, Yasin Öksüz, Turgay Ön, Yusuf Sağlam, Levent Suner
(KARDEŞLİK TÖRENİ- SAMAH ) Ankamall A.V.M Sanatolia Sahnesi'nde 3 Mart, 7 Nisan,5 Mayıs Pazartesi günlerinde seyredilebilecek.
Yer : Ankara Ankamall (Eski Migros Akköprü) A.V.M Sanatolia Sahnesi
Gişe Tel : ( 0 312 ) 541 16 66 - 67
Bilgi için tel : 0539 2542880 - 0505 850 65 85
0312 3853271
: ads@ads.org.tr
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2612.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°10
Geri: Tiyatro Haberleri
"BU SEN DEĞİLSİN" adlı oyunun galası salı akşamı Mujdat Gezen Tiyatrosu'nda yapıldı...
Okan Metin'in yazıp, Tülay Akın'ın yönettiği ve Arzu Yanardag ve Okan Metin'in başrollerini paylaştığı BU SEN DEĞİLSİN adlı oyunun galası salı akşamı Mujdat Gezen Tiyatrosu'nda yapıldı...
Tiyatro ve televizyon dünyasının ünlü isimlerinin katıldığı galada Mujdat Gezen oyuncular Arzu Yanardağ ve Okan Metin, yönetmen Tülay Akın ile birlikte üzerinde oyunun afişinin bulunduğu pastayı kesti... Oyunu yazan,yöneten ve oynayanların MSM mezunu olduğunu söyleyen Müjdat Gezen "Demek ki mezunlarımız güzel işlere imza atıyorlar, bu da beni mutlu ediyor." dedi...
Uzun zamandan sonra iki kişilik bir komedi oyunu ile tiyatro sahnesinde yer alan Arzu Yanardağ " Okan, çok güzel bir oyun yazmış...İki kişilik bir oyun olması, komedi olması ve Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda olması beni bu işe çekti... "dedi..Daha sonrasında Okan ile iyi bir ikili oluşturduklarını ve bundan sonra da tiyatro adına güzel işlere imza atmayı düşündüklerini söyleyen Yanardağ, bu oyuna çok emek verdikleirni ama karşılığını görmeye başladıklarını söyledi...
Bu sen değilsin her cumartesi 20.30 ve pazar 15.30 da Mujdat Gezen Tiyatrosu Savaş Dinçel Sahnesinde...
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2609.htm
Okan Metin'in yazıp, Tülay Akın'ın yönettiği ve Arzu Yanardag ve Okan Metin'in başrollerini paylaştığı BU SEN DEĞİLSİN adlı oyunun galası salı akşamı Mujdat Gezen Tiyatrosu'nda yapıldı...
Tiyatro ve televizyon dünyasının ünlü isimlerinin katıldığı galada Mujdat Gezen oyuncular Arzu Yanardağ ve Okan Metin, yönetmen Tülay Akın ile birlikte üzerinde oyunun afişinin bulunduğu pastayı kesti... Oyunu yazan,yöneten ve oynayanların MSM mezunu olduğunu söyleyen Müjdat Gezen "Demek ki mezunlarımız güzel işlere imza atıyorlar, bu da beni mutlu ediyor." dedi...
Uzun zamandan sonra iki kişilik bir komedi oyunu ile tiyatro sahnesinde yer alan Arzu Yanardağ " Okan, çok güzel bir oyun yazmış...İki kişilik bir oyun olması, komedi olması ve Müjdat Gezen Tiyatrosu'nda olması beni bu işe çekti... "dedi..Daha sonrasında Okan ile iyi bir ikili oluşturduklarını ve bundan sonra da tiyatro adına güzel işlere imza atmayı düşündüklerini söyleyen Yanardağ, bu oyuna çok emek verdikleirni ama karşılığını görmeye başladıklarını söyledi...
Bu sen değilsin her cumartesi 20.30 ve pazar 15.30 da Mujdat Gezen Tiyatrosu Savaş Dinçel Sahnesinde...
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2609.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°11
Geri: Tiyatro Haberleri
21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosu "Yıkık Kentin Kadınları" adlı oyun ile perdelerini açıyor...
21. YÜZYIL KADINLARI TİYATROSU
21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosu, “Yıkık Kentin Kadınları” adlı oyun ile 7 Mart 2008 tarihinde Gölcük Belediyesi Kongre Salonunda perdelerini açıyor.
Yıkık Kentin Kadınları oyunu bir Kabare Show. Komedi ve dram olan Kabare Show'da on iki farklı oyun sahnelenecek.
21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosundaki oyuncular ise Gölcük Kavaklı İlköğretim Okulu, Okul Aile Birliği'ndeki öğrenci velileri, okuldaki öğrencilerin anneleri. Aile birliğindeki kadın veliler, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi sonrasında zarar gören okullarına yardım amaçlı olarak tiyatrolarını kurdular. Yıkık Kentin Kadınları adlı Kabare Show, 21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosunun sahneledikleri ilk gösteri değil. 21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosu oyuncuları, tamamen amatör olarak tiyatroya başladılar. Kendi imkanları ile kurdukları tiyatroları ile Haziran 2008'de de kabare show sahnelediler. Sahneledikleri showları ile de geçen yıl okullarına yardım sağlamışlardı. 20 kişilik ekibin sahneleyeceği bu gösteriden elde edilecek gelir ise Kavaklı İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği'ne kalacak ve okulun Fen Laboratuvarına bilgisayar alınacak.
Yönetmen: Yücel Yeşilyurt
Tarih: 7 Mart 2008, Cuma
Saat: 19.30
Yer: Gölcük Belediyesi Kongre Salonu / Kavaklı - Gölcük - Kocaeli
İrtibat: Handan Özbay
Tel: 0535 217 81 81
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2608.htm
21. YÜZYIL KADINLARI TİYATROSU
21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosu, “Yıkık Kentin Kadınları” adlı oyun ile 7 Mart 2008 tarihinde Gölcük Belediyesi Kongre Salonunda perdelerini açıyor.
Yıkık Kentin Kadınları oyunu bir Kabare Show. Komedi ve dram olan Kabare Show'da on iki farklı oyun sahnelenecek.
21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosundaki oyuncular ise Gölcük Kavaklı İlköğretim Okulu, Okul Aile Birliği'ndeki öğrenci velileri, okuldaki öğrencilerin anneleri. Aile birliğindeki kadın veliler, 17 Ağustos 1999 Gölcük Depremi sonrasında zarar gören okullarına yardım amaçlı olarak tiyatrolarını kurdular. Yıkık Kentin Kadınları adlı Kabare Show, 21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosunun sahneledikleri ilk gösteri değil. 21. Yüzyıl Kadınları Tiyatrosu oyuncuları, tamamen amatör olarak tiyatroya başladılar. Kendi imkanları ile kurdukları tiyatroları ile Haziran 2008'de de kabare show sahnelediler. Sahneledikleri showları ile de geçen yıl okullarına yardım sağlamışlardı. 20 kişilik ekibin sahneleyeceği bu gösteriden elde edilecek gelir ise Kavaklı İlköğretim Okulu Okul Aile Birliği'ne kalacak ve okulun Fen Laboratuvarına bilgisayar alınacak.
Yönetmen: Yücel Yeşilyurt
Tarih: 7 Mart 2008, Cuma
Saat: 19.30
Yer: Gölcük Belediyesi Kongre Salonu / Kavaklı - Gölcük - Kocaeli
İrtibat: Handan Özbay
Tel: 0535 217 81 81
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2608.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°12
Geri: Tiyatro Haberleri
TİYATROADAM'dan "ALBAY KUŞ"...
Süpervizörlüğünü Serdar Akar'ın yaptığı TİYATROADAM'dan ALBAY KUŞ
Bulgar yazar Hristo Boytchev'in bol ödüllü ALBAY KUŞ adlı oyunu son birkaç yıldır değişik ülkelerde de sıkça sahnelenmiş ve kapalı gişe oynamıştır.
İç içe geçmiş halkların, birbiri içine dal budak salmış kültürlerin vatanı Balkan Yarımadası'nda akıl sahiplerinin başaramadığı bir arada yaşayabilme durumunun, delilerce başarılmasının, insanın, “büyük bir hayal hatta paranoya da olsa” o harika dünyayi arayışının trajikomik öyküsüdür Albay Kuş...
Savaş sırasında Balkan dağlarında belirsiz bir yer...
Hiçbir şeyin 'ne ilaç, ne yatak çarşafı, ne doğru dürüst giyecek, yiyecek' hiçbir şeyin olmadığı manastırdan bozma bir psikiyatri kliniği... Kaderlerine terkedilmiş donmamak için aynı odada kalmak zorunda olan ilginç ama zarasız altı deli ve bir uyuşturucu bağımlısı doktor...
Bir sabah manastırın bahçesine gökten bir sandık düşer...
Ve sonra...
''Sanatın izleyiciyle birebir, doğrudan ve canlı bir ilişki kurduğu alandır tiyatro. Gerçek bu alanda bir hayalle anlatılır izleyiciye. İzleyiciyi içine alıp, sarıp sarmalayıp istediği yere götürmek ister oyuncular. Bu tam bir pamuk ipliğidir. Hayalle salonun gerçekliği arasındaki o incecik bağdadır her şey. İzleyici ya inanır oyuncuya onunla düşünür hayal kurar ya da inanmaz kendi gerçeğini yaşar. Önce hep bir karanlık vardır seyirciyle oyuncu arasında. Oyuncu karanlıktan sıyrılır ışığın içine girer ve seyirciyle buluşur. Sonra birlikte bir yolculuk başlar. Ama bu yolculuktan önce oyuncu zaten başka bir yolculuğa çıkmıştır bile. Sadece masum bir isteğin çağrısına uymaktır amacı. Seyircisine ulaşmak. Düşüncelerine dokunmak, kulaklarına seslenmek, gözüne görünür olmaktır. '' diyor Tiyatroadam ve sanatın bu en zor alanlarından birisiyle karşımıza çıkıyor. Aylar süren provalar, oyunu oturtmak için yapılan beyin fırtınaları, kaçıp gidiverecekmiş gibi duran rolle hesaplaşmak ve ışığı doğru yerde yakalamak için kör karanlığa dalmak.
2007 Kasım'ında biraraya gelen Tiyatroadam oyuncuları, herkese hikâyeler anlatmak istiyorlar. İnsana ve yaşama dair bir şeyler söylemek… Oyun bittiğinde alkışları her duyduklarında bir iz bıraktıklarını düşünüyorlar ve bunu yapmayı çok istiyorlar.
Ve onlar karanlıktan çıkıp herkesi selamlıyorlar...
Prömiyerini, 11 Şubat Pazartesi 20.30'da Oyun Atölyesi'nde yapan oyunun çevirisi Nihal Geyran Koldaş'a ait, yönetmenliğini ise Murat Karasu üstlenmiş..
OYUN PROGRAMI
28 Şubat Perşembe
Saat 20:30
Çevre Tiyatrosu
Kocamustafapaşa / İstanbul
Gişe Telefonu: 0212 585 59 35
18 Mart 2008 Salı
Saat 20:30
Oyun Atölyesi
Moda Kadıköy / İstanbul
Gişe Telefonu: 0216 345 39 39
22 Mart 2008 C.tesi
Saat 20:45
Duru Tiyatro
Kadıköy Anadolu Lisesi
Moda Kadıköy
Gişe Telefonları:
0216 338 56 36
0216 338 56 46
Ayrıntı için www.tiyatroadam.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2605.htm
Süpervizörlüğünü Serdar Akar'ın yaptığı TİYATROADAM'dan ALBAY KUŞ
Bulgar yazar Hristo Boytchev'in bol ödüllü ALBAY KUŞ adlı oyunu son birkaç yıldır değişik ülkelerde de sıkça sahnelenmiş ve kapalı gişe oynamıştır.
İç içe geçmiş halkların, birbiri içine dal budak salmış kültürlerin vatanı Balkan Yarımadası'nda akıl sahiplerinin başaramadığı bir arada yaşayabilme durumunun, delilerce başarılmasının, insanın, “büyük bir hayal hatta paranoya da olsa” o harika dünyayi arayışının trajikomik öyküsüdür Albay Kuş...
Savaş sırasında Balkan dağlarında belirsiz bir yer...
Hiçbir şeyin 'ne ilaç, ne yatak çarşafı, ne doğru dürüst giyecek, yiyecek' hiçbir şeyin olmadığı manastırdan bozma bir psikiyatri kliniği... Kaderlerine terkedilmiş donmamak için aynı odada kalmak zorunda olan ilginç ama zarasız altı deli ve bir uyuşturucu bağımlısı doktor...
Bir sabah manastırın bahçesine gökten bir sandık düşer...
Ve sonra...
''Sanatın izleyiciyle birebir, doğrudan ve canlı bir ilişki kurduğu alandır tiyatro. Gerçek bu alanda bir hayalle anlatılır izleyiciye. İzleyiciyi içine alıp, sarıp sarmalayıp istediği yere götürmek ister oyuncular. Bu tam bir pamuk ipliğidir. Hayalle salonun gerçekliği arasındaki o incecik bağdadır her şey. İzleyici ya inanır oyuncuya onunla düşünür hayal kurar ya da inanmaz kendi gerçeğini yaşar. Önce hep bir karanlık vardır seyirciyle oyuncu arasında. Oyuncu karanlıktan sıyrılır ışığın içine girer ve seyirciyle buluşur. Sonra birlikte bir yolculuk başlar. Ama bu yolculuktan önce oyuncu zaten başka bir yolculuğa çıkmıştır bile. Sadece masum bir isteğin çağrısına uymaktır amacı. Seyircisine ulaşmak. Düşüncelerine dokunmak, kulaklarına seslenmek, gözüne görünür olmaktır. '' diyor Tiyatroadam ve sanatın bu en zor alanlarından birisiyle karşımıza çıkıyor. Aylar süren provalar, oyunu oturtmak için yapılan beyin fırtınaları, kaçıp gidiverecekmiş gibi duran rolle hesaplaşmak ve ışığı doğru yerde yakalamak için kör karanlığa dalmak.
2007 Kasım'ında biraraya gelen Tiyatroadam oyuncuları, herkese hikâyeler anlatmak istiyorlar. İnsana ve yaşama dair bir şeyler söylemek… Oyun bittiğinde alkışları her duyduklarında bir iz bıraktıklarını düşünüyorlar ve bunu yapmayı çok istiyorlar.
Ve onlar karanlıktan çıkıp herkesi selamlıyorlar...
Prömiyerini, 11 Şubat Pazartesi 20.30'da Oyun Atölyesi'nde yapan oyunun çevirisi Nihal Geyran Koldaş'a ait, yönetmenliğini ise Murat Karasu üstlenmiş..
OYUN PROGRAMI
28 Şubat Perşembe
Saat 20:30
Çevre Tiyatrosu
Kocamustafapaşa / İstanbul
Gişe Telefonu: 0212 585 59 35
18 Mart 2008 Salı
Saat 20:30
Oyun Atölyesi
Moda Kadıköy / İstanbul
Gişe Telefonu: 0216 345 39 39
22 Mart 2008 C.tesi
Saat 20:45
Duru Tiyatro
Kadıköy Anadolu Lisesi
Moda Kadıköy
Gişe Telefonları:
0216 338 56 36
0216 338 56 46
Ayrıntı için www.tiyatroadam.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2605.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°13
Geri: Tiyatro Haberleri
"KOCA BİR AŞK ÇIĞLIĞI" devam ediyor...
28.Şubat.Perşembe
Kenter Tiyatrosu, Saat: 20:00
29.Şubat.Cuma
Kenter Tiyatrosu, Saat: 20:00
01.Mart.Cumartesi
Kenter Tiyatrosu,,Saat: 20:00
Josiane Balasko'nun yazdığı, Zeynep Avcı'nın türkçeleştirdiği ve bugüne kadar pek çok tiyatro oyununa imza atan Işıl Kasapoğlu'nun yönettiği "KOCA BİR AŞK ÇIĞLIĞI", tiyatro sahnesinde bizi başka bir tiyatro sahnesine davet ederken, bir oyunun parlak ışıklara kavuşmasının heyecanını eğlenceli bir şekilde aktarıyor. "KOCA BİR AŞK ÇIĞLIĞI"nın oyuncu kadrosunda Tilbe Saran, Selçuk Yöntem, Bekir Aksoy ve Hazım Körmükçü yer alıyor.
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2604.htm
28.Şubat.Perşembe
Kenter Tiyatrosu, Saat: 20:00
29.Şubat.Cuma
Kenter Tiyatrosu, Saat: 20:00
01.Mart.Cumartesi
Kenter Tiyatrosu,,Saat: 20:00
Josiane Balasko'nun yazdığı, Zeynep Avcı'nın türkçeleştirdiği ve bugüne kadar pek çok tiyatro oyununa imza atan Işıl Kasapoğlu'nun yönettiği "KOCA BİR AŞK ÇIĞLIĞI", tiyatro sahnesinde bizi başka bir tiyatro sahnesine davet ederken, bir oyunun parlak ışıklara kavuşmasının heyecanını eğlenceli bir şekilde aktarıyor. "KOCA BİR AŞK ÇIĞLIĞI"nın oyuncu kadrosunda Tilbe Saran, Selçuk Yöntem, Bekir Aksoy ve Hazım Körmükçü yer alıyor.
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2604.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°14
Geri: Tiyatro Haberleri
YOLUMUZU BULALIM...
Kabare Dev Aynası, 2001'de Ali Erdoğan tarafından kurulduğu ilk günden itibaren düzenli olarak kabare oynayan belki de tek topluluk.Ali Erdoğan, Devekuşu Kabare'den edindiği tecrübelerin üzerine kalem gücünü de ekleyerek tiyatrosunu yedi sezon ayakta tutmasını bilmiş bir sanatçı. Özellikle Anadolu yakasında oturan tiyatro severlerin yakından bildiği Kabare Dev Aynası'nın gayretleri unutulmaya yüz tutmuş kabare tarzını yaşatmaya yönelik.
Adını ülkemizde kabarenin babası olarak bilinen Haldun Taner'in “Tiyatro hayatın aynası kabare dev aynasıdır” tanımından alan topluluk bugüne kadar İLİŞKİME İLİŞME (161 kez sahnelendi), SANSASYONUN KADAR KONUŞ, TIPKISININ AYNASI oyunlarını sergiledi. KÜLAHIMA ANLAT (7O kez oynandı) oyununu da devam ettirmektedir.
Bu sezonun yeni oyunu YOLUMUZU BULALIM yine ALİ ERDOĞAN'ın kaleminden çıkan bir güldürü. Çocuğa cinsel eğitim vermenin yolu, işleri kestirmeden gördürmenin yolu, kestirmeden para kazanmanın yolu, klip patlatmanın yolu, karda yürüyüp izini belli etmemenin yolu, sıkıntıyı paylaşmanın yolu gibi bilumum yolları kahkaha attırarak işleyen oyun Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nde izleyebilirsiniz. Kabare Dev Aynası oyunlarının tiryakileri yerlerini şimdiden ayırtmışlardır bizim sözümüz bu topluluğun oyunlarını izlememiş olanlara. Bu güldürüyü izleyerek hem günün yorgunluğunu atacaksınız hem de tiryakisi olacağınız değerli bir toplulukla tanışacaksınız. Oyunun kadrosunda HASTANE, YASEMİNCE,BAŞKA ISTANBUL YOK, BİZDEN SÖYLEMESİ gibi çok izlenen televizyon dizilerinin de yazar ve oyuncularından olan Ali Erdoğan'ın dışında, Mustafa Hastarakçı, Gülşah Kuzakçı, Dila Akbaş, Engin Yağcılar, Burçin Ölmez ve İsmail Can Törtop rol alıyor.
YOLUMUZU BULALIM güldürüsünü 28 Şubat, 5 Mart, 22 Mart, 29 Mart tarihlerinde Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nde 20.30'da izleyebilirsiniz.
Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi gişesi. (0216) 418 95 49
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2596.htm
Kabare Dev Aynası, 2001'de Ali Erdoğan tarafından kurulduğu ilk günden itibaren düzenli olarak kabare oynayan belki de tek topluluk.Ali Erdoğan, Devekuşu Kabare'den edindiği tecrübelerin üzerine kalem gücünü de ekleyerek tiyatrosunu yedi sezon ayakta tutmasını bilmiş bir sanatçı. Özellikle Anadolu yakasında oturan tiyatro severlerin yakından bildiği Kabare Dev Aynası'nın gayretleri unutulmaya yüz tutmuş kabare tarzını yaşatmaya yönelik.
Adını ülkemizde kabarenin babası olarak bilinen Haldun Taner'in “Tiyatro hayatın aynası kabare dev aynasıdır” tanımından alan topluluk bugüne kadar İLİŞKİME İLİŞME (161 kez sahnelendi), SANSASYONUN KADAR KONUŞ, TIPKISININ AYNASI oyunlarını sergiledi. KÜLAHIMA ANLAT (7O kez oynandı) oyununu da devam ettirmektedir.
Bu sezonun yeni oyunu YOLUMUZU BULALIM yine ALİ ERDOĞAN'ın kaleminden çıkan bir güldürü. Çocuğa cinsel eğitim vermenin yolu, işleri kestirmeden gördürmenin yolu, kestirmeden para kazanmanın yolu, klip patlatmanın yolu, karda yürüyüp izini belli etmemenin yolu, sıkıntıyı paylaşmanın yolu gibi bilumum yolları kahkaha attırarak işleyen oyun Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nde izleyebilirsiniz. Kabare Dev Aynası oyunlarının tiryakileri yerlerini şimdiden ayırtmışlardır bizim sözümüz bu topluluğun oyunlarını izlememiş olanlara. Bu güldürüyü izleyerek hem günün yorgunluğunu atacaksınız hem de tiryakisi olacağınız değerli bir toplulukla tanışacaksınız. Oyunun kadrosunda HASTANE, YASEMİNCE,BAŞKA ISTANBUL YOK, BİZDEN SÖYLEMESİ gibi çok izlenen televizyon dizilerinin de yazar ve oyuncularından olan Ali Erdoğan'ın dışında, Mustafa Hastarakçı, Gülşah Kuzakçı, Dila Akbaş, Engin Yağcılar, Burçin Ölmez ve İsmail Can Törtop rol alıyor.
YOLUMUZU BULALIM güldürüsünü 28 Şubat, 5 Mart, 22 Mart, 29 Mart tarihlerinde Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi'nde 20.30'da izleyebilirsiniz.
Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi gişesi. (0216) 418 95 49
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2596.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°15
Geri: Tiyatro Haberleri
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI'NDA MART AYI OYUNLARI..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda (İBB Şehir Tiyatroları) Mart ayı içerisinde, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (müzikal Oyun) (01-02 Mart), Size Öyle Geliyorsa Öyledir (05-09 Mart),Lüküs Hayat (Müzikal Oyun) (12-16 Mart), Tekrar Çal Sam (19-23 Mart), Keşanlı Ali Destanı (Müzikal Oyun) (26-30 Mart);
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde Titanik Orkestrası /01-02 Mart), Divane Ağaç (Yunus Emre) (05-09 Mart), Can Ateşinde Kanatlar (Mevlana) (12-16 Mart), Tozlu Çizmeler (19-23 Mart), Size Öyle Geliyorsa Öyledir (26-30Mart);
Ümraniye Sahnesi'nde Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe (01-02 Mart), Tozlu Çizmeler (05-09 Mart) Bernarda Alba'nın Evi (12-16 Mart), Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Müzikal Oyun)(19-23 Mart), Leyla İle Mecnun (Müzikal Oyun) (26-30 Mart);
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde Tekrar Çal Sam (01-09 Mart), Saygılı Yosma (12-16 Mart), Bayazıt (19-23 Mart), Eskici Dükkanı (26-30 Mart);
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde Size Öyle Geliyorsa Öyledir (01-02 Mart), Çılgın Dünya (05-09 Mart), Leyla İle Mecnun (Müzikal oyun)(12-16 Mart), Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe (19-23 Mart), İlk Göz Ağrısı (26-30 Mart);
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde Üç Kız Kardeş (01-02/19-23 Mart), Kim Kimi Kimle (05-09 Mart), Bayazıt (12-16 Mart), Bernarda Alba'nın Evi (26-30 Mart) adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak.
Harbiye Cep Sahnesi'nde Pazartesi, Perşembe ve Cuma Günleri saat 15.00'te; Salı günleri 15.00 ve 20.30'da İyi Geceler Anne ve Geçmişten Gelen Kadın adlı oyunlarımız seyirci ile buluşacak.
Tamamen çocuk oyunları sahnelenen Gaziosmanpaşa Sahnesi'nde, Cumartesi - Pazar günleri
saat 11.00'de Doğ Güneşim Doğ (8-9-15-16-22-23-29-30 Mart) adlı çocuk oyunu seyircimizle buluşacak.
Çocuk oyunlarımız, diğer sahnelerimizde seyirciyle buluşmaya devam edecek.
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde; Trafik Canavarını Gördünüz Mü? (01-02-08-09-15-16 Mart), Gökkuşağının Altında (22-23-29-30 Mart);
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde Lay Lay Lom (01-02-08-09 Mart), Temizlik Ülkesi (15-16-22-23-29-30 Mart),
Kadıköy Haldun Taner sahnesi'nde Gökkuşağının Altında (01-02-08-09-15-16 Mart),
Ümraniye Sahnesi'nde; Bir Yıldız Seç Kendine (01-02-08-09 Mart), Lay Lay Lom (15-16-22-23 Mart);
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde; Temizlik Ülkesi (01-02-08-09 Mart), Bir Yıldız Seç Kendine (22-23-29-30 Mart)
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde; Trafik Canavarını Gördünüz Mü? (22-23-29-30 Mart) Mart ayı boyunca her Cumartesi ve Pazar günü saat 11.00'de seyirciyle buluşacak.
Muhsin Kayar
İBB Şehir Tiyatroları
Basın Bürosu Sorumlusu
0212-219 10 78 -0542 415 73 65
mkayar@ibb.gov.tr , muhsinkayar@yahoo.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2594.htm
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda (İBB Şehir Tiyatroları) Mart ayı içerisinde, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (müzikal Oyun) (01-02 Mart), Size Öyle Geliyorsa Öyledir (05-09 Mart),Lüküs Hayat (Müzikal Oyun) (12-16 Mart), Tekrar Çal Sam (19-23 Mart), Keşanlı Ali Destanı (Müzikal Oyun) (26-30 Mart);
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde Titanik Orkestrası /01-02 Mart), Divane Ağaç (Yunus Emre) (05-09 Mart), Can Ateşinde Kanatlar (Mevlana) (12-16 Mart), Tozlu Çizmeler (19-23 Mart), Size Öyle Geliyorsa Öyledir (26-30Mart);
Ümraniye Sahnesi'nde Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe (01-02 Mart), Tozlu Çizmeler (05-09 Mart) Bernarda Alba'nın Evi (12-16 Mart), Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Müzikal Oyun)(19-23 Mart), Leyla İle Mecnun (Müzikal Oyun) (26-30 Mart);
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde Tekrar Çal Sam (01-09 Mart), Saygılı Yosma (12-16 Mart), Bayazıt (19-23 Mart), Eskici Dükkanı (26-30 Mart);
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde Size Öyle Geliyorsa Öyledir (01-02 Mart), Çılgın Dünya (05-09 Mart), Leyla İle Mecnun (Müzikal oyun)(12-16 Mart), Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe (19-23 Mart), İlk Göz Ağrısı (26-30 Mart);
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde Üç Kız Kardeş (01-02/19-23 Mart), Kim Kimi Kimle (05-09 Mart), Bayazıt (12-16 Mart), Bernarda Alba'nın Evi (26-30 Mart) adlı oyunlarımız seyirciyle buluşacak.
Harbiye Cep Sahnesi'nde Pazartesi, Perşembe ve Cuma Günleri saat 15.00'te; Salı günleri 15.00 ve 20.30'da İyi Geceler Anne ve Geçmişten Gelen Kadın adlı oyunlarımız seyirci ile buluşacak.
Tamamen çocuk oyunları sahnelenen Gaziosmanpaşa Sahnesi'nde, Cumartesi - Pazar günleri
saat 11.00'de Doğ Güneşim Doğ (8-9-15-16-22-23-29-30 Mart) adlı çocuk oyunu seyircimizle buluşacak.
Çocuk oyunlarımız, diğer sahnelerimizde seyirciyle buluşmaya devam edecek.
Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde; Trafik Canavarını Gördünüz Mü? (01-02-08-09-15-16 Mart), Gökkuşağının Altında (22-23-29-30 Mart);
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde Lay Lay Lom (01-02-08-09 Mart), Temizlik Ülkesi (15-16-22-23-29-30 Mart),
Kadıköy Haldun Taner sahnesi'nde Gökkuşağının Altında (01-02-08-09-15-16 Mart),
Ümraniye Sahnesi'nde; Bir Yıldız Seç Kendine (01-02-08-09 Mart), Lay Lay Lom (15-16-22-23 Mart);
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde; Temizlik Ülkesi (01-02-08-09 Mart), Bir Yıldız Seç Kendine (22-23-29-30 Mart)
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde; Trafik Canavarını Gördünüz Mü? (22-23-29-30 Mart) Mart ayı boyunca her Cumartesi ve Pazar günü saat 11.00'de seyirciyle buluşacak.
Muhsin Kayar
İBB Şehir Tiyatroları
Basın Bürosu Sorumlusu
0212-219 10 78 -0542 415 73 65
mkayar@ibb.gov.tr , muhsinkayar@yahoo.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2594.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°16
Geri: Tiyatro Haberleri
Sarah Kane - "Phaedra'nın Aşkı"...
TİYATRO OYUN KUTUSU, İngiliz yazar - “Sarah Kane”in İn - Yer Face tiyatrosunun yaramaz kızının-, yazdığı “PHAEDRA'NIN AŞKI” oyununun çarpıcı sahnelemesiyle tiyatro severleri sarsmaya devam ediyor. Oyunun yönetmenliğini Serdar Saatman üstleniyor.
Oyundaki rolleri; Yarkın Ünsal - Sevcan Yaman - Özge Bozkurt - Eylül İdiman - Şenay Bozoklar - Serdar Saatman paylaşıyor.
Bu kez sahnede olan yalnızca oyuncular değil, özel tasarlanan sahne düzeni içinde izleyiciler de oyunu çok yakından- sahneden!- izleme fırsatı bulacaklar.
Sadece 30 izleyicinin alınacağı bu çok özel gösteride izleyiciler sahnedeki özel koltuklarına oturacaklar.
Bu dehşete düşüren oyunu mesafeyi sıfırlayarak izleyecekler.
Oyun iç dinamiği gereğince her dakika seyircinin tansiyonunu yüksekte tutacak.
Bu gerilim içinde seyirciler, Phaedra'nın sarayının, hayalet ziyaretçileri olacaklar.
TİYATRO OYUN KUTUSU, Tiyatro severleri bu farklı deneyime çağırıyor.
Oyunda 18 yaş sınırı vardır.
Oyun Mekanı: Desem Sineması - Suat Taşer Sahnesi Şehitler Caddesi No:2 (Alsancak Stadı Yanı)
Şubat ayı programı: 15 - 22 - 29 Şubat Cuma 20 30
Bilet rezervasyon;
555 708 10 69 - 537 308 07 66
Sms ile de rezervasyon yapabilirsiniz.
Mail ile; tiyatrooyunkutusu@gmail.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2592.htm
TİYATRO OYUN KUTUSU, İngiliz yazar - “Sarah Kane”in İn - Yer Face tiyatrosunun yaramaz kızının-, yazdığı “PHAEDRA'NIN AŞKI” oyununun çarpıcı sahnelemesiyle tiyatro severleri sarsmaya devam ediyor. Oyunun yönetmenliğini Serdar Saatman üstleniyor.
Oyundaki rolleri; Yarkın Ünsal - Sevcan Yaman - Özge Bozkurt - Eylül İdiman - Şenay Bozoklar - Serdar Saatman paylaşıyor.
Bu kez sahnede olan yalnızca oyuncular değil, özel tasarlanan sahne düzeni içinde izleyiciler de oyunu çok yakından- sahneden!- izleme fırsatı bulacaklar.
Sadece 30 izleyicinin alınacağı bu çok özel gösteride izleyiciler sahnedeki özel koltuklarına oturacaklar.
Bu dehşete düşüren oyunu mesafeyi sıfırlayarak izleyecekler.
Oyun iç dinamiği gereğince her dakika seyircinin tansiyonunu yüksekte tutacak.
Bu gerilim içinde seyirciler, Phaedra'nın sarayının, hayalet ziyaretçileri olacaklar.
TİYATRO OYUN KUTUSU, Tiyatro severleri bu farklı deneyime çağırıyor.
Oyunda 18 yaş sınırı vardır.
Oyun Mekanı: Desem Sineması - Suat Taşer Sahnesi Şehitler Caddesi No:2 (Alsancak Stadı Yanı)
Şubat ayı programı: 15 - 22 - 29 Şubat Cuma 20 30
Bilet rezervasyon;
555 708 10 69 - 537 308 07 66
Sms ile de rezervasyon yapabilirsiniz.
Mail ile; tiyatrooyunkutusu@gmail.com
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2592.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°17
Geri: Tiyatro Haberleri
Balçova Belediye Tiyatrosu emek emek ördüğü cep tiyatrosunda seyircileriyle buluşuyor ! ..
8 Martta En güçlü Kim isimli çocuk oyunuyla gösterimlerine başlayan Balçova Belediye Tiyatrosu 30 Mart'a kadar her gün Balçova Belediyesi eski nikah salonunda spor sahsı yanı barakalardan cep tiyatrosuna çevirdiği sahnesinde seyircileriyle buluşucak.
Oyunlar ve tarihleri aşağıdaki gibidir. oyunlar ücretsizdir. salon 100 kişilik olduğu için önceden davatiye alınması iyi olacaktır. Davetiyeler Balçova Belediyesi Kültür evi ve Tiyatromuzdan temin edilebilir. telefon : 0 232 278 55 61 adres : Balçova son durakları termal otel karşısı kültür evi
MUZAFFER İZGÜ SINIFI
EN GÜÇLÜ KİM? Yazan: Armağan Öztuksavul Reji: Orçun Masatçı
13-18-25 Şubat 19.00 ve her pazar saat: 13.30
AFİFE JALE SINIFI
HÜZNÜN COŞKUSU yazan-Yöneten: Orçun Masatçı
14 Şubat / 19.00
VASIF ÖNGÖREN SINIFI
AY IŞIĞINDA ŞAMATA Yazan: Haldun Taner Yöneten: Orçun Masatçı
16-21 Şubat, 5-25 Mart / 20.00
NAZIM HİKMET RAN SINIFI
MAVİ YAKALI TÜRKÜ (ŞİİR TİYATROSU) Şiirler : Nazım Hikmet, Ataol Behramoğlu, Cemal Süreya, Metin Altıok, Tuğrul Keskin - Yöneten Orçun Masatçı
19 Şubat, 4-10 Mart / 19.00
MUHSİN ERTUĞRUL SINIFI
MİDASIN KULAKLARI Yazan: Güngör Dilmen Yöneten: Orçun Masatçı
20 - 24 Şubat, 15-16-17 Mart / 19.00
MELİH CEVDET ANDAY SINIFI
KARANLIKTAN GELEN SESLER Yazan: Ariel Dorfman Çeviri:Filiz Ofluoğlu Yöneten: Orçun Masatçı
22-26 Şubat, 24 Mart / 19.00
CEMAL SÜREYA SINIFI
SALOZ'UN MAVALI Yazan:Peter Weiss Türkçe Söyleyen: Can Yücel Reji: Orçın Masatçı
23 Şubat, 1-211-12-13-22-23-30 Mart / 19.00
ATAOL BEHRAMOĞLU SINIFI
UMUT Yazan-Yöneten: Orçun Masatçı
27 Şubat, 3 Mart / 19.00
SAVAŞ DİNÇEL SINIFI
SEVGİLİ DOKTOR Yazan: A. ÇEHOV,N.SİMON Reji: Orçun Masatçı
28-29 Şubat, 6-26-29 Mart / 19.00 (Manisa Beldiyesi Lale salonunda 27 Şubatta da sahne alacaktır)
HALDUN TANER SINIFI
GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM Yazan: Haldun Taner Yöneten: Orçun Masatçı
7-9-19-20-28 Mart / 19.00
YÖNETMENİN NOTU : Oyunlardan 20 Şubat ve 21 Şubatta oynanan günleri hayatım açısından önemli insanlara ithaf edilmiştir. yaşamımda önemli bir yere sahip olan bu iki gün ile ilgili kişisel ithaf yazımı daha sonra göndereceğim.teşekkürler.
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2585.htm
8 Martta En güçlü Kim isimli çocuk oyunuyla gösterimlerine başlayan Balçova Belediye Tiyatrosu 30 Mart'a kadar her gün Balçova Belediyesi eski nikah salonunda spor sahsı yanı barakalardan cep tiyatrosuna çevirdiği sahnesinde seyircileriyle buluşucak.
Oyunlar ve tarihleri aşağıdaki gibidir. oyunlar ücretsizdir. salon 100 kişilik olduğu için önceden davatiye alınması iyi olacaktır. Davetiyeler Balçova Belediyesi Kültür evi ve Tiyatromuzdan temin edilebilir. telefon : 0 232 278 55 61 adres : Balçova son durakları termal otel karşısı kültür evi
MUZAFFER İZGÜ SINIFI
EN GÜÇLÜ KİM? Yazan: Armağan Öztuksavul Reji: Orçun Masatçı
13-18-25 Şubat 19.00 ve her pazar saat: 13.30
AFİFE JALE SINIFI
HÜZNÜN COŞKUSU yazan-Yöneten: Orçun Masatçı
14 Şubat / 19.00
VASIF ÖNGÖREN SINIFI
AY IŞIĞINDA ŞAMATA Yazan: Haldun Taner Yöneten: Orçun Masatçı
16-21 Şubat, 5-25 Mart / 20.00
NAZIM HİKMET RAN SINIFI
MAVİ YAKALI TÜRKÜ (ŞİİR TİYATROSU) Şiirler : Nazım Hikmet, Ataol Behramoğlu, Cemal Süreya, Metin Altıok, Tuğrul Keskin - Yöneten Orçun Masatçı
19 Şubat, 4-10 Mart / 19.00
MUHSİN ERTUĞRUL SINIFI
MİDASIN KULAKLARI Yazan: Güngör Dilmen Yöneten: Orçun Masatçı
20 - 24 Şubat, 15-16-17 Mart / 19.00
MELİH CEVDET ANDAY SINIFI
KARANLIKTAN GELEN SESLER Yazan: Ariel Dorfman Çeviri:Filiz Ofluoğlu Yöneten: Orçun Masatçı
22-26 Şubat, 24 Mart / 19.00
CEMAL SÜREYA SINIFI
SALOZ'UN MAVALI Yazan:Peter Weiss Türkçe Söyleyen: Can Yücel Reji: Orçın Masatçı
23 Şubat, 1-211-12-13-22-23-30 Mart / 19.00
ATAOL BEHRAMOĞLU SINIFI
UMUT Yazan-Yöneten: Orçun Masatçı
27 Şubat, 3 Mart / 19.00
SAVAŞ DİNÇEL SINIFI
SEVGİLİ DOKTOR Yazan: A. ÇEHOV,N.SİMON Reji: Orçun Masatçı
28-29 Şubat, 6-26-29 Mart / 19.00 (Manisa Beldiyesi Lale salonunda 27 Şubatta da sahne alacaktır)
HALDUN TANER SINIFI
GÖZLERİMİ KAPARIM VAZİFEMİ YAPARIM Yazan: Haldun Taner Yöneten: Orçun Masatçı
7-9-19-20-28 Mart / 19.00
YÖNETMENİN NOTU : Oyunlardan 20 Şubat ve 21 Şubatta oynanan günleri hayatım açısından önemli insanlara ithaf edilmiştir. yaşamımda önemli bir yere sahip olan bu iki gün ile ilgili kişisel ithaf yazımı daha sonra göndereceğim.teşekkürler.
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2585.htm
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°18
Geri: Tiyatro Haberleri
GÜNAY KARACAOĞLU'NDAN TEK KİŞİLİK TİYATRO OYUNU "BASİT BİR EV KAZASI"..
Komedi, İki Perde
Televizyon ve sinema dünyasının sevilen oyuncusu Günay Karacaoğlu, tek kişilik komedi “Basit Bir Ev Kazası” oyunuyla tiyatro seyircisiyle buluşuyor. Murat İpek'in yazıp yönettiği “Basit Bir Ev Kazası”, hayatında gerçekler ve hayalleri arasında gelgitler yaşayan, aradığı aşkı bulamamış bir ev kadınının yaşadıklarını ve kurduğu hayal dünyasında mutluluğu arayışını anlatılıyor. “Basit Bir Ev Kazası” oyununun prömiyeri, 15 Şubat Cuma akşamı 20:30'da, Muammer Karaca Tiyatrosu'nda yapılacak.
“Basit Bir Ev Kazası” oyununda Günay Karacaoğlu'nun canlandırdığı “Songül” karakteri her kadının günlük yaşamında zaman zaman aklından geçenlere, düşlerine, isteklerine dair dile getiremediklerini cesurca dile getiriyor. Kadınların, aşka, evliliğe, aile kavramına ve genel olarak hayata bakışına bir ayna tutuyor. Bunu yaparken kimi zaman güldürüyor, kimi zaman hüzünlendiriyor.
En son “Bana Mastikayı Çalsana” oyunuyla tiyatro sahnesinde izlediğimiz Günay Karacaoğlu, “Basit Bir Ev Kazası” oyununda kara mizah öğelerini kullanarak eğlenceli bir dille kadınların dünyasına hem kadınlara hem de erkeklere anlatıyor.
İki perdelik komedi oyununun dekor ve sahne tasarımı Barış Dinçel, müzikleri Çiğdem Erken tarafından hazırlandı.
“BASİT BİR EV KAZASI”
Eğer kocanız 15 yıldır kapıdan hep aynı şekilde giriyor, hep aynı yere çantasını bırakıp klozetin kapağını 15 yıldır açık bırakıp fermuarını koridorda çekiyorsa, hele birde evliliğinizi “Eh! Artık zamanıdır…“ diyerek yapmışsanız emin olun siz de ziyan ve zebil ( ! ) olmuş kadınlar kulubüne üyesiniz.
Aslında Songül, hepimiz kadar cesur aynı zamanda hepimiz kadar ürkek. O en az bizim kadar gerçekçiyken, Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir buluşma hayal edecek kadar da ayakları yerden kesik.
Doğal olarak aşksız bir hayatı yaşanmış saymayan Songül, savrulduğu Brezilya dizilerinden, bizi yazmaya çalıştığı romanın kıyılarında dolaştırıp, kara mizah bir kahkaha tufanına götürüyor. Onun kendini aşma serüveni aslında yaşadığımız toplumun kendini aşma serüveninden de çok farklı değil.
Bu nedenle Songül hayatına bizim için komik bir pencere açarken, aşk romanında “Genç ve güzel kadın kırılan gururunu ve onurunu bir kenara bırakıp İspanya'dan Merzifon'a uzanan çileli dans hayatını düşündü.” Hayal ettiklerini hatırladı ve kendi kendine dedi ki. “Artık ben iyi ve muhteşem sevgililer hayal etmeyeceğim. Çünkü bu hayaller sonra hayalete dönüşüyor“ demeyi de ihmal etmiyor.
“BASİT BİR EV KAZASI”
Yazan-Yöneten: Murat İPEK
Oynayan: Günay KARACAOĞLU
Dekor ve Kostüm Tasarım: Barış DİNÇEL
Müzik: Çiğdem ERKEN
Yapım: Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu
“BASİT BİR EV KAZASI” - ŞUBAT 2008 OYUN PROGRAMI
15.Şubat.Cuma Muammer Karaca Tiyatrosu, Saat: 20:30
16.Şubat.Cumartesi Muammer Karaca Tiyatrosu, Saat: 20:30
19.Şubat.Salı Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi, Saat: 20:30
24.Şubat.Pazar Caddebostan Kültür Merkezi, Saat: 16:00
“BASİT BİR EV KAZASI” Oyunundan…
Menekşe haklı benimki mantık evliliği. Evlendikten iki yıl sonra “ay ben ne .ok yedim”in adı oldu mantık evliliği!
Ayy! Adam bana yıllar yılı sağdan sağdan kamyon muamelesi yaptı ya! Peki sorarım bu kamyon ne taşıyor?.. Bu kadınların kamyonları ne taşıyor? Irak'a silah mı taşıyoruz? Elbette kocalarımızın, evimizin, çocuklarımızın yükünü taşıyoruz.
Bu arada sevgili kocacığım ben sağ şeritte giden bir kamyon değil, sol şeritte bir Ferrariyim. Göreceksin hızıma sen de şaşıracaksın.
Hale bak! Bu kapıdan Ferrari olarak çıktım, kabzımal kamyonu gibi döndüm. Ama Hayri böyle adi çıkmasaydı. Eğer her şey benim hayal ettiğim gibi olsaydı ne güzel olurdu.
Yerli malı yerli malı herkes kendi kocasını kullanmalı. Evdeki elbiseyi giyip evdeki kocama aşık olacağım. Mutlu mutlu oturacağım. Onu liseli kızlar gibi seveceğim. Ben aşık olacağım. Ben kocama aşık olacağım.
Ayyyy! Ayyyy! İncel belim incel. Hem açım, hem çok kararlıyım. Hem de çok yoruldum. O kadar aç kalıyorum, o kadar jimlastik falan. Vere vere sadece bir kilo.. Ayyyy! Mideme kibrit kutusundan büyük bir şey girmedi. Bir kilo nedir ki? Gidin yağlar gidin benden… Ay ayaklarım. Belim.
Oyun hakkında her türlü soru ve röportaj talepleriniz için:
Ayşegül KULU
aysegul@sodamedya.com
Ofis: (212) 224 44 74
Cep: (533) 315 59 72
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2584.htm
Komedi, İki Perde
Televizyon ve sinema dünyasının sevilen oyuncusu Günay Karacaoğlu, tek kişilik komedi “Basit Bir Ev Kazası” oyunuyla tiyatro seyircisiyle buluşuyor. Murat İpek'in yazıp yönettiği “Basit Bir Ev Kazası”, hayatında gerçekler ve hayalleri arasında gelgitler yaşayan, aradığı aşkı bulamamış bir ev kadınının yaşadıklarını ve kurduğu hayal dünyasında mutluluğu arayışını anlatılıyor. “Basit Bir Ev Kazası” oyununun prömiyeri, 15 Şubat Cuma akşamı 20:30'da, Muammer Karaca Tiyatrosu'nda yapılacak.
“Basit Bir Ev Kazası” oyununda Günay Karacaoğlu'nun canlandırdığı “Songül” karakteri her kadının günlük yaşamında zaman zaman aklından geçenlere, düşlerine, isteklerine dair dile getiremediklerini cesurca dile getiriyor. Kadınların, aşka, evliliğe, aile kavramına ve genel olarak hayata bakışına bir ayna tutuyor. Bunu yaparken kimi zaman güldürüyor, kimi zaman hüzünlendiriyor.
En son “Bana Mastikayı Çalsana” oyunuyla tiyatro sahnesinde izlediğimiz Günay Karacaoğlu, “Basit Bir Ev Kazası” oyununda kara mizah öğelerini kullanarak eğlenceli bir dille kadınların dünyasına hem kadınlara hem de erkeklere anlatıyor.
İki perdelik komedi oyununun dekor ve sahne tasarımı Barış Dinçel, müzikleri Çiğdem Erken tarafından hazırlandı.
“BASİT BİR EV KAZASI”
Eğer kocanız 15 yıldır kapıdan hep aynı şekilde giriyor, hep aynı yere çantasını bırakıp klozetin kapağını 15 yıldır açık bırakıp fermuarını koridorda çekiyorsa, hele birde evliliğinizi “Eh! Artık zamanıdır…“ diyerek yapmışsanız emin olun siz de ziyan ve zebil ( ! ) olmuş kadınlar kulubüne üyesiniz.
Aslında Songül, hepimiz kadar cesur aynı zamanda hepimiz kadar ürkek. O en az bizim kadar gerçekçiyken, Merzifon saat kulesinin dibinde romantik bir buluşma hayal edecek kadar da ayakları yerden kesik.
Doğal olarak aşksız bir hayatı yaşanmış saymayan Songül, savrulduğu Brezilya dizilerinden, bizi yazmaya çalıştığı romanın kıyılarında dolaştırıp, kara mizah bir kahkaha tufanına götürüyor. Onun kendini aşma serüveni aslında yaşadığımız toplumun kendini aşma serüveninden de çok farklı değil.
Bu nedenle Songül hayatına bizim için komik bir pencere açarken, aşk romanında “Genç ve güzel kadın kırılan gururunu ve onurunu bir kenara bırakıp İspanya'dan Merzifon'a uzanan çileli dans hayatını düşündü.” Hayal ettiklerini hatırladı ve kendi kendine dedi ki. “Artık ben iyi ve muhteşem sevgililer hayal etmeyeceğim. Çünkü bu hayaller sonra hayalete dönüşüyor“ demeyi de ihmal etmiyor.
“BASİT BİR EV KAZASI”
Yazan-Yöneten: Murat İPEK
Oynayan: Günay KARACAOĞLU
Dekor ve Kostüm Tasarım: Barış DİNÇEL
Müzik: Çiğdem ERKEN
Yapım: Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu
“BASİT BİR EV KAZASI” - ŞUBAT 2008 OYUN PROGRAMI
15.Şubat.Cuma Muammer Karaca Tiyatrosu, Saat: 20:30
16.Şubat.Cumartesi Muammer Karaca Tiyatrosu, Saat: 20:30
19.Şubat.Salı Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi, Saat: 20:30
24.Şubat.Pazar Caddebostan Kültür Merkezi, Saat: 16:00
“BASİT BİR EV KAZASI” Oyunundan…
Menekşe haklı benimki mantık evliliği. Evlendikten iki yıl sonra “ay ben ne .ok yedim”in adı oldu mantık evliliği!
Ayy! Adam bana yıllar yılı sağdan sağdan kamyon muamelesi yaptı ya! Peki sorarım bu kamyon ne taşıyor?.. Bu kadınların kamyonları ne taşıyor? Irak'a silah mı taşıyoruz? Elbette kocalarımızın, evimizin, çocuklarımızın yükünü taşıyoruz.
Bu arada sevgili kocacığım ben sağ şeritte giden bir kamyon değil, sol şeritte bir Ferrariyim. Göreceksin hızıma sen de şaşıracaksın.
Hale bak! Bu kapıdan Ferrari olarak çıktım, kabzımal kamyonu gibi döndüm. Ama Hayri böyle adi çıkmasaydı. Eğer her şey benim hayal ettiğim gibi olsaydı ne güzel olurdu.
Yerli malı yerli malı herkes kendi kocasını kullanmalı. Evdeki elbiseyi giyip evdeki kocama aşık olacağım. Mutlu mutlu oturacağım. Onu liseli kızlar gibi seveceğim. Ben aşık olacağım. Ben kocama aşık olacağım.
Ayyyy! Ayyyy! İncel belim incel. Hem açım, hem çok kararlıyım. Hem de çok yoruldum. O kadar aç kalıyorum, o kadar jimlastik falan. Vere vere sadece bir kilo.. Ayyyy! Mideme kibrit kutusundan büyük bir şey girmedi. Bir kilo nedir ki? Gidin yağlar gidin benden… Ay ayaklarım. Belim.
Oyun hakkında her türlü soru ve röportaj talepleriniz için:
Ayşegül KULU
aysegul@sodamedya.com
Ofis: (212) 224 44 74
Cep: (533) 315 59 72
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber2584.htm
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
Tiyatronun unutulmaz müzikali 'Lüküs Hayat' 24 yaşına bastı. Geride kalan 23 yılı, Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlenen bir temsille kutlayan oyun ekibi, teşekkür plaketiyle ödüllendirildi..
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın eskimeyen müzikali 'Lüküs Hayat'ın tiyatro sahnesindeki 24. yılı, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlenen bir temsille kutlandı. Ekrem Reşit Rey'in yazdığı, Cemal Reşit Rey'in bestelediği, Haldun Dormen'in ise yönettiği müzikal, seyircilerden yıllardır olduğu gibi yine büyük alkış aldı.
GÖKTAY HALA SAHNEDE!
1930'lu yıllarda yazılan ve Cumhuriyet sonrası dönemde yanlış anlaşılan Batılılaşma olgusunu ele alan oyunda, sonradan görme insanlarla Mıstık' ve 'Rıza' adlarında iki külhanbeyinin içine düştükleri gülünç olaylar anlatılıyor. Sahnelendiği yıllar boyunca, hep ilgiyle izlenen ve kapalı gişe oynayan müzikalin kadrosu bugüne kadar defalarca değişti. Sadece usta tiyatrocu Zihni Göktay, 'Rıza' karakterini canlandırmaktan hiç vazgeçmedi ve adeta bu rolle özdeşleşti.
TEŞEKKÜR PLAKETİ VERİLDİ
Oyunun gösteriminin ardından Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Volkan Sağırosmanoğlu sahneye çıktı ve başta Haldun Dormen olmak üzere, 23 yıl boyunca oyuna katkıda bulunup, hala hayatta olan tüm oyunculara, orkestra üyelerine ve teknik elemanlara birer teşekkür plaketi verdi. Yıllar boyunca, oyunda 'Zeynep' karakterini canlandıran ünlü tiyatrocu Suna Pekuysal rahatsızlığı nedeniyle törene katılamadı.
Kaynak: Sabah.com.tr
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın eskimeyen müzikali 'Lüküs Hayat'ın tiyatro sahnesindeki 24. yılı, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nde düzenlenen bir temsille kutlandı. Ekrem Reşit Rey'in yazdığı, Cemal Reşit Rey'in bestelediği, Haldun Dormen'in ise yönettiği müzikal, seyircilerden yıllardır olduğu gibi yine büyük alkış aldı.
GÖKTAY HALA SAHNEDE!
1930'lu yıllarda yazılan ve Cumhuriyet sonrası dönemde yanlış anlaşılan Batılılaşma olgusunu ele alan oyunda, sonradan görme insanlarla Mıstık' ve 'Rıza' adlarında iki külhanbeyinin içine düştükleri gülünç olaylar anlatılıyor. Sahnelendiği yıllar boyunca, hep ilgiyle izlenen ve kapalı gişe oynayan müzikalin kadrosu bugüne kadar defalarca değişti. Sadece usta tiyatrocu Zihni Göktay, 'Rıza' karakterini canlandırmaktan hiç vazgeçmedi ve adeta bu rolle özdeşleşti.
TEŞEKKÜR PLAKETİ VERİLDİ
Oyunun gösteriminin ardından Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmen Yardımcısı Volkan Sağırosmanoğlu sahneye çıktı ve başta Haldun Dormen olmak üzere, 23 yıl boyunca oyuna katkıda bulunup, hala hayatta olan tüm oyunculara, orkestra üyelerine ve teknik elemanlara birer teşekkür plaketi verdi. Yıllar boyunca, oyunda 'Zeynep' karakterini canlandıran ünlü tiyatrocu Suna Pekuysal rahatsızlığı nedeniyle törene katılamadı.
Kaynak: Sabah.com.tr
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°20
Geri: Tiyatro Haberleri
KAYIP "KİM KORKAR VİRGİNİA WOOLF'TAN"
YAZAN: EDWARD ALBEE
YÖNETEN: MÜGE SAUT
YÖNETMEN YARDIMCILARI
SİNEM BİNGÖL-HAKAN KILIÇ
SES-IŞIK
ÖZGÜR ŞEFKATLİ, ULAŞ KOTAN
OYNAYANLAR
TUĞBA BİRİNCİOĞLU, NEVZAT SÜS,
METİN GÖKCAN,
MÜGE SAUT
Batan bir dünyadan çığlıklar duyuluyor. Sahici bir çığlık… İnsanlar yaşamak için ahlaklarından, iyimserliklerinden, amaçlarından, düşlerinden, duygu ve düşünüş biçimlerinden vazgeçiyor. Toplumsal gerçekleri bir süzgeçten geçirdiğimizde karşımıza çıkan şey kocaman bir “KAYIP”. İnsanlar kurutmak zorunda kaldıkları değişimi bir şekilde içselleştirirken bir yandan da vıcık vıcık ilişkilerin önünü açıyor. Başarısızlık, insanın kanıksadığı bir durum oluveriyor. Her şeyi yakıp yıkan bizler, aslında bizim kanımız canımızdan olan bir başkasına yırtıcı davranarak yaşatılmak istenen düzeni destekliyoruz. İstesek de istemesek de görünen gerçekler buna işaret ediyor.
Edward Albee “Kim Korkar Virginia Woolf'tan?” İsimli oyununu 45 yıl önce yazdığından bu yana, ne ABD'nin saldırgan tutumu değişti, ne de çürüyen toplumunda bir değişiklik gerçekleşti. ABD kültürel olarak da tüm dünyaya ne kadar saldırgan olabileceğini her geçen gün gösteriyor. Tabi ülkemiz de bundan nasibini almakla kalmıyor, onu taklit bile ediyor. Son yıllarda çocuklara yapılan her türlü istismar bunun en açık kanıtıdır… Şimdi bir bataklıkta yaşıyoruz. Ya batan bu dünyada bizler de yok olup gideceğiz ya da…
OYUN TARİHİ 27 Mart Perşembe Saat: 20.30
MÜJDAT GEZEN TİYATROSU
SAVAŞ DİNÇEL SAHNESİ
O.Ağa mah.Kırtasiyeci sok. no:46
Kadıköy/İstanbul
Tlf: 0216 450 03 41-42
www.tiyatrodao.com
YAZAN: EDWARD ALBEE
YÖNETEN: MÜGE SAUT
YÖNETMEN YARDIMCILARI
SİNEM BİNGÖL-HAKAN KILIÇ
SES-IŞIK
ÖZGÜR ŞEFKATLİ, ULAŞ KOTAN
OYNAYANLAR
TUĞBA BİRİNCİOĞLU, NEVZAT SÜS,
METİN GÖKCAN,
MÜGE SAUT
Batan bir dünyadan çığlıklar duyuluyor. Sahici bir çığlık… İnsanlar yaşamak için ahlaklarından, iyimserliklerinden, amaçlarından, düşlerinden, duygu ve düşünüş biçimlerinden vazgeçiyor. Toplumsal gerçekleri bir süzgeçten geçirdiğimizde karşımıza çıkan şey kocaman bir “KAYIP”. İnsanlar kurutmak zorunda kaldıkları değişimi bir şekilde içselleştirirken bir yandan da vıcık vıcık ilişkilerin önünü açıyor. Başarısızlık, insanın kanıksadığı bir durum oluveriyor. Her şeyi yakıp yıkan bizler, aslında bizim kanımız canımızdan olan bir başkasına yırtıcı davranarak yaşatılmak istenen düzeni destekliyoruz. İstesek de istemesek de görünen gerçekler buna işaret ediyor.
Edward Albee “Kim Korkar Virginia Woolf'tan?” İsimli oyununu 45 yıl önce yazdığından bu yana, ne ABD'nin saldırgan tutumu değişti, ne de çürüyen toplumunda bir değişiklik gerçekleşti. ABD kültürel olarak da tüm dünyaya ne kadar saldırgan olabileceğini her geçen gün gösteriyor. Tabi ülkemiz de bundan nasibini almakla kalmıyor, onu taklit bile ediyor. Son yıllarda çocuklara yapılan her türlü istismar bunun en açık kanıtıdır… Şimdi bir bataklıkta yaşıyoruz. Ya batan bu dünyada bizler de yok olup gideceğiz ya da…
OYUN TARİHİ 27 Mart Perşembe Saat: 20.30
MÜJDAT GEZEN TİYATROSU
SAVAŞ DİNÇEL SAHNESİ
O.Ağa mah.Kırtasiyeci sok. no:46
Kadıköy/İstanbul
Tlf: 0216 450 03 41-42
www.tiyatrodao.com
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°21
Geri: Tiyatro Haberleri
Bahçelievler Belediyesi - Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde 27 Mart Dünya Tiyatro Günü'nü Şehir ve Devlet Tiyatrolarının değerli oyuncuları ile kutlayacak...
