basında çıkan haberler

Posta Gazetesi - Mesut Yar - 23.04.2008


Balansı çok yerinde

Elveda Rumeli (atv) hüznü çok yüksek bir bölümle ekrandaydı. Vahide ile Mustafa ilişkisinin cepheden gelen kanlı gömlekle noktalanmasına gönlüm elvermedi, vermeyecek. Sanırım bu kırık aşk hikayesi de böyle trajik bitmeyecek. Neyse...

Benim dikkatimi çeken dizide dönemin coğrafyasında yaşananların ve dönemde yaşayanların hepsinin "tarafsız" verilebilmesi yeteneği...

Hakikaten diziyi izleyipte, Osmanlı'nın en tartışmalı sultanı II. Abdülhamit'i iyi yahut kötü gösteriyorlar diyebilecek kimse yoktur sanırım... Ya da Hristiyan ahaliyi kötüleyip kalanı yüceltiyorlar diyebileceklerin de...

Elveda Rumeli'nin çok ortadan ve fikri izleyiciye bırakan bu dilinin hiç bozulmaması temennim. Böylece tarih tarafgirliğiyle zihni bulanan kuşaklar, bir öncekilerin yaşadıklarından manalı dersler çıkarabilir. Bunu başaran da bir dizi bile olsa tarihe geçer!

Medyakafe - 23.04.2008

Gül, Sütçü Ramiz'i ziyarete gidiyor !


Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 1900’lerde, Osmanlı’nın yönetiminde olan Makedonya’da geçen; fakir bir baba ile kızlarının hikayesini anlatan, "Elveda Rumeli" dizisinin setini ziyaret edecek.

2-4 Mayıs tarihlerinde Makedonya’ya resmi ziyarette bulunmayı planlayan Gül, dizinin setini ziyaret etmek için gezi tarihini bir gün öne çekerek Manastır’a gidecek. Gül, Osmanlı imparatorluğu içerisinde en fazla etnik grubun birarada uzun yıllar barış içinde yaşadığı bölge olan Manastır’da Türk vatandaşlarıyla sohbet ederek, dertlerini dinleyecek. 1 Mayıs’ta Manastır’da olacak Gül, Atatürk’ün askeri eğitim aldığı Manastır Askeri İdadi’sini de ziyaret edecek.


http://www.medyakafe.com/haber.php?haber_id=5309

Elveda Rumeli, merhaba oyunculuk

Elveda Rumeli dizisinde Vahide rolünü ilk bölümlerde Hande Subaşı üstlenmişti. Ama çeşitli anlaşmazlıklar yüzünden rol daha sonraki bölümlerde Berrak Tüzünataç'a kısmet oldu. Berrak, yedek kulübesindeyken derbi maçta as oyuncu sakatlandığı için forma şansı bulan bir genç futbolcu gibi oyuna öyle bir asıldı ki, herkese parmak ısırttı. Son bölümde Berrak'ı, asker yavuklusunu karşılamaya hazırlanırken, onun cepheden dönmediği haberiyle büyük bir yıkım yaşayan genç kız rolünde adeta nefesimi tutarak izledim. Umudun gözlerinde nasıl hüsrana döndüğünü bir gün batımı gibi an be an takip ettim. Berrak o duyguyu gözüyle, kulağıyla, hatta parmağının ucuyla ekranlara taşırken, aklıma Güneydoğu şehitlerinin yakınları geldi. Aradan geçen 120 yıl her şeyi değiştirmiş ama "gözlerdeki acıyı" aynı bırakmıştı. İşte oyunculuk böyle sürprizli bir maceradır. Birinin teptiği şans, diğerine basamak olur. Kim bilir Hande Subaşı şimdilerde ne kadar pişmandır... Dizide Erdal Özyağcılar'ı izlerken aklıma Yabancı Damat'taki günleri geldi. Özyağcılar ve rol arkadaşları Yunanistan'a her gidişlerinde el üstünde tutuluyor, büyük sevgi ve saygı görüyorlardı. Acaba Yunan halkı, soydaşlarının Makedonya'da yaptığı zulmü gözler önüne seren Elveda Rumeli'yi izliyorlar mı? Ve acaba Erdal Özyağcılar bugün Yunanistan'a gitse aynı sevgiyi, saygıyı görür mü? Düşündüm işte... Eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek bu olsa gerek... Aslında "O günler geride kaldı" demek istiyorum ama nikah masasında babası için intikam çığlıkları atan "yabancı damat" Yunan değil miydi? Ve pazartesi gecesi atv'de Elveda Rumeli devam ederken, Candan Erçetin, TRT'deki programında çocuklarla birlikte "Vardar Ovası" nı söylüyordu. Erçetin, Rumeli kökenli bir sanatçı. Makedonya'nın yöresel melodilerini bazı albümlerinde de seslendirmiş ve büyük beğeni toplamıştı. Acaba diyorum, Elveda Rumeli'nin bir bölümünde "konuk oyuncu" olarak rol alsa, diziye hem görüntüsüyle hem nefesiyle "can katsa" ne kadar da şık olurdu...


Sabah Gazetesi Yüksel Aytuğ

Ödülde de rekor onlarda



atv'nin milyonları ekrana bağlayan dizisi Elveda Rumeli, ödüle doymuyor. Rumelili Sanayici ve İşadamları Derneği'nin ardından, sevilen diziye bir ödül de Rumeli Dernekleri Federasyonu'ndan geldi. Dizinin ödülü, Bursa'da düzenlenen 2. Rumeli Balkan Dostluk ve Barış Şöleni'nde verildi.

