Türk Pop Müziği'nin yeni seslerinden biri Tolga Futacı, Cafe Pal'de stüdyo konuğumuz oldu. Sanatçı dinleyicilerden gelen soruları da yanıtladı.
Müzikal yolculuğunda ağır ve emin adımlarla ilerleyen başarılı müzisyen, Cafe Pal'de Esin'in konuğu oldu...
Esin Görür- Delirmeye başlamadan ne yapmak istediğini fark ettin ve sonrasında müzisyen Tolga Futacı çalışmalarına başladı. Çok önemli ve değerli isimlerle çalıştın ve nihayetinde ilk albümünle aramızdasın. Nasıl bir çalışma süreciydi?
Tolga Futacı- Aslında müzikle zaten ilgiliydim. Öncesinde 12 yıllık bir müzik geçmişim vardı. Askerlik sonrasındaysa ne yapacağını bilememe durumu oldu, çoğu erkekte olduğu gibi. Sonrasında hava alanında diplomamla ilgili çalışmaya başladım. Standart iş temposu benim gibi akşam yaşamayı seven biri için gerçekten bir süre sonra çekilmez bir hal alıyor, işte o dönem “delirmeye başladığım dönemler”… Sonrasında da zaten tam olarak ne yapmak istediğime karar verdim ve ilk adımı nihayet attım.
E- Bir müzik yarışma programında 2'nci oldun. O dönem sana neler kattı, senden neler götürdü? Yarışma programlarından haz etmediğini biliyorum…
T- Evet yarışma programlarından gerçekten haz etmiyorum ama böyle olması gerekti. Her zaman inandığım bir söz vardır; “şans yalnızca hazır olana güler” diye. Bende hazır olduğumu hissettim ve tüm bu sistemin nasıl işlediğini bildiğim halde yarışmaya katılma kararını aldım. Çünkü kendimce “hazırdım”…
E- Yarışma programında tanıdık ilk olarak seni. Orda Tolga’ydın şimdi de Tolga Futacı... Neden öyle devam etmedin, hali hazırdaki dinleyici kitleni kaybetme korkusu hissettin mi?
T- Yarışma programında “bu isimle çıkmak istiyorum” gibi bir opsiyonumuz olmadı zaten. Albümdeyse bence böyle olması çok daha uygun olurdu. Herhangi bir kaygı taşımadım senin düşündüğün gibi. Ailemin de bu gururdan pay sahibi olmasını istiyorum, soyadıma sahip çıkıyorum kısaca.
E- Ailenin isteksizliği nedeniyle konservatuar okumadığını biliyorum ama bir yandan da bu işe başlamanın çıkış notasının babanın bir kanala başvurusu olduğunu duydum. Nedir bu işin doğrusu senden dinleyelim...
T- Aslında bir iyi polis, kötü polis hikayesi… Annem kötü polisi oynuyordu o dönemde. Benim devamlı başka alanda eğitim almamı istiyordu ve şuan fark ediyorum ki benim için doğrusu da buymuş. Çünkü konservatuar okuyamadığım için, orada okuyan öğrencilere göre çok daha fazla hırs yaptım ve çalıştım. Babamsa benim bir yarışma programında orkestrada yer almamı sağladı, başvurusuyla. Yarışmayı sevmeyen biri için ironi dolu bir hikaye oldu ama…
E- Lise hayatının insana çok şey kattığını düşünenlerdenim. Senin okuduğun okuldan (Kadıköy Anadolu Lisesi) bir çok müzisyen çıktı. Bu anlamda kayda değer bir ortam olduğunu düşünüyorum. Lise yıllarında müzik çalışmaların hangi boyuttaydı?
T- Evet haklısın, bu alanda çok etkin bir okulduk. Festivaller, konserler, kermesler olurdu. O zamanlar çalma ve çalışma fırsatını yakaladık. Ama o dönemde de yarışmalardan haz etmediğimden liseler için düzenlenen yarışmaların hiç birinde yer almamıştım ama kaçamadım en sonunda kendimi bir yarışmanın içinde budum. =)
E- Rock sınıfı projesi hakkında konuşmak gerekirse neler söylemek istersin? Devam projesi olarak daha sonrasında bizi neler bekliyor?
T- Bu projede çok keyif aldım. Dil bilgisine dair bir parça seslendirdim ben. Devam projesi olarak ise basın sözcüsü Aylin Hanım çok fazla bilgiye hakim, benim söyleyeceklerim eksik ve yetersi kalacaktır ama söz konusu projeler içinde, kısa metrajlı filmler, animasyon klipler var bildiklerim. Zaten ilk klibi ekranlarda görmek mümkün. Aylin Aslım'ın seslendirdiği parçaya çekilen bir klip mevcut ilk olarak. (Bu nokta da ayrıntılı bilgilere ulaşmak isteyen dinleyenlerimiz için web sitelerini ekliyorum; www.rocksinifi.com) Evet senin de söylediğin bu sitede oyun oynamaları, çalışmalarımızın bir kısmına ulaşmaları mümkün. (Ayrıca satın almak da mümkün =))
E- Dizi oyunculuğu nasıldı peki?