"Lüküs Hayat"'ın bıçkın hırsızı Rıza ve "Cennet Mahallesi"nin Etem'i, Şehir Tiyatrolarının 42 yıllık sanatçısı ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Zihni Göktay sevenleri ile bir söyleşi gerçekleştirecek. "Tiyatromuzun Sorunları ve Anılar" başlıklı söyleşinin son bölümünde sanatçımız katılımcıların sorularını yanıtlayacak.
Etkinliğin başlama saati: 17.00
Günün ikinci etkinliğinde "Sait Faik" öykülerinin Devlet Tiyatrosu sanatçıları Okday Korunan ve Seda Yıldız tarafından canlı performansla "Okuma Tiyatrosu" formatında sunumu yer alıyor. "SANDALIM SEVDAYA BAĞLI" Adlı Gösteri; Sait Faik Abasıyanık'ın "Öyle bir hikâye – Hişt, hişt – Dülger Balığı – Kalanikhta" adlı öykülerinin İstanbul Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Okday Korunan tarafından bir metin içinde sahneye taşınmasından oluşmaktadır. "Sandalım Sevgiye Bağlı" Sait Faik, edebiyat, sanat, sohbet, şiir ve öykünün iç içe geçtiği bir sunumdur.
İki ada arasında bir sandal olan ve öyküye kasket giydirip, Öyküyü edebiyat olmaktan kurtaran Türk Hikâyeciliğinin temel taşı Mehmet Faik Oğlu Mehmet Sait ya da bilinen ismi ile Sait Faik üzerine sohbete ne dersiniz… Belki de onu hiç tanımadık… Ya da tanıdığımızı sanarak hep yanıldık… O yolu sevgiden geçen herkesle merhabası olan bir yazar… Üstelik "yazmasam ölecektim." Diyebilecek kadar tutku dolu…
"Sandalım Sevgiye Bağlı" Sait Faik'i tanıma fırsatı veren keyifle izlenebilecek bir çalışma.
Etkinliğin başlama saati:20.00
Ücretsiz gösterimize tüm sanatseverler davetlimizdir.
Ayrıntılı bilgi için : www.bahcelievler.bel.tr
Telefon : (212) 441 96 28
"Lüküs Hayat"'ın bıçkın hırsızı Rıza ve "Cennet Mahallesi"nin Etem'i, Şehir Tiyatrolarının 42 yıllık sanatçısı ünlü tiyatro ve sinema sanatçısı Zihni Göktay sevenleri ile bir söyleşi gerçekleştirecek. "Tiyatromuzun Sorunları ve Anılar" başlıklı söyleşinin son bölümünde sanatçımız katılımcıların sorularını yanıtlayacak.
Etkinliğin başlama saati: 17.00
Günün ikinci etkinliğinde "Sait Faik" öykülerinin Devlet Tiyatrosu sanatçıları Okday Korunan ve Seda Yıldız tarafından canlı performansla "Okuma Tiyatrosu" formatında sunumu yer alıyor. "SANDALIM SEVDAYA BAĞLI" Adlı Gösteri; Sait Faik Abasıyanık'ın "Öyle bir hikâye – Hişt, hişt – Dülger Balığı – Kalanikhta" adlı öykülerinin İstanbul Devlet Tiyatrosu Sanatçısı Okday Korunan tarafından bir metin içinde sahneye taşınmasından oluşmaktadır. "Sandalım Sevgiye Bağlı" Sait Faik, edebiyat, sanat, sohbet, şiir ve öykünün iç içe geçtiği bir sunumdur.
İki ada arasında bir sandal olan ve öyküye kasket giydirip, Öyküyü edebiyat olmaktan kurtaran Türk Hikâyeciliğinin temel taşı Mehmet Faik Oğlu Mehmet Sait ya da bilinen ismi ile Sait Faik üzerine sohbete ne dersiniz… Belki de onu hiç tanımadık… Ya da tanıdığımızı sanarak hep yanıldık… O yolu sevgiden geçen herkesle merhabası olan bir yazar… Üstelik "yazmasam ölecektim." Diyebilecek kadar tutku dolu…
"Sandalım Sevgiye Bağlı" Sait Faik'i tanıma fırsatı veren keyifle izlenebilecek bir çalışma.
Etkinliğin başlama saati:20.00
Ücretsiz gösterimize tüm sanatseverler davetlimizdir.
Ayrıntılı bilgi için : www.bahcelievler.bel.tr
Telefon : (212) 441 96 28
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°22
Geri: Tiyatro Haberleri
BURSA DEVLET TİYATROSU 50 YAŞINDA...
OYUNUN ADI: 50 YILLIK NOSTALJİ
METNİ HAZIRLAYANLAR: BETÜL GÖKÇER - NAGİHAN GÜNPINAR
YER: BURSA AHMET VEFİK PAŞA DEVLET TİYATROSU
TARİH :24 MART 2008 / PAZARTESİ
SAAT: KOKTEYL - 19.00 / OYUN - 20.00
OYNAYANLAR: HANDAN URAN ERTUĞRUL
SEMİH SERGEN
LEVENT ÜLGEN
MELTEM E. YÜCESAL
NURTEKİN ODABAŞI
TEOMAN GÜLEN
FEYHA ÇELENK
VACİDE ÖKSÜZCÜ
TÜLİN ORAL
KENAN IŞIK
ABDULLAH CERAN
KURTULUŞ ŞAKİRAAĞAOĞLU
AYŞE AKINSAL
HAFİZE GÜN
ALİ SÜRMELİ
ZAFER ALGÖZ
PAYİAR TÜFEKÇİOĞLU
BETÜL GÖKÇER
İLHAN KANTARCI
TURAN GÜNAY
MELTEM KESKİN
SİMAY KÜÇÜK
MURAT KARASU
BORA ÖZKULA
OKTAY DAL
PINAR SANER
GÜLYÜZ TOLGA
OLCAY KAVUZLU
MELİKE ERGÜZEN
YENER SEZGİN
İBRAHİM ŞAHİN
ELİF NUTKU
MEHMET GÖKÇER
Devlet Tiyatrosu bünyesinde açılmış olan ilk bölge tiyatrosu olma özelliğini taşıyan Bursa Devlet Tiyatrosu 24 Mart 2008 Pazartesi günü 50. Yaşını kutluyor. “50 YILLIK NOSTALJİ” adı altında sunulacak gösterimde 1957'den bu yana oynanan oyunlardan bir buket hazırlanıyor. Bu buketin çiçekleri yine aynı oyunlarla geçmiş yıllarda Bursa seyircisinin karşısına çıkan Türk Tiyatrosunun usta sanatçıları. Hemen hemen hepsi 20'li, 30'lu yaşlarda oynadıkları rollerle 24 Mart Pazartesi akşamı bir kez daha Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosunda olacaklar ve aynı oyundan küçük birer sahneyi oynayarak bizleri yıllar öncesine götürecekler.
Bursa Devlet Tiyatrosu çatısı altında Türk Tiyatrosuna emeği geçmiş önemli isimlerin bir araya geleceği, kaybettiklerimizin ise manevi huzurları önünde saygıyla eğileceğiz.
Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü
İletişim: Bursa Devlet Tiyatrosu
Basın ve Halkla İlişkiler Birimi
Telefon: 0.224. 2212944
OYUNUN ADI: 50 YILLIK NOSTALJİ
METNİ HAZIRLAYANLAR: BETÜL GÖKÇER - NAGİHAN GÜNPINAR
YER: BURSA AHMET VEFİK PAŞA DEVLET TİYATROSU
TARİH :24 MART 2008 / PAZARTESİ
SAAT: KOKTEYL - 19.00 / OYUN - 20.00
OYNAYANLAR: HANDAN URAN ERTUĞRUL
SEMİH SERGEN
LEVENT ÜLGEN
MELTEM E. YÜCESAL
NURTEKİN ODABAŞI
TEOMAN GÜLEN
FEYHA ÇELENK
VACİDE ÖKSÜZCÜ
TÜLİN ORAL
KENAN IŞIK
ABDULLAH CERAN
KURTULUŞ ŞAKİRAAĞAOĞLU
AYŞE AKINSAL
HAFİZE GÜN
ALİ SÜRMELİ
ZAFER ALGÖZ
PAYİAR TÜFEKÇİOĞLU
BETÜL GÖKÇER
İLHAN KANTARCI
TURAN GÜNAY
MELTEM KESKİN
SİMAY KÜÇÜK
MURAT KARASU
BORA ÖZKULA
OKTAY DAL
PINAR SANER
GÜLYÜZ TOLGA
OLCAY KAVUZLU
MELİKE ERGÜZEN
YENER SEZGİN
İBRAHİM ŞAHİN
ELİF NUTKU
MEHMET GÖKÇER
Devlet Tiyatrosu bünyesinde açılmış olan ilk bölge tiyatrosu olma özelliğini taşıyan Bursa Devlet Tiyatrosu 24 Mart 2008 Pazartesi günü 50. Yaşını kutluyor. “50 YILLIK NOSTALJİ” adı altında sunulacak gösterimde 1957'den bu yana oynanan oyunlardan bir buket hazırlanıyor. Bu buketin çiçekleri yine aynı oyunlarla geçmiş yıllarda Bursa seyircisinin karşısına çıkan Türk Tiyatrosunun usta sanatçıları. Hemen hemen hepsi 20'li, 30'lu yaşlarda oynadıkları rollerle 24 Mart Pazartesi akşamı bir kez daha Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosunda olacaklar ve aynı oyundan küçük birer sahneyi oynayarak bizleri yıllar öncesine götürecekler.
Bursa Devlet Tiyatrosu çatısı altında Türk Tiyatrosuna emeği geçmiş önemli isimlerin bir araya geleceği, kaybettiklerimizin ise manevi huzurları önünde saygıyla eğileceğiz.
Bursa Devlet Tiyatrosu Müdürlüğü
İletişim: Bursa Devlet Tiyatrosu
Basın ve Halkla İlişkiler Birimi
Telefon: 0.224. 2212944
sevgi sihirbazı- Admin
Mesaj Sayısı : 3524
Nerden : izmir
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°23
Geri: Tiyatro Haberleri
İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ŞEHİR TİYATROLARI'NDA NİSAN OYUNLARI...
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda (İBB Şehir Tiyatroları) Nisan ayı içerisinde, Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde
Çılgın Dünya (2,3,4,5,6 Nisan),
Titanik Orkestrası (9,10,11,12,13 Nisan),
Tozlu Çizmeler (16,17,18,19,20 Nisan),
Eskici Dükkanı (23,24,25,26,27 Nisan),
İlk Göz Ağrısı (30 Nisan, 1,2,3,4 Mayıs);
Ümraniye Sahnesi'nde, Bernarda Alba'nın Evi (2,3,4,5,6 Nisan),
Lüküs Hayat ( Müzikal) (9,10,11,12,13 Nisan),
Tekrar Çal Sam (16,17,18,19,20 Nisan),
Ölümsüz Öykü (23,24,25,26,27 Nisan),
Leyla İle Mecnun (Müzikal) (30 Nisan,1,2,3,4 Mayıs);
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde Saygılı Yosma (2,3,4,5,6 Nisan),
Üç Kız Kardeş (9,10,11,12,13 Nisan),
Size Öyle Geliyorsa Öyledir (16,17,18,19,20 Nisan),
Titanik Orkestrası (23,24,25,26,27 Nisan),
Eskici Dükkanı (30 Nisan, 1,2,3,4 Mayıs);
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde Tekrar Çal Sam (2,3,4,5,6 Nisan),
Leyla İle Mecnun (Müzikal) (9,10,11,12,13 Nisan),
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Müzikal) (16,17,18,19,20 Nisan),
Lüküs Hayat ( Müzikal) (23,24,25,26,27 Nisan)
Keşanlı Ali Destanı (Müzikal) (30 Nisan,1,2,3,4 Mayıs) ;
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde Bayazıt (2,3,4,5,6 Nisan),
Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe (9,10,11,12,13,16,17,18,19,20 Nisan),
Üç Kız Kardeş (23,24,25,26,27 Nisan),
Size Öyle Geliyorsa Öyledir (30 Nisan,1,2,3,4 Mayıs) adlı oyunlarımız sizlerle buluşacak.
