3 posters
Sinema - Film Haberleri
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°1
Sinema - Film Haberleri
Sinema - Film Haberlerini buraya ekleye bilirsiniz
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°2
Oscar ödülleri sahiplerini buldu
Oscar ödülleri sahiplerini buldu
Bu yıl 80. kez sahiplerine kavuşan Oscar ödüllerinde en iyi yabancı film ödülünü "Kalpazanlar-The Counterfeiters" ile Avusturya filmi kazandı.
Oyuncu ödüllerini Avrupalıların topladığı, Amerikalı Coen kardeşlerin en iyi film ve en iyi yönetmen dahil dört ödül birden aldığı bu yılın Oscar ödül töreninde, ödülleri kazananların bir kısmı şöyle:
EN İYİ FİLM:
İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men (Yönetmen Joel ve Ethan Coen)
EN İYİ YÖNETMEN
Joel ve Ethan Coen kardeşler, (İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men)
EN İYİ ERKEK OYUNCU:
Daniel Day-Lewis (Kan dökülecek-There Will Be Blood)
EN İYİ KADIN OYUNCU:
Marion Cotillard (Kaldırım Serçesi-La Vie en Rose)
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Javier Bardem (İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men)
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU:
Tilda Swinton (Michael Clayton)
EN İYİ YABANCI FİLM:
The Counterfeiters-Kalpazanlar (Avusturya)
EN İYİ ANİMASYON FİLMİ
Ratatouille
EN İYİ BELGESEL FİLM
Taxi to the Dark Side (Alex Gibney ve Eva Orner)
EN İYİ ORJİNAL SENARYO
Juno (Juno)
EN İYİ UYARLAMA SENARYO
İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men (Yönetmen Joel ve Ethan Coen)
EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ:
Robert Elswit (Kan Dökülecek-There Will Be Blood)
EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK:
Dario Marianelli (Atonement)
EN İYİ ŞARKI:
"Falling Slowly" (Once)
Glen Hansard ve Marketa Irglova
EN İYİ KOSTÜM
Alexandra Byrne (Elizabeth: Altın Çağ)
EN İYİ MAKYAJ
Didier Lavergne ve Jan Archibald (La Vie en Rose-Kaldırım Serçesi)
alinti: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=102
Bu yıl 80. kez sahiplerine kavuşan Oscar ödüllerinde en iyi yabancı film ödülünü "Kalpazanlar-The Counterfeiters" ile Avusturya filmi kazandı.
Oyuncu ödüllerini Avrupalıların topladığı, Amerikalı Coen kardeşlerin en iyi film ve en iyi yönetmen dahil dört ödül birden aldığı bu yılın Oscar ödül töreninde, ödülleri kazananların bir kısmı şöyle:
EN İYİ FİLM:
İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men (Yönetmen Joel ve Ethan Coen)
EN İYİ YÖNETMEN
Joel ve Ethan Coen kardeşler, (İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men)
EN İYİ ERKEK OYUNCU:
Daniel Day-Lewis (Kan dökülecek-There Will Be Blood)
EN İYİ KADIN OYUNCU:
Marion Cotillard (Kaldırım Serçesi-La Vie en Rose)
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU
Javier Bardem (İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men)
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU:
Tilda Swinton (Michael Clayton)
EN İYİ YABANCI FİLM:
The Counterfeiters-Kalpazanlar (Avusturya)
EN İYİ ANİMASYON FİLMİ
Ratatouille
EN İYİ BELGESEL FİLM
Taxi to the Dark Side (Alex Gibney ve Eva Orner)
EN İYİ ORJİNAL SENARYO
Juno (Juno)
EN İYİ UYARLAMA SENARYO
İhtiyarlara Yer Yok-No Country For Old Men (Yönetmen Joel ve Ethan Coen)
EN İYİ GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ:
Robert Elswit (Kan Dökülecek-There Will Be Blood)
EN İYİ ÖZGÜN MÜZİK:
Dario Marianelli (Atonement)
EN İYİ ŞARKI:
"Falling Slowly" (Once)
Glen Hansard ve Marketa Irglova
EN İYİ KOSTÜM
Alexandra Byrne (Elizabeth: Altın Çağ)
EN İYİ MAKYAJ
Didier Lavergne ve Jan Archibald (La Vie en Rose-Kaldırım Serçesi)
alinti: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=102
En son Zeyno tarafından Çarş. Şub. 27, 2008 2:59 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
Sinema projelerine destek için 602 başvuru
Kültür ve Turizm Bakanlığının sinema projelerine vereceği destekten yararlanmak için 602 başvuru yapıldı. Başvuru yapanlar arasında ünlü yönetmenler de bulunuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının sinema projelerine yılda iki defa verdiği desteğin ilki için, 602 başvuru geldi.
"Senaryo Diyalog Yazım ve Geliştirme" için 150, "Belgesel Yapım" için 102 başvuru gelirken, "Uzun Metrajlı Kurgu Film" dalında 91 proje başvurusu yapıldı. Destek için en fazla başvuru ise 240 ile "Amatör Yapım" dalında oldu.
Ayrıca, "Animasyon"da 5, "Belgesel Film Yapım Geliştirme"de 5, "Yapım Sonrası"nda 5, "Kısa Film Yapım"da 2, "Kurgu Film"de 2 destek başvurusu gerçekleşti.
Geçen yıl, aynı dönemde 436 proje için destek talebinde bulunulmuştu.
Bu yıl sinemaya destek için, uzun Metrajlı filmlere 8 milyon 525 bin YTL, belgesellere de 2 milyon 534 bin YTL bütçe ayrıldığı bildirildi.
Uzun metrajlı film dalında, Sırrı Süreyya Önder'in "Sıfır Numara" projesi için başvuruda bulunduğu belirtildi.
Filmlerine destek almak isteyen diğer bazı ünlü yönetmenler ve yapımcılar ise şöyle oldu:
Eriş Akman, Tunç Okan, Barış Pirhasan, Zeki Demirkubuz, Sabahattin Çetin, Ezel Akay, Yamaç Okur, Derviş Zaimoğlu, Sefa Önal, Raşit Çelikezer, Abdullah Oğuz, Kutlu Ataman, Aydın Seyman ve Ömer Uğur.
alintidir: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=105
Kültür ve Turizm Bakanlığının sinema projelerine vereceği destekten yararlanmak için 602 başvuru yapıldı. Başvuru yapanlar arasında ünlü yönetmenler de bulunuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığının sinema projelerine yılda iki defa verdiği desteğin ilki için, 602 başvuru geldi.
"Senaryo Diyalog Yazım ve Geliştirme" için 150, "Belgesel Yapım" için 102 başvuru gelirken, "Uzun Metrajlı Kurgu Film" dalında 91 proje başvurusu yapıldı. Destek için en fazla başvuru ise 240 ile "Amatör Yapım" dalında oldu.
Ayrıca, "Animasyon"da 5, "Belgesel Film Yapım Geliştirme"de 5, "Yapım Sonrası"nda 5, "Kısa Film Yapım"da 2, "Kurgu Film"de 2 destek başvurusu gerçekleşti.
Geçen yıl, aynı dönemde 436 proje için destek talebinde bulunulmuştu.
Bu yıl sinemaya destek için, uzun Metrajlı filmlere 8 milyon 525 bin YTL, belgesellere de 2 milyon 534 bin YTL bütçe ayrıldığı bildirildi.
Uzun metrajlı film dalında, Sırrı Süreyya Önder'in "Sıfır Numara" projesi için başvuruda bulunduğu belirtildi.
Filmlerine destek almak isteyen diğer bazı ünlü yönetmenler ve yapımcılar ise şöyle oldu:
Eriş Akman, Tunç Okan, Barış Pirhasan, Zeki Demirkubuz, Sabahattin Çetin, Ezel Akay, Yamaç Okur, Derviş Zaimoğlu, Sefa Önal, Raşit Çelikezer, Abdullah Oğuz, Kutlu Ataman, Aydın Seyman ve Ömer Uğur.
alintidir: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=105
En son Zeyno tarafından Çarş. Şub. 27, 2008 2:59 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°4
Beyaz perdenin en seksi isimleri...
Beyaz perdenin en seksi isimleri...
Sinema dünyasının en prestijli dergilerinden Premiere, bugüne kadarki en seksi film yıldızlarını belirledi.
Derginin internet sitesindeki habere göre, Mel Gibson 87., Jennifer Lopez 85., Tom Cruise 74., Johnny Depp 69., Elvis Presley 60., Sharon Stone 37., Greta Garbo 31., Jack Nicholson 21. ve Rita Hayworth 14. sırada yer alırken, ilk ona beyaz perdenin efsanevi isimleri damgasını vurdu.
Premiere dergisinin seçtiği en seksi 10 film yıldızı şöyle:
1. Marilyn Monroe,
2. Marlon Brando,
3. Brigitte Bardot,
4. Rudolph Valentino,
5. Angelina Jolie,
6. James Dean,
7. Sean Connery,
8. Raquel Welch,
9. Brad Pitt,
10. Halle Berry.
alintidir:http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=104
Sinema dünyasının en prestijli dergilerinden Premiere, bugüne kadarki en seksi film yıldızlarını belirledi.
Derginin internet sitesindeki habere göre, Mel Gibson 87., Jennifer Lopez 85., Tom Cruise 74., Johnny Depp 69., Elvis Presley 60., Sharon Stone 37., Greta Garbo 31., Jack Nicholson 21. ve Rita Hayworth 14. sırada yer alırken, ilk ona beyaz perdenin efsanevi isimleri damgasını vurdu.
Premiere dergisinin seçtiği en seksi 10 film yıldızı şöyle:
1. Marilyn Monroe,
2. Marlon Brando,
3. Brigitte Bardot,
4. Rudolph Valentino,
5. Angelina Jolie,
6. James Dean,
7. Sean Connery,
8. Raquel Welch,
9. Brad Pitt,
10. Halle Berry.
alintidir:http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=104
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°5
Cennet'e Çin'den teklif
Çin'in yapımcı ve dağıtımcı firmalarından Big One Films, yönetmen Biray Dalkıran'ın ikinci uzun metrajlı filmi "Cennet"in Çin'deki dağıtım haklarına talip oldu.
Dalkıran, Türkiye'de 11 Nisan'da vizyona girecek "Cennet" isimli filme, Çin'in önemli yapımcı ve dağıtımcı firmalarından biri olan Big One Films'ten teklif geldiğini söyledi.
Big One Films'in Başkanı Shan Dongbing'in, "Cennet"in fragmanını Berlin Film Festivali'nde gördüğünü ve çok etkilendiğini ifade ettiğini belirten Dalkıran, Dongbing'in filmin Çin'deki dağıtım haklarına talip olduğunu bildirdi.Dalkıran, teklifi değerlendirdiklerini kaydederek, "Filmin Çin'de vizyona sunulması, bir Türk filmi için çok önemli gelişme" dedi.
Türk filmlerinin Uzakdoğu ülkelerinde festivaller dışında gösterilmesinin kolay olmadığını dile getiren Dalkıran, teklifi kabul ederlerse bunun Türk sinemasında bir ilk olacağını söyledi. Dalkıran, bu teklifin iki ülke arasında ortak projelerin gerçekleştirilmesi açısından da önem taşıdığını vurguladı.
alintidir: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=103
Dalkıran, Türkiye'de 11 Nisan'da vizyona girecek "Cennet" isimli filme, Çin'in önemli yapımcı ve dağıtımcı firmalarından biri olan Big One Films'ten teklif geldiğini söyledi.
Big One Films'in Başkanı Shan Dongbing'in, "Cennet"in fragmanını Berlin Film Festivali'nde gördüğünü ve çok etkilendiğini ifade ettiğini belirten Dalkıran, Dongbing'in filmin Çin'deki dağıtım haklarına talip olduğunu bildirdi.Dalkıran, teklifi değerlendirdiklerini kaydederek, "Filmin Çin'de vizyona sunulması, bir Türk filmi için çok önemli gelişme" dedi.
Türk filmlerinin Uzakdoğu ülkelerinde festivaller dışında gösterilmesinin kolay olmadığını dile getiren Dalkıran, teklifi kabul ederlerse bunun Türk sinemasında bir ilk olacağını söyledi. Dalkıran, bu teklifin iki ülke arasında ortak projelerin gerçekleştirilmesi açısından da önem taşıdığını vurguladı.
alintidir: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=103
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
Türkiye'de de büyük ilgi gören Karayip Korsanları (Pirates of the Caribbean) filminin yönetmeni Gore Verbinski, ilk animasyon filmine başlıyor.
Verbinski'nin 100 milyon dolar bütçe ayrılan ilk animasyon filminin, 2012'de tamamlanması planlanıyor.
Aksiyon-macera türünde olacağı belirtilen filmin sır olarak saklanan öyküsünün, Verbinski'nin "Blind Wink Prods." şirketi ve yapımcı John B. Carls tarafından geliştirildiği belirtiliyor.
Tim Burton'ın ödülleri toplayan son filmi "Sweeney Todd"un senaryo yazarı John Logan ile hikayeyi kaleme alması için görüşmelerin sürdüğü kaydedildi.
alintidir: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=100
Verbinski'nin 100 milyon dolar bütçe ayrılan ilk animasyon filminin, 2012'de tamamlanması planlanıyor.
Aksiyon-macera türünde olacağı belirtilen filmin sır olarak saklanan öyküsünün, Verbinski'nin "Blind Wink Prods." şirketi ve yapımcı John B. Carls tarafından geliştirildiği belirtiliyor.
Tim Burton'ın ödülleri toplayan son filmi "Sweeney Todd"un senaryo yazarı John Logan ile hikayeyi kaleme alması için görüşmelerin sürdüğü kaydedildi.
alintidir: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=100
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°7
20 Gün 20 Söyleşi
Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) 40. Türk Sineması Ödülleri’ne geri sayım başladı. Sinema dünyasının heyecanla beklediği, 03 Mart’ta yapılacak ödül törenine sayılı günler kaldı. Ödüllerin açıklanmasına kısa bir süre kalmışken SİYAD’ın resmi internet sitesi siyad.org büyük bir buluşmaya imza atıyor.
SİYAD Ödülleri’ne aday olan sinemacılardan 20’siyle yapılan söyleşiler, 13 Şubat Çarşamba gününden itibaren 20 gün boyunca siyad.org’da yayınlanacak. 40. SİYAD - Türk Sineması Ödülleri, 03 Mart 2008 Pazartesi akşamı TİM Maslak Show Center’da yapılacak törenle sahiplerini bulacak.
SİYAD ödülleri 3 Martta sahiplerini bulacak
Sinema Yazarları Derneği'nin (SİYAD) "Türk Sineması Ödülleri", 3 Martta düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.
SİYAD Genel Başkanı Murat Özer ve Genel Sekreteri Deniz Yavuz'un katılımıyla yapılan basın toplantısında, bu yılki ödüller için belirlenen adaylar açıklandı.
Özer, 11 dalda dağıtılacak SİYAD ödüllerine aday olacak isimlerin Sinema Yazarları Derneği'nin 55 üyesinin katılımıyla tespit edildiğini ve her dal için 5'er aday belirlendiğini söyledi.
Ödül töreninden önce 28 Şubatta tekrar toplanacak sinema yazarlarının, ödüle değer bulunanları belirleyeceğini belirten Özer, ödül alanların Türker İnanoğlu Maslak Show Center'da 3 Mart tarihinde düzenlenecek gecede açıklanacağını kaydetti.
Özer, bu yıl Türk Sineması Ödülleri'nin yanı sıra SİYAD'ın 2006-2007 sezonunda "En İyi Yabancı Film" seçtiği "Pan'ın Labirenti"nin de ödül alacağını belirterek, ödül dağıtılacak 11 ana dalın dışında 'nin Umut Veren Sanatçısı"nın da belirleneceğini bildirdi. Açıklanan listeye göre, ödüle aday gösterilenlerden bazıları şunlar:
"En İyi Film" dalında: "Adem'in Trenleri", "Kabadayı", "Mutluluk", "Sis ve Gece" ile "Yumurta".
"En İyi Yönetmen" dalında: Abdullah Oğuz, Barış Pirhasan, Onur Ünlü, Semih Kaplanoğlu, Turgut Yasalar.
"En İyi Erkek Oyuncu" dalında: Cem Özer, Haluk Bilginer, Kenan İmirzalıoğlu, Murat Han ve Nejat İşler.
"Cahide Sonku-En İyi Kadın Oyuncu" dalında: Fadik Sevin Atasoy, Nurgül Yeşilçay, Özgü Namal, Saadet Işıl Aksoy, Şenay Aydın.
alinti: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=99
SİYAD Ödülleri’ne aday olan sinemacılardan 20’siyle yapılan söyleşiler, 13 Şubat Çarşamba gününden itibaren 20 gün boyunca siyad.org’da yayınlanacak. 40. SİYAD - Türk Sineması Ödülleri, 03 Mart 2008 Pazartesi akşamı TİM Maslak Show Center’da yapılacak törenle sahiplerini bulacak.
SİYAD ödülleri 3 Martta sahiplerini bulacak
Sinema Yazarları Derneği'nin (SİYAD) "Türk Sineması Ödülleri", 3 Martta düzenlenecek törenle sahiplerini bulacak.
SİYAD Genel Başkanı Murat Özer ve Genel Sekreteri Deniz Yavuz'un katılımıyla yapılan basın toplantısında, bu yılki ödüller için belirlenen adaylar açıklandı.
Özer, 11 dalda dağıtılacak SİYAD ödüllerine aday olacak isimlerin Sinema Yazarları Derneği'nin 55 üyesinin katılımıyla tespit edildiğini ve her dal için 5'er aday belirlendiğini söyledi.