Kaynak: Takvim Gazetesi

Bursa'da Rumeli Coşkusu

Bursa`da yaşayan Rumeli ve Balkan göçmenleri, önceki gece Balkan ve Rumeli hemşehri derneklerini aynı çatı altında birleştiren Rumeli Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen `Rumeli Balkan Dostluk ve Barış Şöleni`nde buluştu. Atatürk Spor Salonu`nda düzenlenen görkemli organizasyona büyük ilgi gösteren Rumelililer, yöresel sanatçılar ve ünlü isimlerin katılımıyla renklenen gecede keyifli saatler yaşadı. Bursa`nın dünyadaki simgesi Kılıçkalkan ve Mehter Takımı`nın gösterileriyle başlayan görkemli geceye "Elveda Rumeli" dizisinin sevilen oyuncuları Tolgahan Sayışman ve Ertan Saban ile yönetmen Tarkan Karlıdağ da katıldı. Gecenin finalini ise uzun zamandır ortalarda görünmeyen sempatik sanatçı Ciguli hareketli şarkılarıyla yaptı.

Kaynak: http://www2.olay.com.tr/blocks/haber...irge%20Magazin

ELVEDA RUMELİ'YE SEVGİ SELİ

Bursa'da düzenlenen 2. Rumeli-Balkan Dostluk ve Barış Şöleni'ne katılan Elveda Rumeli dizi ekibine hayranları büyük ilgi gösterdi...

Geceye, çekimleri Makedonya'da yapılan Elveda Rumeli dizisinin sevilen oyuncularından Tolgahan Sayışman, Ertan Saban ile dizinin senaristi Alican Yaraş ve yönetmeni Tarkan Karlıdağ da katıldı.

Salona girdiklerinden itibaren yoğun sevgi seli ile gösterilen ekiple birlikte hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen hayranları bir birleriyle yarıştı. Gecede ekibe Rumeli-Balkan kültürünü geçmişten geleceğe taşıdıkları için birer teşekkür plaketi verildi.

Gördükleri yoğun ilgiden dolayı memnuniyetlerini dile getiren oyuncular ise, güzel tepkilerin kendilerini daha iyi motive ettiğini dile getirdi. Dizide Mustafa karakterini canlandıran Tolgahan Sayışman, "Dizide ekip arasında diyoloğumuz çok iyi olunca ortaya güzel bir eser çıkıyor. Çok iyi tepkiler aldığımız için yoğun çekimlerden dolayı yaşadığımız yorgunluğu unutuyoruz. Rumeli şivesi çok zor bir dil. Özverili çalışmak gerekiyor" dedi.

Dizinin gelecek bölümleri hakkında bilgi vermeyen genç oyuncu, gerekli mesajların verilmesinin ardından, dizinin çok fazla uzamadan sona ermesi gerektiğini belirtti.
Dizide Alex rolünü oynayan Ertan Saban da kendisinin de Rumelili olduğu için çok rahat çalıştığını ifade ederek, yoğun ilgiden dolayı hayranlarına teşekkür etti.

2008-04-26

Kaynak:http://www.bosna-sancak.net/haber/in...2214&Itemid=64

AHU TÜRKPENÇE, 'ELVEDA RUMELİ' DE Ekranlarda göründüğü ilk günden beri, aynı kişilik Ahu Türkpençe...

Hep kibar, efendi ve klas bir genç kız... Şöhret oldum diye şımarmadı, saçmalamadı. Bu yüzden aileler tarafından beğeniliyor. atv'nin en sevilen dizilerinden biri belki de baştacı olan 'Elveda Rumeli'de konuk oyuncu olacağını duyunca sevindim ve bunu düşünen kişiyi takdir ettim.

Türkpençe, dizide cephede yaralanan askerlerin tedavi edildiği bir sahra hastanesinde görev yapan Bihter Hemşire'yi canlandıracak. Bihter Hemşire Selanikli zengin bir ailenin kızıdır. Savaşın patlak vermesiyle gönüllü olarak cepheye gelir. Güler yüzü ve yaralılara moral veren neşeli haliyle oldukça sevilen bir hemşiredir. Elveda Rumeli saat 20.00'de ekrana gelecek. Ahu ile daha güzelleşeceğine eminim.

Aykut Işıklar

Bugün Gazetesi

Ahu Türkpençe Elveda Rumeli'de

Reytig rekoru kıran 'Elveda Rumeli'ye Ahu Türkpençe konuk oluyor. Türkpençe, cephede görevli Bihter Hemşire'yi canlandıracak.

Rumeli cephesinin en güzel hemşiresi

Kimi zaman yüzlerde tebessüm, kimi zaman yüreklerde sızı ile izlenen 'Elveda Rumeli' yeni bölümüyle karşınızda. Bu bölüme Ahu Türkpençe konuk olarak katılıyor. Türkpençe, cephede yaralanan askerlerin tedavi edildiği bir hastanede görev yapan Bihter Hemşire'yi canlandırıyor. Bu bölümün konusu şöyle: Vahide, Mustafa'nın şehit haberini aldıktan sonra içine kapanıp, hayata küser. Ramiz ise bir yandan Mustafa'nın yasını tutarken diğer yandan da Vahide için endişelenmektedir. atv 20.00

Kaynak: sabah.com.tr

Yoksa Vahide mi ölüyor?

Elveda Rumeli’de dün gözyaşı ve hüzün vardı. Mustafa’nın şehit haberi aileye ulaştığında Vahide, başka bir dünyaya geçti. Yaşananlar Romeo&Juliet masalını andırıyordu adeta. Acaba aşıkların sonu da onlarınkine mi benzeyecek?



atv’nin sevilen dizisi Elveda Rumeli’de bir önceki bölümde nefesler tutulmuştu. Mustafa’nın siperde yere yığılmasından sonra aileye şehit düştüğü haberiyle birlikte, Mustafa’nın elinden hiç bırakmadığı Vahide’nin yazması da kanlanmış bir şekilde gelmişti.

Aile perişan oldu ancak tabii ki bu durum en çok Vahide’nin yüreğini deldi. Günlerce susan genç kız, rüyasında Mustafa’yla konuşmaya başladı. Durumu iyice endişeli bir hal almaya başlayan Vahide, yağmurlu bir gecede Mustafa’nın hayaliyle buluştu. Belki de izleyen herkesin en çok içini burkan da bu sahneler oldu. Sabah olduğunda genç kızı bulan aile korku ve endişeyle ne yapacaklarını şaşırdılar.

Sonunda durumu kötüleşen Vahide’ye doktor bulma işi de Mustafa’nın yakın arkadaşı Yüzbaşı Ahmet Ekrem’e düştü. O yola çıktığında Vahide’nin durumu da kötüleşti.



Yorgunluktan uyuyakalan Sütçü Ramiz, Fatma ve kızkardeşler uyandıklarında Vahide’nin buz gibi bedeniyle karşılaştılar. Tabii ekran başındakiler için de son derece gergin anlardı. Çünkü hiç kimsenin inanmak istemeyeceği bir ölümdü Mustafa’nın ölümü. Hatta belki de bir sürpriz olup Mustafa’nın kapının eşiğinden girivereceğini düşünenler de çoğunluktaydı. Ancak, ta bu esnada beklenmeyen bir durum ’Neler oluyor?’ duygusu yaşattı izleyicide. Mustafa’nın dönüşünü beklerken ’Vahide öldü mü?’ duygusu yaratan son sahneler, herkesi şaşkına çevirdi.

Tabii en büyük şaşkınlıkta son sahnede yaşandı. Beklenen sürpriz olmuştu. Mustafa sargılar içinde bir çadırda yatmaktaydı. Ancak bu sahne öncesinde Vahide’nin ölü gibi hali ekran başındakilerin yüreğini ağzına getirdi.

Herkesin aklında ’Mustafa yaşıyor, acaba Vahide mi ölecek?’ sorusu oluştu. Aslında Rumeli’de bir Romeo&Juliet hikayesinin benzeri yaşanmaktaydı. Tersine bir durum olsa da aşıklardan birinin ölümü diğerini de ölüme sürükleyen yanıyla benzeri bir durum oluşturmaktaydı.

Haftaya merakla beklenen yeni bölümde hikayenin devamını izleyeceğiz. Ancak herkesin yüreğine şimdiden bir yumruk oturdu. Vahide’nin ölmemiş olması ve Mustafa ile buluşmaları galiba şu sıralar en çok beklenen gidişat. Bu arada son sahnede Mustafa’ya bakan hemşire rolünde de Ahu Türkpençe’yi görmek izleyenleri şaşırttı. Ancak kafaları da karıştırdı.

Bir sonraki bölüm tüm soruların yanıt bulacağı ümidiyle....

Kaynak:Televiyongazetesi-Zeliha Kuzucanlı

DÜĞÜN ŞENLİK OLSA!
Elveda Rumeli'de (atv) son birkaç haftadır kahkaha balansı bozuldu.Ne bileyim dizi fena halde duygusal bir hatta girerek akıllardaki "bir şekilde güldürür" halini unutturdu izleyiciye...
Önceki akşam yayınlanan bölümü gözyaşları içinde izlerken, yüzümüzü güldürecek bir şeylerin eksikliğini hissettim.Şöyle diyorum, sezon sonuna doğru afili bir Balkan düğünüyle yüzümüze tebessüm yapıştırabilirler mi, senaristler?Hem böylece düğün şenlik, gönlümüz hoş olur;ne dersiniz?
Mesut Yar


30.04.2008 tarihli Posta Gazetesi

Bu yılın flaş dizilerinden atv'deki "Elveda Rumeli" ile birlikte Balkan müzikleri de moda oldu.

Dizinin türküleri, fasıl ve türkü mekânlarının en çok istek alan parçaları oldu. Diziden sonra çok ilgi görmeye başlayan Rumeli türküleri, internette de en çok dinlenenler arasında... Özellikle Yasemin Göksu'nun seslendirdiği "Çıkayım Gideyim Urumeli"ne adlı türküyü internetteki popüler video paylaşım sitesi YouTube üzerinden 200 bin kişi dinledi.

Bülent İPEK / SABAH

takvimden NİLGÜN K. TAHMAZ

--------------------------------------------------------------------------------

Tansiyon bir saniye düşmedi


'Elveda Rumeli'yi izlerken bu kadar heyecanlanacağım hiç aklıma gelmezdi. Mustafa'nın ölmediğini adım gibi bilmeme rağmen son dakikaya kadar 'Acaba?' diye sormaktan kendimi alamadım. Bu eski senaryo numarasını belki defalarca izlemişizdir diğer yapımlarda... Mesela Kurtlar Vadisi'nde Memati'nin de Abdüley'in de kurtulacağını biliyorduk. Memati de biraz daha korktuk, yalan değil. Ama 'Elveda Rumeli'de, bütün aile bize kaybın acısını yaşattı. Vahide'yi de ölümle burun buruna getirmek, 'Mustafa'nın gerçekten ölmüş' olması ihtimalini kuvvetlendirdi. Ve amaca ulaşıldı. Ne yalan söyleyeyim, ben hala bu arada Vahide ölür mü, diye korkuyorum. Umarım bu ihtimaller zincirini çok fazla uzatıp bu başarıyı gölgelemezler

Ne olacak bu Vahide'nin hali?
Dün akşam Elveda Rumeli'yi izleyenler hem çok güldü hem de çok hüzünlendi. Mustafa'nın ölüm haberiyle kahrolan Vahide, yataklara düştü ama Sütçü Ramiz ve ailesinin Vahide için verdiği mücadele görülmeye değerdi doğrusu...
Balkan savaşının ateşi Sütçü Ramiz'in evine de düştü. Vahide'nin nişanlısı Mustafa'nın şehit olduğu haberi aileyi büyük üzüntüye boğdu. Ancak, bu durumu kabullenemeyen Vahide'nin yataklara düşmesi ve durumunun kritik olması ekran başındakileri de bir hayli hüzünlendirdi.

