Yeni

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Yeni Yeni'den


    fotografçılığın 7 katı

    sevgi sihirbazı
    sevgi sihirbazı
    Admin
    Admin


    Kadın
    Mesaj Sayısı : 3524
    Nerden : izmir
    Ruhsal Durumum: : fotografçılığın 7 katı Keyifliqs5
    Durumum: : fotografçılığın 7 katı Mesgulrc6
    Katılımı : :
    fotografçılığın 7 katı Left_bar_bleue100 / 100100 / 100fotografçılığın 7 katı Right_bar_bleue

    Takımı : fotografçılığın 7 katı Besiktas
    Kayıt tarihi : 21/02/08

    fotografçılığın 7 katı Empty fotografçılığın 7 katı

    Mesaj tarafından sevgi sihirbazı Cuma Mart 21, 2008 11:02 am

    Sanatçı: En Üst Kat 7 ( Cennet)
    Bu en üst seviyedir.
    Bir sanatçı hayalgücünü "fotograf" denen elle tutulur halde zaptedendir. Gerçek veya hayali bir yerin veya kişini ruhunu bu fotografla yakalar, bakanlarda da bundan hoşlanır.
    Bir sanatçı kullandığı aletlere tamamen hakimdir. Sanatını yaratırken, sanatçının ruhu yakalamaya çalıştğı şey uğruna bedeninden sıyrılır. Yaratmazken aletlerini öğrenip tecrübe eder, ama yaratırken, fotograf makinası aklının bir uzantısı oluverir. Fotograflarını üretirken, zaten ustası olduğu için hiçbir teknik konuyu bilinçli olarak düşünme gereği duymaz bile.
    Olayı müziğe benzetirsek, müzisyen akor basarak alıştırma yapabilir, ama müzik yaparken, parmakları aklına bile gelmez, çünkü o anın coşkusu içinde kaybolup gitmiştir ruhu.
    Nasıl bazı profesyonel sörfçülerin bir düzine sörfü veya gitaristlerin 23 tane gitarı varsa, bir sanatçının da herbiri farklı yerlerde kullanılan birdolu makinası olabilir.
    Yine aynı şekilde, bazı sanatçıların da sadece bir tanecik makinası olabilir, hatta bazılarının hiç makinası olmayabilir. Sanatçılar bazen komik giyinirler ve geç kalkmaya meyillidirler. Genellikle güzel kadınların fotografını çekmeyi tercih ederler ve bundan da gurur duyarlar.
    Hiçkimse onların eserlerini göremez, çünkü bir kendi kendilerini tatmin etmek gibi rezil bir yetenekleri vardır ve maalesef kendi harika eserlerini pek takdir etmezler. Üzücü bir açmaz sonucu eserlerini başkalarına gösterenler "Fahişe" seviyesine düşecekleri için, gerçek bir sanatçının işini görmeniz asla mümkün değildir, gördüğünüz şey artık bir fahişenin eseridir. İyi sanatçılar çoğunlukla tanımadıkları kimselere eserlerini gösteremeyecek kadar utangaçtırlar, çünkü gösterdik bizzat kendi ruhları, iç dünyalarıdır.
    Sanatçı, iğne deliğinden tutunda, kullan-atlara, 8x10lara kadar her çeşit makinayla çalışır. İstediklerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu herşeyi kullanabilir.

