10. bölüm
2 YIL SONRAMemur: sakin olun , zenan hanım. ( lacivert üniformalı memur yumuşak bir sesle konuşuyordu) bunları sormak zorundayız.
Z: sakin olmak mı! ( diye bağırdı. Gözyaşları yanaklarında aşağı sicim gibi akıyordu) biri bebeğimi, batumu çaldı diyorum anlamıyor musunuz?
Bu bir kabus olmalıydı. Şimdi uyanacak ve her şey normale dönecekti. Duvardaki saate baktı. Sekiz olmuştu bile… kliniği kapatıp üst kattaki daireye, batunun yanına çıkma vakti gelmişti.
M: babası, nerede, zenan hanım? Bu tür kaçırma vakalarının onda dokuzunda suçlunun baba olduğu anlaşılır.
Zenan gerçeği kabul etmek zorunda olduğunu anladı. Kabus falan değil , korkunç bir gerçeği yaşıyordu… başı yine dönmeye başladı. Klinikte değildi, batuda üst katta ela ile birlikte oynamıyordu… bir hastanedeydi…. Bu kabustan uyanmayacaktı…
Gözlerinden akan yaşları elinin tersiyle sildi.
Biri çocuğunu kaçırmıştı… biricik yaşama sebebini. İnanmak istemesede gerçek buydu.
Z: onun babası yok (diye fısıldadı)
M: şu anda olmayabilir ama bir babası vardı, değil mi?
Z: yoo, hayır, anlamıyorsunuz. Adam çocuğumun varlığından bile habersiz. Bir çocuğu olduğunu bile bilmiyor. Lütfen daha fazla zaman kaybetmeyin. Batu daha 16 aylık. Bana ihtiyacı var.( zenan çaresizlik içinde yalvarıyordu) gidip onu arayalım. Benim gitmem lazım. Onu bulmam lazım.
Zenan yerinden fırlayıp kapıya koştu. Memur doktora baktı. Birkaç saniye sonra zenan beyaz gömlekli bir adam tarafından tekrar sandalyeye oturtulmuştu.
Doktor: size yatıştırıcı bir iğne yapalım zenan hanım. Ama önce bize bütün bilgileri vermeniz gerekiyor. Anladınız mı?
Zenan anlıyordu. Doktor, hastanenin adını korumaya çalışıyordu. manisadaki bi hastaneye bağlı olarak çalışan bu yeni çocuk kliniğine o gün batunun aşısı yapılsın diye getirmişti. O günkü son randevuyu almış ve batuyla birlikte saat 7 de kliniğe gelmişti.
Oğluyla birlikte bekleme salonunda otururken, içeri giren bir hemşire, doktor aşıyı yapmadan önce batuyu yandaki odaya götüreceğini, boyunu ve kilosunu ölçeceğini söylemiş, zenanda bunda gerip bir şey görmemişti. Aslında hemşireyle birlikte gitmesi gerekirdi. Ama bütün gün klinikte çalıştıktan sonra çocuk kliniğine gelmek için uzun süre araba kulanmış , doktoru beklerken hem batuyu oyalamaya çalışmış, bir yandanda masadaki dergileri karıştırmıştı. Hemşirenin söylediğini duyunca pek fazla düşünmeden batuyu kadına teslim etmişti. Bu arada hemşire muayene odasına geçmesini ve batuyu oraya getireceğinide söylemeyi ihmal etmemişti.
Zenan muayene odasında gereğinden fazla beklemiş, ne hemşire nede batu ortada görünmeyince meraklanarak dışarı çıkmak istemişti. Tam bu sırada doktor Kenan içeri girmişti.
K: geciktiğim için özür dilerim zenan hanım. Nerede bizim küçük oğlan?
İşte kabus böylece başlamıştı.zenan tam karşısında duran Kenan beye ve 2 si sivil 3 polis memuruna baktıktan sonra gözlerinim kapattı ve başını salladı.
M: yani babasını şüpheliler listesinden silebiliriz, öylemi?
Z: evet, evet!... bir şeyler yapın. Nolur , bir şeyler yapın, bulun oğlumu bana.
Suatı hayatından sileli tam iki yıl olmuştu. O evden çıktıktan sonra bir daha ardına bakmamış, ogünden sonra suatı hiç görmemişti. Ela ile birlikte Manisa da bir klinik açmışlar ve yeni bir hayata başlamışlardı. Zenanın hayatının amacı artık batu idi; başka hiçbirşeyin önemi yoktu. Tam bu sırada kapı açıldı ve ela içeri girdi. Koşarak arkadaşının yanına gelip ona sarıldı.
Z: ah ela… bebeğim, biri batumu kaçırdı. Benim yüzümden… benim hatam yüzünden….
Zenan bunları ağlayarak söylüyordu en yaın arkadaşına.
E: yapma böyle. Kendini suçlama. Eğer bir suçlu arıyorsan, o da benim. İlle de leventi göreceğim diye bugün izmire gitmeseydim sende aşı için son randevuyu almazdın ve bütün bunlar olmazdı.
Kliniğin işletmesi ve batunun bakımı konusunda ela onunla birlikte bütün sorumluluğu paylaşmasaydı, yeni bir hayata başlayamaz, çocuğunu bakıcılara bırakmak zorunda kalırdı. Destek almak ister gibi arkadaşının elini tuttu ve gözlerini karşısındaki polislere dikti. Güçlükle yutkunduktan sonra
Z: özür dilerim. Lütfen sormak istediğiniz her şeyi sorun. Oğlumu bir an önce bulmanız için ne öğrenmek istiyorsanız sorun.
Suatı unutmaya çalışırken çektiği acıya zaman zaman dayanamayacağını zannetmişti. Ama şimdi çektiği ıstırap hiç bir şeyle kıyaslanacak gibi değildi.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
E: lütfen, zenan, doktorun verdiği şu uyku ilacını al ve biraz yat artık.
Diye yalvardı ela. Odanın içinde hiç durmadan dolaşan arkadaşına kaygıyla baktı.
E: saat gece yarısını geçti. Ben bütün gece oturur, telefon gelirse bakarım. Biraz uyman lazım. Batuhanı getirdiklerinde kendini toplamış olmalısın.
Zenanı evlerine dönmeye ikne edebilmek için bayaaa dil dökmesi gerekmişti. Kendi çocuğu olsa ancak bu kadar sevebileceği Batuhan neler yapıyordu, düşünmek bile istemiyordu. Zenan için güçlü olmak zorundaydı.
E: onu geri getirecekler, zenan inan bana. Benim her zaman 6. hissim kuvvetlidir, bilirsin. Böyle şeyleri hissederim. Lütfen, biraz dinlenmeye çalış. Yarın sabah batuhanın sana ihtiyacı olacak.
Z: gerçekten buna inanıyor musun?( zavallı zenanın ağlamaktan artık sesi bile çıkmıyordu.)
E: evet, elbette inanıyorum. Göreceksin!
Z: belki biraz uyusam iyi olur
Zenan ağır adımlarla kolidordan geçip odasına yürüdü. Ama kendi odası yerine batunun odasına girdi. Sanki oğlunu orada uyurken görecekmiş gibi batunun yatağına yürüdü. Yastığın üstündeki oyuncak ayıyı alıp göğsüne bastırdı.
Z: neden Allah ım neden? Neden benim çocuğum?
Omuzları yine hıçkırıklarla sarsılıyordu. Dizlerinin üstünde yere çöktü. Hiç durmadan aynı sözleri söyleyip duruyordu.
Z: lütfen, Allahım, oğlumu bana geri gönder