İzleyenlerin Elveda Rumeli'yi sevmelerindeki en büyük etken, Sütçü Ramiz ve ailesinin, şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş olan dayanışma, yardımlaşma ve hoşgörü içindeki hayatları ve aileyi 'aile' yapan değerlere sıkı sıkıya bağlı olmaları. İşte bu haftaki bölümde de bu ailevi bağların, bir insanın yaşam mücadelesine olan katkısını hep birlikte gördük. Mustafa'nın ölüm haberini alan Vahide'nin geçen hafta yağmur altında kaldıktan sonra ciğerlerini üşütüp yatağa düşmesiyle, izleyenler bu haftaki bölümü sabırsızlıkla bekledi. Manastır'dan getirilen doktor, Vahide'nin ciğerlerini üşüttüğü ve çok iyi bakılmasıyla beraber moralinin de üst düzeyde tutulmasını salık verdi. Ama yine de Vahide'nin durumu pek iç açıcı görünmüyordu.

İşte ekran başındakileri en duygulandıran ve biraz da olsa gülümseten anlar da bu karelerden sonra ekrana yansıdı. Sütçü Ramiz ve ailesi, kızçeler, kızancıklar, Cabbar Efendi, Bedia Hanım, herkes Vahide'nin uyanık olduğu anlarda gülümsemeye, şarkılar türküler söylemeye ve göbek atmaya kadar götürdü işi. Hatta tüm bunlar için ön çalışmalar dahi yapıldı. Aile ve akraba, konu-komşu herkes Vahide için seferber oldu. Acılarını içlerine gömüp, Vahide'nin yüzünü güldürmek için çaba harcadılar.

Tabi Vahide, ağzından kan gelmiş bir şekilde yataklarda yatarken, Mustafa'nın hala yaşadığını bilen ekran başındaki izleyici de strese girdi. Bir an önce haberin Pürsıçan'a ulaşması için izleyen herkesin yerlerinde hop oturup hop kalktığı da aşikar. Mustafa'nın ceketlerin karışması yüzünden İsmail Çavuş sanılmasını Bihter hemşireye anlatma çabaları ise yine izleyenleri bir hayli gerdi. Sonunda gerçek anlaşıldı ama bu kez de ortaya, Pürsıçan'a kaymakamlık yaparken herkesi canından bezdiren kötü ruhlu Abdül girdi. Babası Mazhar paşa ile yaralıları ziyaret eden Abdül, Mustafa'yı görünce neye uğradığını şaşırdı. Bir anda gözü dönen Abdül, kimbilir hangi niyetlerle Bihter hemşirenin Mustafa'nın ailesine gönderilmek üzere yazdırdığı mektubu başucundan aldı.

Anlaşılan Abdül'ün kötü niyetli çabaları bir süre daha Vahide'nin hasta yatağında Mustafa'nın yaşadığı haberini almasına engel olacak. Hep beraber bir sonraki bölümü bekleyip göreceğiz....

TELEVİZYONGAZETESİ-ZELİHA KUZUCANLI

Ekibimiz çok profesyonel

Elveda Rumeli dizisinde rol alan Tolgahan Sayışman, çok profesyonel bir ekiplerinin olduğunu ve Makedonya'da hiç sıkılmadığını söyledi.

Çekimleri Makedonya'da devam eden atv'nin reyting rekortmeni dizisi 'Elveda Rumeli'nin genç oyuncusu Tolgahan Sayışman, Cosmopolitan dergisine konuştu.

Sayışman, set ekibinin çok profesyonel olduğunu belirterek, "Başka setlerde de yer aldığım için bizim setin çok farklı olduğunu söyleyebilirim. Çok profesyonel bir ekip var. İstanbul'da olsak daha dağınık olurduk. Gazetelerde 'milli kamp' diyorlardı bizim için. Belli başlı gerginlikler, stres tabii ki oluyor, bu çok doğal. Ama minimumu yaşanıyor bizim sette. Açıkçası ben hiç problem yaşamadım" dedi.

Yurtdışında yaşamaya alışığını vurgulayan Sayışman, "Makedonya benim çalıştığım 24'üncü ülke. Şimdiye kadar en uzun kaldığım Makedonya oldu, gerçi daha önce Hong Kong ve Amerika'da da bayağı kalmıştım. Tabii şimdi Makedonya'da ekipçe bulunuyoruz. Her şey yolunda" diye konuştu.

kaynak:televizyongaztesi.com

sabah-günaydın ekinden haber

--------------------------------------------------------------------------------

Can Dündar 'Merhaba Rumeli' dedi!

atv'nin sevilen dizisi 'Elveda Rumeli'nin Makedonya Bitola'daki seti ziyaretçi akınına uğruyor. Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de ziyaret ettiği setin son konuğu bir belgesel çekimi için Balkanlar'ı geçen gazeteciyazar Can Dündar oldu. Dizinin oyuncuları ve yönetmeni Serdar Akar'la sohbet eden Dündar, çekeceği belgeselle ilgili mekan çalışmaları için de ekipten bilgi aldı.