    Fahişe: Kat 6
    Fahişe, sanatı için ruhunu para ve uyuşturucu karşılığı satan sanatçıdır.
    Kendini bu seviyeye indirerek ufkunu da daraltmıştır.
    Niye ? Çünkü kişi kendine yemek ve barınma sağlamak için ruhunu satmak zorunda kaldığında, bir daha gidişatını değiştiremez, yani yeni şeyler denemeye çalışmaz.
    Yıllar sonra bir fahişe kendini geçindirecek düzeye varsa bile yine de yeni şeyler denemeye açık olmayacaktır, çünkü hala paraya ihtiyacı olacaktır.
    Destekçisi olan sanatçılar ( yani bir galeri veya başka bir sanatçı tarafından desteklenenler, aynen fuhuş sektöründe pezevenklerin yaptığı gibi), tarzlarını değiştirirlerse bu destekçilerini kaybedebilirler. Anlayacağınız, para karşılığı üretilen sanat nadiren gelişir veya özgünleşir.
    Satan tarz, fahişenin müşterisinin ve pezevenginin (destekçisinin) istediğidir. Barnbaum's sanat üzerine yazdığı kitaba bir bakın. Başarılı bir fahişenin kabul görmüş bir tarzı varken yenisine geçmesi olağanüstü zordur.
    Bu yazıda kategori 10'daki fahişe sınıfı hakkında daha fazla malumat var.

    Amatör: Kat 5
    Gelirinin yarısından daha azını fotografçılıktan kazanan amatördür. Bu durumun fotograflarının kalitesiyle ilgisi yoktur.
    Fotograf çekmek bu kişinin aşkıdır. Arı ruhlu iyi amatör aradaki katları aşıp doğrudan sanatçı katına erebilir.
    Haftasonları ek iş olarak düğün dernek fotografı çekseler de amatör kabul edilirler, çünkü çektiklerin fotografın parasını alıyorlardır sadece. çekilen resimlerin karşılığında nasıl çok para kazanabildiklerini buradan okuyabilirsiniz.
    Daha iyi makinayla daha iyi çekebileceğini düşünen amatörler en alt seviyeye, Ölçümbatör seviyesine düşme tehlikesiyle karşıkarşıyadırlar. Pek çok amatör makina üreticilerinin "iyi görüntü için iyi kameraya ihtiyaç vardır" sözüne kanmıştır. Bu sanatı zehirleyen bir saplantıdır.
    Güzel resim çekme uğruna kendini kaybeden amatör çoktan aydınlanma yoluna girmiştir.
    Amatör olmak iyidir, çünkü bu seviyeden sanatçı katına yükselmek kolaydır.
    Amatörler neredeyse hep Canon SLR kullanır.

    Hatıra fotografçıları: Kat 4
    Bu benim annem ve dünya nüfusunu çoğunluğu bu gruba dahildir. Bu insanlar hatıra isterler, fotograf veya fotograf makinası onlar için önemsizdir.
    Grafiker olan veya resim bilgisi olan hatıra fotografçıları sık sık herkesin hoşlanacağı harika görüntüler yakalarlar. Aslında bu hatıra fotografçıları sanatçılardır da farkında bile değillerdir. Gerçek sanatçı olduğunu sanan sanatçılardan daha iyi giyinirler.
    İnanınki fotografı çeken fotografçıdır, makina değil.
    Hatıra fotografçıları bas-çek veya kullan-at tarzı makinalar kullanır, bu makinalar başka herkesin kullandığı Leicaların,Nikonların, Canonların ve Contaxların verdiği aynı mükemmel sonucları verir.

    Profesyonel: Kat 3
    Geçimini tamamen %100 fotograf satarak sağlayanlar profesyoneldir.
    Profesyoneller geçinmek için sanat yapmazlar, sadece ticari görüntü üretirler. Çoğu profesyonel alet edevatını yeterince tanır ve gayet iyi görütüler yakalayabilir, fakat işin içine hayalgücünü katabilir de katamayabilir de.
    Profesyoneller harika resimler çekemez diye birşey yok tabiiki, ama bunu boş zamanlarında yaparlar.
    Profesyoneller, tamir ettirdikleri zamanlar dışında makinalarını pek kafaya takmazlar. Zamanlarının çoğunu iş arayarak ve başka fotografçıların piyasayı nasıl düşürdüğünden yakınarak geçirirler.
    Profesyoneller bir ayda filme ve banyoya, bir yılda makina ve ekipmana verdikleriden daha fazla para hacarlar.
    Profesyonel doğa faotografçısı diye birşey yoktur. Ya mesaili işleri vardır, yada karılarının parasıyla geçinirler.
    Profesyoneller Nikon SLR, orta format Mamiya ve Calumet 4x5" kullanır. Ciddi amatörler gibi pahalı ekipmana verecek paraları yoktur.
    Ticari fotograf müşterisi değilseniz veya böyle bir ahbabınız yoksa hiçbir profesyonel fotografçıyı tanımazsınız. Makina reklamlarında gördüğünüz bilmemne makinayı kullandığını söyleyenler ise konu mankeninden başka birşey değildir.
    Profesyonellerin web siteleri yoktur ve sağa sola teknik makaleler yazmazlar. Bu insanların çoğunluğu amatördür.