Ödül töreninden önce 28 Şubatta tekrar toplanacak sinema yazarlarının, ödüle değer bulunanları belirleyeceğini belirten Özer, ödül alanların Türker İnanoğlu Maslak Show Center'da 3 Mart tarihinde düzenlenecek gecede açıklanacağını kaydetti.
Özer, bu yıl Türk Sineması Ödülleri'nin yanı sıra SİYAD'ın 2006-2007 sezonunda "En İyi Yabancı Film" seçtiği "Pan'ın Labirenti"nin de ödül alacağını belirterek, ödül dağıtılacak 11 ana dalın dışında 'nin Umut Veren Sanatçısı"nın da belirleneceğini bildirdi. Açıklanan listeye göre, ödüle aday gösterilenlerden bazıları şunlar:
"En İyi Film" dalında: "Adem'in Trenleri", "Kabadayı", "Mutluluk", "Sis ve Gece" ile "Yumurta".
"En İyi Yönetmen" dalında: Abdullah Oğuz, Barış Pirhasan, Onur Ünlü, Semih Kaplanoğlu, Turgut Yasalar.
"En İyi Erkek Oyuncu" dalında: Cem Özer, Haluk Bilginer, Kenan İmirzalıoğlu, Murat Han ve Nejat İşler.
"Cahide Sonku-En İyi Kadın Oyuncu" dalında: Fadik Sevin Atasoy, Nurgül Yeşilçay, Özgü Namal, Saadet Işıl Aksoy, Şenay Aydın.
alinti: http://www.showtvnet.com/sinema/haberler/haber.asp?haberid=99
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°8
Recep İvedik G.O.R.A ' yı geçti
Şahan Gökbakar'ın başrol oynadığı "Recep İvedik" filmi, üç günde 791 bin 514 kişi tarafından izlendi.
Bu sonuçla da 2004'te vizyona giren ve üç günde 716 bin 965 kişiye ulaşan "G.O.R.A"yı tahtından edip, "ilk üç gün" listesinde ikinci sıraya yerleşti.
İkinci sırada artık o var
Yapımcılığını Faruk Aksoy'un yaptığı, Togan Gökbakar'ın yönetmenliğini üstlendiği "Recep İvedik", 22 Şubat'ta vizyona girdi. Filme ilgi çok büyük oldu, hatta İvedik hayranları günlerce salonlarda yer bulamadı. Bu ilgi, hasılat listesine de yansıdı. Şahan Gökbakar'ın başrol oynadığı film, ilk üç günde ulaştığı 791 bin 514'lük izleyici sayısıyla Cem Yılmaz'ın "G.O.R.A"sını geride bıraktı.
Kurtlar Vadisi'nin peşinde
"Recep İvedik" şimdi "ilk üç gün" listesinde, 1 milyon 99 bin 219 seyirciyle birinci sırada bulunan "Kurtlar Vadisi Irak"ın hemen ardından geliyor. Yıllar sonra sıralamayı değiştiren bu filmin, vizyonda kaldığı süre içinde 4 milyon 256 bin 567 kişi tarafından izlenen "Kurtlar Vadisi Irak" ve 4 milyon 001 bin 711 kişi tarafından izlenen "G.O.R.A"yı geçip geçemeyeceği ise merak konusu.
İşte ilk üç gün listesi
1- Kurtlar Vadisi Irak 1.099.219
2- Recep İvedik 791.514
3- G.O.R.A. 716.965
4- Asmalı Konak: Hayat 663.273
5- Organize İşler 583.870
6- Vizontele Tuuba 504.219
7- Hababam Sınıfı Üçbuçuk 450.783
8- Hababam Sınıfı Askerde 406.065
9- Vizontele 367.255
10- Keloğlan Kara Prens'e Karşı 312.000
11- Hırsız Var! 304.419
Kaynak: Hürriyet.com.tr
Bu sonuçla da 2004'te vizyona giren ve üç günde 716 bin 965 kişiye ulaşan "G.O.R.A"yı tahtından edip, "ilk üç gün" listesinde ikinci sıraya yerleşti.
İkinci sırada artık o var
Yapımcılığını Faruk Aksoy'un yaptığı, Togan Gökbakar'ın yönetmenliğini üstlendiği "Recep İvedik", 22 Şubat'ta vizyona girdi. Filme ilgi çok büyük oldu, hatta İvedik hayranları günlerce salonlarda yer bulamadı. Bu ilgi, hasılat listesine de yansıdı. Şahan Gökbakar'ın başrol oynadığı film, ilk üç günde ulaştığı 791 bin 514'lük izleyici sayısıyla Cem Yılmaz'ın "G.O.R.A"sını geride bıraktı.
Kurtlar Vadisi'nin peşinde
"Recep İvedik" şimdi "ilk üç gün" listesinde, 1 milyon 99 bin 219 seyirciyle birinci sırada bulunan "Kurtlar Vadisi Irak"ın hemen ardından geliyor. Yıllar sonra sıralamayı değiştiren bu filmin, vizyonda kaldığı süre içinde 4 milyon 256 bin 567 kişi tarafından izlenen "Kurtlar Vadisi Irak" ve 4 milyon 001 bin 711 kişi tarafından izlenen "G.O.R.A"yı geçip geçemeyeceği ise merak konusu.
İşte ilk üç gün listesi
1- Kurtlar Vadisi Irak 1.099.219
2- Recep İvedik 791.514
3- G.O.R.A. 716.965
4- Asmalı Konak: Hayat 663.273
5- Organize İşler 583.870
6- Vizontele Tuuba 504.219
7- Hababam Sınıfı Üçbuçuk 450.783
8- Hababam Sınıfı Askerde 406.065
9- Vizontele 367.255
10- Keloğlan Kara Prens'e Karşı 312.000
11- Hırsız Var! 304.419
Kaynak: Hürriyet.com.tr
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°9
Geri: Sinema - Film Haberleri
'Kilit' yakında vizyonda
Ceyda Aslı Kılıçkıran’ın yönettiği ve Müjde Ar, Çiğdem Suyolcu, Necmi Yapıcı ile Ayla Algan’ın oynadığı Kilit, önümüzdeki aylarda Makara film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Bir tiyatro sanatçısı olan Berna, popüler kültürün egemen olduğu bir dönemde sadece sanat için oyunculuk yapmak uğruna bir mücadele vermektedir. Bu arada 'Tarihin İlk Kadınlarını’ konu alan bir müze ziyareti sırasında, sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadın oyuncu olan Afife Jale’nin elle çizilmiş olan portresinden çok etkilenir. O günden sonra Afife Jale’nin hayatına ilişkin çağrışımlar yaşamına adeta sızar.
Ceyda Aslı Kılıçkıran’ın yönettiği ve Müjde Ar, Çiğdem Suyolcu, Necmi Yapıcı ile Ayla Algan’ın oynadığı Kilit, önümüzdeki aylarda Makara film tarafından vizyona çıkarılıyor.
Bir tiyatro sanatçısı olan Berna, popüler kültürün egemen olduğu bir dönemde sadece sanat için oyunculuk yapmak uğruna bir mücadele vermektedir. Bu arada 'Tarihin İlk Kadınlarını’ konu alan bir müze ziyareti sırasında, sahneye çıkan ilk Müslüman Türk kadın oyuncu olan Afife Jale’nin elle çizilmiş olan portresinden çok etkilenir. O günden sonra Afife Jale’nin hayatına ilişkin çağrışımlar yaşamına adeta sızar.
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°10
Geri: Sinema - Film Haberleri
'Miras' filminin galası yapıldı
Yazar Osman Aysu’nun aynı adlı romanından uyarlanan "Miras" adlı filmin galası yapıldı.
Cevahir Alışveriş Merkezi Megaplex Sinemalarındaki gala gecesine, filmin oyuncuları ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.
Yazar Osman Aysu’nun aynı adlı romanından uyarlanan "Miras" adlı filmin galası yapıldı. Cevahir Alışveriş Merkezi Megaplex Sinemalarındaki gala gecesine, filmin oyuncuları ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.
Drama yönetmenliğini Aydın Sayman ve aksiyon yönetmenliğini Tarkan Özel’in üstlendiği, senaryosunu Ayşegül Karaköse’nin yazdığı film, Osmanlı döneminden bugüne Kerkük petrolleri üzerindeki kavgayı konu alıyor.Filmde baş rolleri Gökhan Mumcu, Levent Özdilek ve Şafak Güçlü paylaşırken, yapımda 2 Hindistanlı oyuncu da rol alıyor.
Yazar Osman Aysu’nun aynı adlı romanından uyarlanan "Miras" adlı filmin galası yapıldı.
Cevahir Alışveriş Merkezi Megaplex Sinemalarındaki gala gecesine, filmin oyuncuları ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.
Yazar Osman Aysu’nun aynı adlı romanından uyarlanan "Miras" adlı filmin galası yapıldı. Cevahir Alışveriş Merkezi Megaplex Sinemalarındaki gala gecesine, filmin oyuncuları ve kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.
Drama yönetmenliğini Aydın Sayman ve aksiyon yönetmenliğini Tarkan Özel’in üstlendiği, senaryosunu Ayşegül Karaköse’nin yazdığı film, Osmanlı döneminden bugüne Kerkük petrolleri üzerindeki kavgayı konu alıyor.Filmde baş rolleri Gökhan Mumcu, Levent Özdilek ve Şafak Güçlü paylaşırken, yapımda 2 Hindistanlı oyuncu da rol alıyor.
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°11
'Meleğin Sırları' görücüye çıktı
Türk-Hollywood ortak yapımı olarak çekilen 'Meleğin Sırları' (Broken Angel) filminin galası önceki akşam İstinye Park sinemasında gerçekleştirildi. Başrolünde Nehir Erdoğan'ın rol aldığı ve sevişme sahnelerinin öne çıktığı filmin galasına Pınar Altuğ- Yağmur Atacan, Nurgül Yeşilçay, Nilgün Belgün ve kızı Oylum Şahin, Esin Moralıoğlu ve eşi İshak Cerit, Ceylan-Zuhal Pirinçcioğlu ve Evrim Akın gibi isimler katıldı. Film 14 Mart'ta vizyona girecek.
Kaynak: Sabah.com.tr
Kaynak: Sabah.com.tr
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°12
Recep İvedik'in başarısı
Recep İvedik'in beklenmedik başarısı ve ağız sulandıran gişesi, Hamdi Alkan'ın TV'de yarattığı 'Gazman' tiplemesini sinemaya taşıyamamasının verdiği pişmanlık, 'Yumurta'nın Sİ- YAD'dan aldığı sekiz ödül, moda dehası Karl Lagerfeld'in yaşam öyküsünü sinemaya aktaran film derken; hayatımız sinema oldu. Şu ödül dağıtımları konusundaki tartışmalara girmek istemiyorum. Ne Mahsun Kırmızıgül'e ödül verilmemesinden söz edeceğim, ne de 35 bin kişinin izlediği 'Yumurta'ya onca ödül verilmesinden... Türkiye'de Türk filmleri Amerikan sinemasına karşı zafer ilan etmiş durumda. Üç beş yıl öncesine kadar 'öldü' diye anılan Türk Sineması dirilişte; çarklar dönüyor ve asıl önemlisi de bu. Eskiden sinema emekçileri Yeşilçam sokaklarında iş beklerlerdi sabahtan akşama. Şimdi TV sektörünün de canlanmasıyla ekip bulmakta zorlanıyor yapımcılar. Yani bir sektör aslında ölümün kıyısından döndü. Hem anlayış hem de adres olarak Yeşilçam'ın dışına taşınan Türk Sineması için dilerim günün birinde başka şeyler de telaffuz ederiz. Şöyle Hollywoodvari bir şeyler örneğin... Hollywood dedim de... Birkaç gün önce Hollywood'un bir yıllık bilançosu ortaya kondu. 2 Ocak 2007 ile 2 Ocak 2008 tarihleri arasında 630 uzun metrajlı film gösterime girmiş ve 9.6 milyar dolar hasılat elde edilmiş. Birinci sırada 336.5 milyon dolar hasılatla 'Spider Man' var. 30'uncu sıradaki 'Norbit'in gişe hasılatı ise 95.7 milyon dolar. Türkiye'de ise 2007'de 209'u yabancı, 51'i yerli olmak üzere toplam 260 film izleyici ile buluşmuş ve gişe hasılatı 242 milyon 281 bin YTL olmuş. Hollywood her şeyiyle bir rüya. Yukarıdaki rakamlardan gördüğünüz gibi, aramızda uçurumlar var. Ama 10 yıl önce de hiç kimse Türk Sineması'ndan bu paraların kazanılacağını, filmlerin milyonlar tarafından izleneceğini tahmin edemezdi. Bu yükseliş artarak devam edecek. Yeter ki; daha en başından birbirimizi baltalamayalım, yapılan işleri alkışlayalım.
Kaynak: Sabah.com.tr
Kaynak: Sabah.com.tr
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°13
Her 'film çekeceğim' diyene güvenemem!
'Hayattan Korkma' adlı yeni filmi geçen hafta vizyona giren Zeki Alasya ilginç açıklamalarda bulundu: Ben, 'film çekeceğim' diyen herkese güvenmiyorum. Ama ne kepaze filmler yapıldığını düşünürsek Mahsun Kırmızıgül eli sıkılası biri.....
Türk Sineması'nın usta ismi Zeki Alasya, başrolünü üstlendiği 'Hayattan Korkma' adlı filmle sevenleriyle buluştu. Bir kasabada yaşayan üç ailenin öyküsünü anlatan, Alasya'nın tabirine göre 'İnsan merkezli bir film' olan 'Hayattan Korkma'nın kadrosu Haldun Boysan, Tarık Pabuçcuoğlu, Zeynep Eronat gibi tecrübeli isimlerden oluşuyor. Yönetmen Berrin Dağçınar'ın ise ilk filmi... Filmden, 'Recep İvedik' gibi bir hasılat beklemediğini söyleyen Alasya yönettiği ve başrolünü üstlendiği 'Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye' filmi yüzünden ise yapımcı Sinan Çetin'e çok kırgın. Çengelköy'deki evinde buluştuğumuz usta sanatçı, konuya iliştin ilk kez konuştu: "Sinan Çetin'i Allah'a havale ediyorum!"
* 'Hayattan Korkma' gösterime girdi. Ne kadar hasılat bekliyosunuz?
Türkiye'de bir filmin hasılat yapabilmesi için ya çok ünlü sanatçılardan bir kadro kurulması ya vurdulu- kırdılı, mafyamatik konu olması ya da çok büyük reklam yapılması lazım. Eğer makul bütçeli, eli yüzü düzgün, namuslu bir film yaparsanız büyük iş beklememelisiniz. 'Hayattan Korkma', altına imza atacağım muhteşem bir prodüksiyon olmayabilir ama iyi niyeti ortada... Yeterince promosyon da yapılamadı...
* Mutlu musunuz bu filmde rol almaktan?
Genelde, yönetmen çok önemli olduğu için birçok filme 'Hayır' diyebiliyorum. Çok akıllı çok donanımlı, çok zeki buldum Berrin Hanım'ı (Dağçınar) onun için kabul ettim. Kolay olmayan şartlarda film çekildi. Ama sağlam bir ekip vardı. İyi niyetli bir film çıktı ortaya. Biraz 'Güle Güle' tadında. Unuttuğumuz değerlerin filmi. İyi ki oynadım diyorum.
MAHSUN ELİ SIKILASI BİRİ
* 'Beyaz Melek' için size de teklif gelmiş, reddetmişsiniz...
Sinemaya çok uzak olduğunu düşündüğüm, başka bir meslekten insanının senaryo yazması kabul edilebilir belki ama film yönetmesi çok kolay değil. O yüzden ben film çekeceğim' diyen herkese güvenemiyorum. Tecrübeli bir yönetmenin bu filme katacak çok başka şeyleri olurdu, onu bulamadım elbette. Ama en azından adamın seçtiği konu ve iyi niyeti bakımından tebrik etmek lazım. Ne kepaze filmlerin, ne kepaze konuların beyazperdeye getirildiğini düşünürsek, eli sıkılası bir insan olduğunu düşünüyorum Mahsun Kırmızıgül'ün...
* 'Recep İvedik' furyası için ne diyeceksiniz?
Evvela şunu asla reddetmeyelim: Promosyon çok önemli... 'Recep İvedik'i izlemeye henüz fırsat bulamadım. Duyduklarım, okuduklarım var. Belden aşağı esprilerin, kalitesiz tavırların çok olduğu söyleniyor. Eğer gerçekten böyle ise, Şahan bu filmden kazandığı parayla yapacağı yeni filminde kendine düşen görevi yerine getirmeli. Giderek kaliteyi artırmalı, rafineleşmeli...
SANATÇILAR TERBİYELİ OLMALI
* Bir filmde mutlaka mesaj olmalı mı? Cem Yılmaz da, Şahan da böyle bir kaygı taşımıyor.
'Mesajım yok' demek, 'Ben kalitesiz her şeyin altına imza atarım' demek değil. 'Biz her şeyi, sadece güldürmek için yapıyoruz' diyebilirler tabii, hiç itirazım yok. Ama bu ülkenin, 40 yıldır politik hiciv yapan bir sanatçısı olarak bu beni üzer. Eğer sanatçının mesaj kaygısı, söyleyecek sözü yoksa, vah o ülkenin haline...
* Kaliteden kastınız nedir?
Ülkenin içinde bulunduğu bu karanlık şartlara rağmen bir sanatçı çıkıp 'mesaj kaygım yok' diyebiliyorsa, helal olsun ona! Söyleyecek lafım yok o zaman... Mesaj konusunda değil ama terbiye konusunda dayatıyorum.
* Peki yeni komedyenlerden beğendiğiniz kimse yok mu?