T- Çok keyifliydi gerçekten. Teklif geldiğinde birkaç ayımız vardı projeye başlamak için. O dönemde Mahir İpek, Hatice Aslan gibi isimler oyuncu koçluğumu üstlendi, çok yoğun bir dönemdi. Ama bu işi çok keyif alarak yaptım.
E- Sen 5 numaralı parçanı beğendiğini söylemişsin ama ben 9 numaralı parçandan (Affedin) özellikle aşırı keyif aldım. Yorumunla, müziğinle, sözlerinle... Merak ediyorum; bu parçanın bir hikayesi var mı peki?
T- Başlangıçta bahsettiğimiz “delirme dönemi” sonrasında çıktı bu parça. Aslında aileme yazdım ve sözlerine de dikkat ederseniz o dönemde tam olarak nasıl hissettiğimi fark etmeniz mümkün. Kendimle dalaşıp, ona buna çattığım bir dönemdi işte…
E- Dinleyici sorusuyla devam edelim istersen. Merve sormuş; Angela Dimitriou ile yapmış oldukları düetin klibini ne zaman izleyebileceğiz ve Türkiye’de bu albüm ne zaman çıkacak?
T- Aslında Yunanistan’da neler oluyor bilmiyorum. Dağıtım firmasıyla ilgili bir anlaşmazlık söz konusu olabilir…
E- O çok beğeni alan ve konuşulan düet (Angela Dimitriou) nasıl gerçekleşti peki?
T- Yarışma programı sayesinde oldu aslında. Can Kesmez önerdi beni. Angela sesin kimyasının uymasını çok istiyordu. Benim önerilmem sonrasında dinlemiş beni, yarışma görüntülerimi izlemiş, hem duruşumu hem de sesimi beğendiğinden projeye başlandı. Kayıtlar için üç günlüğüne Yunanistan’a gittim ve ilgileri gerçekten inanılmazdı..
E- Yunanistan’la ilgili başka projeler var mı? Angela’yla bir programdan ve bir belgeselin bahsini etmişsin bir röportajında...
T- Evet bu projeler gündeme geldi ve hala geçerliler ama ne zaman gerçekleşecekleri konusunda gerçekten bir fikrim yok. Zaman veremiyorum çünkü Yunanistan tarafında neler olduğunu bilmiyorum. Belgesel zaten 6 ay gibi bir süremizi alacaktı ve bu dönemde orada o kadar vakit geçirmek zaten mümkün görünmüyordu. Ayrıca bir film teklifi de var ama dediğim gibi kesin bir zaman vermek şu an için mümkün değil gibi görünüyor.
E- Albüm tam olarak huzur sunuyor. İkinci albümde bu tarz mı olacak yoksa, yeni denemelere seni görmek mümkün mü olacak?
T- Dans albümü olabilir aslında. George Michael’in son albümü gibi soft ama kıpır kıpır…
E- Kendi parçalarınla ilk albümü yapmak bana kalırsa risk ama başarısıysa tamamıyla sana ait. Neden tanınmış birinden bir parça alıp bununla çıkmayı tercih edenlerden olmadın?
T- Herkesin tercih ettiği yollarda yürümeyi seven biri zaten değilim ama örneğin Sezen Aksu’dan bir parça aldım ve bununla çıkış yaptım diyelim. Peki ya ikinci albümde kendisi bana parça vermek istemezse ne olacak? Ayrıca albümdeki tüm parçalar güzel ama bu parça ayrıca çok güzel olmuş dediklerinde ve o parça benim değilse nasıl hissetmem gerektiğini gerçekten bilemezdim…
E- Sen kimleri dinliyorsun peki?
T- Sting, Stevie Wonder, Prince, Maroon 5 vs… Aslına bakarsan bir hayli değişmiş zevkim, eskiden olsa şömine başı şarap keyfiyle dinlenen caz müzisyenlerini sayardım sana..
E- www.tolgafutaci.com, www.myspace.com/tolgafutaciofficial senin resmi internet sitelerin. www.tolgafutaci.com ise güncel değil, neden peki? Konserlerini takip etmek nasıl mümkün olacak?
T- Evet haklısın, http://www.tolgafutaci.com/ güncel değil çünkü o programlardan anlamıyorum ben ama blogspot sayfam gayet güncel. Konserlerime ve bana dair tüm haberlere o adresten ulaşmaları mümkün. (http://tolga-futaci.blogspot.com adresinden bahsediyor)
E- Son olarak Pal FM dinleyenlerine neler söylemek istersin?
T- Sadece sevdiğimiz şarkıları çaldığımız bir proje vardı. Hit olan, firmalar tarafından belirlenen parçalar değil de, bizim beğendiğimiz parçaları çalardık. Bende artık Pal FM dinliyorum çünkü tam olarak böyle çalıyorsunuz, sadece sevdiğim parçaları duyuyorum…
E- Seni ağırlamak çok keyifliydi Tolga, en yakın zamanda tekrar sohbet etme keyfini yaşamak üzere diyip senin için özene bezene hazırladığımız sürprizi (kendisi için bir biyografi hazırlama keyfine nail olduk) şimdi seninle ve Pal FM dinleyenleriyle buluşturma zamanı…