Tamamen çocuk oyunları sahnelenen Gaziosmanpaşa Sahnesi'nde, Cumartesi - Pazar günleri saat 11.00'de Gökkuşağının altında (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan) adlı çocuk oyunu seyircimizle buluşacak.
Çocuk oyunlarımız, diğer sahnelerimizde seyirciyle buluşmaya devam edecek.
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde Lay Lay Lom (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Kadıköy Haldun Taner sahnesi'nde Bir Yıldız Seç Kendine (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Ümraniye Sahnesi'nde; Doğ Güneşim Doğ (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde; Temizlik Ülkesi (5, 6, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde; Trafik Canavarını Gördünüz Mü? (12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan), Nisan ayı boyunca her Cumartesi ve Pazar günü saat 11.00'de sizlerle buluşacak.
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber.htm
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda (İBB Şehir Tiyatroları) Nisan ayı içerisinde, Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde
Çılgın Dünya (2,3,4,5,6 Nisan),
Titanik Orkestrası (9,10,11,12,13 Nisan),
Tozlu Çizmeler (16,17,18,19,20 Nisan),
Eskici Dükkanı (23,24,25,26,27 Nisan),
İlk Göz Ağrısı (30 Nisan, 1,2,3,4 Mayıs);
Ümraniye Sahnesi'nde, Bernarda Alba'nın Evi (2,3,4,5,6 Nisan),
Lüküs Hayat ( Müzikal) (9,10,11,12,13 Nisan),
Tekrar Çal Sam (16,17,18,19,20 Nisan),
Ölümsüz Öykü (23,24,25,26,27 Nisan),
Leyla İle Mecnun (Müzikal) (30 Nisan,1,2,3,4 Mayıs);
Kadıköy Haldun Taner Sahnesi'nde Saygılı Yosma (2,3,4,5,6 Nisan),
Üç Kız Kardeş (9,10,11,12,13 Nisan),
Size Öyle Geliyorsa Öyledir (16,17,18,19,20 Nisan),
Titanik Orkestrası (23,24,25,26,27 Nisan),
Eskici Dükkanı (30 Nisan, 1,2,3,4 Mayıs);
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde Tekrar Çal Sam (2,3,4,5,6 Nisan),
Leyla İle Mecnun (Müzikal) (9,10,11,12,13 Nisan),
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz (Müzikal) (16,17,18,19,20 Nisan),
Lüküs Hayat ( Müzikal) (23,24,25,26,27 Nisan)
Keşanlı Ali Destanı (Müzikal) (30 Nisan,1,2,3,4 Mayıs) ;
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde Bayazıt (2,3,4,5,6 Nisan),
Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe (9,10,11,12,13,16,17,18,19,20 Nisan),
Üç Kız Kardeş (23,24,25,26,27 Nisan),
Size Öyle Geliyorsa Öyledir (30 Nisan,1,2,3,4 Mayıs) adlı oyunlarımız sizlerle buluşacak.
Tamamen çocuk oyunları sahnelenen Gaziosmanpaşa Sahnesi'nde, Cumartesi - Pazar günleri saat 11.00'de Gökkuşağının altında (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan) adlı çocuk oyunu seyircimizle buluşacak.
Çocuk oyunlarımız, diğer sahnelerimizde seyirciyle buluşmaya devam edecek.
Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde Lay Lay Lom (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Kadıköy Haldun Taner sahnesi'nde Bir Yıldız Seç Kendine (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Ümraniye Sahnesi'nde; Doğ Güneşim Doğ (5, 6, 12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Kağıthane Sadabad Sahnesi'nde; Temizlik Ülkesi (5, 6, 19, 20, 26, 27 Nisan),
Üsküdar Kerem Yılmazer Sahnesi'nde; Trafik Canavarını Gördünüz Mü? (12, 13, 19, 20, 26, 27 Nisan), Nisan ayı boyunca her Cumartesi ve Pazar günü saat 11.00'de sizlerle buluşacak.
kaynak:http://www.tiyatronline.com/yhaber.htm
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°24
Geri: Tiyatro Haberleri
Siz Şabanlaştıramadıklarımızdan Mısınız?( Ali Erdoğan )
4/24/2008
27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününde üstat Haldun Taner’in Vatan Kurtaran Şaban oyunundan iki kısa skeç oynadık, KASDAV gençlik tiyatrosunun genç oyuncularıyla.
Üstat Haldun Taner, bu oyunu 1965’te kaleme almış, 1967’de Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ilk oyunu olarak da sergilenmiş.
Oyunun bir yerinde Şaban, ressama modellik eden nü modeli görünce çok kızıyor.
“Get üstüne başına adam gibi bir şeyler geyin cıbıldak seni” diye onu paylıyor. Sonra da sağ kolu Mısta beye dönerek diyor ki :
“Her taraf çıbıldak modellerle, çıbıldak heykellerle dolu Mısta bey... Bunlara bir çare düşünelim...”
“ Ne yapalım Şaban bey? “
“ Heykellere peştemal giydirelim!”
Geçenlerde, bir fotoğraf sanatçısı, nü tarzında çektiği fotoğraflarını sergilemek istemiş... Yetkililer nü tarzda çekilmiş fotoğrafları görünce, irkilerek:
“ Anüüüüüü!” demişler ve türlü bahanelerle sanatçıyı atlatarak sergiye izin vermemişler
Gerekçeler çeşitli ama sebep tek! Fotoğraflar Şaban’ın deyişiyle “ cıbıldak”
( Laf aramızda, fotoğraflarla serginin adı da çok örtüşüyor ! İntihar...
Günümüze damgasını vuran zihniyeti düşünürsek, nü fotoğraflarla dolu bir sergi açmaya kalkmak, üç aşağı beş yukarı intihar zaten! )
Manzaraya kızıyorum fakat bir taraftan da seviniyorum! Bakmayın, biz çok şanslı “kullarız!”
Baksanıza, neyin ahlaklı neyin ahlaksız olduğunu gören, ayıklayan, dolayısıyla bizi koruyan, kollayan, gözler, kulaklar var!
Onlar olmazsa noolur bizim halimiz?
Maazallah, ahlakımız bozulur!
Hem, büyüklerimiz her şeyin iyisini, doğrusunu, hayırlısını bizden daha iyi düşünürler!
Kavramların içinin boşaltıldığı, içi boş kavramları, herkesin kendi kafasına göre doldurduğu bir zamanda, düşünmek, hele hele karar vermek bizim ne haddimize!
Bizim aklımız kesmez öyle işlere !
Üstat Haldun Taner’in oyun kahramanı Şaban’ ın, nü modele peştemal giydirdiğinde yıl 1967...
Gerçekleşmeyen serginin tarihi ise : 2008
Üstat Haldun Taner yazdığı şansonların birinde de şöyle diyor:
“ Az gittik uz gittik
bir de dönüp baktık ki dostlar
olduğumuz yerdeydik ! “
Üstat Haldun Taner mi kahin ?
Yoksa bizler mi hızla Şaban’laşıyoruz?
Siz Şaban’laştıramadıklarımızdan mısınız?
Ali Erdoğan
4/24/2008
27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününde üstat Haldun Taner’in Vatan Kurtaran Şaban oyunundan iki kısa skeç oynadık, KASDAV gençlik tiyatrosunun genç oyuncularıyla.
Üstat Haldun Taner, bu oyunu 1965’te kaleme almış, 1967’de Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ilk oyunu olarak da sergilenmiş.
Oyunun bir yerinde Şaban, ressama modellik eden nü modeli görünce çok kızıyor.
“Get üstüne başına adam gibi bir şeyler geyin cıbıldak seni” diye onu paylıyor. Sonra da sağ kolu Mısta beye dönerek diyor ki :
“Her taraf çıbıldak modellerle, çıbıldak heykellerle dolu Mısta bey... Bunlara bir çare düşünelim...”
“ Ne yapalım Şaban bey? “
“ Heykellere peştemal giydirelim!”
Geçenlerde, bir fotoğraf sanatçısı, nü tarzında çektiği fotoğraflarını sergilemek istemiş... Yetkililer nü tarzda çekilmiş fotoğrafları görünce, irkilerek:
“ Anüüüüüü!” demişler ve türlü bahanelerle sanatçıyı atlatarak sergiye izin vermemişler
Gerekçeler çeşitli ama sebep tek! Fotoğraflar Şaban’ın deyişiyle “ cıbıldak”
( Laf aramızda, fotoğraflarla serginin adı da çok örtüşüyor ! İntihar...
Günümüze damgasını vuran zihniyeti düşünürsek, nü fotoğraflarla dolu bir sergi açmaya kalkmak, üç aşağı beş yukarı intihar zaten! )
Manzaraya kızıyorum fakat bir taraftan da seviniyorum! Bakmayın, biz çok şanslı “kullarız!”
Baksanıza, neyin ahlaklı neyin ahlaksız olduğunu gören, ayıklayan, dolayısıyla bizi koruyan, kollayan, gözler, kulaklar var!
Onlar olmazsa noolur bizim halimiz?
Maazallah, ahlakımız bozulur!
Hem, büyüklerimiz her şeyin iyisini, doğrusunu, hayırlısını bizden daha iyi düşünürler!
Kavramların içinin boşaltıldığı, içi boş kavramları, herkesin kendi kafasına göre doldurduğu bir zamanda, düşünmek, hele hele karar vermek bizim ne haddimize!
Bizim aklımız kesmez öyle işlere !
Üstat Haldun Taner’in oyun kahramanı Şaban’ ın, nü modele peştemal giydirdiğinde yıl 1967...
Gerçekleşmeyen serginin tarihi ise : 2008
Üstat Haldun Taner yazdığı şansonların birinde de şöyle diyor:
“ Az gittik uz gittik
bir de dönüp baktık ki dostlar
olduğumuz yerdeydik ! “
Üstat Haldun Taner mi kahin ?
Yoksa bizler mi hızla Şaban’laşıyoruz?
Siz Şaban’laştıramadıklarımızdan mısınız?
Ali Erdoğan
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°25
Geri: Tiyatro Haberleri
Basit Bir Ev Kazası – Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu
( İsmail Can Törtop )
4/22/2008
Günay Karacaoğlu’ndan sıcacık, çok eğlenceli bir komedi oyunu… Ancak bu oyun sizi güldüğünüze de güleceğinize de pişman ediyor!
En uçtaki 2 duygu; gülmek ve ağlamak ya da eğlenmek ve üzülmek. Annelerimizin lezzetli olsun diye tuzlu kurabiyelere şeker koyması gibi bu oyunun hamurunda da neşe ve hüzün beraber kullanılmış. Yüzünüzde gülümseme ve sol tarafınızda uzun süre etkisini kaybetmeyen bir his ile çıkıyorsunuz salondan…
Ben oyunun güçlü bir duygusal yanı olduğundan bahsettim ancak oyun temelde bir komedi oyunu. Ben “bir oyun komedi ise öncelikle komik olmalı” diye düşünüyorum. Aynı şekilde politik bir oyun politik olmalı vs vs. Bu bağlamda Basit Bir Ev Kazası eğlenmek için gelen seyirciyi fazlasıyla tatmin edecek bir kurguya sahip. Yani benim girizgahıma bakıp da “aman ağlak bir şeymiş” diyerek vazgeçmeyin. Oyunun duygusal ağırlığı belki de bana biraz fazla geçti, hatta oyunun son bölümünde gözlerim dolu dolu oldu. Bu sağlayan derin bir karakter çözümlemesi yapmış yazar-yönetmen Murat İpek ve bunu harikulade bir şekilde ete kemiğe büründüren Günay Karacaoğlu.. Hani Çehov oyunlarının karakterleri vardır, yolda yürürken yanınızdan geçen normal insanlar, hatta kendiniz belki de.. Çehov bu normalliğin içindeki güçlü hüznü ve ironiyi ne kadar zengin verir.. İşte ben Songül karakterinde bu zengin içeriği gördüm; alabildiğine yalnız, alabildiğine umutlu.. Bu iki kutuplu güçlü ifadeyi oyunun afişinde dahi bulabiliyorsunuz; oyuna gittiğinizde afişe bir bakın. Günay Hanım’ın her zamanki sempatik, sevimli, biraz sonra izleyeceğiniz oyunda eğlence olduğunu vaad eden yüzü; bir de oyunun sloganındaki şu ifade : “Ben sevilmeyecek kadın mıyım?”