Cem Yılmaz'ı, Beyaz'ı, Şahan'ı seviyorum. Şahan konusunda çok da objektif olamıyorum çünkü çok sevimli geliyor bana. Son zamanlarda çok eli yüzü düzgün filmler de yapılıyor. Sinemanın ne türü olursa olsun desteklenmeli bence...
* Sadece para için çekilmiş, sanatla alakası olmayan filmler de desteklenmeli mi yani?
Evet! Bir çelişki gibi görebilirsiniz ama her mahallede beş kıraathanenin olduğu bir ülkede her film desteklenmelidir diye düşünüyorum. Umudum sadece izleyicinin sağduyusunu kullanarak -buna da ne kadar güvenmek gerekir bilmiyorum- bazı filmleri izlemeyi reddetmesi... Bu arada çok ciddi karşı çıktığım, sanatsal estetiğin ötesinde zararlı bulduğum filmler var.
BAZI FİLMLERE SANSÜR GETİRİLMELİ
* Hangileri mesela?
Kurtlar Vadisi gibi vahşetin, savaşın ön planda olduğu filmler. Elbette, dünyada da bunun örnekleri var. Pornolar bile belli kısıtlamalar getirilmiştir... Böyle vurdulu-kırdılı vahşet dolu filmlere yaptırımlar getirilmeli diye düşünüyorum. Porno zararlı deyip işin içinden çıkabiliyorsak, bu filmler bence pornodan çok daha zararlı!
* Sansürden çok etkilenen sanatçılardan biri olarak şimdi savunuyor musunuz gerçekten?
Evet, zamanında çok çektik sansürden... Biz zannettik ki, her isteyenin her istediğini söylemesi lazım. Ben böyle filmler hiç gösterilmesin demiyorum ama sınırlamalar getirilebilir...
* Yönettiğiniz ve başrolünü oynadığınız 'Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye' filmiyle ilgili yapımcı Sinan Çetin'le aranız bozuk. Ama siz bu konuda daha önce hiç konuşmadınız. Neydi işin aslı?
Filmi çekmeden evvel Sinan Çetin'e senaryoyu defalarca götürdüm. Para verildi, filmi çektim. Bir günlük iş kalmıştı, hava muhalefetinden ara verince "Kurguya başlayın, hava düzelince eksiği çekeriz" diye haber geldi bana. Kurgu başladı, Sinan Çetin seyretti ve "Bu benim düşündüğüm film değil" dedi. Bir prodüktör bunu, senaryodan haberi yoksa söyler. Oysa ben senaryoyu 6-7 defa onaylatmıştım. Bu arada prodüksiyon amirine, eksik bölümü çekmeyi ve işimi bitirmeyi teklif ettim ama bana çektirmediler filmi. Sinan "Bu film böyle olmayacak! Kusura bakmayın ben okumamıştım senaryoyu" dedi. Dehşet içinde kaldım. Tartışmalar uzayınca film rafa kaldırıldı. Aradan üç sene geçti, Sinan'ın ağabeyi "Filmi vizyona sokacağız" dedi. Bu arada bir film daha çekti; bana önerip de kafama yatmayan filmi çekti. Yakında çıkacak. Cumhurbaşkanını da Kenan Işık oynadı.
* Sizin çektiğiniz film vizyona girmişti ama...
Benim filmim bölük pörçük piyasaya çıkarıldı. Bir ayıp daha yapıldı. Israrla 'müzik yapılsın' dedim. Ucuza getirilsin diye oradan buradan bulunan müzikler kondu filme. Bu, 40 küsur yıldır bu işi yapan bana karşı çok büyük bir ayıptır. 'Benim param' diye bu kadar sorumsuzca ve keyifi bir davranış kabul edilemez. Tabii, prodüktör Sinan Çetin; Zeki Alasya söylese ne olur, söylemese ne olur! Sinan Çetin'i ve onun mantığını Allah'a havale ediyorum. Bu ayıpları yapmaya devam edecekler, yapmasınlar...
* Herkes Metin Akpınar'la yeniden ikili olup olmayacağınızı merak ediyor.
Metin'le 365 günümüzün 300'ünü beraber geçirdiğimiz dönemlerde de ne zaman ayrılacağımız sorulurdu. Şerbetliyim yani bu konuda. 97'den sonra görüş farklılıkları çıkınca, ilişkinin sağlığı açısından ayrılma kararı aldık. Kavgalı, küs değiliz. 99'da 'Güle Güle'de, 2002'de 'Rus Gelin'de oynadık. Alıştım artık bu sorulara, sabırla karşılıyorum.
* Şimdi bu söylediklerinizden sonra ben size 'Birlikte yeni projeleriniz varmış?' diye sorsam?
Allahım sabır ver... (kahkahalar) Biz de 'artık biraraya gelelim' diyoruz. Hem bütün iyi niyetiyle halk çok istiyor bunu hem de ülkenin içinde bulunduğu karanlık durumda, diğer arkadaşlar mesaj kaygısı gütmedikleri için birilerinin bir şey söylemesi lazım. Yine biz söyleyeceğiz herhalde.
* Net olan proje var mı?
Birkaç şey var. Bir dizi var gündemde. Kabare oyunu merkezli bir yarışma da olabilir. Bir de müzikal projesi var.
* Evinizde yüzlerce Buda heykelciği var. Nereden geldi bu merak?
'Paranız mı çok, yoksa vaktiniz mi?' diye koleksiyon yapanlarla alay ederdim. Ama bir yerden başlıyorsunuz ve devamı geliyor bu işin. Gözünüz her gittiğiniz dükkanda, kentte, ülkede biriktirdiğiniz şeyi aramaya başlıyor. Ben de Buda heykelcikleri arıyorum. Bazı kaçış noktaları bulmak lazım hayatta.
* Budizm'e ilginiz var mı?
Çok uzak değilim ama Budist eğilimim de yok! Bir Buda heykelciğim vardı. Sonra bir Buda daha gördüm, çok güzel bir parçaydı. Derken şimdi 1040 civarında oldu...
* Daha ne kadar genişletmeyi düşünüyorsunuz koleksiyonu?
Artık özel bir çaba sarfetmiyorum. Çünkü her zaman olduğu gibi, çok param yok. Koleksiyon ciddi para işi. Başka hobilerim var. Mesela model trencilik yapıyorum. O da başka bir dünya...
* Hobiniz çok, fobiniz var mı?
Hemen hiç yok. Hobiler çok olduğu zaman zaten fobiler pek olmuyor. Bu tedavi metodu gibi geliyor bana.
Kaynak: Sabah.com.tr
Türk Sineması'nın usta ismi Zeki Alasya, başrolünü üstlendiği 'Hayattan Korkma' adlı filmle sevenleriyle buluştu. Bir kasabada yaşayan üç ailenin öyküsünü anlatan, Alasya'nın tabirine göre 'İnsan merkezli bir film' olan 'Hayattan Korkma'nın kadrosu Haldun Boysan, Tarık Pabuçcuoğlu, Zeynep Eronat gibi tecrübeli isimlerden oluşuyor. Yönetmen Berrin Dağçınar'ın ise ilk filmi... Filmden, 'Recep İvedik' gibi bir hasılat beklemediğini söyleyen Alasya yönettiği ve başrolünü üstlendiği 'Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye' filmi yüzünden ise yapımcı Sinan Çetin'e çok kırgın. Çengelköy'deki evinde buluştuğumuz usta sanatçı, konuya iliştin ilk kez konuştu: "Sinan Çetin'i Allah'a havale ediyorum!"
* 'Hayattan Korkma' gösterime girdi. Ne kadar hasılat bekliyosunuz?
Türkiye'de bir filmin hasılat yapabilmesi için ya çok ünlü sanatçılardan bir kadro kurulması ya vurdulu- kırdılı, mafyamatik konu olması ya da çok büyük reklam yapılması lazım. Eğer makul bütçeli, eli yüzü düzgün, namuslu bir film yaparsanız büyük iş beklememelisiniz. 'Hayattan Korkma', altına imza atacağım muhteşem bir prodüksiyon olmayabilir ama iyi niyeti ortada... Yeterince promosyon da yapılamadı...
* Mutlu musunuz bu filmde rol almaktan?
Genelde, yönetmen çok önemli olduğu için birçok filme 'Hayır' diyebiliyorum. Çok akıllı çok donanımlı, çok zeki buldum Berrin Hanım'ı (Dağçınar) onun için kabul ettim. Kolay olmayan şartlarda film çekildi. Ama sağlam bir ekip vardı. İyi niyetli bir film çıktı ortaya. Biraz 'Güle Güle' tadında. Unuttuğumuz değerlerin filmi. İyi ki oynadım diyorum.
MAHSUN ELİ SIKILASI BİRİ
* 'Beyaz Melek' için size de teklif gelmiş, reddetmişsiniz...
Sinemaya çok uzak olduğunu düşündüğüm, başka bir meslekten insanının senaryo yazması kabul edilebilir belki ama film yönetmesi çok kolay değil. O yüzden ben film çekeceğim' diyen herkese güvenemiyorum. Tecrübeli bir yönetmenin bu filme katacak çok başka şeyleri olurdu, onu bulamadım elbette. Ama en azından adamın seçtiği konu ve iyi niyeti bakımından tebrik etmek lazım. Ne kepaze filmlerin, ne kepaze konuların beyazperdeye getirildiğini düşünürsek, eli sıkılası bir insan olduğunu düşünüyorum Mahsun Kırmızıgül'ün...
* 'Recep İvedik' furyası için ne diyeceksiniz?
Evvela şunu asla reddetmeyelim: Promosyon çok önemli... 'Recep İvedik'i izlemeye henüz fırsat bulamadım. Duyduklarım, okuduklarım var. Belden aşağı esprilerin, kalitesiz tavırların çok olduğu söyleniyor. Eğer gerçekten böyle ise, Şahan bu filmden kazandığı parayla yapacağı yeni filminde kendine düşen görevi yerine getirmeli. Giderek kaliteyi artırmalı, rafineleşmeli...
SANATÇILAR TERBİYELİ OLMALI
* Bir filmde mutlaka mesaj olmalı mı? Cem Yılmaz da, Şahan da böyle bir kaygı taşımıyor.
'Mesajım yok' demek, 'Ben kalitesiz her şeyin altına imza atarım' demek değil. 'Biz her şeyi, sadece güldürmek için yapıyoruz' diyebilirler tabii, hiç itirazım yok. Ama bu ülkenin, 40 yıldır politik hiciv yapan bir sanatçısı olarak bu beni üzer. Eğer sanatçının mesaj kaygısı, söyleyecek sözü yoksa, vah o ülkenin haline...
* Kaliteden kastınız nedir?
Ülkenin içinde bulunduğu bu karanlık şartlara rağmen bir sanatçı çıkıp 'mesaj kaygım yok' diyebiliyorsa, helal olsun ona! Söyleyecek lafım yok o zaman... Mesaj konusunda değil ama terbiye konusunda dayatıyorum.
* Peki yeni komedyenlerden beğendiğiniz kimse yok mu?
Cem Yılmaz'ı, Beyaz'ı, Şahan'ı seviyorum. Şahan konusunda çok da objektif olamıyorum çünkü çok sevimli geliyor bana. Son zamanlarda çok eli yüzü düzgün filmler de yapılıyor. Sinemanın ne türü olursa olsun desteklenmeli bence...
* Sadece para için çekilmiş, sanatla alakası olmayan filmler de desteklenmeli mi yani?
Evet! Bir çelişki gibi görebilirsiniz ama her mahallede beş kıraathanenin olduğu bir ülkede her film desteklenmelidir diye düşünüyorum. Umudum sadece izleyicinin sağduyusunu kullanarak -buna da ne kadar güvenmek gerekir bilmiyorum- bazı filmleri izlemeyi reddetmesi... Bu arada çok ciddi karşı çıktığım, sanatsal estetiğin ötesinde zararlı bulduğum filmler var.
BAZI FİLMLERE SANSÜR GETİRİLMELİ
* Hangileri mesela?
Kurtlar Vadisi gibi vahşetin, savaşın ön planda olduğu filmler. Elbette, dünyada da bunun örnekleri var. Pornolar bile belli kısıtlamalar getirilmiştir... Böyle vurdulu-kırdılı vahşet dolu filmlere yaptırımlar getirilmeli diye düşünüyorum. Porno zararlı deyip işin içinden çıkabiliyorsak, bu filmler bence pornodan çok daha zararlı!
* Sansürden çok etkilenen sanatçılardan biri olarak şimdi savunuyor musunuz gerçekten?
Evet, zamanında çok çektik sansürden... Biz zannettik ki, her isteyenin her istediğini söylemesi lazım. Ben böyle filmler hiç gösterilmesin demiyorum ama sınırlamalar getirilebilir...
* Yönettiğiniz ve başrolünü oynadığınız 'Cumhurbaşkanı Öteki Türkiye' filmiyle ilgili yapımcı Sinan Çetin'le aranız bozuk. Ama siz bu konuda daha önce hiç konuşmadınız. Neydi işin aslı?
Filmi çekmeden evvel Sinan Çetin'e senaryoyu defalarca götürdüm. Para verildi, filmi çektim. Bir günlük iş kalmıştı, hava muhalefetinden ara verince "Kurguya başlayın, hava düzelince eksiği çekeriz" diye haber geldi bana. Kurgu başladı, Sinan Çetin seyretti ve "Bu benim düşündüğüm film değil" dedi. Bir prodüktör bunu, senaryodan haberi yoksa söyler. Oysa ben senaryoyu 6-7 defa onaylatmıştım. Bu arada prodüksiyon amirine, eksik bölümü çekmeyi ve işimi bitirmeyi teklif ettim ama bana çektirmediler filmi. Sinan "Bu film böyle olmayacak! Kusura bakmayın ben okumamıştım senaryoyu" dedi. Dehşet içinde kaldım. Tartışmalar uzayınca film rafa kaldırıldı. Aradan üç sene geçti, Sinan'ın ağabeyi "Filmi vizyona sokacağız" dedi. Bu arada bir film daha çekti; bana önerip de kafama yatmayan filmi çekti. Yakında çıkacak. Cumhurbaşkanını da Kenan Işık oynadı.
* Sizin çektiğiniz film vizyona girmişti ama...
Benim filmim bölük pörçük piyasaya çıkarıldı. Bir ayıp daha yapıldı. Israrla 'müzik yapılsın' dedim. Ucuza getirilsin diye oradan buradan bulunan müzikler kondu filme. Bu, 40 küsur yıldır bu işi yapan bana karşı çok büyük bir ayıptır. 'Benim param' diye bu kadar sorumsuzca ve keyifi bir davranış kabul edilemez. Tabii, prodüktör Sinan Çetin; Zeki Alasya söylese ne olur, söylemese ne olur! Sinan Çetin'i ve onun mantığını Allah'a havale ediyorum. Bu ayıpları yapmaya devam edecekler, yapmasınlar...
* Herkes Metin Akpınar'la yeniden ikili olup olmayacağınızı merak ediyor.
Metin'le 365 günümüzün 300'ünü beraber geçirdiğimiz dönemlerde de ne zaman ayrılacağımız sorulurdu. Şerbetliyim yani bu konuda. 97'den sonra görüş farklılıkları çıkınca, ilişkinin sağlığı açısından ayrılma kararı aldık. Kavgalı, küs değiliz. 99'da 'Güle Güle'de, 2002'de 'Rus Gelin'de oynadık. Alıştım artık bu sorulara, sabırla karşılıyorum.
* Şimdi bu söylediklerinizden sonra ben size 'Birlikte yeni projeleriniz varmış?' diye sorsam?
Allahım sabır ver... (kahkahalar) Biz de 'artık biraraya gelelim' diyoruz. Hem bütün iyi niyetiyle halk çok istiyor bunu hem de ülkenin içinde bulunduğu karanlık durumda, diğer arkadaşlar mesaj kaygısı gütmedikleri için birilerinin bir şey söylemesi lazım. Yine biz söyleyeceğiz herhalde.
* Net olan proje var mı?
Birkaç şey var. Bir dizi var gündemde. Kabare oyunu merkezli bir yarışma da olabilir. Bir de müzikal projesi var.
* Evinizde yüzlerce Buda heykelciği var. Nereden geldi bu merak?
'Paranız mı çok, yoksa vaktiniz mi?' diye koleksiyon yapanlarla alay ederdim. Ama bir yerden başlıyorsunuz ve devamı geliyor bu işin. Gözünüz her gittiğiniz dükkanda, kentte, ülkede biriktirdiğiniz şeyi aramaya başlıyor. Ben de Buda heykelcikleri arıyorum. Bazı kaçış noktaları bulmak lazım hayatta.
* Budizm'e ilginiz var mı?
Çok uzak değilim ama Budist eğilimim de yok! Bir Buda heykelciğim vardı. Sonra bir Buda daha gördüm, çok güzel bir parçaydı. Derken şimdi 1040 civarında oldu...
* Daha ne kadar genişletmeyi düşünüyorsunuz koleksiyonu?
Artık özel bir çaba sarfetmiyorum. Çünkü her zaman olduğu gibi, çok param yok. Koleksiyon ciddi para işi. Başka hobilerim var. Mesela model trencilik yapıyorum. O da başka bir dünya...
* Hobiniz çok, fobiniz var mı?
Hemen hiç yok. Hobiler çok olduğu zaman zaten fobiler pek olmuyor. Bu tedavi metodu gibi geliyor bana.
Kaynak: Sabah.com.tr
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından Akbank sponsorluğunda düzenlenen 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali 5-20 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
Geçen yıl 170 bin seyircinin katıldığı Uluslararası İstanbul Film Festivali programında bu yıl, 2007 ve 2008'in en yeni, en çok konuşulan yapıtlarının yanında, unutulmaz klasik filmler ve sinema tarihinin usta yönetmenlerinin başyapıtlarından seçmeler içeren 20'yi aşkın bölümde 200 film yer alıyor.
