tarafından st_tubi C.tesi Haz. 28, 2008 5:50 pm
5.bölüm
Tekin evden çıkıp işe gitmek için arabaya biniyordu ki arkasından birinin seslendiğini duydu.
X:tekin abiiii..tekin abiii...
Tekin arkasına dönüp baktığında bir gün önce arabasına top atan o minik çocuğun ona bakıp gülümsediğini gördü.tekinde aynı gülümsemeyle yanıt verdi çocuğa
T:günaydın,denizcim,dedi gülümseyerek
T:noldu,nefes nefese kalmışsın,dedi
Minik Deniz olağan şirinliğiyle cebinden iki tane pırıl pırıl parlayan misket çıkardı.
D:seç,dedi.biri siyah biri beyaz olan misketleri ona uzatarak.
T:bunlar ne?die sordu
D:sen seç bir tanesini ben sana söylüyecem,dedi
T:tamm .bakalım hangisini seçsem?dedi düşünürmüş gibi yaparak.ve hiç tereddüt etmeden aldı bir tanesini.
Denizin yüzünde gülümseme birden yok oldu.tekin bunu fark etmişti.
T:noldu denizcim,dedi
Deniz hiç bir şey demeden koşarak uzaklaştı.tekin ise elindeki siyah misketle öylece kalmıştı.koşarak uzaklaşan minik çocuğa baktı.miskete iyice baktıktan sonra cebine koydu ve arabasına binerek işe gitti.
Ceyda ise işe gitmek üzere daha yeni çıkmıştı evden.bina çıkışında biri ile çarpıştı.elindeki bütün dosyalar bütün evraklar yerlere saçılmıştı.
C:hay allah.önüne baksana kardeşim,kör müsün ,diye bağırdı ona çarpan kişiye.çünkü aylardır hazırladığı dosyalar yerlere saçılmış,dağılmıştı.kafasını kaldırdığında daha da sinirlendiğini hissetti.karşısında onun dosya toplama çabalarına gülen karşı komşusu onun değimiyle”bay sinir”mert duruyordu.
Ceyda Mert’in ona gülerek bakmasına onun çabaları ile alay etmesine daha da öfkelenmişti.
C:komik bir şey mi var mert?,diye bağırdı.hala yerlere saçılan kağıtları toplamaya çalışıyordu.
Mertse ceydanın sinirlendiğini anlamıştı.birden ciddileşerek
M:ne bu sinir.hem sen bana çarptın önüne bakmayan ben değil sendin,dedi.
Ceyda mertin bu dediklerine daha da kızmıştı.
C:hadi ben önüme bakmıyorum, sen niye yolun ortasında direk gibi duruyorsun.eğer kendini direk gibi hissediyorsan bana değil TEDAŞ’a git.onlar seni dikmek için daha uygun bir yer bulurlar,dedi ve hızla oradan uzaklaştı.
Mertse ceydanın ona söylediklerinden sonra hemen oradan uzaklaştı.
Ceyda ise işe gitmeden önce annesinin mezarına gitti.aslında bunu hafta sonları yapardı ama yurt dışından yeni gelmişti.o yüzden işe gitmeden mezarlığa uğradı.annesinin mezarının başına gidip bembeyaz mezar taşının yanına oturdu.öylece mezara baktı.annesini görecekmiş gibi mezara dikkatlice baktı.hala alışamamıştı annesinin ölümüne.belki de annesine ölümü yakıştıramadığında hala onun yokluğuna alışamamıştı.belki de annesinin ölüm şekli yüzünden annesine ölümü yakıştıramıyordu.bunu bir insan yapamaz die düşündü.çünkü annesi ölmemiş vahşice katledilmişti.birden aklına gene o kara gün geldi.
“O gün işe yeni girmişti.üstüne birde yurt dışından burs kazanmıştı.işte bugün kesinlikle onun günüydü.bugün onun en mutlu günüydü.işten çıktığında akşam olmuştu. Yavaş yavaş eve geliyordu.annesine vereceği bu haber sonrasında ne kadar sevineceğini düşünüyordu.birden adımlarını hızlandırdı.eve daha çabuk gitmek istiyordu.bu haberi bir an önce vermek istiyordu annesine.evin bahçesine geldiğinde yan bahçe kapısından çıkan birini gördü.adam dönüp ona baktığında küçük bir an göz göze geldiler.adam arkasını dönüp çıkarken birden elindeki kırmızı şeye takıldı gözleri ve koşarak yukarı çıktı.yerde kanlar içinde yatan annesini görünce beyninden vurulmuşa döndü.annesinin boynundan hala kanlar fışkırıyordu...”
ceyda bir anda kendine geldi.gözlerinden akan yaşları engelliyemiyordu.en güzel günün nası bir kabusa dönüştüğünü düşününce daha da hızlandı ağlaması.hemen oradan uzaklaştı.mezarlığa her geldiğinde böyle oluyordu.o kabusa geri dönüyordu.bu da onun canını yakıyordu.o adamı görmüştü.annesinin katilini..kısacık bir andı ama görmüştü.ama kimselere bişi diyememişti.o gözler...o karanlık gözler...onları o günden sonra unutamamıştı.
Tekin ise ofisinde çalışıyordu.başı kazan gibi olmuştu ama bitirmek zorundaydı önünde ki
Raporu.birden masanın üstünde duran o küçük siyah miskete takıldı gözleri.neydi bunun anlamı,deniz neden öyle davranmıştı,kaçıp gitmişti anlayamıyordu.
Tekrardan işlerine döndü.akşama kadar işlerin içinde boğuldu.ceydanın da tekinden farkı yoktu.o da tekin gibi bütün gün işlerle uğraşmıştı.
Sonunda evine gelmişti tekin.kapıyı açıtı,içeri girdi ve ışığı yaktı.salona geldi.ceketini çıkardı,gömleğin üst düğmesini açıp kravatını çıkardı.kravat hep sıkardı onu ama işi gereği de takmak zorundaydı.kol düğmelerini de açıp kollarını sıvadı,karnı çok acıkmıştı.ee yalnızdı da.ona yemek yapacak kimsede yoktu.mutfağa doğru yürürken gözüne kitaplıkta duran resimler çarptı.annesinin kucağında ne kadar da mutluydu.keşke annesi yanında olsaydı.
Ama yoktu.ölmüştü.öldürülmüştü.sadece onu hatırlıyordu.annesini kanlar içinde bulduğunu ve annesinin yanında duran ağzı kanlı adamı....başka da bişi hatırlamıyordu.hatırlamak istiyordu ama hatırlayamıyordu.sadece o karanlık gözleri hatırlıyordu.annesinin yanında duran o ağzı kanlı karanlık gözlü adamı.gerisi onun içinde karanlıktı..
En son st_tubi tarafından C.tesi Haz. 28, 2008 5:56 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi