Hiçbir erkek saçının dökülmesini istemiyor. Hafif seyrelmeler bile 'kel kalacağım' korkusu ile kompleks ve endişeye yol açabiliyor. Dr. Melisa Eczacıbaşı "Her yüz erkekten 50'sinin saçı dökülüyor. Sorun büyümeden müdahale edilirse, sonuç daha başarılı olur" diyor.
Devir değişti. Artık sadece kadınlar değil, erkekler de bakımına ve sağlığına özen gösteriyor. Bu yazı dizisi, erkeklerin dünyasına ilişkin kaygılara yer veriyor. Bu kaygılar, çoğunlukla, erkeğin kâbusu haline gelebiliyor. Sahibini terk eden saçlar, estetik kaygılar konusunda birinciliği açık ara alıyor. Korkular bitmiyor. Erkeğin ikinci kâbusu ise, kalp hastalıkları ve özellikle ani gelen kalp krizi. Çoğunlukla 40'lı yaşlarda erkeği yakalayan kalp krizi, genellikle ölümcül olabiliyor. Erkeğin kalbi, kadına oranla hastalanmaya daha yatkın. Erkeğin kâbusunda üçüncü perde, cinsel ilişki sırasında erken boşalma riski. Türkiye'de ilk olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Araştırma ve Tedavi Merkezi, erkeklerde boşalma sorunlarına ilişkin verilerini bizimle paylaştı. Dördüncü kâbus ise, sadece Türk erkeğinin değil, dünyadaki 3.5 milyara yakın erkeğin sorunu: İktidarsızlık. Bu yüzden bazı erkeklerin gerçekten hayatı kararıyor, bazıları için ise; bu, halledilmesi gereken herhangi bir sağlık sorunu olunca, çözümü de bir o kadar kolaylaşıyor. Kâbuslar sıralamasında beş numarada, özellikle yaşı 50'leri geçen her erkeğin korkusu prostat var. Prostat büyümesi, genellikle zarar vermiyor. Tek sorun; prostat kanseri riski. Bu konuda da erken teşhis harikalar yaratıyor. Türkiye'nin alanlarında öne çıkan en iyi uzmanları, erkeklerin beş büyük kâbusunu anlattı. Bize de sizlerle paylaşmak düştü. Amacımız, kâbusu rüyaya dönüştürmek...
Saçlar vücut estetiğinin temel taşlarından biri. Ancak, ilerleyen yaşla birlikte erkeklerin seyrelen saçları, kelliğe kadar varan sonuçlar doğurabiliyor. Bu durumu normal kabul eden, hatta çekici bulanlar kadar, saçlarını kaybettiği için depresyona giren, hayata küsenler de var. Erkeklerin kel kalma korkusuna karşı uygulanabilecek tedaviler konusunda, özellikle saç ve cilt sorunları alanında uzun yıllardan beri çalışan, Amerikan Dermatoloji Derneği'nin aktif üyesi, Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Melisa Eczacıbaşı'dan bilgi aldık. Dr. Eczacıbaşı, sözlerine erkeklerde saç dökülmesinin nedenlerine ilişkin bilgi vererek başladı.
ERKEĞİN KADERİ GENLERİNE BAĞLI
Saçların dökülmesinde hem genler hem de erkeklik hormonu etkili. Saç kökü erkeklik hormonuna karşı duyarlı olanların, kellik riski daha yüksek. Saçın diğer düşmanları ise; dengesiz diyet, stres, vitamin eksikliği ve tuzlu su. Saç dökülmesi, çok çeşitli şekillerde ortaya çıkıyor. Ancak en sık 'erkek tipi saç dökülmesi' görülüyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Melisa Eczacıbaşı, erkek tipi saç dökülmesiyle ilgili olarak, "En yaygın neden, saç köklerinin genetik olarak androjene (erkeklik hormonu) hassas olması. Bu durum 'erkek tipi saç dökülmesi' (androgenetik alopesi) diye adlandırılır. Saç dökülmesi yaşayanların yüzde 95'i bu gruba girer. Saçların incelmesine, kısalmasına (ayva tüyü görünümü) ve ilerleyen evrelerde saç kaybına neden olur. Ergenlik döneminden sonraki herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ve artarak devam edebilir" bilgisini verdi. İkinci en yaygın saç dökülmesi şekli ise "diffüz alopesi" denilen, yaygın saç seyrelmesi yapan dökülme tipi. Bu soruna, vitamin eksiklikleri sonucu ortaya çıkan saç dökülmelerini örnek vermek mümkün. Tiroid bezi fonksiyon bozukluklarında ve özellikle de hipotiroid (tiroit bezinin az çalışması) olduğunda, ciddi boyutlarda saç kalitesinde bozulma, incelme ve dökülme görülebiliyor.