    Zengin Amatör: Kat 2
    Bunlar, bolca paraları olması nedeniyle, ifade özgürlüklerini engelleyecek kadar çok alet edevata sahip olanlardır. Genellikle erkektirler, çoğunluğu emekli veya ileri yaşlıdır.
    Zengin amatörler Leica, Contax, Alpa, Hasselblad ve Linhof 4x5 kullanır. Bunlar üstün makinalardır ama Zenit, Pentax, Bronica ve Tachihara ile aynı neticeyi verirler.
    Günümüzde çoğu Canon 1Ds-Mk IIs, 5Ds veya Nikon D2X kullanıyor.
    Sırf fiyatı 5000 USD olduğu için 2000 yılında gazeteciler için tasarlanmış 2.7 Mplik Nikon D1 gibi ilk DSLRları satın alanlar da bu enayilerden başkası değildir. Bu makinalar, hatıra fotografçılarının kullandıklarından daha kötü sonuç verirler, zira makinanın pahalı olması onu daha iyi yapmaz.
    Alt düzeydeki zengin amatör, fakir insanların bulanık siyah beyaz resimlerini çekmeyi sanat zanneder.
    Zengin amatörlerin bir kısmı alet edevatı fazlaca kafaya taktikları için en dip ruhani seviyeye kolayca düşüverirler. Geri kalanları ise ellerindekinin en iyisi olduğundan iyice emin oldukları için, artık adam gibi sanat yapma işine koyulabilirler. Gariptir, zengin amatörlerden sıradan iş çıkmaz pek. Ya çok iyi iş çıkarılar yada çok kötü.

