Yeni

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yeni Yeni'den


    sağlıklı bir kalp için tavsiyeler

    sevgi sihirbazı
    sevgi sihirbazı
    Admin
    Admin


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 3524
    Nerden : izmir
    Ruhsal Durumum: : sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Keyifliqs5
    Durumum: : sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Mesgulrc6
    Katılımı : :
    sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Left_bar_bleue100 / 100100 / 100sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Right_bar_bleue

    Takımı : sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/02/08

    sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Empty sağlıklı bir kalp için tavsiyeler

    Mesaj tarafından sevgi sihirbazı Paz Şub. 24, 2008 1:08 am

    Sağlıklı bir kalp için faydalı tavsiyeler:
    Hem şimdi hem ileriki yaşlarda hayatın tadını layıkıyla çıkarmak istiyor musunuz? Sağlığınız ve formunuz için yapabileceğiniz en doğru işlerden biri, kalbinize iyi bakmak...


    Güncelleme: 18:52 TSI 28 Mayıs 2005 Cumartesi- Sağlıklı bir kalp, sadece kalp hastalıklarından korunmak için değil, ayrıca şimdi ve ileriki yaşlarınızda hayatın tadını çıkarmak için yeterli enerjiye sahip olmanız açısından da önemli.

    Becel internet sitesinde kalbiniz ve kalp hastalıklarına yakalanma riskinizi arttıran faktörler hakkında bilgiler veriyor. Daha da önemlisi, size, sağlıklı bir kalp için faydalı tavsiyelerde bulunuyor.

    KALBİNİZE DİKKAT EDİN!
    Kalbimiz, vücudumuza kan pompalamakla sorumlu olan organımız. Dokulara oksijen ve besin taşıyarak vücudun işlevlerini sürdürebilmesini sağlar. Dahası, karbondioksit gibi atık ürünleri de uzaklaştırır. Her gün kalbimiz yaklaşık 100,000 kez çarpar! Tüm bu işleri gerçekleştirebilmek için kalbimizin de oksijen ve besine ihtiyacı vardır. Kalbimizi çevreleyen damarlar olan koroner arterler, kalp kaslarına oksijen ve besin iletimini sağlarlar.

    NEDEN KALBİME DİKKAT ETMELİYİM?
    Tüm dünyada 3 ölümden birinin sebebi olan kalp hastalıkları, çok yaygın bir tehdit oluşturur. Ayrıca milyonlarca insanın da yaşam kalitesini düşürür. En yaygın kalp hastalığı, koroner kalp hastalığıdır. Koroner arterlerin iç çeperlerinde biriken yağ zerrecikleri (kolesterol) sebebiyle meydana gelir. Bu yağ tabakası yıllar boyunca biriktikçe, arter çapları giderek daralır ve kan akışının yavaşlamasına, veya hatta tamamen durmasına sebep olur.
    Kan akışı sınırlandırıldığında, göğüs ağrıları (anjin) ortaya çıkabilir. Kan akışı ciddi ölçüde azaldığında veya tamamen kesildiğinde, kalp krizi meydana gelebilir.

    KİMLER KALP HASTALIĞINA YAKALANIR?
    Herkes kalp hastalıklarına yakalanabilir. Çünkü bu riski arttıran birçok faktör (risk faktörleri) bulunur. Sigara, hareketsizlik, sağlıksız beslenme, stres, yüksek kolesterol düzeyleri, fazla kilolar, şeker hastalığı, yaş, cinsiyet ve genetik faktörler, kalp hastalığına yakalanma riskini arttırır. Sahip olduğunuz risk faktörleri arttıkça, kalp hastalığına yakalanma riskiniz de artar. Risk faktörlerinden bazıları, örneğin artan yaş, değiştirilemeyecekken, birçoğuna müdahale edilebilir. Bu faktörlerden mümkün olduğunca çoğunu kontrol altına alabilmek gerekir.

    KALP HASTALIĞI RİSKİMİ NASIL AZALTABİLİRİM?
    Kalp hastalığı eğiliminizi, sahip olduğunuz risk faktörlerini azaltarak önemli ölçüde düşürebilirsiniz. Kalbinize iyi bakmak sadece yaşamınızı uzatmakla kalmaz, ayrıca genel anlamda sağlığınız ve formunuzu da iyileştirir. Bu sayede hayatın tadını daha iyi çıkarabilirsiniz.