DERİ HASTALIKLARI TEDAVİ EDİLMELİ
Dr. Melisa Eczacıbaşı, "Saç kayıpları bazen fizyolojik bazı nedenlere bağlı gelişebilir. Kadınlarda özellikle doğumdan sonraki dönemlerde ve erkeklerde belli bir yaştan sonra düz ön saç çizgisinin kaybı, tamamen fizyolojik sayılır ve ne yazık ki, bu ön saç çizgisini tekrar sağlamak mümkün değildir. Saç kayıplarının en önemli nedenlerinden biri de stres. Ani veya uzun süreli, hafif veya yoğun geçirilen stres ve depresyon dönemleri, saç dökülmesi üzerinde en etkili faktörlerden biri. Genelde altta yatan stres nedenleri ortadan kaldırıldıktan bir süre sonra, farklı tedavi şekilleri ile, bu durumdan tamamen kurtulmak mümkün. Özellikle bazı hastalıkların tedavilerinde kullanılan kemoterapatik veya radyoterapatik ajanlar veya kimyasal maddeler de geçici veya kalıcı saç dökülmelerine neden olabilir. Kanser hastalarının tedavisinde kullanılan radyoterapi ve kemoterapiden sonra bu durumla karşılaşmak mümkün. Kemoterapiyi takiben ilk dört hafta içinde saçlar dökülür, ama belli bir süre sonra saçlar çıkar, hatta bazen eskiye nazaran daha güçlü çıkar. Radyoterapik ajanlara bağlı saç dökülmeleri ise, bazen kalıcı olabilir ve uzun süreli tedavilere rağmen, saçlar tekrar çıkmayabilir" diyor. Saçlı deri bölgesinde meydana gelen; fiziksel travmalar, darbeler, kazalar, bölgesel saç dökülmesine neden olabildiği gibi, bazı cilt hastalıkları da saçları dökebiliyor: Sistemik Lupus, Eritomatosiz, Skleroderma, saçlı deride derin mantar hastalıkları bu gruptan ancak birkaçı. Kişilerde görülen; saçlarla sürekli oynama, saçları çekme veya saçları sürekli olarak arkaya doğru tarama durumlarında da saç dökülmesi görülebiliyor.
TESADÜFEN İLAÇ KEŞFEDİLDİ
Yıllardır saç dökülme tedavisi için binlerce yol aranırken, 18'inci yüzyıldan itibaren saç dökülmesini önleyecek çok sayıda ürün insanların kullanımına sunuldu. Deri hastalıkları uzmanlarının araştırmaları sonucunda, dökülmeyi en azından önlemek veya minimal düzeye indirmek için, testesteron, DHT ve 5 areduktaz gibi enzimlere başvuruldu. Piyasaya, son yıllarda ABD'deki FDA (Gıda ve İlaç Dairesi) onayını alan belli bazı ilaçlar çıktı. Bu alandaki ilk ilaç ise, hipertansiyon tedavisinde kullanılan bir ilaçtı. Yan etki olarak; istenmeyen kıllanmaya yol açtığı görülen bu ilacın, sonradan saç dökülmelerini önleyeceği konusunda etkili olduğu saptandı. İlaç, FDA onayını aldıktan sonra "erkeklerin saç dostu" ünvanını kazandı. Saç dökülmesine karşı ikinci ilaç ise, son birkaç yıldır kullanılıyor. Erkeklerin en büyük korkulu rüyasından biri olan "BPH" (Benign Prostat Hiperplazi) yani iyi huylu prostat büyümesinde faydalanılan ve finasterid etken maddeli ilaç, ağızdan tablet olarak veya solüsyon formunda kullanılabiliyor. Saç dökülmesi tedavisinde, vitamin enjeksiyon kokteyllerinden de yararlanılıyor. Saçlı deriyi ve kıl köklerini güçlendiren ilaçlardan belli kokteyller hazırlanarak, doğrudan kıl köklerini besleyen sahaya enjekte ediliyor. Bu yöntem sayesinde, saçlı derideki kıl kökleri güçleniyor, saç dökülmesi önleniyor.