    Ekipman Ölçümbatörü: En Alt Kat 1 (Cehennem)
    Bu heriflerin ( "herif" diyorum, çünkü hepsi erkektir ) fotografçılıkla falan alakaları yoktur, zira ruhsuzdurlar. Ruhları olmadığı içinde hayalgüçlerini ve duygularını ifade edemezler. Ve bu sebeptendir ki çektikleri resimler berbattır, tabii tenezzül edip çekmişlerse,.
    Bunlarda analiz etme felci vardır, o yüzden hiçbir haltı beceremezler.
    Bir test görüntüsünü mikroskopla analiz etmenin, günbatımında güzel bir ağacın fotografını çekmekle ne alakası var? Alakası yok tabiiki. Daha kötüsü testlere harcanan zaman, fotografçılıkta işe yarar şeyleri öğrenmeye, hatta bilfiil fotograf çekmeye harcanmayan zaman anlamına geliyor. Sadece aletinizin neyi yapıp neyi yapamayacağını görecek kadar tecrübe edin aleti, sonra gidin harbi harbi fotograf çekin.
    Bunlar fotografçılıkla değil, doğrudan fotografçılık ekipmanıyla ilgilenirler. Engel olmazsanız saatlerce kafanızı şişirirler. Fakat, çektikleri fotografları görmek isterseniz ya balonları söner yada alet edevatlarını görmek istediğinizi düşünürler. Buradan neden makinanın farketmeyeceğini okuyabilirsiniz.
    Görünürde çoğu mühendislik, bilgisayar ve bilim gibi teknik mesleklere mensuptur. Herşeye sayısal değerlendirme yapmakla o kadar meşguldürler ki makinaların veya test şablonlarının, bir görüntünün ruhuyla zerrece alakası olmadığını unuturlar. Kamera performansını ölçmeyi kafaya öyle çok takarlarki, biz onlara "ölçümbatör" deriz. Maalesef pekçoğu kamera performansı ile ilgli bilgi bulabilmek için www.kenrockwell.com sitesinde dolanıp durur.
    Çoğu audio ekipman. bilgisayar ve otomobil ile de ilgilenir. Aynen fotograf makinelerinde olduğu gibi, doğrudan bu oyuncaklarin kendisinden hoşlanırlar. Olmaz ya, olursa da pek nadiren esas yapılış amacına hizmet etmesi için kullanırlar bu oyuncakları . Gençleri bilgisayarda ya oyun oynarlar ya chat yaparlar ya da webde gezinirler. Yaşlıları "fotograf makinası" derneklerine üye olurlar ( "fotografçılık" derneklerine üye olmak iyidir, "fotograf makinası" veya sanatı ölçüp biçmeye çalışan başka herhangi bir derneğe üye olmak değil, zira sanat sayılarla ölçülemez). Aynı şekilde, bu kişiler o aletlerle de kaydadeğer hiçbir halt yapmazlar, ama emin olun satınalmaya, bulundurmaya veya hakında konuşmaya bayılırlar. Bunların ilgilenmediği tek ekipman aslında en çok işlerine yarayacak olanıdır: Işıklandırma.
    Portfolyosunda yeterince fotograf olan ekipman ölçümbatörü değildir. Adam gibi fotografından daha çok makinası olanlara dikkat, ölçümbatör olabilirler. Web sitelerinde fotograftan çok teknik makalesi olanlar ise muhtemelen ölçümbatördür.
    Hiç bir şekilde onlarla işiniz olmasın, onlarla konuşmayın, web sitelerine girmeyin ve de özellikle fotografçılıkla ilgili tavsiyelerini istemeyin. Başta masum bilgi kaynakları gibi görünebilirler, fakat fazla yaklaşırsanız onların o hasta o cansız ruhları sizinkini de kendi cehennemlerinin dibine çeker, sonra ruhunuz lensinizin ne kadar keskin olduğuna dair bir takıntıyla sonsuza kadar batağa saplanıp kalabilir. Birkere böyle birşeyi kafaya taktınız mı bir daha asla tuğla duvarlardan ve test şablonlarından başka hiçbirşeyin fotografını çekemezsiniz.
    Bu kişileri tanımak kolaydır. Buraya kadar gelip bu yazıyı okuduysanız zaten onların web sitelerine de girmişsinizdir muhtemelen. Sitelerinde aletlerle ilgili bir sürü bilgi vardır hep, ama pek az gerçek fotograf. Bir sitede hayranlık uyandıran fotograflar yoksa, oradan aldığınız bilgiden şüphe edin.
    Başkaları bu tipleri başka kelimelerle ifade ediyor. Bu makale başka bir açıdan incelemiş.
    Bunlar yüzünden ekipmanlarımın resimlerini web sitemdem kaldırmak zorunda kaldım çünkü bunlar eserlerime baktıkları zamandan çok daha fazlasını alet edevatıma bakarak harcıyorlardı. Parasını ödediğim internet bağlantımı, bu sitenin bütün anafikrini teşkil eden fotograf galerim yerine lenslerime bakarak yiyip tüketiyorlardı bu salaklar. Bundan dolayıdır ki bu sitede böyle sayfalar sarıdır, zımbırtıların ayrıntılarını inceleyerek bir sürü zaman harcarlarken gözleri iyice yorulsun diye.
    Bu site kanalıyla teknik ve ekipman hakkında sorular postalayan pekçok kişi bu aydınlanmamış en alt grubun mensubudur. Hangi seviyede olduğunu kafaya takanların neredeyse hepsi bu en alt seviyeye dahildir. Bunların çoğu, adam gibi fotograf çekeceklerine, habire internette dolaşıp, teknik sitelere ve Photo.net, www.dpreview.com ve photocritique.net gibi chat odalarına saatlerini harcayarak katkıda bulunurlar.