İKSV, festivalde her yıl olduğu gibi ünlü konuklar ve usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri, sergiler, partiler, konserler ve birçok ilginç yan etkinliğin gerçekleştirileceğini açıkladı.
İstanbul Film Festivali'nin bu yılki programı tarihi Rejans Lokantası'nda düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 4 Nisan Cuma akşamı Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılacak bir açılış töreni ile başlayacak.
-"FESTİVAL BİLETLERİ İNDİRİMLİ"-
İstanbul Film Festivali biletleri 22 Mart Cumartesi günü satışa çıkıyor. Sinemaseverler, biletlerini; Beyoğlu'nda Emek ve Atlas ile Kadıköy'de Rexx sinemalarında açılacak gişelerden ve Biletix üzerinden satın alabilecekler.
İstanbul Film Festivali izleyicilerden büyük ilgi gören hafta içi seanslarında indirimli fiyat uygulamasını bu yıl tüm bilet fiyatlarına yansıtıyor: Festival'de bilet fiyatları tam 10 YTL; öğrenci ile 65 yaş ve üstü için 7 YTL olacak. Festival'de hafta içi gündüz seansları ise 3,50 YTL olarak belirlendi.Festival Sponsoru AKBANK'ın Axess kart sahipleri, hafta içi gündüz seansları hariç tüm festival filmlerinin biletlerini yüzde 20 indirimle alabilecekler.
-"ONUR ÖDÜLLERİ"-
Festival kapsamında her yıl verilen 'Sinema Onur Ödülleri'nin bu yılki sahipleri ise, Ekrem Bora, Ediz Hun ve İzzet Günay olacak. Festival programında birer filmleri de gösterilecek olan sanatçılara ödülleri açılış töreninde takdim edilecek. Festivalin kapanış töreninde de çağdaş Rus sineması yönetmenlerinden Alexander Sokurov'a 'Sinema Onur Ödülü' verilecek. Festivalin Türk Sineması bölümünde ise 'Yılın En İyi Türk Filmi' ödülü için 2007-2008 sezonunda yapımı tamamlanmış olan 11 film yarışacak. ANKA
Haberin Kaynağı: medyatava.com
Geçen yıl 170 bin seyircinin katıldığı Uluslararası İstanbul Film Festivali programında bu yıl, 2007 ve 2008'in en yeni, en çok konuşulan yapıtlarının yanında, unutulmaz klasik filmler ve sinema tarihinin usta yönetmenlerinin başyapıtlarından seçmeler içeren 20'yi aşkın bölümde 200 film yer alıyor.
İKSV, festivalde her yıl olduğu gibi ünlü konuklar ve usta sinemacıların katılacağı söyleşi ve atölye çalışmaları, sinema dersleri, sergiler, partiler, konserler ve birçok ilginç yan etkinliğin gerçekleştirileceğini açıkladı.
İstanbul Film Festivali'nin bu yılki programı tarihi Rejans Lokantası'nda düzenlenen basın toplantısıyla tanıtıldı. 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, 4 Nisan Cuma akşamı Lütfü Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılacak bir açılış töreni ile başlayacak.
-"FESTİVAL BİLETLERİ İNDİRİMLİ"-
İstanbul Film Festivali biletleri 22 Mart Cumartesi günü satışa çıkıyor. Sinemaseverler, biletlerini; Beyoğlu'nda Emek ve Atlas ile Kadıköy'de Rexx sinemalarında açılacak gişelerden ve Biletix üzerinden satın alabilecekler.
İstanbul Film Festivali izleyicilerden büyük ilgi gören hafta içi seanslarında indirimli fiyat uygulamasını bu yıl tüm bilet fiyatlarına yansıtıyor: Festival'de bilet fiyatları tam 10 YTL; öğrenci ile 65 yaş ve üstü için 7 YTL olacak. Festival'de hafta içi gündüz seansları ise 3,50 YTL olarak belirlendi.Festival Sponsoru AKBANK'ın Axess kart sahipleri, hafta içi gündüz seansları hariç tüm festival filmlerinin biletlerini yüzde 20 indirimle alabilecekler.
-"ONUR ÖDÜLLERİ"-
Festival kapsamında her yıl verilen 'Sinema Onur Ödülleri'nin bu yılki sahipleri ise, Ekrem Bora, Ediz Hun ve İzzet Günay olacak. Festival programında birer filmleri de gösterilecek olan sanatçılara ödülleri açılış töreninde takdim edilecek. Festivalin kapanış töreninde de çağdaş Rus sineması yönetmenlerinden Alexander Sokurov'a 'Sinema Onur Ödülü' verilecek. Festivalin Türk Sineması bölümünde ise 'Yılın En İyi Türk Filmi' ödülü için 2007-2008 sezonunda yapımı tamamlanmış olan 11 film yarışacak. ANKA
Haberin Kaynağı: medyatava.com
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°15
Geri: Sinema - Film Haberleri
Kara Kare film günleri
Birleşmiş Milletlerin 27 Ocak tarihini "Holokost Kurbanlarını anma günü ve Holokost hakkında genç nesilleri eğitme" kararının alınmasında Türkiye'nin karar tasarısını sunan 104 ülke arasında yer aldığı kamuoyu tarafından bilinmektedir.
Holokost, Nazi Almanya'sının I. Dünya Savaşı dönemi sonrasından başlayarak Alman halkının içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal bunalım, iktidar boşluğu ve Avrupa antisemitizmi tarihsel çerçevesi içinde görülmesi gereken ortamın içinde filizlendirip uyguladığı sistematik yoketme projesidir. Bu dönemde büyük bir titizlikle Avrupa'nın çeşitli yerlerinde fizibilite raporları düzenleyerek, gaz odaları, krematoryumlar inşa ederek kurdukları toplama ve ölüm kamplarında yaşamını yitirmiş milyonlarca insanın anısına "Kara Kare Karanlığa Işık Tutan Filmler" günlerini düzenlenmektedir.
Türk Musevi Cemaati – Film Komisyonu, bu dönemde yaşananlara ışık tutmak için KARAKARE FİLM GÜNLERİ'ni 1 - 3 Mayıs tarihleri arasında Maçka'da Cinebonus G-Mall sinemalarında Nazi Soykırımı Holokost hakkında çarpıcı ve aydınlatıcı filmlerin gösteriminin yapılacağı "Karanlığa Işık Tutan Filmler" teması ile düzenlemiştir.
Kara Kare Film Günleri çerçevesinde, organizasyon boyunca gösterilecek filmlerin programı tamamlanmış olup; Lena Einhorn 'nun Nina'nın Yolculuğu; Istvan Szabo'nun Mefisto; Steven Spielberg yapımı, Sergie Bukowsky filmi İsmini Söyle; Agnieszka Holland'ın Avrupa Avrupa; Stefan Ruzowitzky 'nin Kalpazanlar; Margarethe von Trotta'nın Güller Sokağı bu seneki programda yer alacak olan bazı filmlerdir.
Toplam 9 farklı filmin gösterimi 1 – 3 Mayıs tarihlerinde Maçka Cinebonus G-Mall'da iki ayrı salonda muhtelif seanslarda yapılacaktır. Tüm filmler Türkçe elektronik altyazılı olacağından sadece ilgili izleyicilerin değil okulların da öğrencilerini topluca getirebileceği bir kültürel eğitim hizmeti olacaktır.
Birleşmiş Milletlerin 27 Ocak tarihini "Holokost Kurbanlarını anma günü ve Holokost hakkında genç nesilleri eğitme" kararının alınmasında Türkiye'nin karar tasarısını sunan 104 ülke arasında yer aldığı kamuoyu tarafından bilinmektedir.
Holokost, Nazi Almanya'sının I. Dünya Savaşı dönemi sonrasından başlayarak Alman halkının içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal bunalım, iktidar boşluğu ve Avrupa antisemitizmi tarihsel çerçevesi içinde görülmesi gereken ortamın içinde filizlendirip uyguladığı sistematik yoketme projesidir. Bu dönemde büyük bir titizlikle Avrupa'nın çeşitli yerlerinde fizibilite raporları düzenleyerek, gaz odaları, krematoryumlar inşa ederek kurdukları toplama ve ölüm kamplarında yaşamını yitirmiş milyonlarca insanın anısına "Kara Kare Karanlığa Işık Tutan Filmler" günlerini düzenlenmektedir.
Türk Musevi Cemaati – Film Komisyonu, bu dönemde yaşananlara ışık tutmak için KARAKARE FİLM GÜNLERİ'ni 1 - 3 Mayıs tarihleri arasında Maçka'da Cinebonus G-Mall sinemalarında Nazi Soykırımı Holokost hakkında çarpıcı ve aydınlatıcı filmlerin gösteriminin yapılacağı "Karanlığa Işık Tutan Filmler" teması ile düzenlemiştir.
Kara Kare Film Günleri çerçevesinde, organizasyon boyunca gösterilecek filmlerin programı tamamlanmış olup; Lena Einhorn 'nun Nina'nın Yolculuğu; Istvan Szabo'nun Mefisto; Steven Spielberg yapımı, Sergie Bukowsky filmi İsmini Söyle; Agnieszka Holland'ın Avrupa Avrupa; Stefan Ruzowitzky 'nin Kalpazanlar; Margarethe von Trotta'nın Güller Sokağı bu seneki programda yer alacak olan bazı filmlerdir.
Toplam 9 farklı filmin gösterimi 1 – 3 Mayıs tarihlerinde Maçka Cinebonus G-Mall'da iki ayrı salonda muhtelif seanslarda yapılacaktır. Tüm filmler Türkçe elektronik altyazılı olacağından sadece ilgili izleyicilerin değil okulların da öğrencilerini topluca getirebileceği bir kültürel eğitim hizmeti olacaktır.
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°16
Geri: Sinema - Film Haberleri
Gatlif'den Romanlara destek
Çingeneler üzerine yaptığı filmlerle pek çok ödül alan Roman yönetmen Tony Gatlif, Fatih'te "Sulukule" olarak bilinen ve yenileme alanı ilan edilen Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerini gezdi.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali çerçevesinde "Sinema'da İnsan Hakları-FACE" ödülünün jüri üyesi olarak İstanbul'da bulunan Gatlif, Sulukule ziyaretinde, yenileme alanı ilan edilen mahalledeki yıkımlar ve evleri yıkılacak kiracıların sorunları hakkında bilgi aldı.
Kentsel dönüşümün Romanya ve İspanya'da da yaşandığını ifade eden Gatlif, 1990 yılında İspanya'da bu amaçla binlerce Roman'ın kentin 20 kilometre dışına taşındığını bildirdi.
Romanları sürmenin çok kolay olduğunu belirten Gatlif, Romanların sadece bir arada yaşayarak ayakta kalabildiklerini dile getirdi. Gatlif, "Romanlar, anasız babasız kalan çocukları dayanışmayla içlerine alıp, yaşamını sürdürmeyi çok iyi biliyorlar. Eğer onları birbirinden ayırırsanız toplumun düzeni bozulur" dedi.
Yönetmen Gatlif, amacının ilgili makamların eleştirisini yapmak olmadığını, yöneticileri "insancıl" olmaya çağırdığını söyledi.
Gatlif, şöyle devam etti:
"Böyle bir semtin, bu insanlarla birlikte yenilenmesi turizm anlamında çok şey katacaktır. İstanbul diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamadı. Eski dokunun da olduğu bir kent. Burada yapılması gereken, bu semtin Romanlarla birlikte yenilenmesi. İnsanların mesleklerini yapabilecek hale gelmesi, turizme açılması. Dünyanın her yanında turistler Romanları çok severler."
Konuşmasının ardından davul, keman ve klarnet eşliğinde mahalle halkıyla dans eden Gatlif, yine müzik eşliğinde mahalleyi gezdi, mahalle sakinlerinin sorunlarını dinledi.
Çingeneler üzerine yaptığı filmlerle pek çok ödül alan Roman yönetmen Tony Gatlif, Fatih'te "Sulukule" olarak bilinen ve yenileme alanı ilan edilen Neslişah ve Hatice Sultan mahallelerini gezdi.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali çerçevesinde "Sinema'da İnsan Hakları-FACE" ödülünün jüri üyesi olarak İstanbul'da bulunan Gatlif, Sulukule ziyaretinde, yenileme alanı ilan edilen mahalledeki yıkımlar ve evleri yıkılacak kiracıların sorunları hakkında bilgi aldı.
Kentsel dönüşümün Romanya ve İspanya'da da yaşandığını ifade eden Gatlif, 1990 yılında İspanya'da bu amaçla binlerce Roman'ın kentin 20 kilometre dışına taşındığını bildirdi.
Romanları sürmenin çok kolay olduğunu belirten Gatlif, Romanların sadece bir arada yaşayarak ayakta kalabildiklerini dile getirdi. Gatlif, "Romanlar, anasız babasız kalan çocukları dayanışmayla içlerine alıp, yaşamını sürdürmeyi çok iyi biliyorlar. Eğer onları birbirinden ayırırsanız toplumun düzeni bozulur" dedi.
Yönetmen Gatlif, amacının ilgili makamların eleştirisini yapmak olmadığını, yöneticileri "insancıl" olmaya çağırdığını söyledi.
Gatlif, şöyle devam etti:
"Böyle bir semtin, bu insanlarla birlikte yenilenmesi turizm anlamında çok şey katacaktır. İstanbul diğer Avrupa şehirlerinden farklı olarak İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamadı. Eski dokunun da olduğu bir kent. Burada yapılması gereken, bu semtin Romanlarla birlikte yenilenmesi. İnsanların mesleklerini yapabilecek hale gelmesi, turizme açılması. Dünyanın her yanında turistler Romanları çok severler."
Konuşmasının ardından davul, keman ve klarnet eşliğinde mahalle halkıyla dans eden Gatlif, yine müzik eşliğinde mahalleyi gezdi, mahalle sakinlerinin sorunlarını dinledi.
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°17
Geri: Sinema - Film Haberleri
Beyaz Melek ABD'de yarışıyor
Mahsun Kırmızıgül'ün ilk yönetmenlik deneyimi "Beyaz Melek", ABD'nin en köklü film festivallerinden 41. Uluslararası Houston Film Festivali'nde, "Altın Remi" ödülünü almak için yarışan 450 film arasından ilk 5'e kaldı.
"Beyaz Melek", festival kapsamında Amerikalı izleyicilerle buluştu. "Beyaz Melek"in prömiyerinde seyirci sayısı 250 kişiyi aşınca festival yetkilileri filmi 750 kişilik salona
taşıdı.
İlk kez bir Türk filminin katıldığı festivalde, "Beyaz Melek"in de "Altın Remi" ödülünü almak için yarışacağı uzun metraj kategorisine 450 film başvurdu. Festival komitesi, 450 film arasından 52 film seçti.
Seçilen 52 filmin içinden jürinin değerlendirmesi sonucunda Beyaz Melek ilk beşe kaldı.
Mahsun Kırmızıgül'ün ilk yönetmenlik deneyimi olan "Beyaz Melek"te Kırmızıgül'ün yanı sıra Sarp Apak, Ali Sürmeli, Arif Erkin, Bilge Zobu, Cihat Tamer, Cezmi Baskın, Deniz Oral, Emel Sayın, Erol Demiröz, Erol Günaydın, Fadik Sevin Atasoy, Fırat Danış, Gazanfer Özcan, Hüseyin Avni Danyal, İlkay Saran, Lale Belkıs, Necmi Yapıcı, Nejat Uygur, Nurşin Demir, Salih Kalyon, Suna Selen, Tanju Tuncel, Toron Karaca, Tomris Oğuzalp, Yağmur Dilan Bozacı, Yavuz Bingöl, Yıldız Kenter ve Zeynep Tokuş rol alıyor.
Bir grup insanın hayata ve birbirlerine duyduğu aşk ve sevginin anlatıldığı filmin 7 hafta süren çekimleri İstanbul, Adapazarı, Tuz Gölü ve Diyarbakır'da yapılmıştı.
Mahsun Kırmızıgül'ün ilk yönetmenlik deneyimi "Beyaz Melek", ABD'nin en köklü film festivallerinden 41. Uluslararası Houston Film Festivali'nde, "Altın Remi" ödülünü almak için yarışan 450 film arasından ilk 5'e kaldı.
"Beyaz Melek", festival kapsamında Amerikalı izleyicilerle buluştu. "Beyaz Melek"in prömiyerinde seyirci sayısı 250 kişiyi aşınca festival yetkilileri filmi 750 kişilik salona
taşıdı.
İlk kez bir Türk filminin katıldığı festivalde, "Beyaz Melek"in de "Altın Remi" ödülünü almak için yarışacağı uzun metraj kategorisine 450 film başvurdu. Festival komitesi, 450 film arasından 52 film seçti.
Seçilen 52 filmin içinden jürinin değerlendirmesi sonucunda Beyaz Melek ilk beşe kaldı.
Mahsun Kırmızıgül'ün ilk yönetmenlik deneyimi olan "Beyaz Melek"te Kırmızıgül'ün yanı sıra Sarp Apak, Ali Sürmeli, Arif Erkin, Bilge Zobu, Cihat Tamer, Cezmi Baskın, Deniz Oral, Emel Sayın, Erol Demiröz, Erol Günaydın, Fadik Sevin Atasoy, Fırat Danış, Gazanfer Özcan, Hüseyin Avni Danyal, İlkay Saran, Lale Belkıs, Necmi Yapıcı, Nejat Uygur, Nurşin Demir, Salih Kalyon, Suna Selen, Tanju Tuncel, Toron Karaca, Tomris Oğuzalp, Yağmur Dilan Bozacı, Yavuz Bingöl, Yıldız Kenter ve Zeynep Tokuş rol alıyor.