Devir değişti. Artık sadece kadınlar değil, erkekler de bakımına ve sağlığına özen gösteriyor. Bu yazı dizisi, erkeklerin dünyasına ilişkin kaygılara yer veriyor. Bu kaygılar, çoğunlukla, erkeğin kâbusu haline gelebiliyor. Sahibini terk eden saçlar, estetik kaygılar konusunda birinciliği açık ara alıyor. Korkular bitmiyor. Erkeğin ikinci kâbusu ise, kalp hastalıkları ve özellikle ani gelen kalp krizi. Çoğunlukla 40'lı yaşlarda erkeği yakalayan kalp krizi, genellikle ölümcül olabiliyor. Erkeğin kalbi, kadına oranla hastalanmaya daha yatkın. Erkeğin kâbusunda üçüncü perde, cinsel ilişki sırasında erken boşalma riski. Türkiye'de ilk olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Araştırma ve Tedavi Merkezi, erkeklerde boşalma sorunlarına ilişkin verilerini bizimle paylaştı. Dördüncü kâbus ise, sadece Türk erkeğinin değil, dünyadaki 3.5 milyara yakın erkeğin sorunu: İktidarsızlık. Bu yüzden bazı erkeklerin gerçekten hayatı kararıyor, bazıları için ise; bu, halledilmesi gereken herhangi bir sağlık sorunu olunca, çözümü de bir o kadar kolaylaşıyor. Kâbuslar sıralamasında beş numarada, özellikle yaşı 50'leri geçen her erkeğin korkusu prostat var. Prostat büyümesi, genellikle zarar vermiyor. Tek sorun; prostat kanseri riski. Bu konuda da erken teşhis harikalar yaratıyor. Türkiye'nin alanlarında öne çıkan en iyi uzmanları, erkeklerin beş büyük kâbusunu anlattı. Bize de sizlerle paylaşmak düştü. Amacımız, kâbusu rüyaya dönüştürmek...
Saçlar vücut estetiğinin temel taşlarından biri. Ancak, ilerleyen yaşla birlikte erkeklerin seyrelen saçları, kelliğe kadar varan sonuçlar doğurabiliyor. Bu durumu normal kabul eden, hatta çekici bulanlar kadar, saçlarını kaybettiği için depresyona giren, hayata küsenler de var. Erkeklerin kel kalma korkusuna karşı uygulanabilecek tedaviler konusunda, özellikle saç ve cilt sorunları alanında uzun yıllardan beri çalışan, Amerikan Dermatoloji Derneği'nin aktif üyesi, Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Melisa Eczacıbaşı'dan bilgi aldık. Dr. Eczacıbaşı, sözlerine erkeklerde saç dökülmesinin nedenlerine ilişkin bilgi vererek başladı.
ERKEĞİN KADERİ GENLERİNE BAĞLI
Saçların dökülmesinde hem genler hem de erkeklik hormonu etkili. Saç kökü erkeklik hormonuna karşı duyarlı olanların, kellik riski daha yüksek. Saçın diğer düşmanları ise; dengesiz diyet, stres, vitamin eksikliği ve tuzlu su. Saç dökülmesi, çok çeşitli şekillerde ortaya çıkıyor. Ancak en sık 'erkek tipi saç dökülmesi' görülüyor. Dermatoloji Uzmanı Dr. Melisa Eczacıbaşı, erkek tipi saç dökülmesiyle ilgili olarak, "En yaygın neden, saç köklerinin genetik olarak androjene (erkeklik hormonu) hassas olması. Bu durum 'erkek tipi saç dökülmesi' (androgenetik alopesi) diye adlandırılır. Saç dökülmesi yaşayanların yüzde 95'i bu gruba girer. Saçların incelmesine, kısalmasına (ayva tüyü görünümü) ve ilerleyen evrelerde saç kaybına neden olur. Ergenlik döneminden sonraki herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir ve artarak devam edebilir" bilgisini verdi. İkinci en yaygın saç dökülmesi şekli ise "diffüz alopesi" denilen, yaygın saç seyrelmesi yapan dökülme tipi. Bu soruna, vitamin eksiklikleri sonucu ortaya çıkan saç dökülmelerini örnek vermek mümkün. Tiroid bezi fonksiyon bozukluklarında ve özellikle de hipotiroid (tiroit bezinin az çalışması) olduğunda, ciddi boyutlarda saç kalitesinde bozulma, incelme ve dökülme görülebiliyor.
