E- Web sitende okuduğum kadarıyla, küçüklüğünden beri tek hayalin konservatuar okumakmış... Bu hedef nasıl oluştu? Ailede müzikle ilgilenen biri yoktu sanırım.
Ö- Evet ailemden müzikle ilgilenen biri yoktu ama nedense şarkı söylemeye çok hevesliydim. O dönemde üniversitede (Anadolu Üniversitesi’ ni kastediyor) çocuk korosu açıldığını duydum ve seçmeler sonrasında o koroda yerimi aldım. Sonrasındaysa konservatuar dönemi geldi zaten...
E- Ankara yıllarını nasıl değerlendiriyorsun? İstediğin eğitimi alabildin mi?
Ö- Ankara yıllarım yatılı okuduğum için öğrencilik gibi değildi, o dönemde eğitimime biraz daha eğilmiş olmayı umardım. İstediğim eğitimi alıp almadığım konusuna gelince, sanırım istediğim eğitimi aldığımı söylemek dürüstçe olmaz...
E- Eğitim için erken verilmiş bir karar, sonradan pişman olabileceğini hiç düşündün mü?
Ö- Ailemde beni o dönemde, bu yönde çok uyarmıştı. Evet gerçekten zor bir karar, çünkü aldığımız eğitim diğer konuları içermiyor. Mesela matematik konusunda hiç bir şey bilmiyorum. Sonuç böyle olunca müzikten başka bir meslekte çalışmak neredeyse imkansız hale geliyor fakat şu an kendi adıma verilmiş doğru bir karar olarak görüyorum.
E- Hayranların ilgisini nasıl buluyorsun? Abartı tepkilerle karşılaşıyor musun?
Ö- Abartı tepkilerle karşılaşıyorum tabii. Özellikte Taksim’ de başıma geliyor. Sizi görünce sarılanlar, imza isteyenler, fotoğraf falan... Anadolu’ da da böyle şeylerle karşılaştım.
E- Ünlü biri olunca sence bir şeylere dikkat etmek gerekiyor mu?
Ö- Evet maalesef gerekiyor. Sabah uyandığın gibi kalkıp bakkala, markete falan gidemiyorsun mesela. İnsanlar her zaman sizi ekranda gördükleri gibi görmek istiyor. Bu da sanırım bu için cefası...
E- Beste yapıp söz yazma dönemi nasıl gelişti?
Ö- Öncesinde -çok fazla çalmayı bilmesem de- elime bir gitar geçti. Ufak ufak çalmaya ve bir şeyler çıkmaya başladı. O ufak şeyler büyüyüp “Elveda” isimli parçayı oluşturdu (İlk albümüne ismini veren parça).
Sonrasında, özgüvenle devamı geldi zaten...
E- Bir hayli ödülün var, bu ödüllerin eminim hepsi değerlidir ama biraz daha samimi olmak gerekirse seni gerçekten en fazla etkileyen ödül hangisi oldu?
Ö- Sanırım “Altın Kelebek” en değerli ödül şu an benim için ama bu ilk albümüm içindi. İkinci (son) albümüm için de bir tane daha “Altın Kelebek” güzel olurdu.
E- Farklı projelerde seni görecek miyiz peki?
Ö- Teklifler geliyor ve ben de değerlendirmek için ders almaya başladım. Dizi ve film teklifleri gündemde. Güzel bir film projesinde yer almak çok keyifli olabilir, bu anlamda “İnci Türkay” dan da ders almaya devam ediyorum.
E- Özgün hayata ve aşka nasıl bakıyor peki?
Ö- Bir daha aşk karşıma ne zaman nerede çıkar bilmiyorum ama hayata karşı olduğu gibi aşka da umutlu bakıyorum...
E- Kendinde en sevmediğin özelliği bizimle paylaşmak ister misin?
Ö- İlk albümüm çıkmadan çok sabırsız bir insan olduğumu söyleyebilirdim ama albümüm çıktıktan sonra sabretmeyi öğrendim diyebilirim. Çabuk sinirlenen bir yapım var, şimdi de bunu törpülemem gerekli sanırım...
E- Son olarak Pal FM dinleyicilerine ne söylemek istersin?
Ö- Radyonuz çok güzel olmuş. Çok keyifliydi sizlerle beraber olmak, umarım en yakın zamanda tekrar buluşma fırsatı yakalarız. Pal FM dinleyenleri de bu frekanstan ayrılmasın!