    Buradaki elemanlar o kadar kötü değiller ve buradaki Leicacıların çoğu da sadece ekipman kolleksiyoncuları.

    İnternet çıkana kadar böyle bir seviye yoktu, çünkü fotograf makinaları hiçbir zaman erkeklerin merakını spor arabalar veya füzeler kadar cezbetmemişti.

    Ancak benim son derece keskin bulup örnek resmini yayınladığım bir objektif hakkında bir okuyucu bana aslında o objektifin o kadarda keskin olmadığını yazınca bir seviyenin varlığını dehşet içinde farkettim. Kafam karışmıştı, bence objektif ortalamanın çok üzerinde keskindi, zaten bu yüzden örnek resmini yayınlamıştım. Okuyucuya o objektifi neyle kıyaslayarak yeterince keskin olmadığı kanaatini edindiğini sordum, o da bana başka bir objektifin bilmem hangi web sitesindeki farklı bir örnek resmine bakarak benim objektifi keskin bulmadığını belirtti.

    Düpedüz saçmalık ! Bu arkadaşın kendine ait bir makinası bile yoktu ! Bütün zamanını fotograf makinalarını araştırarak ve saçmasapan fikirleriyle internette ahkam keserek geçiriyordu.

    Bu tür adamlardan internette birsürü var. Forum ve sohbet odaları bunlarla tıkabasa dolu. Fotografçıların forum sayfalarında harcayacak vakitleri yoktur. Bizim vaktimizden daha çok çekilecek fotografımız vardır. ( bkz. “Fotografçının 2 Türü” http://www.kenrockwell.com/tech/2-kinds-of-photographers.htm)

    Dijital çıkmadan evvel fotografçılık hiçbir zaman özel bir sebep olmaksızın erkeklerin ilgisini çekecek birşey olmadı. Bence, 50 kalibrelik Barrett keskin nişancı tüfeğinin mermi hızı ( http://www.barrettrifles.com ), hiç kullanmayacağım dijital makinanın MTF'sinden çok daha ilginçtir. Eğer bir işyerinde masabaşında çalışıyor ve işverenimin vaktini internette şahsi hobilerim doğrultusunda araştırma yaparak çarçur edebiliyor olsaydım, başkalarının fotograf makinalarına bakıp duracağıma porno sitelere girerdim.

    Bu kitle araba piyasasında hep vardı, genç delikanlılar Corvetteler'in ve Ferrariler'in akla gelebilecek herbirşeyini yalayıp yutarlar. Biz oğlanlar daha ehliyetimizi almadan 10 sene öncesinden böyle şeylere merak sararız, gelgelelim hayatta pek azımızın gerçekten bir Ferrarisi olur.

    Oğlan çocukları arabalar, silahlar, motorsikletler, teknik olan herşey hakkında bilgi edinmeye bayılır. Biliyorum kesin ben de yapıyorumdur. Biz erkekler herşey hakkında herşeyi bilmek merakımızdan ve bunlar hakkından konuşma huyumuzdan hayatımız boyunca kurtulamayız.

    Bir araba delisinin Ferrari'nin akla gelebilecek bilimum performans özelliklerini bilmesi, onun iyi araba kullanabildiğini göstermez. Bunların pekçoğunun yaşadığı köyde, kasabada, semtte, mahallede bugüne kadar bir tanecik bile Ferrari görmemiştir, çok çok azının hayatında bir Ferrarisi olmuştur.

    Bugün dijital fotografçılık aynı durumdadır, sırf çarpık eğlence güdülerini tatmin edebilmek için bütün gün dijital fotograf makinası speklerini araştıran bir güruh var artık, onları umursamayın. Konuşmayı ve araştırmayı severler ama fotografçı değillerdir.

    "The Seven Levels of Photographers", Ken Rockwell tarafından kaleme alınmış,çevirisi bilgilerinize sunulmuştur

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 2:53 pm