DERİ HASTALIKLARI TEDAVİ EDİLMELİ
Dr. Melisa Eczacıbaşı, "Saç kayıpları bazen fizyolojik bazı nedenlere bağlı gelişebilir. Kadınlarda özellikle doğumdan sonraki dönemlerde ve erkeklerde belli bir yaştan sonra düz ön saç çizgisinin kaybı, tamamen fizyolojik sayılır ve ne yazık ki, bu ön saç çizgisini tekrar sağlamak mümkün değildir. Saç kayıplarının en önemli nedenlerinden biri de stres. Ani veya uzun süreli, hafif veya yoğun geçirilen stres ve depresyon dönemleri, saç dökülmesi üzerinde en etkili faktörlerden biri. Genelde altta yatan stres nedenleri ortadan kaldırıldıktan bir süre sonra, farklı tedavi şekilleri ile, bu durumdan tamamen kurtulmak mümkün. Özellikle bazı hastalıkların tedavilerinde kullanılan kemoterapatik veya radyoterapatik ajanlar veya kimyasal maddeler de geçici veya kalıcı saç dökülmelerine neden olabilir. Kanser hastalarının tedavisinde kullanılan radyoterapi ve kemoterapiden sonra bu durumla karşılaşmak mümkün. Kemoterapiyi takiben ilk dört hafta içinde saçlar dökülür, ama belli bir süre sonra saçlar çıkar, hatta bazen eskiye nazaran daha güçlü çıkar. Radyoterapik ajanlara bağlı saç dökülmeleri ise, bazen kalıcı olabilir ve uzun süreli tedavilere rağmen, saçlar tekrar çıkmayabilir" diyor. Saçlı deri bölgesinde meydana gelen; fiziksel travmalar, darbeler, kazalar, bölgesel saç dökülmesine neden olabildiği gibi, bazı cilt hastalıkları da saçları dökebiliyor: Sistemik Lupus, Eritomatosiz, Skleroderma, saçlı deride derin mantar hastalıkları bu gruptan ancak birkaçı. Kişilerde görülen; saçlarla sürekli oynama, saçları çekme veya saçları sürekli olarak arkaya doğru tarama durumlarında da saç dökülmesi görülebiliyor.
TESADÜFEN İLAÇ KEŞFEDİLDİ
Yıllardır saç dökülme tedavisi için binlerce yol aranırken, 18'inci yüzyıldan itibaren saç dökülmesini önleyecek çok sayıda ürün insanların kullanımına sunuldu. Deri hastalıkları uzmanlarının araştırmaları sonucunda, dökülmeyi en azından önlemek veya minimal düzeye indirmek için, testesteron, DHT ve 5 areduktaz gibi enzimlere başvuruldu. Piyasaya, son yıllarda ABD'deki FDA (Gıda ve İlaç Dairesi) onayını alan belli bazı ilaçlar çıktı. Bu alandaki ilk ilaç ise, hipertansiyon tedavisinde kullanılan bir ilaçtı. Yan etki olarak; istenmeyen kıllanmaya yol açtığı görülen bu ilacın, sonradan saç dökülmelerini önleyeceği konusunda etkili olduğu saptandı. İlaç, FDA onayını aldıktan sonra "erkeklerin saç dostu" ünvanını kazandı. Saç dökülmesine karşı ikinci ilaç ise, son birkaç yıldır kullanılıyor. Erkeklerin en büyük korkulu rüyasından biri olan "BPH" (Benign Prostat Hiperplazi) yani iyi huylu prostat büyümesinde faydalanılan ve finasterid etken maddeli ilaç, ağızdan tablet olarak veya solüsyon formunda kullanılabiliyor. Saç dökülmesi tedavisinde, vitamin enjeksiyon kokteyllerinden de yararlanılıyor. Saçlı deriyi ve kıl köklerini güçlendiren ilaçlardan belli kokteyller hazırlanarak, doğrudan kıl köklerini besleyen sahaya enjekte ediliyor. Bu yöntem sayesinde, saçlı derideki kıl kökleri güçleniyor, saç dökülmesi önleniyor.