Basit Bir Ev Kazası, basit bir evde geçiyor, basit bir ailede, basit bir kadının başından geçenler anlatılıyor, yani hepimizin evinde ya da çevresinde yaşananlar.. Hep hayaller kurmuş, hayal kurarken de kurduğu hayallerle alakasız gelişmeler yaşamış bir kadını, Songül’ü canlandırıyor Günay Hanım. Her şeye rağmen hayal kurmayı hiç bırakmamış Songül. Örneğin görücü usulü ile evlenmiş de olsa bir kocası olmasına rağmen o hala tekne turunda büyük pazulu “Hayri”lerle aşk yaşarken hayal ediyor kendisini.
Oyunun yazarı ve yönetmeni Murak İpek güzel bir iş çıkarmış. Yazarın önceki oyunları olan “Dalga Kıran” ve “Belkıs Düştü Kuyuya”yı maalesef izlemedim. Ancak Basit Bir Ev Kazası hem Songül karakterinin zenginliği ile, hem peşpeşe gelen sahnelerin uyumu ve ritmi ile başarılı bir çalışma bence.
Günay Hanım’ı tiyatro sahnesinde ilk kez izliyorum. Fiziği, imajı, ses tonu ile Songül karakterine tam uyumlu. Ancak uyumlu olmasından ziyade vücut dilini kullanımı, sahneye hakimiyeti ve tonlamalarıyla Songül’ü canlı biri yapmış. Doğal oyunculuğun çizgisini oyun boyunca koruyor.. Komedide kadın oyuncu nadir bulunan bir değerdir, Günay Hanım bu değerli sanatçılarımızdan.
Teknik açıdan oyun biraz hızlı başladı bence, Günay Hanım karaktere yüklenmek yerine bir süre hızla hikayeyi anlatmayı seçti. Elbette tek kişilik bir oyunda seyirci ilgisi toplamak ve onu oyunun içine çekmek için tempo gerekli ancak o kadar güzel nüanslar ve espriler vardı ki, gereken ilgiyi göremedi. Seyirci oyunun konusunu anladıktan, oyunun içine girdikten sonra hem tekstte hem de oyuncuda kendinden ve çevresinden o kadar çok örnek görüyor ki, eğlenmemesi, düşünmemesi mümkün değil. Belki Günay Hanım’ın seyirci ile biraz da olsa paslaşması, belki de biraz tüluat baharatından serpilmesi oyunu daha da güçlü bir hale getirebilir, seyircideki etkisini arttırabilir.
Dekor, başarılı ve özgün çizgisini koruyan Barış Dinçel’e ait, yine son derece zengin ve gerçekçi bir dekor olmuş. Ben oyunu Emre Kınay’ın tiyatroya armağanı Maarif Kültür Merkezi salonunda izledim. Küçük bir sahne değil ancak dekor sanki sahneye biraz büyük gibiydi. Günay Hanım’ın kullanım alanı biraz dar olmuş, bu sebeple sahnenin ortası ve seyirciye göre sol tarafı ile sınırlı bir alanı ancak kullanabildi. Oyunu bir şekilde sahnenin tamamına yaymak ve bu kadar zengin bir dekor ve aksesuar kullanılıyorsa da bir şekilde oyunu bunlarla zenginleştirmek gerekirdi. Evin görünen bölümleri de oyunun içine alınsa dekor ve oyunun uyumu daha iyi olabilir.
Son olarak Aysa Prodüksiyon’dan da bahsetmek gerekiyor. Bu yıl tiyatroya çok değerli oyunlar kazandırdılar. Bunların sonuncusu da Basit Bir Ev Kazası.. Şöyle bir fikri de hayata geçirmeye çalışıyorlar anladığım kadarıyla; televizyonların tanınan simalarını tiyatro sahnelerine getirerek tiyatronun seyirci sıkıntısına dair çözüm arayışlarına bir yenisini ekliyorlar. Ben teatral anlamda bir pürüz olmadıkça bu fikrin karşısında değilim. 9 Ay Son Gün, Koca Bir Aşk Çığlığı ve Basit Bir Ev Kazası oyunları sezon oyunları içinde hep vasatın üzerinde kalmayı başarmış oyunlar, Aysa’nın çizgisi de alkışa değer..
Günay Karacaoğlu sahneye çok yakışıyor, oyunculuk birikimini rahatça gösterebileceği bir oyun bulduğunun farkındalığıyla keyifli bir performans sergiliyor. Bence sezonun izlenmesi gereken oyunlarından biri. Kaçırmayın derim!
İsmail Can Törtop
( İsmail Can Törtop )
4/22/2008
Günay Karacaoğlu’ndan sıcacık, çok eğlenceli bir komedi oyunu… Ancak bu oyun sizi güldüğünüze de güleceğinize de pişman ediyor!
En uçtaki 2 duygu; gülmek ve ağlamak ya da eğlenmek ve üzülmek. Annelerimizin lezzetli olsun diye tuzlu kurabiyelere şeker koyması gibi bu oyunun hamurunda da neşe ve hüzün beraber kullanılmış. Yüzünüzde gülümseme ve sol tarafınızda uzun süre etkisini kaybetmeyen bir his ile çıkıyorsunuz salondan…
Ben oyunun güçlü bir duygusal yanı olduğundan bahsettim ancak oyun temelde bir komedi oyunu. Ben “bir oyun komedi ise öncelikle komik olmalı” diye düşünüyorum. Aynı şekilde politik bir oyun politik olmalı vs vs. Bu bağlamda Basit Bir Ev Kazası eğlenmek için gelen seyirciyi fazlasıyla tatmin edecek bir kurguya sahip. Yani benim girizgahıma bakıp da “aman ağlak bir şeymiş” diyerek vazgeçmeyin. Oyunun duygusal ağırlığı belki de bana biraz fazla geçti, hatta oyunun son bölümünde gözlerim dolu dolu oldu. Bu sağlayan derin bir karakter çözümlemesi yapmış yazar-yönetmen Murat İpek ve bunu harikulade bir şekilde ete kemiğe büründüren Günay Karacaoğlu.. Hani Çehov oyunlarının karakterleri vardır, yolda yürürken yanınızdan geçen normal insanlar, hatta kendiniz belki de.. Çehov bu normalliğin içindeki güçlü hüznü ve ironiyi ne kadar zengin verir.. İşte ben Songül karakterinde bu zengin içeriği gördüm; alabildiğine yalnız, alabildiğine umutlu.. Bu iki kutuplu güçlü ifadeyi oyunun afişinde dahi bulabiliyorsunuz; oyuna gittiğinizde afişe bir bakın. Günay Hanım’ın her zamanki sempatik, sevimli, biraz sonra izleyeceğiniz oyunda eğlence olduğunu vaad eden yüzü; bir de oyunun sloganındaki şu ifade : “Ben sevilmeyecek kadın mıyım?”
Basit Bir Ev Kazası, basit bir evde geçiyor, basit bir ailede, basit bir kadının başından geçenler anlatılıyor, yani hepimizin evinde ya da çevresinde yaşananlar.. Hep hayaller kurmuş, hayal kurarken de kurduğu hayallerle alakasız gelişmeler yaşamış bir kadını, Songül’ü canlandırıyor Günay Hanım. Her şeye rağmen hayal kurmayı hiç bırakmamış Songül. Örneğin görücü usulü ile evlenmiş de olsa bir kocası olmasına rağmen o hala tekne turunda büyük pazulu “Hayri”lerle aşk yaşarken hayal ediyor kendisini.
Oyunun yazarı ve yönetmeni Murak İpek güzel bir iş çıkarmış. Yazarın önceki oyunları olan “Dalga Kıran” ve “Belkıs Düştü Kuyuya”yı maalesef izlemedim. Ancak Basit Bir Ev Kazası hem Songül karakterinin zenginliği ile, hem peşpeşe gelen sahnelerin uyumu ve ritmi ile başarılı bir çalışma bence.
Günay Hanım’ı tiyatro sahnesinde ilk kez izliyorum. Fiziği, imajı, ses tonu ile Songül karakterine tam uyumlu. Ancak uyumlu olmasından ziyade vücut dilini kullanımı, sahneye hakimiyeti ve tonlamalarıyla Songül’ü canlı biri yapmış. Doğal oyunculuğun çizgisini oyun boyunca koruyor.. Komedide kadın oyuncu nadir bulunan bir değerdir, Günay Hanım bu değerli sanatçılarımızdan.
Teknik açıdan oyun biraz hızlı başladı bence, Günay Hanım karaktere yüklenmek yerine bir süre hızla hikayeyi anlatmayı seçti. Elbette tek kişilik bir oyunda seyirci ilgisi toplamak ve onu oyunun içine çekmek için tempo gerekli ancak o kadar güzel nüanslar ve espriler vardı ki, gereken ilgiyi göremedi. Seyirci oyunun konusunu anladıktan, oyunun içine girdikten sonra hem tekstte hem de oyuncuda kendinden ve çevresinden o kadar çok örnek görüyor ki, eğlenmemesi, düşünmemesi mümkün değil. Belki Günay Hanım’ın seyirci ile biraz da olsa paslaşması, belki de biraz tüluat baharatından serpilmesi oyunu daha da güçlü bir hale getirebilir, seyircideki etkisini arttırabilir.
Dekor, başarılı ve özgün çizgisini koruyan Barış Dinçel’e ait, yine son derece zengin ve gerçekçi bir dekor olmuş. Ben oyunu Emre Kınay’ın tiyatroya armağanı Maarif Kültür Merkezi salonunda izledim. Küçük bir sahne değil ancak dekor sanki sahneye biraz büyük gibiydi. Günay Hanım’ın kullanım alanı biraz dar olmuş, bu sebeple sahnenin ortası ve seyirciye göre sol tarafı ile sınırlı bir alanı ancak kullanabildi. Oyunu bir şekilde sahnenin tamamına yaymak ve bu kadar zengin bir dekor ve aksesuar kullanılıyorsa da bir şekilde oyunu bunlarla zenginleştirmek gerekirdi. Evin görünen bölümleri de oyunun içine alınsa dekor ve oyunun uyumu daha iyi olabilir.
Son olarak Aysa Prodüksiyon’dan da bahsetmek gerekiyor. Bu yıl tiyatroya çok değerli oyunlar kazandırdılar. Bunların sonuncusu da Basit Bir Ev Kazası.. Şöyle bir fikri de hayata geçirmeye çalışıyorlar anladığım kadarıyla; televizyonların tanınan simalarını tiyatro sahnelerine getirerek tiyatronun seyirci sıkıntısına dair çözüm arayışlarına bir yenisini ekliyorlar. Ben teatral anlamda bir pürüz olmadıkça bu fikrin karşısında değilim. 9 Ay Son Gün, Koca Bir Aşk Çığlığı ve Basit Bir Ev Kazası oyunları sezon oyunları içinde hep vasatın üzerinde kalmayı başarmış oyunlar, Aysa’nın çizgisi de alkışa değer..
Günay Karacaoğlu sahneye çok yakışıyor, oyunculuk birikimini rahatça gösterebileceği bir oyun bulduğunun farkındalığıyla keyifli bir performans sergiliyor. Bence sezonun izlenmesi gereken oyunlarından biri. Kaçırmayın derim!
İsmail Can Törtop