    DEĞİŞTİREMEYECEĞİMİZ RİSK FAKTÖRLERİ
    Modifiye edilemeyen risk faktörleri...
    Yaş
    Kalp hastalığına yakalanma riski, artan yaş ile birlikte artar. Bir erkek birey 45 yaşına eriştiğinde, kalp krizi riski hızla artmaya başlar. Bu risk, daha da yaşlandıkça artmaya devam eder. Kadınlar için risk, menopozdan sonra artmaya başlar. Yaşla birlikte artan kan basıncı da birçok gelişmiş ülkede bireylerin kalp hastalığına yakalanma riskini yükseltir.
    Cinsiyet
    Erkeklerin kalp krizi geçirme riski kadınlara göre daha fazladır ve daha erken yaşlarda kalp krizi geçirebilirler. Kadınlarda kalp hastalıklarına çoğunlukla menopozdan sonra rastlanır ve risk yine yaşla beraber artar. Erkeklerde kalp krizinden kaynaklanan ölümlerin oranı kadınlara göre daha yüksek olsa da, kalp krizleri her iki cins için de birincil ölüm nedenidir.
    Genetik faktörler
    Genetik faktörler, kalp hastalıklarının oluşumunda önemli rol oynar. Kalp hastası bireylerin çocuklarının da ileriki yaşlarda kalp hastalığına yakalanma riskleri yüksektir. Örneğin, şeker hastalığı, hipertansiyon ve yüksek kolesterol gibi risk faktörleri genetik komponentler içermektedir, bu da ailenizde görülmüş olduğu anlamına gelir. Kalp hastalıkları açısından kabarık bir aile kaydına sahip olan bireylerde bir veya birkaç risk faktörü birden mevcuttur.

    DEĞİŞTİREBİLECEĞİMİZ RİSK FAKTÖRLERİ
    Modifiye edilebilir risk faktörleri...
    Sigara, hareketsizlik, sağlıksız beslenme ve stres, değiştirebileceğimiz risk faktörleridir. Bu faktörleri, fazla kilolar veya obezite, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve yüksek kolesterol düzeylerine sebep olabilecekleri için, kontrol altında tutmak gereklidir. Sahip olduğunuz risk faktörleri arttıkça, kalp hastalığına yakalanma riskiniz de artmaktadır. Bu yüzden, sigarayı bırakarak, hareketlenerek, sağlıklı beslenerek ve rahatlayarak riskinizi azaltmanız çok önemlidir.
    Aşağıdaki tavsiyeler kalbinize iyi bakmanıza yardımcı olur. Unutmayın, herşeyi birden değiştirmeye çalışmayın; küçük ama emin adımlarda ilerlemelisiniz!

    FAYDALI TAVSİYELER
    Yaşam biçimi faktörleri
    Sigarayı bırakın
    Rahatlamaya ve hayatın tadını çıkarmaya zaman ayırarak stresle başetmenin yeni yollarını keşfedin
    Daha hareketli olun - her gün 30 dakikalık fiziksel aktiviteyi hedefleyin (bu süreç, üç adet 10’ar dakikalık seanslardan oluşabilir)
    Sağlıklı bir kiloyu korumaya çalışın

    Sağlıklı beslenme
    Daha az hayvansal (doymuş) yağ tüketin. İnce kesilmiş et dilimlerini tercih edin. Etten görebildiğiniz yağları ve tavuğun derisini ayırın.
    Daha az hazır bisküvi, pastane ürünü ve kek tüketin.
    Doymamış yağ oranı yüksek yağları kullanmaya özen gösterin. Yemek pişirirken, katı yağlar yerine, ayçiçek yağı, mısırözü veya zeytinyağı gibi bitkisel yağları tercih edin. Bu yağları ayrıca salatalarınıza sos olarak da kullanabilirsiniz.
    Yağsız veya yarım yağlı süt, az yağlı yoğurt, ve az yağlı peynir gibi, düşük yağ içeren günlük ürünleri tercih edin.
    Düzenli olarak balık yiyin. Haftada en az bir kez yağlı balık (örneğin somon, sardalya, ton - konserve şeklinde de olabilir) tüketmeye özen gösterin.
    Bol bol meyve, sebze ve baklagil tüketin (mercimek ve fasulye gibi). Günde toplam en az 5 porsiyon tüketin. Bir porsiyon, 2-3 kaşık sebze, bir adet meyve (mesela bir muz) veya 2-3 adet küçük boy meyve (örneğin erik), 1 küçük kase meyve salatası, veya bir bardak taze sıkılmış meyve suyuna denktir.
    Makarna, pirinç, ekmek, buğday, patates ve mısır gevreğinden oluşan nişastalı yiyecekleri, öğünlerinizde düzenli olarak tüketin. Tam buğday ekmek gibi işlenmemiş karbonhidratları tercih etmeye özen gösterin.
    Diş çürümelerine de neden olduklarından, daha az şeker ve şekerli yiyecek tüketin. Şekeri tamamen kesmemeli, fakat küçük miktarlarda tüketmeye özen göstermelisiniz. Şekersiz içecekleri tercih edip, daha az şeker, çikolata ve puding tüketmeli, ve yiyecek ve içeceklerinize şeker eklemekten mümkün olduğunca kaçınmalı veya şeker yerine tatlandırıcıları kullanmalısınız.
    Günde 1,5 litre sıvı almayı hedefleyin. Su tüketiminizi arttırın ve ayrıca meyve suyu ve süt de için. Alkolü çok kaçırmayın, ölçülü tüketin. Bu ölçü, kadınlarda günde bir birim, erkeklerde ise iki birimi geçmemelidir.
    İşlenmiş et, peynir ve aburcuburlar gibi fazla tuzlu yiyeceklerden kaçının ve yemek pişirirken veya sofrada yemeğe eklediğiniz tuz miktarını azaltın. Yemeklerinize tat vermesi için tuz yerine baharatlardan faydalanın.
    Sağlıklı bir seviyeyi koruyabilmek için, kan basıncınızı düzenli olarak kontrol ettirin.
    sevgi sihirbazı
    sevgi sihirbazı
    Admin
    Admin