]Aynı derenin balıkları


Geçen hafta Balkanlar turundaydım. Kış esaretinden kurtulmanın coşkusuyla topraktan fışkırmıştı bahar... Karlı dağların eteğini çiçeklendiren uçsuz bucaksız gelincik tarlaları arasından Batı Trakya’yı geçip Makedonya’ya girdik.
Cıvıl cıvıl sokaklarında 70’li yılların kıyafetleriyle defile yaparmışçasına dolanan Makedonların canlı şehri Manastır’a geldik.
Mustafa Kemal’in İdadi’si bakımsız bir müzeydi şimdi... Alt kattan “fitness center”ın müzik sesi yükseliyor, üst kat bir defileye hazırlanıyordu.
Manastır’ı geçince 30 kilometre ötede bir dağın yamacında Makovo köyü göründü. Daha doğrusu köyden önce, köye bir Hollywood seti manzarası veren TIR’lar, set ışıkları göründü.
Az sonra tamamı Türkiye’nin sınırları dışında çekilen ilk Türk televizyon dizisi “Elveda Rumeli”nin setindeydik.



Zirvedeki dizi
Dizinin yapımcısı Muharrem Gülmez, gurbette memleketten bolca yatıya misafir ağırlamaya alışmış bir ev sahibi gibi karşıladı bizi.
Bir yıldır buradalar. Dört mevsimi bu Makedon köyünde yaşadılar.
Çektikleri dizi, gösterildiği akşamlar en çok izlenenler sıralamasında zirveye çıktı.
Biz gittiğimizde 34’üncü bölüm çekiliyordu. Tepeye kurulan sahra hastanesinde savaş yaralıları tedavi ediliyordu. Diziye konuk oyuncu olarak gelen Ahu Türkpençe, fedakar bir Türk hemşireyi oynuyordu. Ve ekip iki bölüm daha çekip tatile girmeye hazırlanıyordu.

Yerinde çekim
Peki neden Türkiye’de değil, Makedonya’da?
Yönetmen Serdar Akar, “Türkiye’de set kurmak için bir sürü köy gezdik” diyor. Çoğunun çirkin binalar, elektrik direkleri, telleriyle doğal güzelliğini yitirdiğini ve set olma özelliğini yitirdiğini söylüyor. “Nerede çekeriz?” diye düşünürken yapımcılardan birinin abisi “Makedonya’ya bakın” demiş. Bir Balkan hikayesini Rumeli’de çekmenin çok daha güzel olacağını düşünmüşler.
Keşfe gelip köyleri gezince “Bulduk” diye sevinmişler.
Göç nedeniyle sekiz hanede 24 nüfusa düşmüş bu yaşlılar köyünde Rumeli’nin 100 yıl önceki dokusu yaşıyor hâlâ.
Doğa muhteşem görüntüler veriyor.
Türkiye yakın... THY’nin beş gün Üsküp’e uçuşu var. 1 saat 10 dakika...
Üsküp’teki Türk halk tiyatrosu eşsiz bir oyuncu potansiyeline sahip. Ülkenin ciddi sinema altyapısından beslenmiş, tecrübeli bir ekip var. Çevrenin sessiz olması, sesli çekim imkanı yaratıyor; bölgeden ekibe katılan figüranların yerel ağızla konuşması da dizinin inandırıcılığını artırıyor.
Makedon Türk Tiyatrosu’ndan bir hoca gelip oyunculara yerel ağızları öğretiyor. Bu arada “Ufunet (sıkıntı) bastı”, “Tükürüğüm kuruyana kadar dön gel” gibi yerel söz ve deyimler senaryoya sızıyor.

“Define peşindeler”
Set kurulunca köyün ahalisi şaşırmış önce; hatta ekip, çekim için Sütçü Ramiz’in evinin temelini birkaç metre kazmak zorunda kalınca bu, çevrede bir dedikoduya yol açmış; ekibin aslında Osmanlı’dan kalma bir defineyi bulmak için geldiği, TV çekimi bahanesiyle elde harita köyü kazdığı söylentisi yayılmış.
Zamanla diziyle bölgeye canlılık gelince ve birçok genç sette iş bulunca herkes ekibi benimsemiş.
Halen dizinin 100 kişilik set ekibinin yarısından fazlası Manastır çevresinden gelenlerden oluşuyor.
Manastır’daki büroda tercümanlar çalışıyor. Kostüm atölyesinde terziler harıl harıl kıyafet dikiyor. Prodüksiyon ekibi gelip giden oyuncuların, heyetlerin uçak-yatak operasyonu için seferber... Diziye oyuncu veren çevre köylerden Budaklar ve Kanatlar köylüleri ciddi ciddi rekabet ediyor.
“Makyözlerimiz Sırp.... Oyuncularımızın çoğu Makedon” diyor Serdar Akar, “Film çekilirken Yugoslavya’yı yeniden birleştirmiş gibi oluyoruz.”

Ziyaretçi akını
Türk oyunculara gelince... Onlar burayı ev bellemişler son bir yıldır. Bir kısmı otel hayatından sıkılıp ev tutmuş. Boş zamanı değerlendirmek için dil kursuna yazılanlar olmuş.
Başroldeki Erdal Özyağcılar’ın Manastır’daki evinde kurduğu turşular, pişirdiği arnavutciğerleri nam salmış.
Yörenin etli yemeklerini ağır bulunca Türkiye’den seyyar mutfak getirmişler.
O yemeğe buyur edildik biz de... Ve öğrendik ki seti ziyaret için herkes sıradaymış. Dizi başladığından beri bölgeye gelen turist sayısı yüzde 70 artmış. Son ziyaretçileri arasında diziyi kaçırmadan izlediğini söyleyen ve “600 yıl bir arada yaşayan milliyetleriz. Siz bunu yaşatıyorsunuz” diyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Çevik Bir gibi isimler var.