Bir grup insanın hayata ve birbirlerine duyduğu aşk ve sevginin anlatıldığı filmin 7 hafta süren çekimleri İstanbul, Adapazarı, Tuz Gölü ve Diyarbakır'da yapılmıştı.
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°18
Geri: Sinema - Film Haberleri
Altın Koza çalışmaları devam Ediyor
Festivalin Sinema Etkinlikleri Danışma Kurulu, Adana ve İstanbul’da toplanarak izledikleri uluslararası ve ulusal festivallerde elde edilen verileri ve kurulan ilişkileri değerlendirdi.
Sinemaseverlerin heyecanla beklediği Altın Koza Film Festivali’nin onbeşincisi, bu yıl 02 – 08 Haziran 2008 tarihinde yapılacak. Festivalin sinema etkinlikleri Danışma Kurulu, Mısır, Selanik, Sofya, Berlin, Cannes, Roterdam ve Türkiye’de düzenlenen festivalleri izleyerek 15. Altın Koza Film Festivali’nin program çalışmalarını sürdürdü.
Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu, Avrupa Filmleri Festivali Program Yönetmeni Başak Emre, SİYAD Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Aslı Selçuk, SİYAD Üyesi ve Milliyet Gazetesi köşe yazarı Alin Taşçıyan, SİYAD Üyesi ve Sabah Gazetesi köşe yazarı Esin Küçüktepepınar, Ankara Uluslararası Film Festivali Genel Koordinatörü Zeynep Ünal ve İstanbul Kısa Film Festivali Direktörü Hilmi Etikan’dan oluşan danışma kurulu, geçtiğimiz günlerde Festival Genel Koordinatörü Fevzi Acevit, Altın Koza Film Festivali Sinema Koordinatörü Kadir Beycioğlu ve Genel Koordinatör Yardımcısı Candan Yaygın ile toplandı.
Buna göre, festivalin Ulusal Uzun Metraj Yarışması ve gösterim bölümü Kadir Beycioğlu, Dünya Sineması Bölümü Ahmet Boyacıoğlu ve Başak Emre, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması bölümü ve gösterimleri ile Akdeniz Kısa Film Yarışması bölümü ve gösterimleri Hilmi Etikan ve Belgesel Bölümü, Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından yapılacak.
15. Altın Koza Film Festivali her yıl olduğu gibi, bu yıl da sinema şöleni yaşanacak; Akdeniz Havzası ve dünya sinemasından 2006, 2007, 2008 yıllarında çekilmiş ve festivallerde ödüller kazanmış filmler sinemaseverlerle buluşacak.
Festivalin Sinema Etkinlikleri Danışma Kurulu, Adana ve İstanbul’da toplanarak izledikleri uluslararası ve ulusal festivallerde elde edilen verileri ve kurulan ilişkileri değerlendirdi.
Sinemaseverlerin heyecanla beklediği Altın Koza Film Festivali’nin onbeşincisi, bu yıl 02 – 08 Haziran 2008 tarihinde yapılacak. Festivalin sinema etkinlikleri Danışma Kurulu, Mısır, Selanik, Sofya, Berlin, Cannes, Roterdam ve Türkiye’de düzenlenen festivalleri izleyerek 15. Altın Koza Film Festivali’nin program çalışmalarını sürdürdü.
Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu, Avrupa Filmleri Festivali Program Yönetmeni Başak Emre, SİYAD Üyesi ve Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Aslı Selçuk, SİYAD Üyesi ve Milliyet Gazetesi köşe yazarı Alin Taşçıyan, SİYAD Üyesi ve Sabah Gazetesi köşe yazarı Esin Küçüktepepınar, Ankara Uluslararası Film Festivali Genel Koordinatörü Zeynep Ünal ve İstanbul Kısa Film Festivali Direktörü Hilmi Etikan’dan oluşan danışma kurulu, geçtiğimiz günlerde Festival Genel Koordinatörü Fevzi Acevit, Altın Koza Film Festivali Sinema Koordinatörü Kadir Beycioğlu ve Genel Koordinatör Yardımcısı Candan Yaygın ile toplandı.
Buna göre, festivalin Ulusal Uzun Metraj Yarışması ve gösterim bölümü Kadir Beycioğlu, Dünya Sineması Bölümü Ahmet Boyacıoğlu ve Başak Emre, Ulusal Öğrenci Filmleri Yarışması bölümü ve gösterimleri ile Akdeniz Kısa Film Yarışması bölümü ve gösterimleri Hilmi Etikan ve Belgesel Bölümü, Belgesel Sinemacılar Birliği tarafından yapılacak.
15. Altın Koza Film Festivali her yıl olduğu gibi, bu yıl da sinema şöleni yaşanacak; Akdeniz Havzası ve dünya sinemasından 2006, 2007, 2008 yıllarında çekilmiş ve festivallerde ödüller kazanmış filmler sinemaseverlerle buluşacak.
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°19
Geri: Sinema - Film Haberleri
Yumurta'ya bir ödül de İstanbul Film Festivali'nde
Semih Kaplanoğlu'nun filmi ''Yumurta'' aldığı ödüllerle tartışmalara neden oluyor. Bu akşam bir ödül de İstanbul Film Festivali'nden aldı.
AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin ödülleri 19 Nisan Cumartesi gecesi Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki Kapanış Galası ve Ödül Töreni’nde sahiplerini buldu.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Kapanış Galası’nda, çağdaş Rus sinemasının en önemli yönetmenlerinden ve Tarkovski’nin tahtına aday gösterilen Alexander Sokurov’a Festival’in “Sinema Onur Ödülü” takdim edildi. Alexander Sokurov ödülünü İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı’nın elinden aldı.
Uluslararası Yarışma’da Altın Lale Ödülü, Semih Kaplanoğlu’nun “Yumurta” adlı filmine verildi. Uluslararası Altın Lale Yarışması Jüri Başkanı Michael Ballhaus’un açıkladığı ödülü filmin yönetmeni Semih Kaplanoğlu’na Fatma Girik takdim etti.
Uluslararası Yarışma’da Jüri Özel Ödülü’ne ise Alman yönetmen Dennis Gansel’in “Tehlikeli Oyun / The Wave” adlı filmi layık görüldü. Filmin dağıtımıcısı Celluloid Dreams’den Pierre Menahem ödülü “Dünyanın Bütün Sabahları” filmiyle sinemaseverlerin yakından tanıdığı Fransız yönetmen Alain Corneau’nun elinden aldı.
Ulusal Yarışma’daki tüm kategorilerin kazananlarını, Ulusal Yarışma Jüri Başkanı Semih Kaplanoğlu açıkladı. “Kültür ve Turizm Bakanlığı Yılın En İyi Türk Filmi” ödülü Seyfi Teoman’ın “Tatil Kitabı” adlı filmine verildi. Filmin yönetmeni Seyfi Teoman ve yapımcısı Yamaç Okur’a ödülünü Ulusal Yarışma Jüri Üyesi Nurgül Yeşilçay takdim etti.
“Kültür ve Turizm Bakanlığı Yılın En İyi Türk Yönetmeni” ödülü ise “Nokta” filminin yönetmeni Derviş Zaim’e verildi. Yönetmen Derviş Zaim’e ödülünü Nurgül Yeşilçay takdim etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı ayrıca “Yılın En İyi Türk Filmi” ve “Yılın En İyi Türk Yönetmeni”ne 50.000’er YTL değerinde para ödülü de veriyor.
En İyi Kadın Oyuncu ödülü ise “Gitmek” filmindeki rolü ile Ayça Damgacı’ya verildi. Ayça Damgacı’ya ödülünü “Takva” filmindeki rolüyle geçtiğimiz yıl En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Erkan Can takdim etti.
Bu yıl Ulusal Yarışma Jürisi’nin seçtiği En İyi Erkek Oyuncu, “Ara” filmindeki rolü ile Serhat Tutumluer oldu. Bu oyuncuya ödülünü, “Beynelmilel” filmindeki rolüyle geçtiğimiz yıl En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Özgü Namal takdim etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu oyunculara ayrıca 10.000’er YTL para ödülü de veriyor.
Ulusal Yarışma’da Jüri Özel Ödülü’ne “Ara” adlı film layık görüldü. Filmin yönetmeni Ümit Ünal ödülünü, Ulusal Yarışma Jüri Üyesi Pınar Kür’ün elinden aldı.
Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği FIPRESCI Ödülleri ise;
Uluslararası Yarışma’da Belçikalı yönetmen Nic Balthazar’ın yönettiği “Ben X” adlı filme, Ulusal Yarışma’da Seyfi Teoman’ın “Tatil Kitabı” adlı filmine verildi. Seyfi Teoman ile Ben X’in başrol oyuncusu Greg Timmermans, FIPRESCI Jüri Başkanı Kirill Razlogov’un açıkladığı ödülleri, Serra Yılmaz’ın elinden aldılar.
Festival’in “Türk Sineması” tema sponsoru Efes Pilsen, Ulusal Yarışma kapsamındaki filmler arasından FIPRESCI Jürisi tarafından seçilen ve Onat Kutlar anısına ödüllendirilen “Tatil Kitabı” adlı filmin yönetmeni Seyfi Teoman’a bir sonraki filminin yapımında kullanılmak üzere 30.000 USD değerinde para ödülü verdi. Ödülü Seyfi Teoman’a Efes Pilsen adına Pazarlama Direktörü Dilek Başarır takdim etti.
“Sinemada İnsan Hakları” yarışmasındaki Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE) ise Çinli yönetmen Li Yang’ın “Kör Dağ / Blind Mountain” adlı filmine verildi. Kazanana ödülünü Avrupa Konseyi’nin en üst düzeyde ikinci yetkili kişisi olan Genel Sekreter Yardımcısı Maud de Boer-Buquicchio takdim etti. Yönetmen Li Yang, Avrupa Konseyi ve Eurimages işbirliğinde sunulan FACE ödül heykelciğinin ve 10.000 Euro’luk para ödülünün sahibi oldu.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın medya sponsorlarından Radikal Gazetesi tarafından verilen Halk Ödülü hem uluslararası hem de ulusal yarışmada izleyicilerin oylarıyla saptanan filmlere verildi. Radikal Gazetesi Kültür Sanat Editörü Cem Erciyes’in açıkladığı Halk Ödülü’nü Uluslararası Yarışma’da Semih Kaplanoğlu’nun “Yumurta”; Ulusal Yarışma’da Çağan Irmak’ın “Ulak” adlı filmleri kazandılar. Törende, filmlerin yönetmenlerine ödüllerini Cem Erciyes takdim etti.
Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Köprüde Buluşmalar” seminerleri kapsamında ilk kez Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Atölyesi düzenlendi. Zeynep Özbatur, Fatih Özgüven ve Derviş Zaim’in 113 başvurudan eleyerek seçtiği 13 proje arasından Karl Baumgartner, Gergana Dakovska, Ellis Driessen, Marit van den Elshout, Isabelle Fauvel, Noemi Ferrer, Chinlin Hsieh, Michel Reilhac ve Jan Vandierendonck, Belma Baş’ın “Zefir” adlı projesini birinci seçti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Ülger’in açıkladığı ödülü Belma Baş’a yönetmen Tony Gatlif takdim etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Belma Baş’a 10.000 USD değerinde para ödülü verdi.
Sunuculuğunu Ceyda Düvenci ve Yetkin Dikinciler’in üstlendiği 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali Kapanış Galası ve Ödül Töreni, CNN TÜRK’ten canlı olarak yayınlandı. Kapanış Galası boyunca Çıplak Ayaklar Kumpanyası izleyicilere sahnede renkli bir program sundu. “Gadjo Dilo”, “Şehirde” ve “’68 Ruhu” isimli koreografileriyle Çıplak Ayaklar Kumpanyası tören boyunca üç kez sahne aldı.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali Ödül Töreni’nin ardından konuklar, Justin Chadwick’in yönettiği ve başrollerini Natalie Portman, Scarlett Johansson ve Eric Bana’nın paylaştığı Boleyn Kızı / The Other Boleyn Girl adlı filmi seyrettiler.
20 Nisan Pazar günü, Beyoğlu Sineması’nda 13.30 seansında Ulusal Yarışma’da En İyi Türk Filmi ödülüne layık görülen “Tatil Kitabı”; 21.30 seansında ise Altın Lâle’yi kazanan “Yumurta” adlı film gösterilecek.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, pazar akşamı 6 festival sinemasındaki 21.30 seanslarındaki gösterimlerin ardından sona ermiş olacak.
www.iksv.org/film
Ödül Töreninden görseller için 19 Nisan Cumartesi gecesi saat 23.30’dan itibaren : www.iksvpress.com/film08
Semih Kaplanoğlu'nun filmi ''Yumurta'' aldığı ödüllerle tartışmalara neden oluyor. Bu akşam bir ödül de İstanbul Film Festivali'nden aldı.
AKBANK sponsorluğunda düzenlenen 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin ödülleri 19 Nisan Cumartesi gecesi Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’ndaki Kapanış Galası ve Ödül Töreni’nde sahiplerini buldu.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Kapanış Galası’nda, çağdaş Rus sinemasının en önemli yönetmenlerinden ve Tarkovski’nin tahtına aday gösterilen Alexander Sokurov’a Festival’in “Sinema Onur Ödülü” takdim edildi. Alexander Sokurov ödülünü İstanbul Kültür Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczacıbaşı’nın elinden aldı.
Uluslararası Yarışma’da Altın Lale Ödülü, Semih Kaplanoğlu’nun “Yumurta” adlı filmine verildi. Uluslararası Altın Lale Yarışması Jüri Başkanı Michael Ballhaus’un açıkladığı ödülü filmin yönetmeni Semih Kaplanoğlu’na Fatma Girik takdim etti.
Uluslararası Yarışma’da Jüri Özel Ödülü’ne ise Alman yönetmen Dennis Gansel’in “Tehlikeli Oyun / The Wave” adlı filmi layık görüldü. Filmin dağıtımıcısı Celluloid Dreams’den Pierre Menahem ödülü “Dünyanın Bütün Sabahları” filmiyle sinemaseverlerin yakından tanıdığı Fransız yönetmen Alain Corneau’nun elinden aldı.
Ulusal Yarışma’daki tüm kategorilerin kazananlarını, Ulusal Yarışma Jüri Başkanı Semih Kaplanoğlu açıkladı. “Kültür ve Turizm Bakanlığı Yılın En İyi Türk Filmi” ödülü Seyfi Teoman’ın “Tatil Kitabı” adlı filmine verildi. Filmin yönetmeni Seyfi Teoman ve yapımcısı Yamaç Okur’a ödülünü Ulusal Yarışma Jüri Üyesi Nurgül Yeşilçay takdim etti.
“Kültür ve Turizm Bakanlığı Yılın En İyi Türk Yönetmeni” ödülü ise “Nokta” filminin yönetmeni Derviş Zaim’e verildi. Yönetmen Derviş Zaim’e ödülünü Nurgül Yeşilçay takdim etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı ayrıca “Yılın En İyi Türk Filmi” ve “Yılın En İyi Türk Yönetmeni”ne 50.000’er YTL değerinde para ödülü de veriyor.
En İyi Kadın Oyuncu ödülü ise “Gitmek” filmindeki rolü ile Ayça Damgacı’ya verildi. Ayça Damgacı’ya ödülünü “Takva” filmindeki rolüyle geçtiğimiz yıl En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Erkan Can takdim etti.
Bu yıl Ulusal Yarışma Jürisi’nin seçtiği En İyi Erkek Oyuncu, “Ara” filmindeki rolü ile Serhat Tutumluer oldu. Bu oyuncuya ödülünü, “Beynelmilel” filmindeki rolüyle geçtiğimiz yıl En İyi Kadın Oyuncu ödülünü alan Özgü Namal takdim etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu oyunculara ayrıca 10.000’er YTL para ödülü de veriyor.
Ulusal Yarışma’da Jüri Özel Ödülü’ne “Ara” adlı film layık görüldü. Filmin yönetmeni Ümit Ünal ödülünü, Ulusal Yarışma Jüri Üyesi Pınar Kür’ün elinden aldı.
Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği FIPRESCI Ödülleri ise;
Uluslararası Yarışma’da Belçikalı yönetmen Nic Balthazar’ın yönettiği “Ben X” adlı filme, Ulusal Yarışma’da Seyfi Teoman’ın “Tatil Kitabı” adlı filmine verildi. Seyfi Teoman ile Ben X’in başrol oyuncusu Greg Timmermans, FIPRESCI Jüri Başkanı Kirill Razlogov’un açıkladığı ödülleri, Serra Yılmaz’ın elinden aldılar.
Festival’in “Türk Sineması” tema sponsoru Efes Pilsen, Ulusal Yarışma kapsamındaki filmler arasından FIPRESCI Jürisi tarafından seçilen ve Onat Kutlar anısına ödüllendirilen “Tatil Kitabı” adlı filmin yönetmeni Seyfi Teoman’a bir sonraki filminin yapımında kullanılmak üzere 30.000 USD değerinde para ödülü verdi. Ödülü Seyfi Teoman’a Efes Pilsen adına Pazarlama Direktörü Dilek Başarır takdim etti.
