tarafından zynpocean Cuma Eyl. 05, 2008 6:54 am
Boran Ağa'ya veda beni hüzünlendiriyor
EYLEM BİLGİÇ
Severek oynadığı 'Sıla'daki Boran Ağa karakterine üç hafta sonra veda edecek olan Mehmet Akif Alakurt, bunun kendisini hüzünlendirdiğini söylüyor: Boran sevdiğim bir adam, çok keyif aldığım bir karakterdi. Dizinin tanıtımları dönerken bile çok duygulanıyorum. Son bölümler çekilirken de epey hüzünlenmiştim aslında!..
Üç yıldır atv'de yayınlanan 'Sıla' dizisi, üç hafta sonra ekranlara veda etmeye hazırlanıyor. 'Sıla'da 'Boran Ağa' karakterini canlandıran Mehmet Akif Alakurt ise yeni bir projeyle ekranlara gelmeye hazırlanıyor. Çok sevdiği Boran Ağa'ya veda etmenin hüznünü yaşayan Alakurt, "Çok farklı bir karakter olacak" dediği yeni rolüne ise kitap okuyarak hazırlandığını anlatıyor.
* 'Sıla' sezona yine hızlı bir başlangıç yaptı ama bildiğim kadarıyla dizi yakında sona eriyor, değil mi?
Biz geçen sezon son dört bölümü çektik, şimdi onlar yayınlanıyor. Biz finalimizi yaptık yani. Bana göre çok da keyifli bir final oldu; ben çok eğlendim çekerken, çok keyif aldım.
* 'Sıla' ve 'eğlenmek' kelimelerini pek yan yana düşünemiyor insan... İş anlamında eğlenmekten bahsediyorum tabii. Çünkü işimi severek yapıyorum, severek yaptığım için de doğru şeyler yaptığımda eğleniyorum, keyif alıyorum.
İÇİNİZE DOKUNACAK!
* Yani bu 'Sıla'da eğlenceli bir son olacağı anlamına gelmiyor, değil mi?
Yok, o anlama gelmiyor ama bence keyifli, insanların içinde bir yere dokunacak bir son oldu.
* Neden dizi geçen sezon bitirilmedi de, dört bölüm olarak yeni sezona sarktı?
Bunun cevabını ben de bilmiyorum ama kanalımızın böyle bir talebi olduğunu düşünüyorum. Bana kalsa oynamaya devam ederdim ama...
* Siz iki-üç aydır finali biliyorsunuz. Etrafınız sonunda ne olacak diye sizi sıkıştırmıyor mu?
Sıkıştıranlar oluyor tabii ama ben onlara kötülük yapmamak adına söylemiyorum. Çünkü söylediğim zaman işin sürprizi kalmayacak, izleyip görsünler istiyorum. Buna ailem de dahil. Anneme bile hiçbir şey söylemiyorum. Her şeyi izlerken öğrenmek daha keyifli. Bu benim adıma da böyle. Mesela bazı oyuncular çektiği sahneyi gidip monitörden seyretmeyi sever, bense bunu yapmam. Ekranda görmek daha hoşuma gidiyor, o farklı bir tat.
KENDİ KİŞİLİĞİM VAR
* İki yıldır 'Boran Ağa'sınız. Ama şimdi size bakıyorum giyiminizle, duruşunuzla canlandırdığınız karakterden çok farklısınız...
Oyunculuk benim için büyük bir eğlence, çok seviyorum gerçekten bu işi. Oynadığım karakterlere bürünmek ya da onu normal hayatımda yaşatmak gibi bir kaygım yok ama. Kendime ait bir kişiliğim var ve ben başkaları için yaşamıyorum. Ben şimdi karşınızda takım elbiseli oturmaya kalksam, belki sizin gözünüzde daha oturacak bazı şeyler, ağa rolüyle daha bağdaştıracaksınız ama ben imaj taraftarı bir insan değilim. O yüzden karakterimden etkilenmiyorum, sadece oynadığım sahnelerden etkilenmeye çalışıyorum.
* Boran Ağa gibi kendinize uzak bir tarzı canlandırmak mı daha kolay, yoksa kendinize daha yakın birini mi?
Aslında onun tarzı ne, bunun tarzı ne diye bakmıyorum; sadece hissetmem gerekiyor.
* Sokaktaki izleyici sizden Boran Ağa gibi davranmanızı bekliyor mu?
Bence artık insanlar bunu ayırt edebiliyor, ekranda izlediği kişinin başka bir karakter olduğunun farkındalar. Tabii öyle olmadığına inanmak isteyen insanlar da oluyor ama birçok şeyi genellemek mantıksızlık olur değil mi?
* Peki iki yıldır canlandırdığınız bir karakterle vedalaşmak zor olacak mı?Boran sevdiğim bir adam, çok keyif aldığım bir karakterdi. Dizinin tanıtımları dönerken bile duygulanıyorum aslında, evet dediğiniz gibi karakterle vedalaşıyorum. Son bölümler çekilirken de epey hüzünlendim aslına bakarsanız.
GENÇLİK DİZİSİ OLMAZ
* 'Sıla'dan önce rol aldığınız 'Hacı' dizisinde de yine feodal yapıda bir karakteri canlandırmıştınız. Belki de iki karakterin etkisiyle ben sizi hiçbir gençlik dizisinde düşünemiyorum. Ne dersiniz?
Ben de kendimi bir gençlik dizisinde göremiyorum. Belki mizacımla, belki de üstesinden gelememekle alakalı. Sonuçta ben eğitimli bir oyuncu değilim, konservatuvarlı bir insan belki yapabilir ama ben bir gençlik dizisinde ya da filminde çok başarılı olacağıma inanmıyorum. O yüzden de hayal kurup yaparım demem.