Ekipte Rumelili yok
Turizm şirketleri kendilerine danışmadan gazete ilanlarındaki tur programlarına “Elveda Rumeli setini ziyaret” diye yazıyormuş. Her gün tur şirketleri arayıp randevu istiyormuş. Ama işler aksamasın diye turist kabul edemiyorlarmış. Bu yasağı delen bir Giresunlu teyze geçenlerde çekimin tam ortasında sete dalıp başroldeki Berrak Tüzünataç’a “Aynı derenin paliğiyuz senle” diye sarılıvermiş.
Türkiye’de ne çok Rumelili olduğunu ve onlarda ata toprağına nasıl bir özlem bulunduğunu bu diziyle daha iyi anlamışlar.
İşin ilginç yanı dizinin as kadrosunda Rumelili olmaması... Yönetmen Trabzonlu... Yapımcı Yörük... Senarist Sivaslı...
Bir hissiyatı koklamak için o hissiyatın toprağında doğmak gerekmiyor illa...

SENARİST ALİCAN YARAŞ

Osmanlı’nın damındaki kemancı
Dizinin senaristi Alican Yaraş da sette... Yılmaz Karakoyunlu’nun danışmanlığında ve iki asistanla birlikte yazdığı senaryoyu “Damdaki Kemancı”dan esinlenerek tasarlamış. Olaylara insancıl yaklaşan, kızlarına düşkün bir baba figürünü Osmanlı’ya taşımak istemiş. Orijinal eserde Rusya’da bir Yahudi olan kahraman, 19’uncu yüzyıl sonunda Türklerin azınlıkta kaldığı bir Rumeli kasabasında yeniden doğmuş.
Kaymakam Dilaver tiplemesi de dönemin İttihatçı, idealist bir kaymakamının, Tahsin Uzer’in anılarından doğmuş.
Dizi halen 1899 yılında... Balkanlar’ın -her zamanki gibi- kaynadığı bir dönem...
Dizinin önümüzdeki sene de devam edip Balkan Harbi’ne dek uzanması öngörülüyor. Gidişata göre üçüncü sezon, Sütçü Ramiz’in göçü ile başlayabilir. Rumeli Türklerinin çoluk çocuk Anadolu’ya göçtüğü sahne bile Yaraş’ın aklında...

Filler tepişirken...
19’uncu yüzyıldan bir Rumeli köy öyküsünün bugün herkesçe sevilmesinin sırrı ne?
“Çünkü insani, sıcak bir öykü anlatıyoruz” diyor Yaraş, “Büyük olaylar yok, birbirini seven sıradan insanların gündelik aile hayatları var. Samimiyet değiyor insanlara... Seyirci bu dizide unuttuğumuz değerleri buldu ve sevdi.”
Bütün ailenin güne birbirine tek tek “Günaydın” diyerek başlaması, Ramiz’in gayrimüslim komşuları aç kalmasın diye kapılarına süt bırakması ya da camide herkese komşusunu ayırt etmeden sevmeyi öğütlemesi seyircide iz bırakıyor.
Yaraş diyaloglarda olumlu mesajlar vermeye çalıştıklarını belirtiyor:
“Farklı kökenden insanların bir arada yaşayabileceğini gösteriyoruz. İnanç farklılığı yüzünden kavganın manasızlığını işliyoruz. Balkanlar’da olup bitenler, filler ve çimenler hikayesi... Filler tepişirken, olan bir arada yaşayan insanlara oluyor.”

Fidan bebek
Dizideki mesajların yerine ulaştığını gelen mektuplardan anlıyorlar.
Bir bölümde dul bir kadın yeniden evlenmek istediğinde çocuklarının itirazıyla karşılaşıyordu. Ramiz’in
“O sizin babanızın yerini tutacak, sizi sevip sayacak” demesiyle çocuklar ikna oluyordu. Diziyi seyreden aynı durumdaki bir kadın yolladığı mesajda “Oğlum diziyi seyredince evlenmeme izin verdi” diye yazmış.
Bir başka mesaj, Kalkandelen köyünün eski sakinlerinden gelmiş. Sırpların katliam yaptığı köyden sağ kurtulan ve soyu devam ettirsin diye memlekete yollanan tek “fidan”ın torunları, dizideki Hüsmen bebekte atalarının hatırasını bulmuşlar.
Şimdi, Rumeli’ye bir asır evvel “elveda” deyişlerini bu diziyle anıp
yad ediyorlar.


Yönetmen Serdar Akar çekimler sırasında, sahra hastanesinde.




Dizinin oyuncu kadrosu Manastır Epinal otelin restoranında.




Dizinin figüranları çekim için bekliyor.



[URL="http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=526042&AuthorID=75&Date=11.05.2008"]http://www.milliyet.com.tr/Default.aspx?aType=YazarDetay&ArticleID=526042&AuthorID=75&Date=11.05.2008[/URL]

Beyaz Show’da ‘Elveda Rumeli dizisinin iki önemli karakteri vardı. Erdal Özyağcılar’ın eşi Güzin Özyağcılar’ın oraya gelişi renk oldu. Erdal’ın Güzin’e yazdığı sevgi şiirlerini sevdik. ‘Kışlada Zaman’ adlı dizeler en çarpıcı olandı. Kibariye ‘Yeminim Olsun’ ve İsmail Y.K. ‘Bas Gaza’ isimli çalışmalarını tanıttılar. İkisinin de güzel olduğunu belirtelim.