“Sinemada İnsan Hakları” yarışmasındaki Avrupa Konseyi Sinema Ödülü (FACE) ise Çinli yönetmen Li Yang’ın “Kör Dağ / Blind Mountain” adlı filmine verildi. Kazanana ödülünü Avrupa Konseyi’nin en üst düzeyde ikinci yetkili kişisi olan Genel Sekreter Yardımcısı Maud de Boer-Buquicchio takdim etti. Yönetmen Li Yang, Avrupa Konseyi ve Eurimages işbirliğinde sunulan FACE ödül heykelciğinin ve 10.000 Euro’luk para ödülünün sahibi oldu.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın medya sponsorlarından Radikal Gazetesi tarafından verilen Halk Ödülü hem uluslararası hem de ulusal yarışmada izleyicilerin oylarıyla saptanan filmlere verildi. Radikal Gazetesi Kültür Sanat Editörü Cem Erciyes’in açıkladığı Halk Ödülü’nü Uluslararası Yarışma’da Semih Kaplanoğlu’nun “Yumurta”; Ulusal Yarışma’da Çağan Irmak’ın “Ulak” adlı filmleri kazandılar. Törende, filmlerin yönetmenlerine ödüllerini Cem Erciyes takdim etti.
Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Köprüde Buluşmalar” seminerleri kapsamında ilk kez Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Atölyesi düzenlendi. Zeynep Özbatur, Fatih Özgüven ve Derviş Zaim’in 113 başvurudan eleyerek seçtiği 13 proje arasından Karl Baumgartner, Gergana Dakovska, Ellis Driessen, Marit van den Elshout, Isabelle Fauvel, Noemi Ferrer, Chinlin Hsieh, Michel Reilhac ve Jan Vandierendonck, Belma Baş’ın “Zefir” adlı projesini birinci seçti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Ülger’in açıkladığı ödülü Belma Baş’a yönetmen Tony Gatlif takdim etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Belma Baş’a 10.000 USD değerinde para ödülü verdi.
Sunuculuğunu Ceyda Düvenci ve Yetkin Dikinciler’in üstlendiği 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali Kapanış Galası ve Ödül Töreni, CNN TÜRK’ten canlı olarak yayınlandı. Kapanış Galası boyunca Çıplak Ayaklar Kumpanyası izleyicilere sahnede renkli bir program sundu. “Gadjo Dilo”, “Şehirde” ve “’68 Ruhu” isimli koreografileriyle Çıplak Ayaklar Kumpanyası tören boyunca üç kez sahne aldı.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali Ödül Töreni’nin ardından konuklar, Justin Chadwick’in yönettiği ve başrollerini Natalie Portman, Scarlett Johansson ve Eric Bana’nın paylaştığı Boleyn Kızı / The Other Boleyn Girl adlı filmi seyrettiler.
20 Nisan Pazar günü, Beyoğlu Sineması’nda 13.30 seansında Ulusal Yarışma’da En İyi Türk Filmi ödülüne layık görülen “Tatil Kitabı”; 21.30 seansında ise Altın Lâle’yi kazanan “Yumurta” adlı film gösterilecek.
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali, pazar akşamı 6 festival sinemasındaki 21.30 seanslarındaki gösterimlerin ardından sona ermiş olacak.
www.iksv.org/film
Ödül Töreninden görseller için 19 Nisan Cumartesi gecesi saat 23.30’dan itibaren : www.iksvpress.com/film08
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°20
Geri: Sinema - Film Haberleri
27. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ
ULUSLARARASI YARIŞMA
ALTIN LALE Jüri Özel Ödülü’nü; “hayatta bir amaç bulma ve bir topluluğa dahil olma gereksinimimizin felaketle sonuçlanacak şekilde kullanılmasını ve saptırılmasını güçlü ve sürükleyici bir yolla gösterdiği için” Dennis Gansel’in yönettiği “TEHLİKELİ OYUN / THE WAVE” adlı filme vermiştir.
ULUSAL YARIŞMA
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin, Semih Kaplanoğlu’nun başkanlığında, Sylvain Auzou, Pınar Kür, Michéle Maheux ve Nurgül Yeşilçay’dan oluşan Ulusal Yarışma Jürisi,
YILIN EN İYİ TÜRK FİLMİ Ödülü’nü; “masumiyet temasını yalın bir sinematografik anlatım ve insancıl bir yaklaşımla işleyen ve umut taşıyan bir ilk film olan” Seyfi Teoman’ın “TATİL KİTABI” adlı filmine;
YILIN EN İYİ YÖNETMENİ Ödülü’nü; “büyük ölçüde unutulmuş bir geleneksel sanatı yetkin bir estetik ve yalınlık içinde sinema diline tercüme etmesi ve vurucu bir etki yaratması nedeniyle” “NOKTA” filmiyle Derviş Zaim’e vermiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu filmlerin yönetmenlerine 50.000’er YTL para ödülü verecektir.
Rollerindeki üstün performansları nedeniyle,
EN İYİ KADIN OYUNCU Ödülü, “GİTMEK” filmindeki rolü için Ayça Damgacı;
EN İYİ ERKEK OYUNCU Ödülü, “ARA” filmindeki rolü için Serhat Tutumluer’e verilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yılın En İyi Kadın ve Erkek Oyuncuları’na 10.000’er YTL para ödülü vermiştir.
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ, “günümüz toplumunda hâlâ tabu olan konuları bireysel ilişkiler çerçevesinde büyük bir incelikle ve kişilerin derinliklerine inerek usta işi diyaloglar aracılığıyla çok çarpıcı bir biçimde işlediği için” Ümit Ünal’ın yönettiği “ARA” adlı filmine verilmiştir.
AVRUPA KONSEYİ SİNEMA ÖDÜLÜ (FACE)
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde, yapımcı ve yönetmen Nurdan Arca, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Bölümü Başkanı Philippe Boillat, yönetmen Tony Gatlif ile yönetmen Abderrahmane Sissako’dan oluşan FACE Jürisi “Sinemada İnsan Hakları” bölümünde gösterilen filmlerin değerlendirilmesi sonucu;
FACE Ödülü’nü; Li Yang’ın “KÖR DAĞ / BLIND MOUNTAIN” adlı filmine vermiştir.
Avrupa Konseyi ve Eurimages işbirliği ile verilen FACE Ödülü’nü kazanan yönetmene 10.000 Euro para ödülü vermiştir.
ULUSLARARASI SİNEMA ELEŞTİRMENLERİ (FIPRESCI) ÖDÜLÜ
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Kiril Razlogov (Rusya) başkanlığındaki, Necla Algan (Türkiye), Madhu Eravankara (Hindistan), Burak Göral (Türkiye), Gyözö Matyas (Macaristan) ve André Waardenburg’dan (Hollanda) oluşan FIPRESCI Jürisi,
Uluslararası Yarışma’da FIPRESCI Ödülü’nü “onlu yaşlarında otizm hastası bir gencin çektiği eziyet ve yaşadığı coşkunluğu güçlü bir sinemasal ifadeyle yansıttığı için” Nic Balthazar’ın yönettiği “BEN X” filmine;
Ulusal Yarışma’da FIPRESCI Ödülü’nü “acı verici yaşam deneyimlerinin incelikli ve sinemasal anlamda saf imgelerini bir çocuğun duyguları ve gözleri aracılığıyla anlattığı için” Seyfi Teoman’ın yönettiği “TATİL KİTABI” filmine vermiştir. ONAT KUTLAR anısına verilen bu ödülün sahibine bir sonraki filminde kullanılmak üzere, EFES PİLSEN tarafından 30.000 USD tutarında para ödülü verilmiştir.
RADİKAL HALK ÖDÜLÜ
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında, Festival izleyicilerinin oylarına dayanılarak verilen Radikal Halk Ödülü,
Uluslararası Yarışma’da Semih Kaplanoğlu’nun yönettiği “YUMURTA” adlı filme;
Ulusal Yarışma’da ise Çağan Irmak’ın yönettiği “ULAK” adlı filme verilmiştir.
KÖPRÜDE BULUŞMALAR – UZUN METRAJLI FİLM PROJESİ GELİŞTİRME ÖDÜLÜ
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında Köprüde Buluşmalar seminerleri kapsamında ilk defa düzenlenen Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Atölyesi Ödülü için Zeynep Özbatur, Fatih Özgüven ve Derviş Zaim’in 113 başvurudan eleyerek seçtiği 13 proje arasından Karl Baumgartner, Gergana Dakovska, Ellis Driessen, Marit van den Elshout, Isabelle Fauvel, Noemi Ferrer, Chinlin Hsieh, Michel Reilhac ve Jan Vandierendonck;
Köprüde Buluşmalar Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Ödülü’nü Belma Baş’ın “ZEFİR” adlı projesine vermiştir
Kültür ve Turizm Bakanlığı, seçilen projenin sahibine 10.000 USD değerindeki geliştirme desteği vermiştir
ULUSLARARASI YARIŞMA
ALTIN LALE Jüri Özel Ödülü’nü; “hayatta bir amaç bulma ve bir topluluğa dahil olma gereksinimimizin felaketle sonuçlanacak şekilde kullanılmasını ve saptırılmasını güçlü ve sürükleyici bir yolla gösterdiği için” Dennis Gansel’in yönettiği “TEHLİKELİ OYUN / THE WAVE” adlı filme vermiştir.
ULUSAL YARIŞMA
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin, Semih Kaplanoğlu’nun başkanlığında, Sylvain Auzou, Pınar Kür, Michéle Maheux ve Nurgül Yeşilçay’dan oluşan Ulusal Yarışma Jürisi,
YILIN EN İYİ TÜRK FİLMİ Ödülü’nü; “masumiyet temasını yalın bir sinematografik anlatım ve insancıl bir yaklaşımla işleyen ve umut taşıyan bir ilk film olan” Seyfi Teoman’ın “TATİL KİTABI” adlı filmine;
YILIN EN İYİ YÖNETMENİ Ödülü’nü; “büyük ölçüde unutulmuş bir geleneksel sanatı yetkin bir estetik ve yalınlık içinde sinema diline tercüme etmesi ve vurucu bir etki yaratması nedeniyle” “NOKTA” filmiyle Derviş Zaim’e vermiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu filmlerin yönetmenlerine 50.000’er YTL para ödülü verecektir.
Rollerindeki üstün performansları nedeniyle,
EN İYİ KADIN OYUNCU Ödülü, “GİTMEK” filmindeki rolü için Ayça Damgacı;
EN İYİ ERKEK OYUNCU Ödülü, “ARA” filmindeki rolü için Serhat Tutumluer’e verilmiştir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yılın En İyi Kadın ve Erkek Oyuncuları’na 10.000’er YTL para ödülü vermiştir.
JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ, “günümüz toplumunda hâlâ tabu olan konuları bireysel ilişkiler çerçevesinde büyük bir incelikle ve kişilerin derinliklerine inerek usta işi diyaloglar aracılığıyla çok çarpıcı bir biçimde işlediği için” Ümit Ünal’ın yönettiği “ARA” adlı filmine verilmiştir.
AVRUPA KONSEYİ SİNEMA ÖDÜLÜ (FACE)
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde, yapımcı ve yönetmen Nurdan Arca, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Bölümü Başkanı Philippe Boillat, yönetmen Tony Gatlif ile yönetmen Abderrahmane Sissako’dan oluşan FACE Jürisi “Sinemada İnsan Hakları” bölümünde gösterilen filmlerin değerlendirilmesi sonucu;
FACE Ödülü’nü; Li Yang’ın “KÖR DAĞ / BLIND MOUNTAIN” adlı filmine vermiştir.
Avrupa Konseyi ve Eurimages işbirliği ile verilen FACE Ödülü’nü kazanan yönetmene 10.000 Euro para ödülü vermiştir.
ULUSLARARASI SİNEMA ELEŞTİRMENLERİ (FIPRESCI) ÖDÜLÜ
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin Kiril Razlogov (Rusya) başkanlığındaki, Necla Algan (Türkiye), Madhu Eravankara (Hindistan), Burak Göral (Türkiye), Gyözö Matyas (Macaristan) ve André Waardenburg’dan (Hollanda) oluşan FIPRESCI Jürisi,
Uluslararası Yarışma’da FIPRESCI Ödülü’nü “onlu yaşlarında otizm hastası bir gencin çektiği eziyet ve yaşadığı coşkunluğu güçlü bir sinemasal ifadeyle yansıttığı için” Nic Balthazar’ın yönettiği “BEN X” filmine;
Ulusal Yarışma’da FIPRESCI Ödülü’nü “acı verici yaşam deneyimlerinin incelikli ve sinemasal anlamda saf imgelerini bir çocuğun duyguları ve gözleri aracılığıyla anlattığı için” Seyfi Teoman’ın yönettiği “TATİL KİTABI” filmine vermiştir. ONAT KUTLAR anısına verilen bu ödülün sahibine bir sonraki filminde kullanılmak üzere, EFES PİLSEN tarafından 30.000 USD tutarında para ödülü verilmiştir.
RADİKAL HALK ÖDÜLÜ
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında, Festival izleyicilerinin oylarına dayanılarak verilen Radikal Halk Ödülü,
Uluslararası Yarışma’da Semih Kaplanoğlu’nun yönettiği “YUMURTA” adlı filme;
Ulusal Yarışma’da ise Çağan Irmak’ın yönettiği “ULAK” adlı filme verilmiştir.
KÖPRÜDE BULUŞMALAR – UZUN METRAJLI FİLM PROJESİ GELİŞTİRME ÖDÜLÜ
27. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında Köprüde Buluşmalar seminerleri kapsamında ilk defa düzenlenen Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Atölyesi Ödülü için Zeynep Özbatur, Fatih Özgüven ve Derviş Zaim’in 113 başvurudan eleyerek seçtiği 13 proje arasından Karl Baumgartner, Gergana Dakovska, Ellis Driessen, Marit van den Elshout, Isabelle Fauvel, Noemi Ferrer, Chinlin Hsieh, Michel Reilhac ve Jan Vandierendonck;
Köprüde Buluşmalar Uzun Metrajlı Film Projesi Geliştirme Ödülü’nü Belma Baş’ın “ZEFİR” adlı projesine vermiştir
Kültür ve Turizm Bakanlığı, seçilen projenin sahibine 10.000 USD değerindeki geliştirme desteği vermiştir
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°21
Geri: Sinema - Film Haberleri
Paris Türk Sinema Haftası başladı
5. Paris Türk Sinema Haftası, yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun, 44. Antalya Film Festivalinde Altın Portakal alan "Yumurta" isimli filmiyle başladı.
5. Türk Sinema Haftasının açılışına, dil eğitimi için Paris’te bulunan "Yumurta" filminin başrol oyuncusu Saadet Işıl Aksoy da katıldı.
Strasbourg’daki Odyssee sinemasıyla La Pluie ve L’Acort derneklerinin desteğiyle düzenlenen hafta, Paris’in 13. bölgesindeki "L’Entrepot" sinemasında yapılacak. Sinema haftası, 20 nisanda sona erecek.
Açılış töreninde konuşan L’Acort derneği sözcüsü Ümit Metin, bu yıl 5. kez düzenlenen Türk Sinema Haftasına yönelik Türk ve Fransız sinemaseverlerin ilgisinin her geçen yıl giderek arttığını söyledi.
Metin, "Türk Sinema Haftası’nı, Paris kültürünün önemli bir parçası haline getirmek istiyoruz bu konuda önemli ilerlemeler sağladığımıza inanıyoruz"dedi. Ümit Metin, geçen yıl Cannes Film Festivali’nde yarışma dışı gösterime giren ’Yumurta" filminin, 23 nisan tarihinden itibaren Fransa’daki "MK2" sinema salonlarında vizyona gireceğini duyurdu.
Türk Sinema Haftasında, şu filmler gösterime sunulacak: Abdullah Oğuz’un "Mutluluk", Sırrı Süreyya Önder’in "Beynelmilel", Biket İlhan’ın "Mavi Gözlü Dev", Özer Kızıltan’ın "Takva", Zeki Demirkubuz’un "Kader", Murat Aslan’ın "Maskeli Beşler", Mahsun Kırmızıgül’ün "Beyaz Melek", Alper Mesci’nin "Musallat" ve Atilla İnanç’ın "Zincirbozan".
Sinema haftası sırasında, Türkiye’den gelecek yönetmen ve oyuncuların katılımıyla açık oturumlar da düzenlenecek.
5. Paris Türk Sinema Haftası, yönetmen Semih Kaplanoğlu’nun, 44. Antalya Film Festivalinde Altın Portakal alan "Yumurta" isimli filmiyle başladı.
5. Türk Sinema Haftasının açılışına, dil eğitimi için Paris’te bulunan "Yumurta" filminin başrol oyuncusu Saadet Işıl Aksoy da katıldı.
Strasbourg’daki Odyssee sinemasıyla La Pluie ve L’Acort derneklerinin desteğiyle düzenlenen hafta, Paris’in 13. bölgesindeki "L’Entrepot" sinemasında yapılacak. Sinema haftası, 20 nisanda sona erecek.
Açılış töreninde konuşan L’Acort derneği sözcüsü Ümit Metin, bu yıl 5. kez düzenlenen Türk Sinema Haftasına yönelik Türk ve Fransız sinemaseverlerin ilgisinin her geçen yıl giderek arttığını söyledi.
Metin, "Türk Sinema Haftası’nı, Paris kültürünün önemli bir parçası haline getirmek istiyoruz bu konuda önemli ilerlemeler sağladığımıza inanıyoruz"dedi. Ümit Metin, geçen yıl Cannes Film Festivali’nde yarışma dışı gösterime giren ’Yumurta" filminin, 23 nisan tarihinden itibaren Fransa’daki "MK2" sinema salonlarında vizyona gireceğini duyurdu.
Türk Sinema Haftasında, şu filmler gösterime sunulacak: Abdullah Oğuz’un "Mutluluk", Sırrı Süreyya Önder’in "Beynelmilel", Biket İlhan’ın "Mavi Gözlü Dev", Özer Kızıltan’ın "Takva", Zeki Demirkubuz’un "Kader", Murat Aslan’ın "Maskeli Beşler", Mahsun Kırmızıgül’ün "Beyaz Melek", Alper Mesci’nin "Musallat" ve Atilla İnanç’ın "Zincirbozan".