Canlandırdığınız rollerde fizik avantajınızı kullandığınızı düşünüyor musunuz?
Tabii ki fizik avantaj. Zaten önemli olan hayatta dezavantajlarını avantaja çevirmek, avantajlarını kullanabilmektir. Bunları en maksimumda yapabildiğin ölçüdebaşarılı olursun, doğru kullanamazsan da başarılı olamazsın. Ama başarılı olamazsının karşılığı başarısız olmakdeğildir; gitmek istediğin yere gidememek ve başka yoldenemek zorunda kalmaktır.
* Birçok firmanın modelliğini yaptınız, podyuma sıkçıkıyordunuz. Artık modelliğive mankenliği bıraktınız mı?Şimdi bir modellik ajansıyla çalışmıyorum, o yüzdenöyle gibi düşünülüyor. Dahaseçiciyim ama ara vermedim.Çünkü modelliği de mankenliği de çok seviyorum.
* Sizin için 'mimiksiz oynuyor' tarzında eleştiriler çıkmıştı. Ne diyeceksiniz?
Yani ben böyle yorumladım o karakteri, benim yorumum öyle oldu. Kimisi çok hareketli oynar, kimisi başka türlü oynar. Ben öyle düşündüm, öyle oynadım.
* Sizin tüm 'Sıla' çekimleri boyunca, başrol arkadaşınız Cansu Dere ile küs olduğunuz da söylendi...
Bunlarla ilgili çok konuşmaya gerek yok. Çünkü bunlar çok özel şeyler, bence çok cevaplanması gereken bir soru da değil.
* Niye öyle diyorsunuz, aşk yaşadığınız karakteri canlandıran kişiyle küs olmanıza rağmen iki yıl karşılıklı oynuyorsunuz...
O zaman dediğiniz gibi bir şey varsa, ne kadar başarılı olmuşuz işte! Bizim adımıza güzel yani. Ama çok gerek duymuyorum bunları konuşmaya. Önemli olan biz iş yapıyoruz, beni işim ilgilendirir. Herkesin kişiliği, şahsiyeti vardır; beni kimsenin kişiliği ilgilendirmiyor.
* Oyunculuk eğitimi almayanlar genelde oyuncu koçlarıyla çalışıyor. Siz düşünüyor musunuz?
Benim şu anda bir koçum yok ama inandığım bir insan çıkarsa yardım alırım.
Artık diziler iki-üç bölüm yayınlandıktan sonra yayından kaldırılıyor. Siz de yeni bir diziye başlıyorsunuz, böyle bir endişeniz var mı?
Yok, bunu bir endişe olarak yaşamıyorum içimde. Ama böyle bir gerçek var ve bu herkes için geçerli. Ama dediğim gibi bunun endişesini yaşamıyorum, şu anda tek düşündüğüm şey yapacağım iş. Ama şurada bir tane bakkal açsa ve o bakkal batsa bile insan hayal kırıklığına uğrar tabii.
* Ama bakkalı bir mahalle tanır, bir oyuncuyu tüm Türkiye. 'İnsanlar ne der' diye bir endişe de olabilir sonuçta...
Yok, ben öyle düşünmüyorum. Ben zaten arkasında durabileceğim işlerin içinde olurum. İçinde olduğum iş için de, elimden geleni yaparım. O nedenle de 'insanlar ne der' endişesi yerine, insanlar bir şey derse onun açıklamasını yaparım duygusu var bende.
* Bildiğim kadarıyla 'Sıla' bittikten sonra yeni bir projeye başlayacaksınız. Nasıl bir proje bu?
Güzel olacağına inandığım bir iş. Ama Baran'ın B'si yok orada, çok alakasız bir karakteri canlandıracağım. Ve bu beni çok heyecanlandırıyor, çok keyif veriyor. Mimik yapmıyor diyenler varmış ya, mimik yapanlar da her yerde aynı mimiği yapıyor. Ben oynadığım karaktere bir şey katmaya çalışıyorum elimden geldiğince, mimiği falan çok düşünmem, oynayacağım karakter üzerinde duygusal anlamda çalışırım. O karakterin duygusuyla empati kurabilir, bunu da yansıtabilirsem o bana yeter.
KOMEDİ OYNAYACAĞIM
* Yeni karakterinizin çok değişik olacağını söylüyorsunuz, yine bir ağa olmayacak mı mesela?
Ağalı falan değil, bu dizinin içinde yeri geldiği zaman durum komedisi olacak. İçinde aşk var, iki kişi arasındaki çatışma var, insanların merak edeceği bir mazi var. Aslında bana Boran Ağa formunda senaryolar geldi ama ben hiçbirini kabul etmedim. Çünkü ben farklı karakterler canlandırarak oyuncu olduğumu hissetmek istiyorum. Elimden geldiğince başka bir adam gibi bakmaya çalışayım, başka bir adam gibi oturup kalkayım. Bu beni daha çok tatmin ediyor.
* Karakterinize hazırlanmak için ne yapıyorsunuz, onun yaşayacağı çevrelerde mi dolaşıyorsunuz?
O da yapılır ama bu karakter için çok kitap okuyorum mesela. Karakterin hayat tarzını doğru ifade etmiş kitapları buldum, onları okuyorum. Önce ben onunla bir empati kurmaya çalışıyorum. Onun hakkında bilgi edinmeye, sonra da bunu içime doldurmaya çalışıyorum