Burhan AYERİ-Akşam
11.05.2008

'Elveda Rumeli' ekibi Uludağ Üniversitesi'ndeydi

atv'nin reyting rekortmeni dizisi 'Elveda Rumeli'nin ekibinin bir kısmı, Uludağ Üniversitesi Bahar Şenlikleri kapsamında, öğrencilerle buluştu..

atv'nin sevilen dizisi 'Elveda Rumeli'nin yapımcısı Tarkan Karlıdağ, senaristleri Alican Yaraş, Özge Efendioğlu ve Nuran Efendioğlu ile oyunculardan Ertan Sabah ve Gülçin Santırcıoğlu, Uludağ Üniversitesi'nin Bahar Şenlikleri kapsamında düzenlenen bir söyleşiye katıldı. Dizi ekibini büyük bir coşkuyla karşılayan üniversiteliler, etkinlikten saatler önce söyleşinin gerçekleştirileceği 200 kişilik salonun önünde kuyruklar oluşturdu. İzdiham nedeniyle, öğrenci ve öğretim görevlilerinin bir kısmı salona alınamadı, bir kısmı da söyleşiyi yerde oturarak izlemek zorunda kaldı.

SENARİSTLERDEN TÜYO ALDILAR

Dizi ekibini soru yağmuruna tutan öğrencilerin en çok merak ettikleri konu; dizinin ne kadar devam edeceği oldu. 'Elveda Rumeli'nin uzun soluklu olacağını öğrendikten sonra rahatlayan üniversiteliler, dizide yaşanan aşklarla ilgili sorular da sordu. Senaryo grubundan bu konuda bazı ipuçları elde etmeyi başaran gençler, söyleşinin finalinde dizinin oyuncularıyla fotoğraf çektirdi. Dizi ekibine, günün anısına bir plaket armağan edildi.

Kaynak: Sabah/Günaydın

Gül’den Elveda Rumeli tespiti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bir süre önce Makedonya’da çekimleri süren Elveda Rumeli dizisinin setini ziyaret etmişti. Gül’ün söylediği bir söz dizinin neden bu kadar çok sevildiğini de ortaya koyuyor.


Beyazıt Öztürk’ün Kanal D’deki Beyaz Show programına konuk olan oyuncu Erdal Özyağcılar, Elveda Rumeli dizisinin neden bu kadar çok tuttuğunu anlatırken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün bir sözüne vurgu yaptı.

Dizide Sütçü Ramiz karakterini canlandıran Özyağcılar, Cumhurbaşkanının Makedonya’da kendilerini ziyaret ettiği sırada, "Biz İstanbul’dan önce Üsküp’ü fethettik"dediğini aktardı ve bunun dizinin neden bu kadar çok sevildiğine bir gösterge olabileceğini anlattı.



Erdal Özyağcılar, "Rumeli bizim. Orası ile çok gönül bağımız var. İnsanlarımız orada. O yöreye ait herhangi bir dizi yapılmamıştı ve Rumeli göç olayı gerçekten Türk insanında, Rumeli’de çok önemli bir yara. Biz tabii biraz o konuyu da gündeme getirdik. Bunu dramatik bir anlamda değil de komedi tadında verdik" şeklinde konuştu.

Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın da izlediği Elveda Rumeli dizisinin çekimleri, 10 aydır Makedonya’da devam ediyor.


[URL="http://www.televizyongazetesi.com/haberDetayMiddle.asp?ID=10941"]http://www.televizyongazetesi.com/haberDetayMiddle.asp?ID=10941[/URL]

Ağızlar büzüşmesin

Bizim Evin Halleri hakkını vermek gerekirse, TRT den başlayıp mevcut kanalında devam eden yolculuğuna hiçbir referans kaybına uğramadan güne ulaştı...
Tabi bu benim rakamlar ya da gerçekçi söyleyişle reytinglere bakarak yaptığım bir tespit. İzleyicileri için durum biraz daha farklı çünkü...
Dizinin müptelalarının oldukça sempatik başlayıp giderek ağdalı hale geleb ev hallerinden şikayetçi olduğunu söyleyebilirim.Hatta onlardan bir tanesinin deyimiyle "Gözyaşı sel oldu, diziyi denize taşıyor"...
Aslında bu tespit bizim ekranlardaki hemen her komedi dizisini bağlıyor.Çoğu gürül gürül kahkahayla başlayan diziler, bir şekilde hüzzama sardırıyor hikayeyi...
Tabii bunda yılların getirdiği tükenmişlik halinin katkısı büyük.O yüzden ben uzun soluklu dizilerde sıklıkla senarist değiştirilmesinden yanayım.Öykü tıkanınca "Durun yeni fikrim var" diyebilecek jokerler şart...
Olmayınca Bizim Evin Halleri ya da Elveda Rumeli'nin başına gelen gibi ağız kenarları aşağı doğru büzüşüyor...
Durum hakikaten budur, elçiye bir, tespitçiye iki zeval olmaz!

Mesut Yar
14.05.2008 tarihli Posta gazetesi

Rumeli ağzı için hala çalışıyorlar
Elveda Rumeli dizisinde rol alan oyuncular, Rumeli ağzını yakalayabilmek için halen hocalarla çalışma yürütüyor.
Makedonya'da devam eden dizi çekimlerinden fırsat bularak İstanbul'a gelen Erdal Özyağcılar, Beyazıt Öztürk'ün Kanal D'deki programının konuğu oldu.

atv'de yayınlanan ve büyük bir ilgi gören Elveda Rumeli dizisinde Rumeli ağzı ile konuşabilmek için hocalardan halen ders aldıklarını ifade eden Özyağcılar, izleyicinin bu ağzı sevmesinin de dizinin ilgi görmesinde önemli bir etken olduğunu ifade etti.

Özyağcılar, "Hiç yadırgamıyorlar bizim oradaki ağzımızı. Aynısını kullandık. Sesli çekiyoruz. Hocalarımız var. Zekir Bey var, halen geliyor ve çalıştırıyor bizi" diyerek, işlerini ne kadar ciddiye aldıklarını gösterdi.