Sinema haftası sırasında, Türkiye’den gelecek yönetmen ve oyuncuların katılımıyla açık oturumlar da düzenlenecek.
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°22
Geri: Sinema - Film Haberleri
'120' 8 Mayıs'ta Almaya'da gösterime girecek
Yönetmenliğini Özhan Eren ve Murat Saraçoğlu’nun yaptığı "120" adlı Türk filmi, 8 mayısta Almanya’daki sinemalarda gösterime girecek.
Almanya’nın Stuttgart kentinde 7 mayıs akşamı düzenlenecek filmin galasına Özge Özberk, Cansel Elçin, Burak Sergen ve Emin Olcay gibi bazı oyuncuların da katılacağı bildirildi. Filmin sinemalarda Almanca alt yazıyla gösterileceği kaydedildi.
Filmde, 1. Dünya Savaşı sırasında Rusların Osmanlı topraklarına saldırması ve Türk askerlerin karlarla kapanan yollar nedeniyle cephanesiz kalmaları sonucunda, Van ilindeki 120 çocuğun askerlere mühimmat taşıma çabaları konu ediliyor.
Yönetmenliğini Özhan Eren ve Murat Saraçoğlu’nun yaptığı "120" adlı Türk filmi, 8 mayısta Almanya’daki sinemalarda gösterime girecek.
Almanya’nın Stuttgart kentinde 7 mayıs akşamı düzenlenecek filmin galasına Özge Özberk, Cansel Elçin, Burak Sergen ve Emin Olcay gibi bazı oyuncuların da katılacağı bildirildi. Filmin sinemalarda Almanca alt yazıyla gösterileceği kaydedildi.
Filmde, 1. Dünya Savaşı sırasında Rusların Osmanlı topraklarına saldırması ve Türk askerlerin karlarla kapanan yollar nedeniyle cephanesiz kalmaları sonucunda, Van ilindeki 120 çocuğun askerlere mühimmat taşıma çabaları konu ediliyor.
zynpocean- VIP
Mesaj Sayısı : 1093
Yaş : 37
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 09/03/08
- Post n°23
Geri: Sinema - Film Haberleri
10. Uluslararası Eskişehir Film Festivali
Anadolu Üniversitesi (AÜ) İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından 2-12 Mayıs tarihlerinde bu yıl 10’uncusu düzenlenecek Uluslararası Eskişehir Film Festivali kapsamında sinema sanatçıları Hale Soygazi ve Tarık Akan’a onur ödülü verilecek.
Anadolu Üniversitesi (AÜ) İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından 2-12 Mayıs tarihlerinde bu yıl 10’uncusu düzenlenecek Uluslararası Eskişehir Film Festivali kapsamında sinema sanatçıları Hale Soygazi ve Tarık Akan’a onur ödülü verilecek. Ödüllü yapıtların gösterime sunulacağı festivalde, unutulmaz klasik filmler ve sinema tarihinin usta yönetmenlerinin başyapıtlarından seçmelerin de yer alacağı 71’i uzun toplam 156 film izleyiciyle buluşacak.
Alınan bilgiye göre, festivalin açılış töreni, 3 Mayıs Cumartesi günü AÜ Sinema Anadolu’da yapılacak. Törende "Sinema Onur Ödülleri" Hale Soygazi ve Tarık Akan’a, "Sinemaya Emek Ödülü" ise sinema yazarı Sevin Okyay’a verilecek. Açılış gecesinde "Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri Yarışması"nın bu yılki sonuçları da açıklanacak.
Bunun yanında "En İyi Sinema Kitabı", "En İyi Sinema Makalesi" ve "Televizyonda Yayınlanan En İyi Sinema Programı" yarışmalarında ödül kazananlar, ödüllerini açılış töreninde alacak. Açılışı, Rus yönetmen Aleksandr Sokurov’un "Aleksandra" adlı filmiyle yapılacak festivalde, unutulmaz klasik filmler ve sinema tarihinin usta yönetmenlerinin başyapıtlarından seçmeleri içeren 71 uzun, 95 kısa metrajlı olmak üzere toplam 156 film izleyiciye sunulacak.
Festivalin "Türk Sineması 2007-2008" bölümünde, katıldıkları her
festivalde ödüller kazanmış pek çok Türk filmi gösterilecek. Dünya sinemasının genç yönetmenlerinin filmlerinden örneklerin gösterileceği "Dünya Sinemasının Genç Yıldızları" bölümünde ise Jacob Berger’in "O Gün" ile Ernesto Contreras’ın yönetmenliğini yaptığı "Blue Eyelids" filmlerinin Türkiye prömiyerleri festival kapsamında Eskişehir’de yapılacak.
Anadolu Üniversitesi (AÜ) İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından 2-12 Mayıs tarihlerinde bu yıl 10’uncusu düzenlenecek Uluslararası Eskişehir Film Festivali kapsamında sinema sanatçıları Hale Soygazi ve Tarık Akan’a onur ödülü verilecek.
Anadolu Üniversitesi (AÜ) İletişim Bilimleri Fakültesi tarafından 2-12 Mayıs tarihlerinde bu yıl 10’uncusu düzenlenecek Uluslararası Eskişehir Film Festivali kapsamında sinema sanatçıları Hale Soygazi ve Tarık Akan’a onur ödülü verilecek. Ödüllü yapıtların gösterime sunulacağı festivalde, unutulmaz klasik filmler ve sinema tarihinin usta yönetmenlerinin başyapıtlarından seçmelerin de yer alacağı 71’i uzun toplam 156 film izleyiciyle buluşacak.
Alınan bilgiye göre, festivalin açılış töreni, 3 Mayıs Cumartesi günü AÜ Sinema Anadolu’da yapılacak. Törende "Sinema Onur Ödülleri" Hale Soygazi ve Tarık Akan’a, "Sinemaya Emek Ödülü" ise sinema yazarı Sevin Okyay’a verilecek. Açılış gecesinde "Sinema Kültürüne Katkı Ödülleri Yarışması"nın bu yılki sonuçları da açıklanacak.
Bunun yanında "En İyi Sinema Kitabı", "En İyi Sinema Makalesi" ve "Televizyonda Yayınlanan En İyi Sinema Programı" yarışmalarında ödül kazananlar, ödüllerini açılış töreninde alacak. Açılışı, Rus yönetmen Aleksandr Sokurov’un "Aleksandra" adlı filmiyle yapılacak festivalde, unutulmaz klasik filmler ve sinema tarihinin usta yönetmenlerinin başyapıtlarından seçmeleri içeren 71 uzun, 95 kısa metrajlı olmak üzere toplam 156 film izleyiciye sunulacak.
Festivalin "Türk Sineması 2007-2008" bölümünde, katıldıkları her
festivalde ödüller kazanmış pek çok Türk filmi gösterilecek. Dünya sinemasının genç yönetmenlerinin filmlerinden örneklerin gösterileceği "Dünya Sinemasının Genç Yıldızları" bölümünde ise Jacob Berger’in "O Gün" ile Ernesto Contreras’ın yönetmenliğini yaptığı "Blue Eyelids" filmlerinin Türkiye prömiyerleri festival kapsamında Eskişehir’de yapılacak.
sevgi_arsızı- Moderator
Mesaj Sayısı : 1941
Yaş : 36
Nerden : yukardaki tebessümün içinde tutsak......
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 27/02/08
- Post n°24
Geri: Sinema - Film Haberleri
"Bereketli Topraklar Üzerinde" sinemalarda!...
Erden Kıral’ın, 1978-1979 yılları arasında çekimini tamamladığı, sıkıyönetim tarafından yasaklanan ve bilinmiyen kişiler tarafından çalınan filmi Bereketli Topraklar Üzerinde, 28 yıl sonra İstanbul Film Festivali’nde gösteriminin hemen ardından şimdi de sinemalarda seyirciyle buluşuyor… Orhan Kemal’in eserinden sinemaya uyarlanan filmde Çukurova’da zor koşullar içinde yaşam savaşı veren üç arkadaşın öyküsü anlatılıyor… Filmde, Yaman Okay, Erkan Yücel, Tuncel Kurtiz ve Nur Sürer rol alıyor… 2 Mayıs 2008’de gösterimde…
Filmin konusu:
Köyden üç arkadaş; Köse Hasan, Pehlivan Ali ve İflahsızın Yusuf, iş bulup çalışmak için Çukurova’ ya gelirler. Önce bir fabrikada, ardından bir inşaatta, sonra da çeltik tarlalarında çok ağır koşullarda işçilik yapmaya başlayan arkadaşların her biri için kader, ne yazık ki pek de hayırlı olmayan bir yol çizer. Köse Hasan bir fabrikada çalışırken ölür. Pehlivan Ali, Ağa’nın aşık olduğu Fatma’ya aşık olunca, kızdan uzak durması için çeltik tarlalarına yollanır. İflahsızın Yusuf da bir süre sonra işi bırakmak zorunda kalır…
Filmin film gibi macerası:
Bereketli Topraklar Üzerinde‘nin başlı başına bir başka filme konu olacak öyküsü, birbirinden ilginç maceralarla dolu. 1980’de 12 Eylül darbesi nedeniyle düzenlenmeyen Altın Portakal Film Festivali’nin ardından, film 1981 yılında en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu (Yaman Okay) ödüllerini alır. Ancak en iyi film ödülü, daha sonra filmin muzır olduğu gerekçesiyle geri alınır. Kararı protesto eden Kıral, en iyi yönetmen ödülü’nü almayı reddeder.
Sıkıyönetim filmin gösterimini yasaklar…
Film, başta gösterim izni almasına karşın, Adana Sıkıyönetim Komutanlığı’nca yasaklanır ve yine 1981’de Avrupa’da en iyi film seçilmesine karşın, yönetmen sıkıyönetim nedeniyle ödülü almaya gidemez. Kıral, yıllar sonra Paris’e giderek ödülü alabilecektir.
Negatifi çalındı…
Bu sırada, filmin negatif kopyasının tutulduğu depodan çalınır. Avrupa da dahil olmak üzere her yerde filmi arayan Kırla’ın çabaları sonçusuz kalır. Yıllar sonra, filmin negatiflerinin İsviçre’de bir stüdyoda olduğunu haber alan bir yakını sayesinde filmin izi bulunur. Filmin hakları, bazıları filmin oyuncusu da olan 7 ortağa ait. Bu ortakların üçü İsveç’te yaşıyor. Filmin negatifini kaçırıp yıllarca saklayanların da, bu ortaklar olduğu sanılıyor.
Kendi filmini para verip aldı…
Filmin İsviçre’de bulunan negatifini, para vererek geri alan Erden Kıral, “Bu duruma sevineyim mi, üzüleyim mi bilemiyorum, şaşkınlık içindeyim. Bir yandan da seviniyorum . Çocuğuma ve yakınlarıma, ‘benden sonra bu filmi mutlaka bulun ve gösterin’ demiştim. Şimdi ele geçirdik” diyor ve ekliyor: “28 yıl sonra çocuğumu bulmuş gibiyim”.
Oyuncular set işçisi olarak çalıştı…
Öte yandan, filmin çekimleri de apayrı bir macera. Çukurova’nın deltalarında gerçekleştirilen çekimler sırasında, ıslak pirinç tarlalarında çalışan ekip tuhaf böcekler tarafından ısırılmış. Daha sonra yaraya dönüşen bu ısırıklar, 5-6 yıl boyunca geçmemiş. Zorlu koşullarda gerçekleştirilen filmin çekimleri sırasında, ekibin parası bitince seti terk eden işçilerin yerine filmin oyuncuları set işçisi olarak çalışmış. Parasızlık nedeniyle haftalıkları dahi ödenemeyen oyuncular, filmi sahiplenmiş ve eşleri dahi, kollarındaki bilezikleri satarak filme destek olmuşlar.
Erden Kıral, “bu film sevgiyle yapılmıştır” diyor ve ekliyor: “Filmin anlattığı kadar, çekerken yaşadıklarımız benim için çok önemlidir.” Filmin oyuncularından Erkan Yücel, Yaman Okay, Osman Alyanak, Özcan Özgür ve Kaplan Tarsuslu gibi birçok isim, bugün aramızda değil. Yönetmen Erden Kıral, “o güzel insanlar” diye andığı bu isimlerin beyazperdede tekrar anılacak olmalarından da çok memnun.
Bereketli Topraklar Üzerinde, Fono Film ve Medyavizyon desteğiyle seyircilerle buluşacak. Film, ülkesi Türkiye’de, çekimlerinden tam 28 yıl sonra, bu yıl İstanbul Film Festivali’nde gösterildi. Seyircinin yoğun ilgisi nedeniyle programa ek seans eklendi.
Filmin İsviçre’de bulunan negatifini restore ederek yeni kopyalar hazırlayan Fono Film ve filmin dağıtımını üstlenen Medyavizyon’un desteğiyle film 2 Mayıs‘ta seyircilerle buluşacak. Filmin dağıtımını üstlenmelerinin, toplumsal bir sorumluluk gereği olduğunu belirten Medyavizyon Dağıtım Müdürü Tolga Akıncı, böyle önemli bir eseri 28 yıl sonra seyiciyle buluşturacak olmaktan hem heyecan ve hem de gurur duyduklarını söyledi.
Bereketli Topraklar Üzerinde
Yönetmen: Erden Kıral
Oyuncular: Yaman Okay, Erkan Yücel, Tuncel Kurtiz, Nur Sürer
Senaryo: Erden Kıral, M. Tali Öngören
Türü: Dram
Yapım: 1979 Türkiye
Süre: 115 dk.
Gösterim Tarihi: 2 Mayıs 2008
Kaynak:sinemam.net
Erden Kıral’ın, 1978-1979 yılları arasında çekimini tamamladığı, sıkıyönetim tarafından yasaklanan ve bilinmiyen kişiler tarafından çalınan filmi Bereketli Topraklar Üzerinde, 28 yıl sonra İstanbul Film Festivali’nde gösteriminin hemen ardından şimdi de sinemalarda seyirciyle buluşuyor… Orhan Kemal’in eserinden sinemaya uyarlanan filmde Çukurova’da zor koşullar içinde yaşam savaşı veren üç arkadaşın öyküsü anlatılıyor… Filmde, Yaman Okay, Erkan Yücel, Tuncel Kurtiz ve Nur Sürer rol alıyor… 2 Mayıs 2008’de gösterimde…
Filmin konusu:
Köyden üç arkadaş; Köse Hasan, Pehlivan Ali ve İflahsızın Yusuf, iş bulup çalışmak için Çukurova’ ya gelirler. Önce bir fabrikada, ardından bir inşaatta, sonra da çeltik tarlalarında çok ağır koşullarda işçilik yapmaya başlayan arkadaşların her biri için kader, ne yazık ki pek de hayırlı olmayan bir yol çizer. Köse Hasan bir fabrikada çalışırken ölür. Pehlivan Ali, Ağa’nın aşık olduğu Fatma’ya aşık olunca, kızdan uzak durması için çeltik tarlalarına yollanır. İflahsızın Yusuf da bir süre sonra işi bırakmak zorunda kalır…
Filmin film gibi macerası:
Bereketli Topraklar Üzerinde‘nin başlı başına bir başka filme konu olacak öyküsü, birbirinden ilginç maceralarla dolu. 1980’de 12 Eylül darbesi nedeniyle düzenlenmeyen Altın Portakal Film Festivali’nin ardından, film 1981 yılında en iyi film, en iyi yönetmen ve en iyi erkek oyuncu (Yaman Okay) ödüllerini alır. Ancak en iyi film ödülü, daha sonra filmin muzır olduğu gerekçesiyle geri alınır. Kararı protesto eden Kıral, en iyi yönetmen ödülü’nü almayı reddeder.
Sıkıyönetim filmin gösterimini yasaklar…
Film, başta gösterim izni almasına karşın, Adana Sıkıyönetim Komutanlığı’nca yasaklanır ve yine 1981’de Avrupa’da en iyi film seçilmesine karşın, yönetmen sıkıyönetim nedeniyle ödülü almaya gidemez. Kıral, yıllar sonra Paris’e giderek ödülü alabilecektir.
Negatifi çalındı…
Bu sırada, filmin negatif kopyasının tutulduğu depodan çalınır. Avrupa da dahil olmak üzere her yerde filmi arayan Kırla’ın çabaları sonçusuz kalır. Yıllar sonra, filmin negatiflerinin İsviçre’de bir stüdyoda olduğunu haber alan bir yakını sayesinde filmin izi bulunur. Filmin hakları, bazıları filmin oyuncusu da olan 7 ortağa ait. Bu ortakların üçü İsveç’te yaşıyor. Filmin negatifini kaçırıp yıllarca saklayanların da, bu ortaklar olduğu sanılıyor.
Kendi filmini para verip aldı…
Filmin İsviçre’de bulunan negatifini, para vererek geri alan Erden Kıral, “Bu duruma sevineyim mi, üzüleyim mi bilemiyorum, şaşkınlık içindeyim. Bir yandan da seviniyorum . Çocuğuma ve yakınlarıma, ‘benden sonra bu filmi mutlaka bulun ve gösterin’ demiştim. Şimdi ele geçirdik” diyor ve ekliyor: “28 yıl sonra çocuğumu bulmuş gibiyim”.