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 3524
    Nerden : izmir
    Ruhsal Durumum: : sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Keyifliqs5
    Durumum: : sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Mesgulrc6
    Katılımı : :
    sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Left_bar_bleue100 / 100100 / 100sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Right_bar_bleue

    Takımı : sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/02/08

    sağlıklı bir kalp için tavsiyeler Empty kalp hastalıkları

    Mesaj tarafından sevgi sihirbazı Paz Şub. 24, 2008 1:10 am

    Koroner kalp hastalığı ve kalp krizi
    Dolaşım sistemi: Dolaşım sistemi, akciğerlerde oksijenlenerek sol kulakçığa gelen kanın, sol karıncıktan vücuda pompalandığı büyük dolaşım sistemik dolaşım ve toplardamar aracılığı ile sağ kulakçığa gelen oksijenden yoksun kanın sağ karıncık aracılığı ile akciğerlere pompalandığı küçük dolaşım (pulmoner dolaşım) dan ibarettir.

    Damar sertliği (atheroskleroz): Kanı, sol karıncıktan vücudumuzun organlarına taşıyan aort damarı ve dallarında, elastikiyet azalmasına sebep olan, damar iç tabakası altında yağ (lipid) birikimi ile karakterize bir hastalıktır. Kalbi besleyen ve taç damarı (koroner arter) ismi verilen damarlarda, lipid birikimi sonucu meydana gelen kritik seviyedeki darlıklar, kalbin beslenmesinde yetersizliğe sebep olmaktadır.

    Koroner yetersizliği olarak ifade edilen bu durumda hastayı hekime yönlendiren en önemli belirti 'angina pektoris' adı verilen göğüs ağrısıdır. Angina pektoris, göğüs kemiği arkasından başlayan, göğsün her iki kısmına, omuzlara, kollara, sırta ve alt çeneye yayılabilen, baskılayıcı, sıkıştırıcı ezici ya da yanıcı karakterde olabilen, egzersizle veya yemekle ortaya çıkan ve istirahatle veya dil altı nitrat preparatları ile geçen bir ağrıdır.

    Kalp Krizi (Miyokard enfarktüsü): Kalbi besleyen koroner damarlarda, kan akımının kesilmesi sonucu meydana gelir. Kan akımı kesilmesi ise çoğunlukla, atherosklerotik plakta çatlama sonucu pıhtı oluşumu ve damarın tıkanması ile olur. Normal bir koroner damarda veya atherosklerotik damarda uzun süren spasm olması ile de kan akımı durup, kalp krizi meydana gelebilir.

    Sekonder Korunma:
    - Kroner kalp hastalığı tanısı konulmuş hastaların belirlenmesi ve tedavisi ile
    - Kalp krizi geçirmiş hastaların, tedavi ve rehabilitasyonunu ve ikinci bir kardiovasküler olay geçirmelerini engellemeyi kapsar.

    Koroner kalp hastalığını kolaylaştıran risk faktörleri nelerdir?
    - 45 yaş veya üstü erkek olmak
    - 55 yaş veya üstü kadın olmak, ya da östrojen almamış erken menopozda olmak
    - Babanızın veya erkek kardeşinizin 55 yaşından önce, annenizin veya kız kardeşinizin
    65 yaşından önce miyokard enfarktüsü geçirmiş olması,
    - Sigara içiyor olmanız.
    - Total kolesterol değerinizin 240 mg/dl olması, HDL (iyi) kolesterolünüzün 35 mg/dl olması.
    - Kan basıncınızın 140/90 mmHg olması veya bir hekim tarafından hipertansiyon tanısı konulmuş olması.
    - Açlık kan şekerinizin 126 mg/dl bulunması veya kan şekeri regülasyonu için ilaç ihtiyacınızın olması.
    - Anamnezinizde koroner kalp hastalığı veya miyokard enfarktüsü tanısı konulmuş olması.
    - Çoğu günlerde 30 dakikadan az fizik aktivite olması.
    - Aşırı kilolu olmanız.