KAYNAK: TELEVİZYONGAZETESİ

Günde 24 saat yayınlansa belki!
Çok ilginç bir şey;ekrandaki dizi çılgınlığına rağmen toplumun top yekun izlemeye bayıldığı bir dizi bulunamadı henüz.Bunun nedenleri birden çok ekranın varlığı ve çok tercihlilik olmalı, makul bi şey...
Ve fakat her daim kendilerini halklarından tecrit ettiklerinin düşündüğümüz siyasilerimiz çok farklı bir "ekran karşısındaki Türk" profili çizdiler...
Yapılan araştırmaya göre, siyasi partilerin görüş ayırt etmeksizin neredeyse tüm üyeleri atv'de yayınlanan Elveda Rumeli'yi izliyormuş.Yani siyasilerimiz en azından bir dizi üzerinde uzlaşmaya varmışlar.Bana ilginç geldi...Çünkü Elveda Rumeli öznesi hoşgörü olan bir dizi.Ama mevcut siyasi iklime bakınca hoşgörünün esamisi okunmuyor.
"Acaba atv diziyi 24 saat kesintisiz yayınlasa Türkiye özlediği huzura kavuşabilir mi?" diyorum ister istemez.Siz ne dersiniz?..

Mesut Yar

20 Mayıs 2008 Salı tarihli Posta gazetesi

Alex'ten müthiş gollük paslar

Yok canım, Fenerbahçe'nin 10 numarasından söz etmiyorum. Elveda Rumeli'de "10 numara" oyunculuk performansı sergileyen Alex rolündeki Ertan Saban'a dikkat çekmek istiyorum. Pek çok kadının sadece Alex'i izlemek için pazartesi geceleri atv ekranları karşısına geçtiği kulağıma çalınmıştı. Diziyle ilgili forum sitelerine girince ne göreyim? Oyuncu Alex'in karizması, futbolcu Alex'i çoktan gölgede bırakmış. Elveda Rumeli'de Müslüman kızı Zarife'ye aşkı yüzünden sürgün edilen Hıristiyan genci Alex rolünde izlediğimiz Ertan Saban yakışıklılığıyla gönülleri fethetmesinin yanı sıra usta işi oyunculuğuyla da göz kamaştırıyor. Daha önce Savcının Karısı dizisinde "Dursun" ve Sağır Oda'da "Nogayhan" karakterlerini canlandırırken izleyicilerin dikkatini çekmeyen Saban, Elveda Rumeli dizisindeki en inandırıcı karakterlerden biri. Sanırım bunu, o coğrafyada büyümesine ve Üsküp Devlet Konservatuarı'nı bitirmiş olmasına borçlu. Elveda Rumeli biter bitmez Ertan Saban'ı bir yerli dizinin başrolünde göreceğimizi söylemek ise sanırım kahinlik olmaz. Elveda Rumeli pek çok ödül ve övgüye layık görüldü. Ama ben bir de Milli Eğitim Bakanlığı ödülü bekliyorum. Zira dizi, bugüne kadar pek çok kampanyayı gölgede bırakacak bir "eğitim seferberliğini" gizliden gizliye yürütmekte. Alex, köyün miniklerine güç şartlar altında din, dil, ırk farkı gözetmeksizin ders veriyor. Bu arada tüm cinliğine rağmen "köyün delisi" muamelesi gören Mahmut da Sütçü Ramiz ve kızlarına okuma yazma öğretmeye başladı. Ramiz de kızları gibi okumaya gönüllü oldu. 120 yıl sonra bile kızlarını okula göndermeyenlere inat... Son bölümde Sütçü Ramiz'in, Deli Mahmut'a sırf kendisine iki harf öğrettiği için gösterdiği saygı ise her türlü takdiri hak edecek türdendi.


Yüksel Aytuğ Sabah gazetesi..Günaydın Eki..

Kötünün en kötüsü kim?
Kötü ve acımasız karakterler, dramatik kurgunun vazgeçilmez öğeleridir. Kötüyü oynamak ise zor ve zahmetlidir. Zira insanlara iki tür duyguyu yaşatmak zordur. Birincisi güldürmek, ikincisi de nefret ettirmek. Kötü karakterler aslında dramaların "asist kralları" dır. Zira bir film, oyun ya da dizide kötü karakterler ne denli inandırıcı olursa, iyi karakterlerin doğruluğu, iyiliği ya da kahramanlığı o denli öne çıkar. Yani kötülük, aslında iyiliğin göze daha fazla batmasını sağlayan bir kontür çizgisi, bir gölge efektidir. İşte bu nedenle yerli dizilerin gizli kahramanları kötülerdir. Onlar ne kadar iyiyse, dizinin dramatik kurgusu o denli güçlenir ve inandırıcılık katsayısı da o oranda artar. Peki yerli diziler arasında kötü karakterlerin en kötüsü, yani bir başka deyişle "oyuncuların en iyisi" kim? Ben listeyi alfabetik sırayla aşağıya çıkarıyorum.
Gerçek sıralamayı ise size bırakıyorum.
Pars: Narkoterör - Mehdi (Atilla Olgaç)
Yaprak Dökümü - Ferhunde (Deniz Çakır)
Genco - Cüneyt (Enis Arıkan)
Annem - İbrahim (Erdal Bilingen)
Yaprak Dökümü - Kaynana Cevriye (Güler Ökten)
Menekşe ile Halil - Mustafa (Hasan Küçükçetin)
Gazi - İlter (İştar Göksever)
Elveda Rumeli - Dimitri (Luran Ahmeti)Kurtlar Vadisi - İskender Büyük (Musa Uzunlar)
Elveda Rumeli - Abdül (Recep Özgür Dereli) Köprü - Ali Maruf (Tolga Evren)
Parmaklıklar Ardında - Gülten (Zehra Alptürk)

Yüksel Aytuğ- SAbah Gazetesi 29 Mayıs tarihli yazısı...