Oyuncular set işçisi olarak çalıştı…
Öte yandan, filmin çekimleri de apayrı bir macera. Çukurova’nın deltalarında gerçekleştirilen çekimler sırasında, ıslak pirinç tarlalarında çalışan ekip tuhaf böcekler tarafından ısırılmış. Daha sonra yaraya dönüşen bu ısırıklar, 5-6 yıl boyunca geçmemiş. Zorlu koşullarda gerçekleştirilen filmin çekimleri sırasında, ekibin parası bitince seti terk eden işçilerin yerine filmin oyuncuları set işçisi olarak çalışmış. Parasızlık nedeniyle haftalıkları dahi ödenemeyen oyuncular, filmi sahiplenmiş ve eşleri dahi, kollarındaki bilezikleri satarak filme destek olmuşlar.
Erden Kıral, “bu film sevgiyle yapılmıştır” diyor ve ekliyor: “Filmin anlattığı kadar, çekerken yaşadıklarımız benim için çok önemlidir.” Filmin oyuncularından Erkan Yücel, Yaman Okay, Osman Alyanak, Özcan Özgür ve Kaplan Tarsuslu gibi birçok isim, bugün aramızda değil. Yönetmen Erden Kıral, “o güzel insanlar” diye andığı bu isimlerin beyazperdede tekrar anılacak olmalarından da çok memnun.
Bereketli Topraklar Üzerinde, Fono Film ve Medyavizyon desteğiyle seyircilerle buluşacak. Film, ülkesi Türkiye’de, çekimlerinden tam 28 yıl sonra, bu yıl İstanbul Film Festivali’nde gösterildi. Seyircinin yoğun ilgisi nedeniyle programa ek seans eklendi.
Filmin İsviçre’de bulunan negatifini restore ederek yeni kopyalar hazırlayan Fono Film ve filmin dağıtımını üstlenen Medyavizyon’un desteğiyle film 2 Mayıs‘ta seyircilerle buluşacak. Filmin dağıtımını üstlenmelerinin, toplumsal bir sorumluluk gereği olduğunu belirten Medyavizyon Dağıtım Müdürü Tolga Akıncı, böyle önemli bir eseri 28 yıl sonra seyiciyle buluşturacak olmaktan hem heyecan ve hem de gurur duyduklarını söyledi.
Bereketli Topraklar Üzerinde
Yönetmen: Erden Kıral
Oyuncular: Yaman Okay, Erkan Yücel, Tuncel Kurtiz, Nur Sürer
Senaryo: Erden Kıral, M. Tali Öngören
Türü: Dram
Yapım: 1979 Türkiye
Süre: 115 dk.
Gösterim Tarihi: 2 Mayıs 2008
Kaynak:sinemam.net
Zeyno- Admin
Mesaj Sayısı : 2611
Yaş : 39
Nerden : https://yeni.1talk.net'de
Ruhsal Durumum: :
Durumum: :
Katılımı : :
Takımı :
Kayıt tarihi : 21/02/08
- Post n°25
Geri: Sinema - Film Haberleri
'Türk filmi sevmeyen kimliğini değiştirsin'
Türk sinemasının usta oyuncusu Kadir İnanır, geçtiğimiz günlerde D-Smart Dergisi'ne konuştu.
Çekim arasına sıkıştırılmış olmasına rağmen son derece sıcak geçen bu söyleşide pek çok konuya değinen İnanır, "Türk filmi izlemiyorum" diyenlere de fena çattı: "Türk filmi sevmeyenler, önce nüfus cüzdanlarını değiştirecekler!"
"Selvi Boylum Al Yazmalım", "Tatar Ramazan", "Katırcılar", "Yılanların Öcü", "Bir Yudum Sevgi"... Bunlar, sinemaya adanmış bir ömre sığdırılan 182 filmden sadece birkaçı... İçlerinden pek çoğu Türk sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış, ödüller kazanmış, Türk insanının gönlünde taht kurmuş filmlerdi. Çünkü bize benzeyen insanların, tanıdık, bildik hikayeleri vardı o filmlerde. Her biri içimizde bir yerlere dokunuyordu sanki... Onun için hiç eskimedi, hálá izleniyor Yeşilçam klasikleri. Ve onun için Kadir İnanır deyince akan sular duruyor bu coğrafyada. Bu toprakların insanı yıllardır hiç vazgeçmiyor onu sevmekten...
Usta oyuncuyla "Kardelen" dizisinin setinde buluşuyoruz. Çok sıcak bir gün. "Che Guevara"lı kırmızı tişörtüyle, gölgede oturmuş kahve içiyor İnanır. Birazdan çekim başlayacak, ilk ara verildiğinde de bizim röportaj... Bir köşede bekliyoruz sıranın bize gelmesini. Rol arkadaşı Zeynep Tokuş geliyor, artık çekim başlamak üzere. Kırmızı tişörtünü çıkarıp gri bir takım elbise giyiyor. Yaklaşık yarım saat sonra ara verildiğinde geliyor yanımıza ve "Evet, başlayalım bakalım" diyor, yüzünde tatlı-sert bir gülümsemeyle.
Kaşlarını çattığında bile gözlerinde öfke değil, şefkat var sanki. Ve yüzünde sinemaya adanan koskoca bir ömrün silinmeyen izleri...
Yeşilçam sinemasını konuşuyoruz önce. Eski Türk filmlerinin büyüsünü... "O filmlerin büyüsü, samimi oluşlarında... Toplumsal sorunların, yaşamdaki sınıfsal kavgaların ele alındığı senaryolarında... Mesela bugün, benim 35 yıl önce çektiğim bir filmi capcanlı izleyebilirsiniz. Genç bir izleyiciyi müthiş etkileyebilir. Çünkü o filmlerde asla değişmeyen, değiştirilmesi daha çok uzun yıllar isteyen toplumsal sorunlarımız var. Yaşamın kendisi var aslında. Senaryonun içeriğini öyle bir dolduracaksın ki, izleyen kendisini bulacak, olmadı bir dostunu, bir arkadaşını bulacak. Evrensel yani dünyanın her yerinde olabilecek olaylar anlatılmalıdır sinemada. Çünkü insan dünyanın her yerinde insandır. Öyle ’ben yaptım’la olmuyor bu iş. Hayatın kendisi bir sinema zaten ama sinema da bir mucizedir, bunu bilmek lazım."
Şefkatli bir baba gibi
Tekrar çekim için çağırıyorlar onu. Ufak tefek aksaklıklar oluyor çekimde, kızıyor biraz. Ama hemen geçiyor öfkesi... Sanki az önce kızıp bağırdığı çocuğunun, beş dakika sonra şefkatle başını okşayan bir baba gibi... Neyse, bu defa çabuk bitiyor işi, devam ediyoruz kaldığımız yerden...
Eski Türk filmlerinden bahsedip de "Selvi Boylum Al Yazmalım"ı anmamak olur mu? Türk filmi sevmeyenlerin bile bu filmi ayrı bir yere koyduklarını hatırlatacak oluyoruz, sinirlendiriyoruz Kadir İnanır’ı: "Türk filmi sevmeyenler önce nüfus cüzdanlarını değiştirecekler! Hem kel hem fodul olmaz yani. Onlar izlemeseler de olur bizi."
Bir sigara yakıyor, yine geçiveriyor öfkesi. O "şefkatli baba" bakışı tekrar yerleşiyor gözlerine ve devam ediyor sözüne: "Selvi Boylum Al Yazmalım’ı kimse yok sayabilir mi? Dünyanın neresinde olursa olsun, kime götürsen izler. Onu yazan çok büyük bir yazar, Cengiz Aytmatov..."
Hiç özgürce yaşamadım
Kadir İnanır’ın ne kadar çok hayranı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ve hayranlarıyla çok sıcak bir ilişkisi olduğunu da... Peki ya sevmeyenler? "Birkaç tane, beni hiç tanımamış, bana ulaşamayan, kompleksli eleştirmen dışında, toplumun tamamıyla müthiş bir bağ kurdum. Sanki başka işim gücüm yokmuş gibi, bütün insanlara kendimi ispatlamakla ömrümü geçiremem yani. Biraz emek verecek karşı taraf, öyle filmlerde yarattığım karakterlerin etkisiyle bana bakmak biraz komik geliyor."
Verdiği emeğin karşılığını yaşarken alabilen ender sanatçılardan o aslında. Türk insanının aileden biri gibi kabul ettiği, sevdiği ve saygı duyduğu bir sanatçı... "Ama bir ömrün karşılığı bu, hiç özgürce yaşamadan... Sadece halkın istediği gibi yaşayarak" diyor.
Bu hayatı ben seçtim
Yine de soruyoruz cevabını bile bile o soruyu: "Hiç mi istemediniz tanınmamış biri olmayı, sokaklarda özgürce yürüyebilmeyi, her istediğini yapabilmeyi?" Hiç tereddüt etmeden yanıtlıyor: "Kimse zorlamadı ki, ben seçtim bu yaşamı. Ama ben doktor olsaydım da gene çok tanınan bir doktor olurdum, bakkal olsaydım da yine bir biçimde tanınırdım. Bu yaradılışla, karakterle ilgili bir şey."
Sohbet bitiyor, vedalaşıyoruz. Sımsıcak bir "güle güle" yolluyor bize gözleriyle... İşte tam o anda, derinden bir melodi çalınıyor sanki kulağımıza. "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın, Cahit Berkay’a ait ve en az filmi kadar dokunaklı, o muhteşem müziği... Belki de tam o anda, uzaklarda bir yerlerde genç bir erkek, "Elini tuttum sıcacıktı, sanki yüreğin elimdeymiş gibi" diyordu sevdiği kadına, kim bilir?
Bulutlar üzerinde gezen film yapmam
Artık daha az film yapıyor, gelen her teklifi kabul etmiyor ünlü sanatçı. Duvarları var, kuralları var, olmazsa olmazları var... "Benim sinema politikama uymalı gelen projeler. Mutlaka söyleyecek sözü olmalı, toplumsal sorunlara değinmeli, bozuklukları ortaya çıkarmalı, tartışmalı... Hayatın içinden olmalı yani. Öyle bulutların üzerinde gezinen dünyaların filmini yapmam ben. Bugüne kadar yaptığım 182 tane filmin en az 140 tanesinin sorumluluğunu alırım, herkesle de tartışırım. Hepsi de şaheser filmler demek değil bu ama bir gerçek var ki, benim yaptığım filmlerin en az 70-80 tanesi Türk sinemasının onur filmleridir. Bir daha çekilmesi mümkün olmayan, zor filmlerdir."
Kaynak: Vatan Gazetesi
Türk sinemasının usta oyuncusu Kadir İnanır, geçtiğimiz günlerde D-Smart Dergisi'ne konuştu.
Çekim arasına sıkıştırılmış olmasına rağmen son derece sıcak geçen bu söyleşide pek çok konuya değinen İnanır, "Türk filmi izlemiyorum" diyenlere de fena çattı: "Türk filmi sevmeyenler, önce nüfus cüzdanlarını değiştirecekler!"
"Selvi Boylum Al Yazmalım", "Tatar Ramazan", "Katırcılar", "Yılanların Öcü", "Bir Yudum Sevgi"... Bunlar, sinemaya adanmış bir ömre sığdırılan 182 filmden sadece birkaçı... İçlerinden pek çoğu Türk sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış, ödüller kazanmış, Türk insanının gönlünde taht kurmuş filmlerdi. Çünkü bize benzeyen insanların, tanıdık, bildik hikayeleri vardı o filmlerde. Her biri içimizde bir yerlere dokunuyordu sanki... Onun için hiç eskimedi, hálá izleniyor Yeşilçam klasikleri. Ve onun için Kadir İnanır deyince akan sular duruyor bu coğrafyada. Bu toprakların insanı yıllardır hiç vazgeçmiyor onu sevmekten...
Usta oyuncuyla "Kardelen" dizisinin setinde buluşuyoruz. Çok sıcak bir gün. "Che Guevara"lı kırmızı tişörtüyle, gölgede oturmuş kahve içiyor İnanır. Birazdan çekim başlayacak, ilk ara verildiğinde de bizim röportaj... Bir köşede bekliyoruz sıranın bize gelmesini. Rol arkadaşı Zeynep Tokuş geliyor, artık çekim başlamak üzere. Kırmızı tişörtünü çıkarıp gri bir takım elbise giyiyor. Yaklaşık yarım saat sonra ara verildiğinde geliyor yanımıza ve "Evet, başlayalım bakalım" diyor, yüzünde tatlı-sert bir gülümsemeyle.
Kaşlarını çattığında bile gözlerinde öfke değil, şefkat var sanki. Ve yüzünde sinemaya adanan koskoca bir ömrün silinmeyen izleri...
Yeşilçam sinemasını konuşuyoruz önce. Eski Türk filmlerinin büyüsünü... "O filmlerin büyüsü, samimi oluşlarında... Toplumsal sorunların, yaşamdaki sınıfsal kavgaların ele alındığı senaryolarında... Mesela bugün, benim 35 yıl önce çektiğim bir filmi capcanlı izleyebilirsiniz. Genç bir izleyiciyi müthiş etkileyebilir. Çünkü o filmlerde asla değişmeyen, değiştirilmesi daha çok uzun yıllar isteyen toplumsal sorunlarımız var. Yaşamın kendisi var aslında. Senaryonun içeriğini öyle bir dolduracaksın ki, izleyen kendisini bulacak, olmadı bir dostunu, bir arkadaşını bulacak. Evrensel yani dünyanın her yerinde olabilecek olaylar anlatılmalıdır sinemada. Çünkü insan dünyanın her yerinde insandır. Öyle ’ben yaptım’la olmuyor bu iş. Hayatın kendisi bir sinema zaten ama sinema da bir mucizedir, bunu bilmek lazım."
Şefkatli bir baba gibi
Tekrar çekim için çağırıyorlar onu. Ufak tefek aksaklıklar oluyor çekimde, kızıyor biraz. Ama hemen geçiyor öfkesi... Sanki az önce kızıp bağırdığı çocuğunun, beş dakika sonra şefkatle başını okşayan bir baba gibi... Neyse, bu defa çabuk bitiyor işi, devam ediyoruz kaldığımız yerden...
Eski Türk filmlerinden bahsedip de "Selvi Boylum Al Yazmalım"ı anmamak olur mu? Türk filmi sevmeyenlerin bile bu filmi ayrı bir yere koyduklarını hatırlatacak oluyoruz, sinirlendiriyoruz Kadir İnanır’ı: "Türk filmi sevmeyenler önce nüfus cüzdanlarını değiştirecekler! Hem kel hem fodul olmaz yani. Onlar izlemeseler de olur bizi."
Bir sigara yakıyor, yine geçiveriyor öfkesi. O "şefkatli baba" bakışı tekrar yerleşiyor gözlerine ve devam ediyor sözüne: "Selvi Boylum Al Yazmalım’ı kimse yok sayabilir mi? Dünyanın neresinde olursa olsun, kime götürsen izler. Onu yazan çok büyük bir yazar, Cengiz Aytmatov..."
Hiç özgürce yaşamadım
Kadir İnanır’ın ne kadar çok hayranı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ve hayranlarıyla çok sıcak bir ilişkisi olduğunu da... Peki ya sevmeyenler? "Birkaç tane, beni hiç tanımamış, bana ulaşamayan, kompleksli eleştirmen dışında, toplumun tamamıyla müthiş bir bağ kurdum. Sanki başka işim gücüm yokmuş gibi, bütün insanlara kendimi ispatlamakla ömrümü geçiremem yani. Biraz emek verecek karşı taraf, öyle filmlerde yarattığım karakterlerin etkisiyle bana bakmak biraz komik geliyor."
Verdiği emeğin karşılığını yaşarken alabilen ender sanatçılardan o aslında. Türk insanının aileden biri gibi kabul ettiği, sevdiği ve saygı duyduğu bir sanatçı... "Ama bir ömrün karşılığı bu, hiç özgürce yaşamadan... Sadece halkın istediği gibi yaşayarak" diyor.
Bu hayatı ben seçtim
Yine de soruyoruz cevabını bile bile o soruyu: "Hiç mi istemediniz tanınmamış biri olmayı, sokaklarda özgürce yürüyebilmeyi, her istediğini yapabilmeyi?" Hiç tereddüt etmeden yanıtlıyor: "Kimse zorlamadı ki, ben seçtim bu yaşamı. Ama ben doktor olsaydım da gene çok tanınan bir doktor olurdum, bakkal olsaydım da yine bir biçimde tanınırdım. Bu yaradılışla, karakterle ilgili bir şey."
Sohbet bitiyor, vedalaşıyoruz. Sımsıcak bir "güle güle" yolluyor bize gözleriyle... İşte tam o anda, derinden bir melodi çalınıyor sanki kulağımıza. "Selvi Boylum Al Yazmalım"ın, Cahit Berkay’a ait ve en az filmi kadar dokunaklı, o muhteşem müziği... Belki de tam o anda, uzaklarda bir yerlerde genç bir erkek, "Elini tuttum sıcacıktı, sanki yüreğin elimdeymiş gibi" diyordu sevdiği kadına, kim bilir?
Bulutlar üzerinde gezen film yapmam
Artık daha az film yapıyor, gelen her teklifi kabul etmiyor ünlü sanatçı. Duvarları var, kuralları var, olmazsa olmazları var... "Benim sinema politikama uymalı gelen projeler. Mutlaka söyleyecek sözü olmalı, toplumsal sorunlara değinmeli, bozuklukları ortaya çıkarmalı, tartışmalı... Hayatın içinden olmalı yani. Öyle bulutların üzerinde gezinen dünyaların filmini yapmam ben. Bugüne kadar yaptığım 182 tane filmin en az 140 tanesinin sorumluluğunu alırım, herkesle de tartışırım. Hepsi de şaheser filmler demek değil bu ama bir gerçek var ki, benim yaptığım filmlerin en az 70-80 tanesi Türk sinemasının onur filmleridir. Bir daha çekilmesi mümkün olmayan, zor filmlerdir."
Kaynak: Vatan Gazetesi