    Risk faktörleri ile mücadele nasıl yapılmalıdır?
    Hastanın yaşı, cinsiyeti ve ailesinde kalp hastalığı varlığı değiştirilmesi mümkün olmayan risk faktörlerini teşkil eder. Oysa sigara içimi, yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı, fizik inaktivite, kilo fazlalığı değiştirebilen risk faktörleridir. Son zamanlarda şeker hastalığının değiştirilmesi mümkün olmayan risk faktörleridir. Son zamanlarda şeker hastalığının değiştirilmesi mümkün olmayan risk faktörleri arasında yer alması gerektiği ileri sürülse de iyi bir diyabet regülasyonunda yarar vardır.

    Sigara içimi:
    Sigara içenlerde koroner kalp hastalığı riski içmeyenlere göre 2-3 kat artmıştır.
    Bu nedenle esas hedef sigaranın tam olarak bırakılmasıdır.

    Kolesterol yüksekliği:
    - LDL kolesterol hedefi 100 mg/dl
    - HDL kolesterol hedefi 35 mg/dl.
    - Trigliserid hedefi 200 mg/dl olmalıdır.

    Hipertansiyon (Yüksek Kan Basıncı):
    - Kan basıncı hedefi erişkinlerde 140/90 mmHg.
    - Şeker hastalığı, kalp veya böbrek yetersizliği olanlarda 130/85 mmHg olmalıdır.

    Fizik inaktivite:
    - Haftada 3-4 kez 30-60 dakikalık fizik aktiviteler (yürüme, bisiklete binme) hekim tavsiyesine göre yapılmalıdır.
    - Normal yürüyüşlerde bir günden daha fazla ara verilmemesinde yarar vardır.

    Vücut Ağırlığı Kontrolü:
    - Hastaların vücut kitle indeksi 18.5-24.9 kg/m2 olmalıdır.

    İlaç Tedavisi:
    - Aspirin: Hekim tarafından sakınca olmadığı taktirde Aspirin 80/325 mg/gün başlanabilir.
    - ACE inhibitörleri: Ön duvar miyokard enfarktüsü sonrası veya ikinci kez miyokard enfarktüsü geçiren hastalarda hekim tarafından ACE inhibitörü başlanması yararlıdır.
    - Beta blokerler: Enfarktüs sonrası yüksek riskli hastalara hekim tarafından başlanması yararlıdır.
    - Östrojenler: Bir hekim tarafından uygun görüldüğü takdirde yumurtalıkları cerrahi olarak çıkarılmış veya erken menopoza girmiş kadınlarda başlanabilir.

    Uyarıcı belirtiler
    Kalp krizi yaşamı tehdit edebilen ve ölümle sonuçlanabilecek acil bir durum olduğundan, uyarıcı semptomların farkedildiği anda hemen 112 Hızır Acil Servis aranmalı ve koroner yoğun bakım ünitesi olan en yakın hastaneye doktor refakatinde ambulans ile nakledilmelidir.

    Bu belirtiler ortaya çıkıp-kaybolabilir ve bir süre sonra tekrarlayabilir. Kalp krizi teşhisi ne kadar erken konulursa tedavi o kadar başarılı olabileceğinden, zaman kaybetmeden yardım istenmelidir.

    Uyarıcı Belirtiler Nelerdir?
    - Göğüs kemiği arkasında baskılayıcı. dolgunluk hissi veren, sıkıştırıcı rahatsızlık hissi veya ağrı olabilir.
    - Bu ağrı birkaç dakikadan uzun sürer, kaybolup tekrar ortaya çıkabilir.
    - Göğüs ağrısı, omuzlara, boyuna ya da kollara yayılabilir.
    - Göğüsteki ağrı ya da rahatsızlık hissine eş, sersemlik, baygınlık, terleme, bulantı-kusma ve nefes darlığı eşlik edebilir.

    Daha Seyrek Görülen Uyarıcı Belirtiler
    - Atipik göğüs ağrısı, miğde ağrısı
    - Göğüs ağrısı olmaksızın bulantı veya baş dönmesi
    - Nefes darlığı
    - Açıklanamayan anksiyete, bitkinlik, yorgunluk
    - Çarpıntı, soğuk terleme, solukluk

    Her hastada bu belirtilerin tümünü görmek mümkün değildir. Belirtiler kaybolup tekrar ortaya çıkabilir.

    Bu belirtilerden bir veya birkaçını başka bir kişide farkederseniz hemen Hızır Acil Servisi arayarak, hastanın emin bir şekilde hastaneye ulaştırılmasını sağlayınız.

      Similar topics

      -

      Forum Saati C.tesi Kas. 23, 2024 1:46 am