E.G.- Hoş geldin! Şöhretin ilk günlerini nasıl geçirdiğinle başlayalım…
E.T.- Aslında çok yeni bir heyecan içindeyim. Çok sıkılmıştım yaptığım her şeyden, hiçbir şey eskisi kadar haz vermemeye başlamıştı. Şimdi ise yani albüm sonrasında tekrar heyecan ve daha önemlisi haz duymaya başladım. Bu da yeterince motive edici…
E.G.- Çok iyi bir müzik eğitimi aldığını okudum. Keman ve piyano çalıyormuşsun. Dahası var mı?
E.T.- Bu saydıkların dışında, perküsyon da çalıyorum. Küçüklüğümden beri müzik eğitimini alıp, ilgilendiğim için enstrümanlara da kayıtsız kalmam da beklenemezdi zaten.
E.G.- İlk albümünde kimlerle çalışma fırsatını yakaladın peki?
E.T.- Bu konuda çok şanslıydım gerçekten, çok önemli ve değerli isimlerle çalışma fırsatını yakaladım, hem de ilk albümde… Zaten Erol Köse imzalı bir albüm en başta. Çıkış parçam “Büyüt İstersen” in söz ve müziği Serdar Ortaç’ a aitti zaten, Altan Çetin’ in imzasının olduğu parçalar var albümde…
E.G.- Aslında cazcı olduğunu okudum ama beni düşündürmedi de değil. Bu kadar kaliteli müzikle iç içe olan bir isim olarak neden bir pop albümüyle tanınmak istedin?
E.T.- Cazı seviyorum tabi, benim için hem dinlemek hem de söylemek çok keyifli ama bu pop ve dans müziğini sevmediğim anlamına da gelmiyor. Dans ve pop müziği yapıldığı bir dönemdeyiz, bunu yok sayamayız… Hem çıkış olarak bir caz albümü yapmayı tercih etseydim, kim alırdı dinlerdi beni bilmiyorum, tanışmak açısından ilk albümde böyle bir konsept düşündük ve bence de doğru bir tercih oldu…
E.G.- Zor bir sektördesin, ilgili-ilgisiz herkesin eleştirebildiği sert bir sektör hem de... Eleştirilere hazır mısın? İlk albümün için tepkiler nasıl?
E.T.- Hazırlıklıyım! Müzik üzerine eğitim aldım ve dahası bu anlamda eğitim de verdim… Bu anlamda benim için yapılacak her türlü eleştiriye cevabım zaten var! (‘Çık Aradan’ isimli albümünü kastediyor.)
E.G.- Tam 5 dilde şarkı söyleyebildiğini okudum…
E.T.- Bu da yanlış yazılan yorumlar arasında. Sadece ben eğer bir parçayı beğenmişsem dilinin hiçbir önemi yok. “Bu konuda gerekli bilgilere sahip olan kişilerden gerekli dersleri alıp o parçayı söylenmesi gerektiği gibi söylerim” demiştim ama bir hayli abartıldı. Ama zaten başka şeylerin abartılmasındansa, böyle bir mübalağayı tercih ederim...
E.G.- Peki yerli-yabancı sen kimleri dinliyorsun?
E.T.- Caz dışında Madonna, Amy Winehouse…
E.G.- Kesinleşmiş konser tarihleri var mı? Konserlerde dinleyenlerini nasıl bir tarzda karşılamayı planlıyorsun?
E.T.- Geçen hafta sonu Almanya’ dayım gerçekten çok güzel bir atmosfer hakimdi konser alanına, yine yurtdışında konserlerim var yakın süre içinde. Yurt içindeki konserlerin kesin tarihleri de yakın bir süre içinde hazır olacak olan internet adresimden takip edilebilir…
E.G.- Henüz bir internet siten yok ama, bununla ilgili bir çalışmalar ne zaman tamamlanıyor?
E.T.- Bugün henüz görüşmeyi yaptım. Bitme aşamasında, son ayrıntılar gözden geçiriliyor. İki hafta sonra hazır olacak diyebiliriz, biraz geç kaldı gibi ama çok titizim bu tarz konularda…
E.G.- Fan siteleriyle aran nasıl, onlarla irtibat içinde misin?
E.T.- O sitelerin, adminlerin ticari kaygıları sebebiyle kurulduğunu düşünüyorum, hiç tanımadığınız birinin üzerine bile hemen bir site açıp, üyeleri toplayıp, reklam alıyorlar. Bu sebeple dinleyenlerimle iletişimi kendi sitemden kurmayı tercih edeceğim gibi görünüyor.
E.G.- En beğenmediğin özelliğini ve karakterini bizimle paylaşmanı istesem…
E.T.- En beğenmediğim özelliğim sanırım panik biri olmam. Dışarı çok yansıtmasam da öyleyim… Bir de hiperaktifim…
E.G.- Bunca özellikten sonra müzik için doğduğun muhakkak ama acaba müzisyen olmasaydın, hangi meslekte bulurdun kendini?
E.T.- Bu hiperaktiviteyle dansçı olurdum kesinlikle…
E.G.- Son olarak Pal FM dinleyenlerine ne söylemek istersin?
E.T.- Onlarla buluşmaya çok hevesleniyorum, çok keyifliydi söyleşi. Burada sizlerle olmaktan memnuniyet duydum. Pal FM’ i dinlemeye devam etsinler…